Güvenerek Türkiye’deki taşınmaz malınızı başkasının üzerine geçirirken dikkat!

İnsanlarımız çeşitli sebeplerle Türkiye’de tapulu olan mallarını geçici olarak güvendikleri başka birinin üzerine geçiriyor veya buna rıza gösteriyorlar. Örneğin bir icra veya dava tehlikesinden korumak veya yurtdışında yaşarken sosyal yardım alan biri basında çıkan haberler üzerine korkuyla otomatik bilgi paylaşımından zarar görmemek için taşınmaz malını geçici olarak çok güvendiği kardeşi, arkadaşı veya başka bir tanıdığı

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 24 Mart 2018 AVUKAT ŞERİF YILMAZ

İnsanlarımız çeşitli sebeplerle Türkiye’de tapulu olan mallarını geçici olarak güvendikleri başka birinin üzerine geçiriyor veya buna rıza gösteriyorlar.

Örneğin bir icra veya dava tehlikesinden korumak veya yurtdışında yaşarken sosyal yardım alan biri basında çıkan haberler üzerine korkuyla otomatik bilgi paylaşımından zarar görmemek için taşınmaz malını geçici olarak çok güvendiği kardeşi, arkadaşı veya başka bir tanıdığı üzerine tapuda devredebiliyor.

Diğer yandan örneğin ikisi yurtdışında biri Türkiye’de yaşayan üç kardeş Türkiye’de ortak bir arsa alıp üzerine bina yapmak isterken, işlemleri daha iyi takip etsin diye tapunun Türkiye’deki kardeş üzerine olmasına rıza gösterebiliyorlar. Burada örnek ve sebepler çoğaltılabilir ama köşemiz buna müsait değil.

Tamamen iyiniyetle ve güvenerek yapılan bu devir ve tapu tescilleri ileride büyük hukuki problemlere sebebiyet verdiği gibi büyük hak kayıplarına da sebep oluyor. Mesela kendi malını üzerine devrettiği o çok güvenilen kişiye “Tamam benim işim görüldü şimdi malımı tekrar bana devret” dediğinde “Vermiyorum” diyebiliyor.

Veya yukarıdaki örneğimizdeki ortak alınan malın tapu maliki görünen Türkiye’deki kardeş rahatlıkla “Bu mal benim, üzerine de bina yaptım, sizin bir hakkınız yok, isterseniz gidin dava açın” diyebiliyor. Daha kötüsü bu kişiler iyi niyetli olsalar bile malı devretmeden veya hakkı vermeden vefat etmeleri halinde aynı ve daha büyük sorunlar kötü niyetli mirasçılarıyla yaşanabiliyor.

Peki bu durumlarla karşılaştığında gurbetçimiz ne yapmalı? Veya kendilerini, mal ve haklarını nasıl güvence altına almalılar?

Ortada malını güvenerek diğerine geçici olarak devreden yani “İnanan” biri, taşınmaz malı zamanı geldiğinden asıl sahibine devredeceğini söyleyen “İnanılan” biri var. Yani taraflar arasında bir “İnanç sözleşmesi” söz konusu. Ama kanunlarımızda böyle bir sözleşmeyi düzenleyen bir hüküm yok. Bu kanuni boşluğu Yargıtay 1947 yılında verdiği bir “İçtihadı Birleştirme Kararı” ile doldurmuş.

Buna göre; İnanan kişi tapuda malını inandığı kişiye tapu memuru önünde “…Pafta, …Ada, ….Parsel nolu taşınmazımı ……….. TL bedelle ve bedelini peşin alarak ………..’a sattım” diyerek satış sözleşmesine dayalı olarak devrediyor. Dolayısıyla bu işlem resmi senetle yapılıyor. Bu resmi senedin delil kuvveti çok güçlüdür ve Medeni Kanunumuzca teminat altına alınmıştır.

İşte malınızı tekrar size vermeyen bu inanılan kişiye karşı açacağınız bir tapu iptal ve tescil davasında o kişinin elinde hukuken çok kuvvetli bir delil olan resmi bir senedi var. Siz bu senede karşı iddianızı ispatlayacak aynı kuvvette bir delil ortaya koymalısınız ki, davanızı ispatlayabilesiniz.

Bu delil ne olabilir? Örneğin malınızı devretmeden önce “Taşınmazın geçici olarak devredildiğine, istenildiğinde tekrar inanılan kişinin devredeceğine” dair bir noter senedi. Böyle bir deliliniz yoksa Yargıtay en azından karşı tarafın kendi el yazısıyla yazdığı herhangi bir adi senet, bir mektup v.s. olmalı ki, bu da bir delil başlangıcı olsun ve tanıklarla bu delil başlangıcı geçerli olabilsin diyor.

Bunların hiçbiri yoksa bu inanç sözleşmesi için isterse 20-30 tane tanığınız olsun kabul görmez. Çünkü resmi senede karşı ancak senetle ispat zorunludur. Böyle bir davada yapılabilecek tek şey ya karşı taraf iddianızı kabul edecek ya da ona yemin teklif edeceksiniz.

Çünkü kabul de yemin de kesin delildir. Bu halde ancak davanızı ispatlayıp hakkınızı alabilirsiniz. Aksi halde güvendiğiniz kişiye malınızı kendi elinizle kaptırıp hukuken de hiçbir şey alamazsınız. Ayrıca zaten haksızlık yapıp malınızı geri devretmeyen birinin çok rahatlıkla “Bu mal benimdir” diye yemin edebileceğini unutmayın.

Bu nedenle vatandaşlarımızın çok dikkatli olup, mallarını iyi niyetle ve güvenerek başkasına devrederken, veya parasını kendileri göndermelerine rağmen inandıkları ve güvendikleri kişi adına tapuya tesciline rıza gösterirken mutlaka ellerine karşı taraftan alınan bir noter senedi bu yoksa en azından yazılı ifadesini ve imzasını taşıyan bir belgeyi almalarını, hatta bunların yanında mümkünse ileride alacaklarını teminat altına almak için onlardan belirli bir miktar para borcunu içeren bir bono teminat senedi almalarını tavsiye ederim. Aksi halde yağmurdan kaçarken doluya tutulup veya Dimyad’a prince giderken eldeki bulgurdan da olup tüm mallarını ömür boyu kaybedebilirler.