SGK gurbetçinin Türkiye’deki tüm sağlık giderlerini kabul etmemede hukuken haklı. Ama..

SGK gurbetçinin Türkiye’deki tüm sağlık giderlerini kabul etmemede hukuken haklı. Ama..

Avrupa’da sosyal güvenlik sözleşmesinde sağlık giderlerinin karşılıklı karşılanmasına ilişkin hükümler olan ülkelerde yaşayan gurbetçimizin Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından acil durumlar hariç muayene, tedavi ve ilaç gibi tüm giderlerinin 2 Eylül 2019 tarihinden itibaren karşılanmayacağı, gurbetçi tarafından bu giderlerin kendi ceplerinden karşılamak zorunda oldukları haberleri yurtdışında yaşayan milyonlarca insanımızı ilgilendirdiğinden haklı olarak büyük bir

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 19 Eylül 2019 AVUKAT ŞERİF YILMAZ

Avrupa’da sosyal güvenlik sözleşmesinde sağlık giderlerinin karşılıklı karşılanmasına ilişkin hükümler olan ülkelerde yaşayan gurbetçimizin Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından acil durumlar hariç muayene, tedavi ve ilaç gibi tüm giderlerinin 2 Eylül 2019 tarihinden itibaren karşılanmayacağı, gurbetçi tarafından bu giderlerin kendi ceplerinden karşılamak zorunda oldukları haberleri yurtdışında yaşayan milyonlarca insanımızı ilgilendirdiğinden haklı olarak büyük bir yankı ve tepki uyandırdı.

Zira gurbetçiye Haziran 2019’dan beri Türkiye’den hep olumsuz haberler geliyor. Dövizli askerlik bedelinin bir anda 1.000-2.000 Euro’dan 5133 Euro’ya çıkarılması, yurtdışından götürülen telefonlardan alınan harcın önce 170 TL’den 500 TL’ye hemen arkasından 1.500 TL’ye çıkarılması, yurtdışına çıkış harçlarının 15 TL’den 50 TL’ye çıkarılması, yurtdışı borçlanma ve emeklilikte SSK kapsamında emekliliğin kaldırılıp, günlük asgari borçlanma bedelinin bir günde 27,29 TL’den 38,38 TL’ye çıkarılması ve nihayetinde sağlık giderlerinin acil haller dışında karşılanmaması..

Konu sağlık olunca, SGK tarafından hiçbir ön bilgilendirme ve duyuru yapılmadan uygulamaya geçildiği haberinin doğruluğunu Kurum’dan teyit ettik ve nedenini sorup araştırdık.

SGK’nın bu uygulamaya gerekçesi; Fransa hariç diğer sağlık giderleri ile ilgili Türkiye ile sözleşmesi olan ülkelerin sözleşmelerinde Türkiye’ye geçici seyahatlerde sadece acil durumdaki sağlık giderlerinin karşılanacağının hüküm altına alındığı şeklinde.

“Bu sözleşmelerin çoğu 50-60 yıllık sözleşmeler. Peki bugüne kadar bu hükümler uygulamadınız. Bugün neden uyguluyorsunuz?” sorusuna verilen cevap ise “Teknik altyapı sorunlarından dolayı bu hükümleri bugüne kadar uygulayamadık”. Gerekçe bu kadar..

Sözleşmelere göre SGK hukuken haklı

Anayasamıza göre usulüne uygun olarak TBMM tarafından onaylanan uluslararası sözleşmeler iç hukukumuz açısından kanun hükmündedir ve tüm yürütme, yargı ve yasama organlarını bağlar.

Sosyal güvenlik alanında 1960 yılından beri 28 ülke ile sosyal güvenlik sözleşmeleri imzalamış ve yürürlüğe koymuşuz. Bunların dışındaki bazı ülkelerle ise görüşmeler ve sözleşme hazırlıkları devam ediyor.

Bu 28 ülke içerisinde karşılıklı olarak sigortalıların sağlık giderlerinin karşılanması için sözleşmesinde hüküm konulan ülkeler olduğu gibi konu ile ilgili ayrıca ikili yapılan sözleşmeler de var.

Bu sözleşmeleri incelediğimizde Fransa dışında kalan örneğin Almanya, Avusturya, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerin sözleşmelerinde karşılıklı olarak geçici yani turistik seyahatlerde sadece kaza ve “Acil” hallerdeki sağlık giderlerinin karşılanacağı belirtiliyor.

