Hak sahibi olan ve olmayan afetzedeler, gurbetçilerin hak sahipliği

Hak sahibi olan ve olmayan afetzedeler, gurbetçilerin hak sahipliği

Deprem (Yer sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ, tasman ve benzeri afetlerde; yapıları ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerde alınacak tedbirlerle yapılacak yardımlar hakkında 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun hükümleri uygulanır. Bu kanununa ve Afetlerin

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 05 Mart 2023 AVUKAT ŞERİF YILMAZ

Deprem (Yer sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ, tasman ve benzeri afetlerde; yapıları ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerde alınacak tedbirlerle yapılacak yardımlar hakkında 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun hükümleri uygulanır.

Bu kanununa ve Afetlerin Genel Hayata Etkililiğine İlişkin Temel Kurallar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre de olmuş veya olması muhtemel afetlerin o yerin genel hayatına etkili olup olmadığı T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı tarafından belirlenir ve ilan edilir.

Bu mevzuat hükümlerine göre afetin meydana geldiği il, ilçe, bedelde, köy ve mahalleler hükümet tarafından afet bölgesi ilan edilir. Bu ilanla birlikte ancak afet bölgesinde yıkılan, yanan veya ağır hasara uğrayan veya uğraması muhtemel olan binalarla imar planları gereğince kamulaştırılmasında zorunluluk bulunan yerlerdeki binalarda oturan ailelere hak sahibi olmaları şartıyla konut yaptırılabilir veya kredi verilebilir.

İşte 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş ilimizin Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli, 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde iki bağımsız depremle birlikte öncelikle Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, Malatya ve Diyarbakır illerimizin idari sınırları afet bölgesi ilan edildi. Daha sonra bu illerimize Elâzığ ilimiz ile Sivas İlimizin Gürün ilçesi de dahil edildi.

Bu illerimizde ve ilçemizde deprem sonrası hemen hasar tespit çalışmaları yapılmaya başlamıştır. Bu tespitlerde konut, işyeri ve hayvan ağılları hakkında “yıkık”, “acil yıkılacak”, “ağır hasarlı”, “orta hasarlı”, “az hasarlı” ya da “hasarsız“ şeklinde raporlar düzenlenmektedir.

Mevzuat ve teknik çalışmalar sonucu hasar tespiti yapıldıktan sonra bu yıkılan veya ağır hasar gören ya da muhtemel etkilenecek binalarla mülkiyet ilişkisini belgelendirilen afetzedeler yeniden yapılacak binalardan veya verilecek inşaat kredilerinden yararlandırılırlar. Biz bunlara mevzuatın dili ile “Hak sahibi“ diyoruz.

Peki bu hak sahipleri kimlerdir?

Bu soruya Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre şu şekilde cevaplayabiliriz.

Kendilerine ait konutları (mülkiyet sahibi) zarar görenlerin durumu:

Afet sebebiyle, kendilerine ait bulunan konutları yıkılan, yanan veya oturulamayacak derecede ağır hasar gören afetzede aileler, kendilerine ait konutları muhtemel bir zarara maruz bulunan aileler, afet gören yerlerin bitişiğinde veya yakınında, üzerinde bina yaptırılmak üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığınca tespit edilip imar planına dahil edilen veya bu konutları için kıymet belgesi verilen aileler hak sahibi sayılırlar ve bu ailelere yeniden konut yapılır veya konut kredisi verilir.

Mevzuatta depremde konutu ağır hasar gören malikin deprem öncesi konutta fiilen oturması, ikamet etmesi şart koşulmadığından, konutun deprem öncesi oturulabilir olması ve depremden dolayı hasar görmüş olması yeterlidir. (Danıştay 11. Dairesi, 24.03.2004 tarihli 2002/5081 E., 2004/1478 K. sayılı içtihadı)

Örneğin Malatya’da bir konutu olan ancak kendisi Bursa ilinde memur olarak ikamet eden Ziya bey şayet bu konutu depremden dolayı ağır hasar almış ise, veya Osmaniye’de bir konutun maliki Fransa’da ikamet eden gurbetçimiz Fahriye hanımın tatillerde ara sıra kullansa da bu konutu ağır hasarlı ise hem Ziya bey hem de Fahriye hanım mevzuat anlamında hak sahibidir.

