O kızla evlenirsen seni evlatlıktan reddederim, mirasımdan zırnık alamasın!

Bizim gibi orta kuşak yaşta olanlar Yeşilçam sinemasındaki oğlanın, zengin ve fabrikatör babasının fakir kızla evlenme isteğine karşı çıkmasına rağmen oğlunun ısrarcı olması üzerine “Şayet o kızla evlenirsen seni evlatlıktan reddederim,, mirasımdan zırnık alamasın” repliğini birçok filmde duymuştur. Ancak hiçbirimiz acaba bu söylenen söz doğru mu, gerçekten babamız bizi evlatlıktan çıkartabilir mi? diye hiç düşünmemişizdir.

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 14 Ağustos 2017 AVUKAT ŞERİF YILMAZ

Bizim gibi orta kuşak yaşta olanlar Yeşilçam sinemasındaki oğlanın, zengin ve fabrikatör babasının fakir kızla evlenme isteğine karşı çıkmasına rağmen oğlunun ısrarcı olması üzerine “Şayet o kızla evlenirsen seni evlatlıktan reddederim,, mirasımdan zırnık alamasın” repliğini birçok filmde duymuştur.

Ancak hiçbirimiz acaba bu söylenen söz doğru mu, gerçekten babamız bizi evlatlıktan çıkartabilir mi? diye hiç düşünmemişizdir.

Hukukumuzda aile ve miras hukuku hakkındaki düzenlemeler medeni kanununda yapılmıştır.

Eski medeni kanunumuzda da yeni medeni kanunumuzda da evlenmeden başlayarak en az 180 gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak en fazla 300 gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır ve evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak 300 gün içinde doğan çocuğun babası kocadır (TMK 285 md.).

Yani evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun babası kadının kocasıdır. İşte bu çocuğun babası ancak çocuk kendisinden değilse bunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde açacağı babalığın reddi davasıyla çocuğu reddedebilir.

Yoksa “Ailemize yakışmayan fakir bir kızla evlenirsen” deyip öz be öz oğlunu evlatlığından reddedemez. Çünkü böyle kanuni bir düzenleme yok. Ama nedendir Yeşilçam sinemasının senaristleri bu şekilde yazar ve örneğin rahmetli Hulusi Kentmen’e söyletirler anlayabilmiş değiliz.

Peki “Mirasımdan zırnık alamasın” sözünün hukukumuzda yeri var mı? Bir de ona bakalım. Bir baba veya bir anne mirasçılarından birinin mirasçılıktan çıkarılmasını (eski kanun tabiriyle ıskatını) veya mirastan yoksun bırakılmasını (eski kanun tabiriyle mahrumiyetini) belli şartlar varsa sağlayabilir.

Bu nasıl olur?… TMK’nın 510 vd. maddelerinde düzenlendiği üzere miras bırakacak kişi saklı paylı (Pflichtanteil) mirasçısını bir vasiyetname (Tastament) ile mirasçılıktan çıkartabilir. Mirasçılıktan çıkarılan kimse de mirastan pay alamayacağı gibi tenkis (eksiltme) davası da açamaz.

Ancak onun mirasta saklı payı tamamen ölmez, varsa mirastan çıkarılan ölmüş gibi doğrudan onun çocuklarına veya torunlarına geçer.

Lâkin miras bırakan örneğin baba bunu istediği gibi yapamaz. Kanun bunun için bazı şartlar getirmiş. Mirastan çıkarılan kişi miras bırakacak babaya veya onun yakınlarına karşı ağır bir suç işlemiş olmalı veya babaya ve aile üyelerine karşı aile hukukundan kaynaklanan sorumlulukları yerine getirmemiş olmalı ve sebebin vasiyetnamede açıkça delilleriyle gösterilmesi gerekir.

Yani sözlü ve vasiyetname olmadan “Seni mirasımdan çıkardım, artık zırnık alamasın” demekle olmaz.

Örneğin filmdeki asıl oğlan evli ve çocuklu olsa, ama oğlan sık sık başka kadınlarla gayrimeşru ilişkilere girse ve nihayetinde karısını, çocuklarını terk edip bir başka kadınla ülkeyi terk etse, fabrikatör baba Hulusi Kentmen asıl jön öz oğlunu usulüne uygun bir vasiyetname ile mirasçılıktan çıkartabilir. Bu hukuken haklı bir sebeptir.

Kanunda sayılan mirastan yoksun bırakma (mahrumiyet) halleri ise zaten miras bırakacak kişiye bağlı değildir.

Doğrudan kanundan kaynaklanan asıl jönün, babası Hulusi Kentmen’i kasten ve hukuka aykırı olarak öldürmesi veya öldürmeye teşebbüs etmesi, sürekli şekilde kendi aleyhine vasiyetname yapamayacak hale getirmesi, korkutarak veya hile ile babasını kendisi lehine vasiyetname düzenlemesini sağlamak gibi sebeplerdir. Bunlarda zaten fabrikatör baba Hulusi Kentmen’in “Mirasımdan zırnık alamasın” demesine gerek yoktur.

Evlat zaten kanunen mirastan mahrumdur bu hallerde. Baba Hulusi Kentmen’in ancak “Tamam ben oğlunu affettim. Mirasımdan pay alabilir” demesi hukuki bir sonuç doğurur.

Anayasamızın 20. maddesi “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz” der.

Yani kişi istediği kişi ile evlenir. Bu onun özel hayatı ve tercihidir, bu konuda da herkes buna saygı göstermelidir. Yani fabrikatör oğlu jönümüzün fakir kızla evlenmek istemesi onun tercihidir, özel hayatına dahil olan Anayasal bir haktır. Bu hakkını kullanıyor diye baba Hulusi Kentmen oğlunu mirasçılıktan çıkartamaz.

Dolayısıyla  Yeşilçam’da sıkça kullanılan “Şayet o kızla evlenirsen seni evlatlıktan reddederim, mirasımdan zırnık alamasın” sözü seyirci üzerinde duygusal bir etkiye, sanatsal bir değere sahip midir bilemiyorum ama kesinlikle hukukta ve gerçek hayatta karşılığı olmayan bir repliktir.