Yabancı idari makam boşanma kararları Türkiye’de tanınır mı?

Yabancı idari makam boşanma kararları Türkiye’de tanınır mı?

Değişik hukuk sistemlerine tabi olan devletlerde aile hukuku uygulamaları da farklılar göstermekte. Örneğin bazı devletlerde boşanmaya mahkemeler yanında idari kurumlar da karar verebiliyor ve bu kararlar geçerlilik kazanıyor. İşte bu gibi hallerde yani yabancı idari makamlarca verilen boşanma kararları Türk hukuk sisteminde tanıma ve/veya tenfize konu olabilir mi? Olursa nasıl? Bu soruları köşe yazımızda ayrıntılı

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 27 Ağustos 2022 AVUKAT ŞERİF YILMAZ

Değişik hukuk sistemlerine tabi olan devletlerde aile hukuku uygulamaları da farklılar göstermekte. Örneğin bazı devletlerde boşanmaya mahkemeler yanında idari kurumlar da karar verebiliyor ve bu kararlar geçerlilik kazanıyor.

İşte bu gibi hallerde yani yabancı idari makamlarca verilen boşanma kararları Türk hukuk sisteminde tanıma ve/veya tenfize konu olabilir mi? Olursa nasıl? Bu soruları köşe yazımızda ayrıntılı olarak cevaplamaya çalışacağız.

Evet, bazı ülkelerde adlî makamlar (mahkemeler) yanında idari makamlar da boşanmaya karar verebiliyorlar. Danimarka (belediye), Fransa (noter tasdikli boşanma protokolleri), İtalya, Norveç, Japonya (belediye), Portekiz, Romanya ve Rusya Federasyonu ülkelerinde olduğu gibi.
Türkiye’de yabancı boşanma kararlarının tanıma ve tenfizi 5718 sayılı Milletlerarası Öze Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) hükümlerine göre mümkün.

İşte bu kanunun 50. ve 58. maddeleri “Yabancı mahkemeler…” ve “yabancı mahkeme ilâmı…” tabirlerini ifade etmektedir. Dolaysıyla bu maddelere göre Türkiye’de açılacak bir tanıma tenfiz davasının konusu yabancı mahkemenin verdiği kesinleşmiş bir karar olmalıdır. Yani kanuna göre mahkemeler dışında verilen yabancı idari kararlar (örn: boşanma) tanıma ve tenfize konu olamaz, bu kararlar Türkiye’de infaz edilemez. Keza Yargıtay uygulamaları da bu yöndeydi.

Ancak kanunun bu düzenlemesine ve Yargıtay uygulamasına rağmen 29.04.2017 tarihinde yayınlanan 690 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Nüfus Hizmetleri Kanununa (NHK) 27/A maddesi eklenerek yabancı ülke ADLÎ veya İDARÎ makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararlar TARAFLARIN veya vekillerinin BİRLİKTE bulunulan ülkedeki Konsolosluğa ve Türkiye’de bakanlıkça yetkilendirilen Nüfus Müdürlüklerine başvurması halinde nüfus kütüğüne tescil edileceği hükme bağlandı.
Bu düzenlemenin uygulama yönetmeliği olan „Yabancı Ülke Adli veya İdari makamlarınca Verilen Kararların Nüfus Kütüklerine Tescili Hakkında Yönetmelik” de 07.02. 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanmıştır.

Buna göre; yurtdışında idari makamda boşananlar boşanma kararının idari yoldan tanınması için BİRLİKTE başvurularını taraflardan birinin yerleşim yeri il müdürlüğüne; Türkiye’de yerleşim yeri yoksa Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Kahramanmaraş, Samsun, Siirt, Sivas, Trabzon, Şanlıurfa ve Van il müdürlüklerinden birine yapabiliyorlar. Türkiye’de bunlar dışında ilçe nüfus müdürlüklerine başvuru yapılamıyor.

Ayrıca T.C. İçişleri Bakanlığı en son 07.05.2020 tarihli yazısı ile yönetmelik gereğince usul ve esasları belirleyen “Yabancı Ülke Adlî ve İdarî Makamlarınca Verilen Kararların Teciline Yönelik Açıklama”yı 81 il valiliklerine ve Dışişleri Bakanlığına (Büyükelçilik ve konsolosluklar) göndermiştir.