Birden fazla konutu zarar görenler veya görmesi muhtemel olanlar ise sadece bir konut için hak sahibi olabilirler.

Ebeveynine ait konutta oturan evli kişilerin durumu

Hak sahibi ebeveyni ile birlikte oturan evli kişilerin bulunması halinde, sadece ebeveyne ait olmak üzere bir konut verilir. Yani mülkiyeti anne veya babasına ait aynı ev içerisinde yaşayan evli kişi hak sahibi değildir.

Fakat ana-babasına ait başka bir konutta ana babasından ayrı olarak oturmakta olan evli kişilerden her biri, ayrı ayrı hak sahibi sayılırlar.

Örneğin Kahramanmaraş’ta mülkiyeti babasına ait bir evde ailesiyle birlikte ikamet eden Şamil bey hak sahibidir. Ayrıca örneğin Almanya’da geçici isçi olarak çalışan ve yılın belli dönemlerinde Türkiye’ye gelerek babasına ait Adıyaman’daki konutta, babasından ayrı olarak oturan gurbetçimiz Abuzer bey de hak sahibidir. (Danıştay 14. Dairesi, 23.11.2011 tarihli 2011/13330-3463 sayılı içtihadı)

Müşterek konutları zarar görenlerin durumu

Afet sebebiyle, iştirak (örneğin miras dolayısıyla) veya müşterek mülk halindeki konutları yıkılan, yanan veya oturulamayacak derecede ağır hasar görenlere, iştirak veya müşterek mülk halindeki konutları muhtemel bir afete maruz bulunanlara, afet gören yerlerin bitişiğinde veya yakınında, üzerinde bina yaptırılmak üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca tespit edilip imar planına dahil edilen kısımlar içindeki iştirak veya müşterek mülkiyet halindeki konutları istimlak edilen veya bu konutları için kıymet belgesi verilenlere yine aynı şekilde hisseli olmak üzere sadece bir konut yapılır veya bir konut için kredi verilir.

Fakat burada belirtilen iştirak veya müşterek mülk halindeki konutlarda birden fazla hissedar “aile” birlikte oturmakta ise, bu aileler de ayrı ayrı hak sahibi sayılırlar.

İşyerleri zarar görenlerin durumu

 Afet sebebiyle, dükkân ve fırın gibi işyerleri yıkılan, yanan veya kullanılmayacak derecede ağır hasar gören kimseler hak sahibi sayılabilir; bu kimselere yine aynı neviden işyeri yapmaları için inşaat kredisi verilebilir.

İşyeri iştirak veya müşterek mülk halinde ise, hissedarlara yine aynı şekilde hisseli olmak üzere aynı neviden bir işyeri için inşaat kredisi verilebilir.

Konutu ve işyeri birlikte zarar görenlerin durumu

Bir kimse, konut ve işyerinin birlikte zarar görmesi halinde, hem konut ve hem de işyeri için ayrı ayrı hak sahibi olabilir.

Ölen afetzedelerin durumu

Ölen bir kimsenin afetzedeliğine ve hak sahipliğine ilişkin hakları mirasçılarına geçer. Mirasçılar birden fazla ise, kendilerine ve eşlerine ait konutu olup olmadığına bakılmaksızın bunlar birlikte iştirak halinde hak sahibi sayılırlar. Mirasçılar konut veya işyeri için birlikte borçlandırılır. Ancak mirasçılar istekleri halinde bu haklarından feragat edebilirler.

Hak sahipliği devir edilemez ve değiştirilemez

Hak sahipliği, ilişkin bulunduğu konut, ya da işyeri için hüküm ifade eder. Konuta ilişkin hak sahipliğin işyerine, işyerine ilişkin hak sahipliğin de konuta tebdili yani değiştirilmesi mümkün değildir.

Afetzedelik ve buna ilişkin hak sahipliği üçüncü şahıslara da devrolunamaz. Afetten zarar gören bir taşınmaz malı, afetten sonra satış veya başka şekillerle devralan üçüncü şahıslar da hak sahibi niteliğini kazanamazlar.

