SGK erken yaşta emeklilik için gurbetçinin askerlik sürelerini saymıyor

SGK erken yaşta emeklilik için gurbetçinin askerlik sürelerini saymıyor

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) mevzuata uygun daha önceki uygulamasının aksine gurbetçinin yurtdışındaki ilk sigorta girişinden önce yapılan ve borçlanılıp bedeli yatırılan askerlik sürelerini sayarak erken yaşta emekliliğine hukuka aykırı ve keyfi olarak engel oluyor. Konunun daha iyi anlaşılması için iki örnek verelim. İlk örneğimiz Almanyalı gurbetçimiz Tahir bey, 01.03.1969 doğumlu ve Türkiye’deki 10 günlük çalışmasına

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 04 Haziran 2022 AVUKAT ŞERİF YILMAZ

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) mevzuata uygun daha önceki uygulamasının aksine gurbetçinin yurtdışındaki ilk sigorta girişinden önce yapılan ve borçlanılıp bedeli yatırılan askerlik sürelerini sayarak erken yaşta emekliliğine hukuka aykırı ve keyfi olarak engel oluyor.

Konunun daha iyi anlaşılması için iki örnek verelim. İlk örneğimiz Almanyalı gurbetçimiz Tahir bey, 01.03.1969 doğumlu ve Türkiye’deki 10 günlük çalışmasına ilişkin ilk SSK sigorta girişi 04.08.2015, Almanya ilk sigorta giriş tarihi ise 17.04.1991. Kendisi Almanya’ya gelmeden önce 28.02.1989-28.08.1990 (18 ay, 540 gün) tarihleri arasında askerlik hizmetini yapmış.

Tahir beyin Almanya ilk sigorta girişine göre SSK kapsamında emeklilik şartları 5525 gün, 25 yıl, 52 yaş. Askerlik sürelerini borçlandığında ise sigorta girişi askerlik borçlanması miktarı yani 540 gün geri götürüldüğünde ilk sigorta girişi 17.10.1989 olacağından emeklilik şartları 5450 gün, 25 yıl sigortalılık süresi ile 51 yaş olacaktır.

Kendisi 01.08.2019 tarihinden önce 4900 gününü yurtdışı borçlanması, 540 gününü askerlik borçlanması ve 10 gün de Türkiye çalışması ile toplam 5450 güne tamamlıyor.

Ancak kendisi Şubat 2022’de ilgili SGK’ya emekli aylığı bağlanması için başvurduğunda kendisine Almanya’daki ilk sigorta girişinin esas alındığı, bu Almanya ilk sigorta girişinden önceki askerlik sürelerinin kendilerine gelen talimat nedeniyle artık ilk sigorta girişi sayılmadığı bu nedenle 5525 gün prim günü doldurmadığından ret cevabı geliyor.

İkinci örneğimiz İtalyalı gurbetçimiz Hamdi bey, 01.03.1959 doğumlu, Türkiye’deki 5 günlük çalışmasına ilişkin ilk SSK sigorta girişi 01.08.2017, İtalya ilk sigorta giriş tarihi ise 05.09.2000. Kendisi İtalya’ya gelmeden önce 05.03.1979-.05.11.1980 (20 ay, 600 gün) tarihleri arasında askerlik hizmetini yapmış. 05.09.2009 tarihinde de Türk vatandaşlığından izinle çıkıp mavi kart hakkı sahibi olmuştur.

Hamdi beyin İtalya ilk sigorta girişine göre SSK kapsamında emeklilik şartları 4500 gün, 25 yıl sigortalılık süresi ile 60 yaştır.

Askerliğini borçlandığında ise sigorta girişi askerlik borçlanması gün sayısı yani 600 gün geri götürüldüğünde ilk sigorta girişi 05.01.1999 olacağından SSK kapsamında emeklilik şartları 3600 gün, 15 yıl sigortalılık süresi ile 60 yaş olmaktadır.

Kendisi 01.08.2019 tarihinden önce 3240 gününü yurtdışı borçlanması, 600 gününü askerlik borçlanması ve 5 gün de Türkiye çalışması ile toplam 3605 güne tamamlıyor.

