Türkiye’de yaşınızı mahkeme ile düzeltmeniz Almanya’da sorun olabilir

Türkiye’de yaşınızı mahkeme ile düzeltmeniz Almanya’da sorun olabilir

Türkiye’de yanlış girilen nüfus kayıtları ancak mahkeme kararıyla düzeltilebiliyor. Lâkin Türk vatandaşıysanız ve Almanya’da yaşıyorsanız bazen bu düzeltmeler Alman makamlarınca kabul edilmemesi halinde size sorun olabiliyor. Normalde Almanya dışında alınan bir mahkeme kararı Alman iç mevzuatı, Avrupa Birliği veya uluslararası hukuka göre tanınıyor. Örneğin Türkiye’den aldığınız boşanma gibi aile hukukuna dair mahkeme kararı Aile ve

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 20 Haziran 2020 AVUKAT ŞERİF YILMAZ

Türkiye’de yanlış girilen nüfus kayıtları ancak mahkeme kararıyla düzeltilebiliyor. Lâkin Türk vatandaşıysanız ve Almanya’da yaşıyorsanız bazen bu düzeltmeler Alman makamlarınca kabul edilmemesi halinde size sorun olabiliyor.

Normalde Almanya dışında alınan bir mahkeme kararı Alman iç mevzuatı, Avrupa Birliği veya uluslararası hukuka göre tanınıyor. Örneğin Türkiye’den aldığınız boşanma gibi aile hukukuna dair mahkeme kararı Aile ve Çekişmesiz Yargılama Usulü Hakkındaki Kanunu’nun (FamFG) 108. maddesine göre ya da şahsi veya ticari bir alacakla ile ilgili bir karar ise Alman Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 328. maddesine göre tanınır ve Almanya’da geçerli olur.

Türk makamlarından alınıp Alman makamlarına ibraz edilecek belgeler için de aynı şey geçerlidir. Örneğin Türk nüfus müdürlüğünden alacağınız Milletlerarası Ahvali Şahsiye Komisyonu (C.I.E.C) sözleşmelerinden 16 nolu sözleşme gereğince çok dilli nüfus kayıt örneğini Alman makamına ibrazında olduğu gibi.

Fakat Alman resmî makamları ve yargısı her zaman bu adlî ve idarî kararları kendi mevzuatı açısından yorumlayıp kabul etmeyebiliyor. Bu kabul olmayınca Almanya’daki kayıtlarla Türk makamlarının verdiği kayıtlar arasında farklılıklar oluşuyor. Bu durumda da Almanya’da yaşamaya devam ediyorsanız eğitim hayatından tutun da oturum işlemlerinize kadar birçok konuda sıkıntılar yaşıyorsunuz.

Konunun daha iyi anlaşılması için Alman yargısına intikal etmiş bir Türk vatandaşı gurbetçimizin başına gelenleri örnek vereyim. Örneğimizdeki isim hayali fakat olay mahkeme dosyalarında da olduğu gibi gerçektir.

Türk vatandaşı Ekrem amcanın doğum tarihi 1959 yılında babası tarafından 01.01.1956 olarak nüfusa bildirilir ve kaydedilir. Bu doğum tarihine göre henüz 15 yaşında iken 1971 yılında babası tarafından Sarız Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılır ve yaşı küçültülerek doğum tarihi 01.01.1958 olarak düzeltilir.

Ekrem amca yaşı nüfusta mahkemece düzeltildiği yıl Almanya’ya taşınır. Almanya’ya girdiğinde doğum tarihi 1958’dir. Almanya’daki tüm yaşamını 1958 doğum tarihi ile geçirir. 2009 yılında Sarız İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden aldığı yazıya göre ise 01.01.1958 doğumlu olarak 1961/62 eğitim-öğretim yılında ilk okula başlar (bu durumda 3 yaşında okula başlamış oluyor) ve okulu bitirmeden 1968 yılında tasdikname alarak ayrılmış.

Ekrem amca 2015 yılında bu defa kendisi Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmış ve nüfustaki doğum tarihini büyüterek 01.01.1953 olarak düzelttiriyor. Aynı yıl mayıs ayında elindeki Kayseri mahkeme kararı, pasaportu ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün yazılarıyla Alman Adres Kayıt Dairesine (Meldeamt) Alman Federal Bildirim Kanunu’nun (BMG) 12. maddesi gereğince kayıtlardaki 01.01.1958 olan doğum tarihinin 01.01.1953 olarak değiştirilip düzeltilmesi için başvuru yapar.