 Kimlerin hak sahipliği hakkı yoktur?

Kendisine veya eşine ait aynı cins hasarsız konut, işyeri ve ahırları olanlar, hasarlı konutlarda veya işyerlerinde kiracı ve misafir olarak bulunanlar, vakıf, şirket, dernek gibi tüzel kişilerin mülkiyetinde olan konutların malikleri, kendilerine ait olmayan arsa ve arazi üzerinde inşaat ruhsatı olmaksızın konut, işyeri ve ahır yapanlar, yer kayması, bu baskını, kaya düşmesi ve benzeri sebeplerle imar planında yapı yapılması sakıncalı olarak belirlenen yerlerde ruhsatsız olarak yapılan yapıların sahipleri, zorunlu deprem sigortası (DASK) kapsamındaki binalar için poliçeleri olmayanlar hak sahibi olarak kabul edilmez.

Hak sahipliğini hangi merci, nasıl tespit eder?

Hem kanun hem de yönetmelik hükümlerine göre hak sahipliğini, o yerin mülki amiri (vali, kaymakam gibi) veya görevlendireceği bir memur başkanlığında İl Afet ve Acil Durum (AFAD) temsilcisi, Tapu müdürlüğünün bir temsilcisi ve belediye teşkilatı olan yerlerde belediye encümeninden bir, köylerde köy ihtiyar heyetinden bir temsilciden oluşan Mahalli Hak Sahipliği İnceleme Komisyonu tespit eder.

Yönetmelikte belirtilen esaslara ve kıstaslara göre hak sahibi niteliğini taşıyanların, talep ve taahhütname vermelerini sağlamak üzere durum mahallinde ilan olunur. İlanın şekli ve süresi mahallin şartlarına ve imkanlarına göre ilgili mülkiye amirlerince (Vali, kaymakam) tespit ve takdir olunur. İlan metninde, yapılacak inşaat yardımının amacı, mahiyeti, şekli, şartları, kimlerin hak sahibi olabilecekleri, talep ve taahhütname verme süresi ve benzer hususlar belirtilir. İlanın yapıldığı ayrıca bir tutanakla belgelendirilir.

Yukarıda izah ettiğimiz gibi hak sahibi durumunda olanlardan, inşaat kredisi verilmesini ya da bina yaptırılmasını isteyenlerin mahallinde yapılacak ilanın yapıldığı günden itibaren iki (2) aylık süre içinde mahallin en büyük mülkiye amirine (vali veya kaymakam) yazılı olarak talep ve taahhütname vermeleri şarttır.

Afet gören yerlerin bitişiğinde veya yakınında, üzerinde bina yaptırılmak üzere tespit edilip imar planına dahil edilen kısımlar içinde binaları kamulaştırılanlar için bu süre, kamulaştırma kararının kendilerine bildirilmesinden veya bu durumun ilanından itibaren hesaplanır.

Hastalık, askerlik ve benzeri sebeplerle, bu iki aylık süre içerisinde talep ve taahhütname verme imkânı bulamayanların durumları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca takdir edilir.

Lakin bakanlığın veya Mahalli Hak Sahipliği İnceleme Komisyonunun bu takdirinde iki aylık sürenin mutlak hak düşücü süre olmadığı, örneğin depremzedenin deprem sonrasında deprem bölgesi dışında olması nedeniyle talep ve taahhütname vermek için tanınan olağan sürelerde idareye başvuramadığına dair mazeretini belgeleyen sağlık raporuyla birlikte müracaatı halinde de hak sahipliği tespiti yapması gerektiği unutulmamalıdır. (Danıştay 11. Dairesi, 09.03.2004 tarihli 2004/5249-1085 K. sayılı içtihadı)

Valilik veya kaymakamlığa verilecek talep ve taahhütname yukarıda izah ettiğimiz hak sahibi kimseler veya bunların vekilleri tarafından verilir. Reşit olmayanları velileri, temyiz kudreti bulunmayanları ise vasileri temsil ederler.