Ancak kendisi Mart 2022’de ilgili SGK’ya emekli aylığı bağlanması için başvurduğunda kendisine İtalya’daki ilk sigorta girişinin esas alındığı, bu İtalya ilk sigorta girişinden önceki askerlik sürelerinin kendilerine gelen talimat nedeniyle artık ilk sigorta girişi sayılmadığı bu nedenle hem 4500 gün prim günü hem de 25 yıl bekleme süresi dolmadığından ret cevabı geliyor.

Hamdi beyin 2022 Mart itibariyle 60 yaş sorunu yok. Çünkü Mart 2022 itibariyle 63 yaşını ikmal etmiş. Ancak mavi kartlı olduğundan 4500 günü tamamlamak için 895 gün daha borçlanabileceği bir yurtdışı süresi bulunmuyor. Yani Türk vatandaşlığını 05.09.2009 tarihinde kaybettiğinden İtalya’da bu tarihten sonra yaptığı çalışmaları borçlanma hakkı bulunmuyor.

Ayrıca Mart 2022 itibariyle 63 yaşında olmasına rağmen 25 yıl sigortalılık yani bekleme süresini İtalya ilk sigorta girişine göre 05.09.2025 tarihinde dolduracak. Yani 3 yıl da beklemesi gerekiyor.

Bu durumda Hamdi bey emeklilik şartlarını yurtdışında iken hiç dolduramayacağından ya Türkiye’de çalışarak ya da Türkiye’de ikamet etmek kaydıyla Bağ-Kur kapsamında da olsa isteğe bağlı sigortalı olup 895 gününü ve 25 yılını tamamlayabilecektir. Veya tamamen borçlanmalardan vazgeçip primlerini faizsiz ve TL olarak geri alıp bu emeklilik hakkını öldürecek.

Peki SGK’nın bu uygulaması hukuken doğru mu?

Oysa yıllardır yurtdışı sigorta girişi de olsa bu girişten önceki sürelere ait askerlik sürelerinin borçlanılması halinde ilk sigorta girişi geriye çekilerek daha erken yaşta emekli aylığı bağlıyordu.

Zira, 3201 sayılı Kanunun “Süre tespiti, sigortalılığın başlangıcı ve sürelerin değerlendirilmesi” başlıklı ve 10.09.2014 tarihli 6552 sayılı Kanunun 29 uncu maddesiyle 5 inci maddesinin 5 inci fıkrasına eklenen cümle “…Ancak, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir” demektir.

02.11.1984 tarihinde imzalanan ve 05.12.1984 tarihli 3241 sayılı Kanunla onaylanıp 01.04.1987 tarihinde yürürlüğe giren ve Anayasa’nın 90 ıncı maddesi uyarınca yöntemine göre yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşme olan 30.04.1964 tarihli Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Ek Sözleşmenin 29/4 maddesi hükmü uyarınca Almanya’da ilk defa çalışmaya başlanılan tarih Türkiye’de de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmektedir.

Aynı şekilde 08.05.2012 tarihli ve 01.08.2015 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye-İtalya Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 19/3 maddesi gereğince İtalya ilk sigorta girişi de Türkiye için ilk sigorta girişidir.

Hakeza SGK’nın 2018/38 sayılı genelgesinde de bu sözleşme hükümlerine göre ilk sigorta girişi kabul edilmektedir.

Fakat yukarıda örneklerini verdiğimiz Tahir ve Hamdi beyler için 3201 sayılı Kanuna göre Almanya ve İtalya’daki ilk sigorta giriş tarihinin esas alınması yeterli değildir. Zira kendilerinin aynı zamanda bu tarihlerden öncesine ait yıllara mal edilen borçlanıp bedelini yatırdıkları askerlik süreleri de bulunuyor.

Halbuki 5510 sayılı Kanunun 41/3 maddesi “Bu Kanuna göre tespit edilen sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandırılma halinde, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sigortalılık borçlanması ile aylık bağlanmasına hak kazanılması durumunda, ilgililere borcun ödendiği tarihi takip eden ay başından itibaren aylık bağlanır” demektedir.

