Nikahı müftü kıysa ne olur tapu müdürü kıysa ne olur?

Nikahı müftü kıysa ne olur tapu müdürü kıysa ne olur?

Hükümet 25.7.2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine 37 maddelik “Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” verdi ve getirilen düzenlemeler ya hiç incelenmeden ya da sırf hükümete muhalefet olsun diye ortasında sadece bir cümle çekilerek kıyamet koparıldı. Neydi o düzenleme? 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 22 inci maddesinde evlenme akti (nikah)

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 04 Ağustos 2017

Hükümet 25.7.2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine 37 maddelik “Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” verdi ve getirilen düzenlemeler ya hiç incelenmeden ya da sırf hükümete muhalefet olsun diye ortasında sadece bir cümle çekilerek kıyamet koparıldı.

Neydi o düzenleme? 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 22 inci maddesinde evlenme akti (nikah) yapmaya yetki verilen memurlar arasına “İl ve ilçe müftülerine” ibaresinin eklenmesi.

Bununla belediye başkanlıklarına, il ve ilçe nüfus müdürlüklerine, köylerde muhtarlara, yurtdışında iki eşinde Türk vatandaşı olması şartıyla konsolosluklara verilen nikah kıyma yetkisi il ve ilçe müftülüklerine de veriliyor. Bu kadar.. Başka hiçbir şey değişmiyor.

Bu düzenlemeye karşı yapılan en şiddetli itiraz ve koparılan kıyamet, düzenlemenin Anayasadaki laiklik ilkesine aykırı olduğu ve çocuk yaşta evlenmelerin (çocuk gelinler) arttıracağı gerekçelerine dayandırılıyor. Açıkçası bu itirazlar boş havanda su döğmeye benziyor.

Laiklik genel anlamda din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması olarak tarif edilir. Diyanet yani din işlerinin devlet denetimine alınıp doğrudan din işlerine devletin müdahalesi anlamına gelen bir kurumun varlığı laiklik ilkesi içerisinde tartışılabilir, tartışılıyor da.

Bu ayrı bir konu. Ancak bunun dışında kanunla kurulmuş ve devlet bakanlığına bağlı bir kuruluşun mevzuat dairesi içerisinde idari bir işlem yapması herhalde laiklikle bir alakası olamaz.

Zira düzenleme sadece nikah kıyma yetkisi verilen resmi devletin kurumlarına bir yenisini ekliyor. Buradaki resmi kurum Sağlık İl Müdürülükleri veya Tapu müdürlükleri de olabilirdi.

Siz medeni kanundaki evlenme yaşını, aktin hangi şartlarda yapılacağını değiştirmedikten sonra nikahı kıyanın kim olduğunun önemi olmayacaktır. Asıl laiklik ilkesi ve çocuk yaşta evlilikler medeni kanunda sağlanır. Nikahı kimin kıyacağı ile ilgili değildir bu.

Diğer yandan şimdi düzenlemenin kanunlaşması ve müftülüklerin nikah akti yapması halinde dört eşe birden nikah kıyacağını, bak “senin kanunen talak-ı selese ile karını boşanma yetkin var” diyeceğini kimse iddia edemez.

Aynı diğer nikah kıymaya yetkili organlar gibi onlar da medeni kanun, nüfus hizmetleri kanunu ve evlendirme yönetmeliği hükümlerine uygun işlem yapacaklardır. Hem de diğerleri gibi Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğünün takip ve denetiminde.

Zaten hali hazırdaki uygulamada da öncelikle tarafları kanuni güvenceye kavuşturan resmi makam önündeki nikahın kıyılması mecburidir. Bundan önce taraflara  kanunen herhangi bir güvence sağlamayan dini nikahın kıyılması (bu kilisede de olabilir) zaten suçtur.

Belki de bu zorluk müftü veya yetkilendirdiği memurla aynı anda nikahların yapılması, ihtiyacı olan vatandaşı rahatlatacaktır.

Bu düzenlemeyi yapmak isteyen hükümet yetkilileri ile bu düzenlemeye karşı çıkanlara tavsiyemiz şudur;

TÜİK istatistiklerine göre 2016 yılında evlenen sayısı bir önceki yıla göre düşerek 602 bin 982 kişiden 594 bin 493 kişi olmuş, ortalama evlenme yaşı erkekler için 27,1, kadınlar için ise 24  olmuş, boşanan eşler ise %39,1’i evliliğin ilk beş yılı içinde olmak üzere 126 bin 164 kişidir.

Yani gençler ekonomik ve sosyal şartlardan dolayı erken yaşta veya hiç evlenemiyor, evlenenlerin de 2/5’si ilk 5 yılda olmak üzere toplam 1/6’sı yine aynı sebeplerle boşanıyor. Arada Suriyeli mültecilerin meydana getirdiği sosyal ve ekonomik şartlar da eklenince durum daha da vahim hale gelmektedir. Örneğin ikinci veya üçüncü Suriyeli eş almak gibi.

Asıl bu konulara odaklanarak araştırma, tespit, eleştiri ve kanuni düzenlemler yapmak gerekiyor. Yoksa zaten düğün, barınma, iş ve geçim sıkıntısıyla zor gerçekleşen nikahı kıyacak kişinin kim olduğunun çok da önemi yok. Müftü kıysa ne olur, tapu müdürü kıysa ne olur?..