Mirastan mal kaçırmada tenkis ve muvazaa davaları arasındaki farklar

Mirastan mal kaçırmada tenkis ve muvazaa davaları arasındaki farklar

Türk toplumunda kızgınlık, nefret, küsme, birini veya birkaçını mağdur görme, diğerlerine göre sevgi ve muhabbet bağının daha fazla olması gibi sebeplerle vatandaşlarımız hayatta iken malını mirasçılarından kaçırarak bir diğer mirasçı/mirasçıları veya üçüncü kişilerin üzerine devrediyor. Bunu bazen bir vasiyetname veya bir miras sözleşmesi ile yapıyor. Bunun neticesi de kendi ölümünden sonra geriye bıraktığı mirasçıları arasında

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 05 Mart 2022 AVUKAT ŞERİF YILMAZ

Türk toplumunda kızgınlık, nefret, küsme, birini veya birkaçını mağdur görme, diğerlerine göre sevgi ve muhabbet bağının daha fazla olması gibi sebeplerle vatandaşlarımız hayatta iken malını mirasçılarından kaçırarak bir diğer mirasçı/mirasçıları veya üçüncü kişilerin üzerine devrediyor. Bunu bazen bir vasiyetname veya bir miras sözleşmesi ile yapıyor.

Bunun neticesi de kendi ölümünden sonra geriye bıraktığı mirasçıları arasında muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davası, tenkis davası veya mirasta denkleştirme davaları gibi davalara sebebiyet veriyorlar.

Bu köşe yazımızda uygulamada en çok görülen muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davası ile tenkis davası arasındaki farklar ve sonuçlarını izah etmeye çalışacağız.

Her iki dava çeşidi temelde mirastan mal kaçırma davası şeklinde tarif edilebilirse de aralarında büyük farklar vardır. Bunları çok teknik ayrıntıya boğmadan genel olarak madde madde şu şekilde sıralayabiliriz;

  1. Davaların konusu farklıdır

Muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davasında, miras bırakan sağlığında bir

taşınmaz malını mirasçılarından kaçırmak amacıyla gerçekte hiçbir bedel almadan devrettiği kişiye bağış yaparken aldatmalı olarak tapu memuru önünde ve görünürde bir satış bedeli karşılığı satış yapmış gibi gösterdiği taşınmaz bir mal söz konusudur. Yani gerçekte bir bağış varken görünürdeki işlem satıştır. Oysa görünüşteki bu satış işlemi mirastan mal kaçırma amacıyla yapılan aldatmaca bir işlemdir ve hukuken bu geçersizdir. Arka planda miras bırakan ile taşınmazı devralan arasındaki gizli bağış işlemi ise bir noter veya tapu memuru önünde yapılmadığından yani şekil noksanlığından dolayı geçersizdir. İşte biz buna Türk hukukunda muvazaalı işlem, Almanca “Scheingeschäft”, Fransızca ve İngilizce “Similation” diyoruz.

Tenkis davasında ise, davaya konu işlem hukuken geçerli bir işlemdir. Örneğin tapuda devir gerçekten bağış olarak yapılmıştır. Ancak bu bağış işlemi nedeniyle geriye mirasçı olarak kalan ve kanunda sayılan alt soy (çocuklar), sağ kalan eş ve anne-babanın saklı payını (Pflichteilsergänzungsanspruch) ya zedeleyerek azaltmış veya tamamen yok etmiştir. Bu saklı payın ihlali illâ satış, bağış gibi sağlararası bir işlemle değil aynı zamanda bir vasiyetname, miras sözleşmesi gibi ölüme bağlı bir tasarrufla da olabiliyor.

  1. Dava açma hakkı olan mirasçılar farklıdır

Muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davasını saklı paylı olsun veya olmasın miras

hakkı ihlal edilen yasal ve atanmış tüm mirasçılar açabilir.

Tenkis davasını ise her mirasçı açamaz. Yasal mirasçılar içerisinde VIP mirasçılar dediğimiz sadece saklı pay hakkına sahip ve saklı payı zedelenmiş alt soyu (çocukları), sağ kalan eş ve anne-babasının bu davayı açma hakkı vardır. Örneğin atanmış bir mirasçı veya yasal mirasçı olmasına rağmen saklı pay hakkı olmayan kardeşler bu davayı açamaz.

  1. Her iki davanın hukuki dayanakları farklıdır

Muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davalarının hukuki dayanağı Borçlar

Kanunu’nun 18 inci maddesi ile 01.04.1974 günlü ve 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı iken tenkis davalarının hukuki dayanağı Türk Medeni Kanunu’nun 560 ve devamı maddeleridir.