Maddedeki “Bu Kanuna göre tespit edilen…” tabirine aynı Kanunun Geçici 7 inci maddesi ortak geçiş hükümlerini düzenlerken 3201 sayılı Kanuna göre yapılan yurtdışı borçlanmalarını da bu Kanun dolayısıyla 506 sayılı Kanuna dahil etmiştir.

Yine SGK, Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 06.11.2018 tarihli 2018/38 sayılı Genelgesinin “1.1.6. Borçlanmalar” başlıklı maddesi de “Kanunda hizmet borçlanması 41 inci ve geçici 7 nci maddelerde, borçlanmanın usul ve esasları ise Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 66 ncı maddesinde açıklanmıştır. 41 inci maddeye göre yapılacak borçlanmalarda, borçlandırılan sürenin Kanuna göre tespit edilen sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreye ait olması halinde sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye gidilmek suretiyle tespit edilecektir” hükmünü açıkça getirmiştir.

Tahminimize göre SGK, bu hükümlere rağmen 01.08.2019 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 7186 sayılı Kanunla 3201 sayılı Kanunun 5 inci maddesine eklenen “Türkiye’deki sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki sürelerin borçlandırılması hâlinde bu süreler 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde yer alan hükümler esas alınarak Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihinden, Türkiye’de sigortalılık yok ise borçlanma tutarının tamamen ödendiği tarihten geriye götürülen sürelere ait ilgili aylara mal edilir” hükmü gereğince kanunu yanlış yorumlayıp uygulamasından dolayı hukuksuz bir şekilde bu vatandaşlarımızın emekli aylıklarını bağlamıyor.

Zira; birincisi bu eklenen hüküm 01.08.2019 tarihinden sonrası askerlik değil yurtdışı borçlanması yapanlar için geçerlidir. Ki, örneklerdeki hem Tahir bey hem de Hamdi bey bu tarihten önce SSK kapsamında borçlanmalarını yapmışlardır. Yani burada SGK bu hükme dayanamaz.

İkincisi bu eklenen hüküm nazara alınırsa ülkelerin arasında yapılan ve ilk sigorta girişlerinin Türkiye’de sayılması ile ilgili maddelerin uygulanmasını anlamsız hale getirir. Özel bir kanunla uluslararası bir sözleşme ile verilen bir hakkın geri alınmasıdır ki, bu Anayasamızın hem 2 inci hem de 90 ıncı maddelerine aykırıdır.

Hakeza Yargıtay da bu konuda daha önceki yıllarda yapılan haksız uygulamaları iptal etmiştir.

Örneğin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015, 2017 tarihlerinde verdiği onlarca kararında belirtiği gibi en son  7 Temmuz 2021 tarihinde verdiği kararında da; ülkeler arasında yapılan sosyal güvenlik sözleşmelerinin Anayasamızın 90 ıncı maddesi gereğince usulüne uygun onaylanıp yürürlüğe konması halinde iç hukukumuz açısından kanun gücünde olduğu, uluslararası temel hak ve özgürlüklere ilişkin sözleşme hükümlerinin iç hukuk hükümleri ile çatışması hâlinde sosyal güvenlik hakkının AİHM tarafından temel hak ve özgürlüklerden sayıldığı da göz önüne alınarak çatışan kanuna değil sözleşmeye öncelik verilmesi gerektiğini, uygulanmasına öncelik verilmesi gereken örneğin Almanya-Türkiye sosyal güvenlik sözleşmesine göre  de Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin Türkiye’deki sigortalılığın başlangıcı olarak kabul edilebilmesi için borçlanmanın varlığına dair sözleşmede bir hüküm bulunmadığından borçlanma işleminin yapılmasına gerek olmadığına karar vermiştir.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi de yurtdışında ilk sigorta girişinin Türkiye’de ilk sigorta girişi olarak kabul edileceğine dair hüküm bulunan ülkelerle yapılan sosyal güvenlik sözleşmeleri gereğince o ülkedeki ilk sigorta girişinden önceki sürelere ait askerlik borçlanma sürelerinin ilk sigorta girişini geri çekeceğine hükmetmiştir.

Bütün bu hukuki düzenlemeler ve yüksek yargı içtihatlarına rağmen SGK’nın bu şekilde uygulama yapması keyfilikten ileri gitmemektedir. Vatandaşlarımız mutlaka bu haklarını aramalılar.