Gurbetçinin Türkiye’de karıştığı trafik kazalarında bilmesi gerekenler

Özellikle yaz sezonu yoğunlukta olmakla birlikte Avrupalı Türklerin birçoğu Türkiye’ye özel araçları ve karayolu ile gitmeyi tercih ediyorlar. Maalesef ki, gurbetçimiz ülkemizde yapılan onca otoban ve duble yollara rağmen trafik bilinci gelişmediğinden bu araçlarla Türkiye’de trafik kazalarına karışabiliyor. Bu nedenle araçla Türkiye’ye gitmeden önce gurbetçimiz aracının ruhsatını, geçerli ehliyetini aldığından emin olmalı ve aracın sigortalandığı

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 12 Mayıs 2018 AVUKAT ŞERİF YILMAZ

Özellikle yaz sezonu yoğunlukta olmakla birlikte Avrupalı Türklerin birçoğu Türkiye’ye özel araçları ve karayolu ile gitmeyi tercih ediyorlar.

Maalesef ki, gurbetçimiz ülkemizde yapılan onca otoban ve duble yollara rağmen trafik bilinci gelişmediğinden bu araçlarla Türkiye’de trafik kazalarına karışabiliyor.

Bu nedenle araçla Türkiye’ye gitmeden önce gurbetçimiz aracının ruhsatını, geçerli ehliyetini aldığından emin olmalı ve aracın sigortalandığı şirketten de gerek tam kasko gerekse trafik sorumluluk sigorta poliçelerinin neleri kapsadığını iyice öğrenmeli ve Türkiye için yeşil kart (Green Card) belgesini almalı.

Türkiye‘de trafik kazaları genellikle üç değişik şekilde görülebiliyor. Bunlar;

1- Maddi hasarlı trafik kazalarında gurbetçimiz bir veya birden fazla aracın (Otomobil, kamyonet, motosiklet v.s.) karıştığı bir kazaya maruz kalmış olabileceği gibi hiçbir aracın olmadığı, örneğin işaretleme ve önlem alınmadan belediyenin veya bir inşaat sahibinin açtığı çukur sebebiyle kaza yapmış olabilir.

Bu durumda gurbetçimizin kazada kusur durumuna göre araçta oluşan maddi zarar, değer kaybı ve kaza dolayısıyla duyduğu elem ve acıya karşılık manevi tazminat isteme hakkı vardır.

2- Yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazalarında araçta maddi bir zararla birlikte araçtaki kişilerde ağır veya hafif yaralanmalar söz konusudur. Bu halde de kazada kusur durumuna göre araçta oluşan maddi zarar, değer kaybı ve yaralanma sebebiyle oluşacak tedavi giderleri, iş kaybı gibi maddi zararlarla yaralanmaya maruz kalanların duyduğu elem ve acıya karşılık manevi tazminat isteme hakları vardır.

3- Ölümlü maddi hasarlı trafik kazalarında ise araçta maddi bir zararla birlikte araçtaki kişilerde ağır veya hafif yaralanmalar ve kişi/kişilerin hayatını kaybetmesi söz konusudur.

Bu durumda da kazada kusur durumuna göre araçta oluşan maddi zarar, değer kaybı ve varsa yaralanma ve ölüm sebebiyle oluşacak tedavi giderleri, iş kaybı, destekten yoksun kalma gibi maddi zararlarla yaralanmaya veya ölüm olayına maruz kalanın mirasçıları duydukları elem ve acıya karşılık manevi tazminat isteme hakkına sahiptirler.

TRAFİK KAZASINDA HAK KAYBI OLMAMASI İÇİN NE YAPILMALI?

Sadece maddi hasarlı trafik kazası ile karşılaşan gurbetçimiz hemen aracını hiç hareket ettirmeden araçların ve kaza yerinin değişik açılardan fotoğraflarını çekmeli.

Şayet kazaya karışan diğer araçların sürücü ya da sürücüleri ile anlaşma mümkünse kendi aralarında internetten de temin edilebilecek „Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı“ doldurabilir.

Kazaya karışan diğer sürücüler ile gurbetçimiz anlaşamazsa veya karşı taraf ehliyetsiz veya yetersiz ehliyetiyle araç kullanılıyorsa, yine karşı sürücüde yaş küçüklüğü, alkol veya akıl sağlığı şüphesi varsa, kazaya karışan araçlardan biri veya daha fazlası kamu kurumlarına ait ise, kamu kurumlarına ait eşyada (Elektrik direği gibi) zarar meydana gelmişse, kazaya karışan araçlardan birinin veya birkaçının trafik sigortası yok ise, trafik kazası ölüm ve/veya yaralanma ile sonuçlanmışsa, hemen kaza polis bölgesindeyse 155, Jandarma bölgesindeyse 156 numaralı telefondan trafik memurlarına haber vermeli ve kazada kusur durumunu da içeren kaza tespit zaptı tutturmalı, alkol raporu almalıdır.