  1. Her iki davada verilen kararın neticesi farklıdır

Muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davaları neticesinde dava açan mirasçı davayı

kazandığında dava konu taşınmaz mal/malların tapuda hile ile üzerine tescil edilen kişinin tapusu iptal edilir ve taşınmazın tamamı aynî olarak hakkı olan mirasçıların payları oranında iştirak halinde mülkiyet esasına göre adlarına tesciline karar verilerek taşınmazın tamamının miras mallarına yani terekeye döndürülmesi sağlanır.

Tenkis davası kabul edildiğinde ise taşınmaz malın tapusu iptal edilmez. Yani taşınmazın mülkiyeti ile ilgili aynî bir karar verilemez. Bu davalarda saklı payı ihlal edilen mirasçının ihlal edilen saklı payı oranında nakdi bir paranın ödenmesine hükmedilir.

  1. Her iki davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süreleri farklıdır

Muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davaları miras hakkı ihlal edilen mirasçılar

tarafından hiçbir hak düşürücü veya zamanaşımı süresine tabi olmadan her zaman açılabilir. İsterse murisin ölümünün üzerinden 5, 10, 25 veya 70 yıl geçsin her zaman açılabilir.

Tenkis davaları ise kanunen belirlenen hak düşürücü süreler içerisinde açılmak zorundadır. Mirasın açılmasından yani miras bırakanın ölüm tarihinden, şayet bir vasiyetname söz konusu ise vasiyetnamenin mahkemece açılmasından itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde olmak şartıyla saklı paylı mirasçının saklı payının ihlal edildiğini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekir. Bu sürelerin geçip geçmediği davalı taraf itiraz etmese bile hâkim tarafından re’sen (kendiliğinden) nazara alınmak zorundadır.

  1. Her iki davada yetkili mahkeme farklıdır

Muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davaları bir taşınmaza ilişkin olduğundan

mutlaka taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılmak zorunda iken tenkis davaları kesin yetki kuralı gereğince mutlaka miras bırakanın yerleşim yeri (ikameti) mahkemesinde açılmak zorundadır.

Konuyu bir örnekle açılarsak;

Yukarıda izah ettiğimiz farkların daha iyi anlaşılması için somut bir örnek verelim. Almanya’da yaşayan Batur beyin Sakarya Adapazarı Serdivan’da üç katlı ve piyasa değeri de 1.200.000 TL olan bir taşınmazı bulunuyor. Başkaca bir malı bulunmuyor. Batur beyin resmi evli eşi Azra hanımla kızı Bedia Almanya’da, oğlu Selahattin ise Türkiye’de yaşıyor.

Batur bey kızı ve eşi ile uzun süredir geçinemiyor. Aralarında devamlı anlaşmazlık ve kavga oluyor.

Batur bey 01.04.2020 tarihinde vefat ediyor. Böylelikle geriye üç mirasçı bırakmış olur ve sağ kalan eşinin miras payı 1/4 (veya 2/8) iken mirasın geri kalan kısmına yani 3/4’üne (veya 6/8) çocukları eşit payla (3/8’er) sahip olacaklardır.

Batur bey tapuda satış olarak gösterirse

Ancak kızı ve eşi ile anlaşamayan Batur bey sırf eşini ve kızını mirastan mahrum etmek için vefatından çok önce Adapazarı’ndaki bu taşınmazını 01.06.2010 tarihinde tapuda gerçekte hiçbir bedel almadan bağışlayarak oğlu Selahattin’in üzerine muvazaalı bir şekilde satış göstererek devrediyor.

Böyle bir durumda Batur beyin diğer mirasçıları eşi ve kızı bu muvazaalı devri ne zaman öğrenirlerse öğrensinler hiçbir zamanaşımına veya hak düşürücü süreye bağlı olmadan “Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil Davası”nı diğer mirasçı Selahattin’e karşı, taşınmaz Adapazar’ında olduğundan yetkili Sakarya Asliye Hukuk Mahkemesinde açabilirler.

Davanın ispatı halinde mahkeme Selahattin üzerine tapuda kayıtlı taşınmazın tapusunun iptaline, Selahattin dahil üç mirasçı adına iştirak halinde mülkiyet esasına göre tesciline karar verecektir. Yani tapulu malın tamamının aynî ile terekeye dönmesi sağlanacaktır.