Alman Adres Kayıt Dairesi, kayıtlar arasında çelişki olduğu, mahkeme kararının kendilerini bağlamadığı gerekçesiyle talebi reddeder. Ekrem amca bu durumda doğum tarihinin belirsiz olarak “0000” olarak kaydedilmesini istese de, bu ret kararına karşı valilik makamına itiraz etse de başvuruları reddedilir.

Ekrem amcanın elindeki nüfus cüzdanı ve Türk pasaportunda doğum tarihi 1953 olmasına rağmen Alman Yabancılar Dairesi (Ausländerbehörde), Adres Kayıt Dairesi (Meldeamt) ve Alman Emeklilik Sigorta Kurumunda (DRV) doğum tarihi 1958’dir. Bu durum kendisini büyük sıkıntıya sokmaktadır.

Nihayetinde süresi içerisinde elindeki belgelere ek olarak gençlik yılları ile düğününe ait fotoğraflarını delil göstererek Karlsruhe İdare Mahkemesine (VG) bu ret kararının iptali için dava açar.  Yargılama sonunda Karlsruhe İdare Mahkemesi Ekrem amcayı haklı bulur ve ret kararını kaldırır. (25. April 2018, Az: 1 K 5594/15)

Ancak dava burada bitmez. Davalı durumdaki Alman Adres Kayıt Dairesi karara itiraz eder ve dava Baden-Württemberg Bölge İdare Mahkemesi (VGH) Birinci Dairesinin önüne gelir. Baden-Württemberg Bölge İdare Mahkemesi 10.03.2020 tarihli 1 S 397/19 sayılı kesin kararıyla Karlsruhe İdare Mahkemesinin kararını bozarak kaldırır ve Ekrem amcayı haksız bulur.

Bölge İdare Mahkemesi bu kararında; Federal Bildirim Kanunu’nun 12. maddesinin Gerçek Kişilerin Verilerinin Korunması ile ilgili 27.04.2016 tarihli Avrupa Parlamentosu ve Konseyin (AB) 2016/679 sayılı Tüzüğünün 16. Maddesi gereğince yeniden düzenlendiğini, buna göre kişi hakkındaki yanlış kayıtların düzeltilmesi gerektiğini, ancak Ekrem amcanın doğum tarihinin yanlış girilmediğini, bu nedenle de düzeltme isteyemeyeceğini belirtmektedir.

Ayrıca Bölge İdare Mahkemesi Türkiye’de 2015 yılındaki doğum tarihinin düzeltilmesi davasının dayanaklarının (şahit beyanları, doktor raporu v.s.) inandırıcı olmadığını, Türk mahkemesi kararının mutlaka tanınacağına dair iç hukukta veya uluslararası sözleşmede hüküm bulunmadığını, Alman kamu düzenine aykırı kararların tanınamayacağına, 1971 yılındaki yaş düzeltmenin daha inandırıcı ve fiili gerçeklere uygun olduğunu gerekçelendiriyor.

AB hukuk müktesebatı, uluslararası sözleşmeler ve iç hukukun birçok ilkesi ile ayrıntılı gerekçelendirilen kararla Ekrem amcanın 1953 olarak düzeltilen doğum tarihinin Adres Kayıt Dairesi ya da diğer adli veya idari makamlarca incelenmeksizin doğrudan kabul edilmek zorunluluğunun bulunmadığı, doğum tarihinin AB Veri Koruma Tüzüğüne göre gizlenerek “0000” olarak kaydının da mümkün olmadığı açıkça ifade edilmiştir.

Kısacası bu karara göre Alman idarî veya adlî makamlarının mutlaka Türk mahkeme kararlarını veya uluslararası sözleşmelere uygun olsa bile idarî belgelerini incelemeksizin kabul etme ve ona göre işlem zorunluluğu bulunmuyor. Lâkin bu Ekrem amcanın olayındaki gibi her karar veya belgenin kabul edilmeyeceği anlamına da gelmiyor.

Bu nedenle özellikle ikinci defa Türk mahkemesinde nüfus kaydını düzeltecek ve Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının dikkatli olması gerekir.

Köşe yazımız amacı Almanya’daki gurbetçilerimizi genel olarak bilgilendirmek ve uyarmaktır. Bağlayıcılığı yoktur. Konu ile ilgi sorusu olanlar veya sorun yaşayanlar Türk hukuku avukatı olarak bize değil, Alman hukukunda avukat meslektaşlarımıza müracaat etmeliler.