Unutmamak gerekir ki, kararda velayet, nafaka, tazminat, mal rejimi, yargılama gideri v.s. varsa bunlar idari yolla tanımaya esas alınmaz, bunlar için ayrıca mahkemede tenfiz davası açılmalı.

Bu yönetmelik ve talimat hükümlerine göre Türkiye’deki nüfus ve vatandaşlık il müdürlükleri ve yurt dışında konsolosluklara tek taraflı başvuru yapıldığında yabancı ülke idari makamında boşanılan eşin de bu başvurudan itibaren 90 gün içerisinde başvurması gerekiyor. Boşanılan eş başvurmaz ise başvuru yapılmamış sayılarak ret ediliyor.

Burada önemli bir nokta da boşanan eşler ayrı ayrı başvurması halinde 90 gün içerisinde her ikisinin de aynı İl Nüfus Müdürlüğüne veya Konsolosluğa müracaat etmesi gerekir. Yani bir eş örneğin Kopenhag Büyükelçiliğinden müracaat etmiş ise diğer eş 90 gün içerisinde Türkiye’de Tekirdağ İl Nüfus Müdürlüğüne başvuru yapamaz.

Fakat ayrı ayrı başvuran ancak 90 günlük süre geçmiş olduğundan başvurusu reddedilen tarafların tekrar birlikte müracaat etmeleri halinde başvuruları kabul ediliyor.

Bu düzenlemeden ve uygulamadan sonra ise 26.03.2020 tarihinde Kanun değişikliği ile NFK’nun 27/A maddesine bir fıkra eklenerek yabancı ülke idari makamında boşanan taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde (bu uygulamada mavi kart sahibi kişiler yabancı sayılmıyor) Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurusu ile bu kararın da Türkiye’de idari yoldan davasız olarak tanınmasına imkân getirildi.

Kısacası bu düzenlemelere göre taraflardan en azından biri Türk vatandaşı veya çifte vatandaş olanlar;
-BİRLİKTE (veya vekili/vekilleri aracılığıyla) başvurursa,
-Tek taraflı başvuru yapılmasına rağmen diğer eş de bu başvurudan itibaren 90 gün içerisinde başvuru yaparsa,
-Başvuran taraf Türk vatandaşı veya çifte vatandaş olsa dahi yabancı ülke idari makamında boşanılan eş ölmüş veya yabancı uyruklu ise Türk vatandaşının tek taraflı başvurusuyla,
yabancı idari makamların boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararları idari yoldan tanınıyor.