Ayrıca mümkünse karakolda ifade vermeli ve görgü tespit tutanağı tutturmalı, kazaya karışan araç sürücülerinin ehliyet ve araçlarına ait sigporta poliçeleriyle tüm tutanakların birer suretleri alınmalıdır.

ZARARIN ÖDENMESİ İÇİN NEREYE BAŞVURMALI?

Her şeyden önce şunu belirtmekte yarar var ki, Karayolları Trafik Kanununa göre bir kaza halinde kusur durumuna göre aracın sürücüsü, aracın işleteni sıfatıyla üzerine kayıtlı kişi ve sigorta poliçe limitine kadar aracı sigorta yapan sigorta şirketi zararlardan ortak ve zincirleme sorumludur.

Yani kazaya karışan sürücü ile aracın kayıt maliki maddi manevi tüm zararlardan, sigorta şirketi ise manevi tazminat hariç sigorta limiti kadarki kısımdan tek tek ve beraberce sorumludurlar. Bu nedenle en kolayı öncelikle sigorta şirketine müracaat etmekte yarar vardır. Sigorta şirketi maddi zararların tamamını karşılasa bile özellikle yaralamalı trafik kazalarında sürücü ve kayıt malikine karşı manevi tazminat davası ayrıca açılabilir.

Sigorta şirketi maddi zararın bir kısmını ödüyorsa veya hiç ödemiyorsa, kazaya karışan sürücü ehliyetsiz, yaşı küçük, alkollü veya araç sigortasız ise, kazada yaralanma ve ölüm olayı varsa hangi durumda olursa olsun mutlaka maddi-manevi tazminat davası açılmalıdır.

ARACIMIZIN HASAR TESPİTİNİ TÜRKİYE’DE YAPTIRMAK ZORUNDA MIYIZ?

Türkiye’deki trafik sigortaları genellikle hasar tespiti için; Poliçe fotokopisi, kaza tespit tutanağı, alkol raporu, ifade tutanakları, görgü tespit tutanağı, sürücülerin ehliyet ve ruhsat fotokopileri ile hasara ait fotoğraflarını talep ediyor.

Ancak bazı sigorta şirketleri ile beraber sorumlu olan sürücü ve kayıt malikleri genellikle kazada kusur durumuna ve kaza Türkiye’de olduğu için hasarın Türkiye piyasasına göre hesaplanması gerektiğinden zararları ödemek istemiyor, reddediyorlar.

Kazada kusur durumu ilk kaza tespit veya „Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı“nda kolluk kuvvetlerince  „asli kusurludur“, „tali (ikinci derece) kusurludur“ veya „kusursuzdur“ şeklinde tespitte bulunulur. Mahkemelerce ise 8/8 üzerinden kusur tespiti yapılır.

Örneğin kazada gurbetçimiz 2/8 oranında kusurlu, karşı taraf ise 6/8 oranında kusurlu, toplam zarar da  10.000 € ise karşı taraf zararın 6/8×10.000= 8.000 €‘sundan sorumlu olur. Bu nedenle mutlaka ilk kaza anındaki bilgileri ve tanıkları tam elde edip itirazda bulunmak gerekir.

Diğer bir konu da hasarın hangi ülkede ve hangi ülke şartlarına göre tespit edileceğidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu,  Alman plakalı bir arabayla Türkiye’de kaza yapıp hasar tespitini (Gutachten) ise Almanya’da yaptıran ve buna göre zararının karşılanmasını sigorta ve sürücüden talep eden gurbetçiyi 6.4.2016 tarihli kararıyla haklı görmüş ve „ …Almanya’da ikamet eden ve geçici olarak getirdiği aracı Türkiye’de trafik kazası sonucunda hasara uğrayan davacının, aracının onarımını Türkiye’de yapması konusunda zorlanamayacağının kabulü gerekir. Araç maliki, aracını Türkiye’de veya ikamet ettiği ülkede tamir ettirmek konusunda seçimlik hakka sahiptir. Araç sahibinin bu seçimlik hakkını ikamet ettiği ülkede tamir ettirme yönünde kullanması durumunda, yurt dışı tamirine dair gerçek hasar bedelinin tespit edilerek bu bedelin Türk Lirası karşılığının tazminine karar verilmelidir“ diyerek bu konuda son noktayı koymuştur.

Trafik kazalarından dolayı talep edilebilecek tüm zararlar kazanın meydana geldiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde talep edilmelidir. Kaza dolayısıyla ayrıca bir suç oluşmuş ise (ağır yaralanma veya ölüme sebebiyet verme suçları gibi)  bu halde şayet ceza zamanaşımı iki yıldan daha uzun ise bu süre içerisinde tazminat davaları açılmalıdır. Aksi halde bu hak zamanaşımına uğrar ve kaza dolayısıyla bir daha talepte bulunma ve zararı tazmin etme mümkün olmaz.

Gurbetçimize kazasız ve zahmetsiz tatiller dilerim…