Bir bina için birlikte hak sahibi sayılanlar talep ve taahhütnamelerini müştereken verebilecekleri gibi, ayrı ayrı da verebilirler.

Konut ve işyerlerine ilişkin mülkiyet bağı sırasıyla, tapu senedi, tasarruf belgeleri, vergi kayıtları ve diğer resmî belge ve kayıtlarla belgelendirilmeli. Bu belge ve kayıtların bulunmaması halinde mahalle veya köy muhtarlıklarından alınacak ilgili mülkiye amirine tasdik ettirilmiş ilmühabere de dayanılabilir.

Mahalli Hak Sahipliği İnceleme Komisyonu talep ve taahhütnameleri en kısa zamanda inceleyip değerlendirerek hak sahipleri listesini düzenler. Hak sahipleri listesinde afetzedelerin adı, soyadı, doğum tarihi ve baba adları belirtilir.

Komisyon, incelediği talep ve taahhütnamelere göre bunlar içerisinde hak sahibi niteliğini taşımayanlar varsa, bunlar gerekçeleriyle birlikte ayrı bir listede gösterilir ve durum yazılı olarak bu vatandaşlara tebliğ edilir. Bu tebligatı alan afetzede tebligatı aldığı günden itibaren 15 günlük süre içinde komisyona itiraz edebilir. İtiraz komisyonca incelenerek karara bağlanır.

Şayet komisyon incelemesi üzerine itirazı reddederse afetzede vatandaşımız bu ret kararının tebliğinden itibaren, ret kararı 60 gün içerisinde verilmemiş ise itiraz tarihinden itibaren geçecek 60 günü takip eden diğer 60 gün içerisinde itirazın reddine ilişkin kararının iptali için yetkili idare mahkemesine dava açabilir.

Borçlanmasını yapmış ve hak sahipliği kabul edilenlerden yapılacak/yapılan binayı Bakanlıkça mahallinde yaptırılacak duyurudan itibaren 45 gün içinde teslim almayanların hak sahipliği kendiliğinden sona erer.

Konutlar hak sahiplerine hangi yöntemlerle yapılıyor? 

Hak sahiplerine konutlar TOKİ aracılığıyla, ihale, evini yapana yardım (EYY) veya hazır konut kredisi yöntemleriyle yapılır.

Kredi yolu ile yapılacak konutlara ilişkin kullandırılan kredilerde faiz alınmaz ve vade verilir. İşyerleri için ise yıllık % 4 faiz işletilir. Bunlardan ağır hasarlı konut ve ağıllar için kredilere iki yıl geri ödemesiz ve faizsiz 20 yıl vade ve 18 yıl eşit taksit imkânı verilir.  Ağır hasarlı işyerleri için ise 20 yıl vade iki yıl geri ödemesiz 8 yıl yıllık % 4 faizli eşit taksit imkanı verilir.

Orta hasarlı konutlar ve ağılların geri ödemesi için ise faizsiz 10 yıl vadeli, iki yıl geri ödemesiz 8 yıl eşit taksit imkânı verilirken, orta hasarlı işyerleri için yıllık % 4 faizli, bir yıl geri ödemesiz, 5 yıl vadeli ve 3 yıl eşit taksit imkanı verilmektedir.

Vadesinde ödenmeyen taksitlere dair borçlara gecikilen her gün için yıllık %5 gecikme faizi uygulanıyor. Üst üste 3 yıl taksit miktarlarının ödenmemesi halinde borcun tamamı muaccel hale gelmektedir.

Talep ve taahhütname verenlerden hak sahibi oldukları tespit olunan afetzedeler ihale suretiyle yapılacak inşaatlarda ihale tarihinden, emanet usulü ile yapılacak inşaatlarda emanet kararının alınması tarihinden, evini yapana yardım metodu uygulaması yapılacak yerlerde ise, arsaların elde edilmesi işlemlerinin sonuçlanmasından önce yazılı olarak baş vurmak suretiyle hak sahipliğinden feragat edebilirler.

Belirtilen tarihlerden sonra mazeretsiz olarak feragat edenler hakkında Bakanlıkça idari para cezası yaptırımı uygulanır.