Başvuru nasıl yapılacak?
Şartları uyan vatandaşlar nüfus kayıtlarına tescilini istedikleri ve durumlarına uygun;
-Yabancı ülke adli veya idari makam kararının usulüne uygun onaylanmış aslı ile noter veya konsolosluk tarafından onaylanmış veya ilgili ülke makamı tarafından Apostil şerhi tatbik edilerek onaylanmış Türkçe tercümesini,
-Bu kararda kesinleşme şerhi yoksa kararın verildiği ülke kanunlarına göre (Örneğin ABD kararları) kesinleştiğine dair onaylanmış belge veya yazının aslı ile noter veya konsolosluk tarafından onaylanmış veya ilgili ülke makamı tarafından apostil şerhi tatbik edilerek onaylanmış Türkçe tercümesini,
-Kimlik kartı veya pasaport fotokopileri, taraflardan biri yabancı ise kimlik veya pasaportun noter tasdikli Türkçe tercümelerini,
-Başvuru vekil ile yapılacaksa noter/konsolosluk tarafından fotoğraflı özel vekaletnamenin aslı veya onaylanmış aslına uygun örneğini,
-Başvurudan önce yabancı ülke adli veya idari makamlarınca kararla ilgili Türk mahkemelerince verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı varsa bunun aslı veya fotokopisini,
-Taraflardan biri ölmüş olması halinde, ölüm olayına ilişkin usulüne uygun şekilde onay ve tasdik işlemleri yapılmış belge aslı ile noter veya konsolosluk tarafından onaylanmış Türkçe tercümesini,
ibraz ederek yetkili Konsolosluk veya Nüfus İl Müdürlüğüne başvurularını yapacaklar.
Vatandaşlarımız başvurularını yaptıklarında yetkili Konsolosluk veya Nüfus İl Müdürlüğü ibraz edilen belgeleri inceleyecek ve iki sayfadan ibaret “Başvuru Formunu” dolduracaktır. Bu başvuru formunun başvuru yapan taraflarca veya varsa vekilleri tarafından bizzat yetkili memur önünde imzalanması gerekiyor.
Başvurudan sonra işlemler nasıl yürüyor?
Başvuruyu alan Konsolosluk veya Nüfus İl Müdürlüğü yetkilisi tüm belgeleri inceledikten sonra başvuruyu kendi sistemine kaydediyor.
Konsolosluk veya Nüfus İl Müdürlüğü bünyesinde yönetmelik hükümlerine göre kurulan komisyonlar şayet herhangi bir belge veya imza eksikliği yoksa gündem olması halinde en geç 15 gün içerisinde toplanarak, başvuruya esas yabancı idari makamın boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verdiği kararı;
1. Kararın yabancı bir adli veya idari makam tarafından verilmiş olma, (Karar idari bir fonksiyona sahip makam tarafından verilmediyse başvuru reddedilir)
2. Kararın usulüne uygun kesinleşmiş olma, (Yabancı ülke mevzuatına göre kararın kesinleşmiş olması şarttır)
3. Karar ve talepte tenfize konu hükümlerin olması, (Karardaki tenfize ilişkin örneğin velayet, nafaka, yargılama gideri, tazminat v.s. gibi hükümler tanınmaz)
4. Kararla ilgili Türkiye’de açılmış ve halen devam eden bir davanın olmaması, (Tanınması ve tescili talep edilen yabancı idari makam kararı ile ilgili Türk mahkemelerinde daha önce açılıp hükme bağlanan, reddedilen açılmakla birlikte halen devam eden bir dava varsa başvuru reddedilir)
5. Kararın Türk kamu düzenine aykırı olmaması noktalarından inceleyip karara bağlıyor.
Komisyon başvuruyu (ki başvurudan sonra tarafların ölümü halinde dahi) kabul ederse başvuruya konu bu yabancı idari makam kararı Konsolosluk veya İl Nüfus Müdürlüğünce 7 gün içerisinde aile kütüklerine tescil ediliyor.
Çok uyruklu yani çifte vatandaşlığa sahip vatandaşlarımızın yabancı ülke kimliği ile yaptığı yabancı ülke idari makam kararının tanınması ve tesciline ilişkin talepleri ancak nüfus kayıtlarında çifte vatandaşlıklarına ilişkin açıklamalı kayıt olması ve aynı kişi olduklarının tespit edilmesi halinde mümkün. Açıklamalı kayıt olmaması, aynı kişi oldukları tespit edilememesi ve çifte vatandaşlığın aile kütüklerine işlenmemiş olması halinde başvuruları reddediliyor.
Komisyon ret kararına karşı dava açılabilir mi?
NFK’nın 27/A maddesinin 3. fıkrası ”Bu maddede sayılan şartlar yerine getirilmediği gerekçesiyle tescil talebi reddedilen kararların Türkiye’de tanınması, 27/11/2007 tarihli ve 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun uyarınca yapılır” derken yönetmeliğin 11. maddesi de paralel bir düzenleme ile “Yabancı ülke yetkili adlî veya idarî makamlarınca verilen kararların tesciline ilişkin başvurunun komisyonca reddedilmesi halinde; 5718 sayılı Kanun uyarınca yetkili aile mahkemelerine kararın tanınması veya tenfizi için dava açılabilir.” diyor. Yani İl Nüfus Müdürlüğü veya Konsolosluk tanımayı reddetmişse yetkili aile mahkemesinde MÖHUK hükümlerine göre açılacak bir davaya bizi yönlendiriyor.
Ancak bu durumda yukarıda da izah ettiğimiz gibi 5718 sayılı MÖHUK’un 50. ve 58. maddeleri “Yabancı mahkemeler…” ve “yabancı mahkeme ilâmı…” tabirlerini ifade ettiğinden ve bu kanunda yabancı idari makam kararlarından bahsetmediğinden davamız ret mi edilecek?
Çünkü MÖHUK’taki düzenlemeye göre mahkemece tanıma ancak ve sadece dava yolu ile olabilmekte ve bu davalara sadece mahkeme kararları konu olabilmektedir. Burada iki kanun arasında bir çelişki oluşmaktadır.
Yargı uygulamaları zaman içerisinde belirecek olmasına rağmen bizim kanaatimize göre NFK’na göre davaların görülmesi gerekir. Zira yabancı idari makam kararının tanınmasını idari yoldan kabul edip, mahkemeye geldiğinde “Hayır bu mahkeme kararı değil, bu nedenle tanımıyorum” demek kanun koyucunun iradesine ve kanuni düzenlemenin amacına aykırı olacaktır. Çünkü yeni kanunun amacı yurt dışında boşanan vatandaşımızın işini kolaylaştırmak ve idari makamlarca verilen kararların da Türk hukuk sistemi içerisinde tanınabilmesini sağlamaktır. Bu nedenle ister beraber başvuru yapılsın ve reddedilsin ister anlaşma olmadan tıpkı mahkeme kararlarında olduğu gibi tek taraflı yabancı idari makam kararına karşı çekişmeli bir tanıma ve tenfiz davası açılsın bu kararlar mahkemelerce de adli yönden tanınmalıdır.