Bu konuda özellikle gurbetçimizin yoğun olarak yaşadığı Almanya’ya sözleşmesini ve uygulamayı hukuken açıkladığımız “Almanya’dan Türkiye’ye Geçici (Tatil) Seyahatlerde Sağlık Sigortası” başlıklı makalemizde de geçici seyahatlerde alınan AT 11 belgesi ile (Auslandskrankenschein, Urlaubskrankenschein) sadece “derhal yardım yapılması gerekli” yani “acil” durumlarda sağlık giderlerinin karşılanacağını belirtmiş, örnekler vermiştik. (*)

Gerçekten 10.04.1965 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesi’nin (Deutsch‐türkisches Abkommen über die soziale Sicherheit- DT-SVA-) “Hastalık ve Analık Sigortaları” (Versicherungen für den Fall der Krankheit und der Mutterschaft) başlıklı ikinci bölümünün 12/1-b maddesi;

„Sigorta vak’ası, geçici olarak diğer akit taraf ülkesinde ikamet ettiği sırada vukubulan ve durumu itibariyle kendisine derhal yardım yapılması gereken,..“ hallerde sağlık yardımından sigortalıların faydalanabileceği hüküm altına alınmış.

Zaten Türkiye’ye izne, tatile giderken AOK gibi yasal sağlık kurumlarından alınan AT 11 formüllerinin sağ üst köşesinde de „Sözleşme 12 madde 1 fıkra b ve c“ diye yazılarak bu durum açıkça belirtilmekte.

Sözleşmeye göre AT 11 formülleri için „Aciliyet“ şartı aranırken devamlı ikamete ilişkin AT 20, AT 21 gibi formüllerde bu „Aciliyet“ şartı aranmıyor, her türlü muayene ve tedavi giderleri karşılanıyor.

20.01.1972 tarihli ve 01.08.1973 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye-Fransa Sosyal Güvenlik Sözleşmesinde ise böyle bir „Aciliyet“ şartı olmadığından Fransa’dan Türkiye’ye izine, tatile geçici olarak giden gurbetçimizin her türlü muayene ve tedavileri ücret ödenmeden yapılabilmektedir.

Görüldüğü gibi sigortalılar hakkında kanunlara aykırı birçok işlem ve uygulama yapıp TBMM Dilekçe Komisyonuna ve BİMER’e (şimdi CİMER) en çok şikayet edilen, hakkında en çok dava açılan SGK uluslararası sözleşmelere göre bu defa hukuken haklı.

Hukuken haklı ama..

SGK, sözleşmelere göre hukuken haklı ama konunun sağlık olması, yurtdışındaki milyonlarca insanımızı ilgilendirmesi sebebiyle kendilerine şu soruları da sormadan edemiyoruz;

– 50-60 yıldır yürürlükte olan ancak teknik altyapı olmadığından uygulanmadığı söylenen bu hükümler için şimdi yani bugün hangi teknik altyapı oluşturulmuş?

– Bu belgeleri veren ülkelerdeki AOK gibi sağlık kuruluşları gurbetçinin Türkiye’deki tüm sağlık giderlerini sorunsuz ödediğine göre SGK’ya dolayısıyla Türk devletine bir kuruş bile maliyeti olmayan, gurbetçi lehine bu uygulamadan vazgeçip 50-60 yıl sonra gurbetçiyi mağdur etmedeki amaç ne olabilir?

– Başta Suriyeli kardeşlerimiz olmak üzere Türkiye’ye sığınan milyonlarca mültecinin milyon dolarlarca sağlık giderlerini karşılıksız üstlenen ülkemizi destekleyip takdir ederken, memeleketine hasretle giden, döviz girdisi sağlayan gurbetçimizi kendi öz vatanında turist kabul edip sağlık giderlerini cebinden ödemesini istemek ne kadar adil ve insaflı?

– 50-60 yıl sonra bu sözleşme hükümlerini uygulamak akla geliyor da, gurbetçiyi hukuken sıkıntıya sokan bu hükümlerin değiştirilmesi ve Fransa sözleşmesi gibi „Aciliyet“ aranmayan sözleşmeler yapılması yolunda sözleşmeli ülkelerle neden görüşmek, bu engeli kaldırmak akla gelmiyor?

Daha onlarca deli sorular… Belki gerçeğe uygun cevaplar verilir.. Siz ne dersiniz?

(*)http://av-yilmaz.de/almanyadan-tuerkiyeye-gecici-tatil-seyahatlerde-saglik-sigortasi