Batur bey tapuda satış yerine bağış yaparsa

Batur bey Adapazarı’ndaki bu taşınmazını 01.06.2010 tarihinde tapuda gerçeğe uygun olarak satış değil de bağışlayarak oğlu Selahattin’e devretse, böyle bir durumda diğer mirasçıları Azra ve Bedia Selahattin’e karşı “Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil Davası” açamayacaktır. Zira ortada aldatmaya dayalı muvazaalı bir işlem bulunmuyor. Aksine gerçeğe ve yasaya uygun bir bağış işlemi bulunuyor.

Lâkin bu işlem mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapılmış ve diğer mirasçılar eş Azra ile kızı Bedia’nın başkaca miras malı olmadığından saklı paylarının (Mahfuz Hisse) tamamını ihlal etmiştir. Eş Azra ile kızı Bedia burada saklı payları ihlal edildiğinden Selahattin’e karşı tenkis davası açabilirler.

Ancak “Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil Davası”nın aksine “Tenkis Davası” belirli hak düşürücü sürelerde açılması gerekiyor. Buna göre; Mirasın açıldığı tarih olarak Batur beyin vefat tarihi esas alındığında eş Azra ile kızı Bedia bu tarihten itibaren 10 yıl içerisinde yani 01.04.2030 tarihine kadar mirasa konu taşınmaz malın oğul Selahattin’e devredilerek saklı paylarının ihlal edildiğini öğrendikleri tarihten itibaren, örneğin öğrenme tarihleri 01.07.2024 ise 01.07.2025 tarihine kadar tenkis davalarını açmak zorundalar.

Bu dava TMK ve HMK hükümlerine göre kesin yetki kuralı gereğince miras bırakan Batur beyin yerleşim yerindeki Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerekir. Fakat burada Batur bey gibi Türkiye’de dışında ikamet eden insanlar açısından bazı ihtimallere göre yetkili mahkeme değişebilir.

Her şeyden önce şayet Batur beyin Türkiye’de yerleşim yeri Adapazarı ise yetkili mahkeme Sakarya Asliye Hukuk Mahkemesidir.

Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 40 ıncı maddesi gereğince Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları belirleyeceğinden, aynı Kanun’un 43 üncü maddesi gereğince de  mirasa ilişkin davalar ölenin Türkiye’deki son yerleşim yeri mahkemesinde, son yerleşim yerinin Türkiye’de olmaması hâlinde terekeye dâhil malların bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiğinden Batur beyin vefatından önce Türkiye’de son yerleşim yeri örneğin Kütahya ise tenkis davasının Kütahya Asliye Hukuk Mahkemesinde, Batur beyin vefatından önce Türkiye’de son yerleşim yeri yoksa o zaman terekeye dahil taşınmaz malın bulunduğu yerde yetkili Sakarya Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerekir.

Eş Azra ile kızı Bedia saklı paylarının ihlal edildiğini 10 yıllık sürenin dolmasına 6 ay kala örneğin 01.11.2029 tarihinde öğrenmişlerse burada bir yıllık süre 01.11.2030 tarihine kadar uzatılmaz. Davanın kalan 6 aylık süre içerisinde 01.04.2030 tarihine kadar açılması gerekir.

Diğer bir ihtimalde sağ eş Azra ile kızı Bedia saklı payları ihlal eden 01.06.2010 tarihli bağış işlemini Batur beyin ölüm tarihinden önce, örneğin 01.09.2018 tarihinde öğrenmişlerse, bu tarihte Batur bey henüz vefat etmediğinden ve kendileri de mirasçı sıfatını almadıklarından dava açamayacakları için bu durumda tenkis davası için bir yıllık hak düşürücü süre, Batur beyin vefat ettiği 01.04.2020 tarihinden itibaren başlar.

Sağ eş Azra ve kızı Bedia, Selahattin’e karşı tenkis davası açıp, davalarını ispat ettiklerinde mahkeme tapuda Selahattin adına kayıtlı taşınmazın tapusunu iptal etmez. Tapu Selahattin üzerinde kalır. Ancak mahkeme, terekeye dahil taşınmaz malın piyasa değeri olan 1.200.000 TL üzerinden; sağ eş Azra çocuklarıyla beraber mirasçı kaldığından saklı payı da % 25 olduğundan (yani normal miras payının tamamı) 300.000 TL’nin davalı olan Selahattin’den alınıp davacı Azra’ya verilmesine, diğer çocuk davacı Bedia’nın saklı payı normal miras payının (iki çocuk olduğundan %75’in yarısı yani % 37,5) yarısı olduğundan ki, bu da % 18,75’lik bir kısımdır, bu orana isabet eden 225.000 TL’nin davalı Selahattin’den alınıp davacı Bedia’ya verilmesine şeklinde nakdi bir paranın ödenmesine karar verecektir.