Mahkeme ve Yargıtay hangi yolu tercih edecek bunu ileri zamanda göreceğiz ama bizim kanaatimize göre ellerinde yabancı idari makam (Ör: Danimark’a belediyesinden) boşanma kararı olanlara ister anlaşmalı ister tek taraflı hemen davalarını açmalarını tavsiye ederiz.

Bu görüşümüzün aksini iddia eden bilimsel görüşler de var. Bunlara göre NFK’nun 27/A maddesinin 3. fıkrası yetkili aile mahkemesinde MÖHUK hükümlerine göre açılacak bir davaya yönlendirdiğine, MÖHUK gereğince de sadece mahkeme kararlarının tanınmasının mümkün olması karşısında yabancı idari makam boşanma kararları için bu yönlendirme geçerli değildir. Bu yönlendirme sadece yabancı mahkeme kararlarının tanınması ile ilgilidir.
İkinci görüş ve yol ise daha pratik.

Bizim de katıldığımız bazı akademik görüşlere göre yetkili Konsolosluk veya İl Nüfus Müdürlüğü komisyonlarınca kanuna ve hukuka aykırı bir ret kararı verildiği takdirde ret kararının tebliğinden itibaren 60 gün içerisinde yetkili İdare Mahkemesine bu kararın iptali için dava açılabilir. Zira komisyonun verdiği karar nihayetinde idari bir karardır ve yargı denetimine açıktır. Bu idari dava açıldığında davalı, boşanılan karşı taraftaki eş olmayacak aksine başvuruyu reddeden komisyonun bağlı olduğu Valilik Makamı veya T.C. İçişleri Bakanlığı olacaktır.

Bu durumda dava karşı eşe ihtiyaç duyulmadan yürütülebilir ve idare mahkemesinden iptal kararı alındığında bu kararla idare 30 gün içerisinde yabancı idari makam boşanma kararının tescilini yapacaktır.

Taraflardan biri veya her ikisi ölmüş ise mirasçılar başvuru yapabilir mi?
Tek taraflı irade beyanı ile gerçekleşmiş boşanmalar (örneğin İslam Hukuk sistemine göre erkeğin kadını tek taraflı boşaması –Talak-) hariç evliliği sona ermiş kişilerin tescil talebinden önce ölmüş olmaları durumunda yabancı idari makam boşanma kararının tescil başvurusu başvuruda hukuki yararı bulunanlar tarafından yapılabilir.

Bu durumda ölü bulunan tarafın kanuni yararı bulunan mirasçılarından biri ile sağ kalan diğer eşin veya her iki taraf da vefat etmiş ise tarafların her birinin hukuki yararı bulunan birer mirasçısının birlikte başvurması halinde de yabancı idari makam boşanma kararının tescili idari yolla yapılabilir.
Şayet bunlardan biri başvurmuş ise birlikte başvuru yapmaları zaruri değildir. Diğer taraf veya mirasçılardan biri diğer mirasçının başvurusundan itibaren 90 içerisinde başvuru yapabilir.

Ayrı ayrı başvuran ancak 90 günlük süre geçmiş olduğundan başvurusu reddedilen tarafların tekrar birlikte müracaat etmeleri halinde başvuruları kabul ediliyor.

Taraflardan birinin ölmüş veya yabancı olması durumunda sağ kalan Türk vatandaşının başvurusu 26.03.2020 tarihli Kanun değişikliği ile NFK’nun 27/A maddesine eklenen yabancı ülke idari makamında boşanan taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurusu ile bu karar aile nüfus kütüklerine tescil edilecek.

Aynı değişiklik 30.08.2020 tarihli yönetmelik değişikliğinde de tekrarlanmıştır. Yani hem kanun hem de yönetmelik hükümlerine göre yabancı ülke idari makamında boşanan taraflardan birinin ölmüş olması halinde başvuru ile birlikte ölüm olayına ilişkin usulüne uygun şekilde onay ve tasdik işlemleri yapılmış belge aslı ile noter veya dış temsilcilik tarafından onaylanmış Türkçe tercümesinin ibrazı, boşanılan eşin yabancı olması halinde ise her hangi bir şart ve belge ibrazı istenmeden Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurusu tescil için yeterli görülmüştür.

Üst hukuk normlarındaki bu düzenlemelere rağmen T.C. İçişleri Bakanlığının yönetmelik gereğince usul ve esasları belirleyen en son 07.05.2020 tarihli “Yabancı Ülke Adlî ve İdarî Makamlarınca Verilen Kararların Teciline Yönelik Açıklama” adlı talimatında yabancı ülke idari makamında boşanan taraflardan birinin ölmüş olması halinde sağ kalan eşin başvurusunun kabulünü “ölen tarafın hukuki yararı bulunan mirasçılarının tespit edilememesi” şartına bağlaması, boşanılan eşin yabancı olması halinde ise Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurusunu “Yabancı tarafın ikamet adresinin tespit edilememesi ve herhangi bir nedenle ulaşılamaması” ve “Yabancı uyruklu tarafın başvuruyu kabul etmemesi veya kasıtlı olarak kaçması” şartlarına bağlaması alt hukuk normlarının üst hukuk normlarına aykırı olmaması prensibine aykırı olmakla birlikte kanun değişikliği ile kanun koyucunun Türk vatandaşlarına getirilmek istediği kolaylık amacına da aykırıdır ve uygulamada daha çok zorluklara ve çekişmelere sebebiyet verecektir.

Bu şartların yerine getirilmediğinden başvurusu alınmayan veya başvurusu alınsa bile komisyonca talimattaki sebeplerin yerine getirilmemesi nedeniyle ret kararı verilmesi halinde vatandaşlarımıza tavsiyemiz idare hukukuna aykırı bu işlemin iptali için tebliğden itibaren 60 gün içerisinde yetkili idare mahkemesine dava açılmasıdır. Adli veya idari yolla yabancı idari makam kararı tanıtılamazsa ne yapılmalı?

Henüz uygulama yerleşmediğinden ileride Yargıtay, Danıştay ve mahkemelerin adli yol ile tanımanın mümkün olmamasına karar vermesi ve boşanma konusunda anlaşma mümkün değilse (tıpkı tanıma davasında olduğu gibi) vatandaşımızın Türkiye’de tek taraflı normal çekişmeli bir boşanma davası açması uygun olur.

Bu davada şahit delili ile birlikte eldeki usulüne uygun onaylanmış ve tercüme edilmiş (örneğin Kopenhag Belediyesi) boşanma kararı delil olarak kullanılabilir. Bu delil yazılı olduğundan davada etkisi büyük olacaktır.
Buradaki tek sorun (ki bu tanıma davası için de geçerli) şayet karşı boşanılan eş yurtdışında ikamet ediyorsa tebligatların uluslararası yapılma zorunluluğundan dolayı davanın bir yıldan fazla sürmesi olacaktır.

ÖNE ÇIKANLAR