Alman mahkemesi babalığın hükmen tespiti kararlarının Türkiye’de tanınması

Özelde Almanya’da genelde yurt dışında yaşayan insanımızın ve onların evlilik dışı doğan çocuklarının biyolojik ve doğal olarak ataları ve çocuk/torunları ile olan bağı anlamına gelen kanuna uygun soybağı (nesep) sorunları da çözüm için sıkça gündeme geliyor. Hatta Avrupa’da doğmuş birçok çocuğun babalarını Türkiye’de aradıklarını hepimiz biliyoruz. Bu da olayın boyutu hakkında bize bir fikir vermektedir.

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 25 Mayıs 2019 AVUKAT ŞERİF YILMAZ

Özelde Almanya’da genelde yurt dışında yaşayan insanımızın ve onların evlilik dışı doğan çocuklarının biyolojik ve doğal olarak ataları ve çocuk/torunları ile olan bağı anlamına gelen kanuna uygun soybağı (nesep) sorunları da çözüm için sıkça gündeme geliyor.

Hatta Avrupa’da doğmuş birçok çocuğun babalarını Türkiye’de aradıklarını hepimiz biliyoruz. Bu da olayın boyutu hakkında bize bir fikir vermektedir.

Bu yazımızda yurtdışında doğan ve o ülke mahkemesince verilen babalığın tespiti kararlarının Türkiye’de nasıl geçerli olacağını izah etmeye çalışacağım.

Babalığın mahkemece hükmen tespiti

Konuyu örnek vererek izah etmek sanırım somut olarak anlamak için en iyi yöntem. Örnek Almanya’dan ancak aynı durum diğer ülkeler için de geçerlidir.

Örnek: Ertuğrul bey Halime hanımla evlidir. Ancak bu evliliği devam ederken Alman vatandaşı olan bir bayandan evlilik dışında Julia isminde bir çocuğu olmuştur. Ertuğrul bey hanımının duymasından çekinerek çocuğun kendisinden olduğunu inkâr etmekte kabul etmemekte. Julia’nın annesi de bunu önemsememekte.

Ancak Alman Gençlik Dairesi (Jugendamt) çocuğu himayesine almış ve çocuk adına Alman mahkemesinde Ertuğrul beye karşı babalığın tespiti davası açmıştır. Mahkeme hem Ertuğrul beyden hem de Julia’dan alınan donelerle DNA testi yaptırmış ve % 99,99 ihtimalle babanın Ertuğrul bey olduğunun tespitine karar vermiş. Bu karar kesinleşmiştir.

Annesinden Alman vatandaşı olan Julia 18 yaşına geldiğinde babasının Türk nüfusuna kayıt olmak ve Türk vatandaşlığının sağladığı haklardan da faydalanmak istiyor.

Türk Medeni Kanunumuzda (TMK) çocuk ile anne arasında soybağı doğumla kurulur. Evlilik dışı doğan çocukla baba arasındaki soybağı ise babanın anne ile evlenmesi (TMK md.292), babanın çocuğu tanıma senediyle tanıması (TMK 295 md.) veya hakim (TMK 301 md.) kararıyla kurulur.

Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun (MÖHUK) 58 inci maddesine göre yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan mahkeme kararları karşılılık aranmadan Türkiye’de tanınabiliyor.

Türk vatandaşı baba ve yabancı bir anneden evlilik birliği dışında doğan çocuk soybağı kurulmasını sağlayan usul ve esasların yerine getirilmesi halinde Türk vatandaşlığını kazanabiliyor. (Türk Vatandaşlığı Kanunu –TVK- md. 7/3)

Şimdi bu düzenlemelere göre Julia’nın hukuki durumunu tespit edelim; Julia biyolojik babası Ertuğrul beyin evliliği dışında dünyaya gelmiştir. Yani Julia’nın annesi ile Ertuğrul beyin evlilik bağı olmadığı bir dönemde doğmuştur.

Ertuğrul bey Julia’nın annesiyle evlenmemiş evlenmeleri de mümkün olmadığından Julia soybağını babasıyla bu yoldan kuramamakta.

Baba Ertuğrul bey Julia’yı Alman makamları önünde usulüne uygun bir şekilde tanıyabileceği gibi Türk nüfus memuruna, mahkemeye, notere veya konsolosluğa yazılı başvurarak resmi senette ya da vasiyetnamede Julia’nın kendisinden olduğunu beyan edip soybağı kurabilir. Ama Ertuğrul bey bunu da kabul etmediğinden bu yolla da soybağı kurulamıyor.

Son yol ise Julia’nın mahkeme kararıyla Ertuğrul beyin babası olduğu iddiasıyla ona karşı babalığın hükmen tespiti davası açmasıdır. Ancak Julia’nın bunu yapmasına gerek yok, çünkü daha önce bu yolda Alman Gençlik Dairesinin açtığı ve kesinleşen bir Alman mahkemesi kararı var. Lâkin bu karar henüz Türk hukuku açısından geçerli değil.

Bu kararın geçerli olması için MÖHUK hükümlerine göre Türk aile mahkemesinde tanıma davası açması ve mahkemece bu kararın tanınması gerekir.

Bu dava için kesinleşme (Rechtskraftvermerk) ve apostil şerhli Alman mahkemesi kararını Türkçeye tercüme ettirip noterden veya konsolosluktan onaylatması ve mahkemeye ibrazla babası Ertuğrul beye karşı davasını yöneltmesi yeterli. Kendisi davasını açıp yürütemiyorsa Almanya’dan Türk hukukunda yetkili bir avukata vekaletname vermesi de mümkün.

Türk mahkemesince Alman mahkemesinin bu babalığın hükmen tespiti kararı tanındığında Julia ile babası Ertuğrul bey arasında soybağı Türk hukuku açısından da kurulacak, Julia artık baba Ertuğrul bey istemese de evlilik içerisinde doğmuş kızı olarak işlem görecektir.

Başta babanın mirası olmak üzere birçok kanuni hakka sahip olacağı gibi bu tanıma ile TVK md. 7/3’deki şartlar gerçekleştirildiğinden kendisi babaya bağlı olarak Türk vatandaşlığını da kazanmış olacaktır.

Tanıma davası için birkaç tespit ve uyarı     

Julia, açacağı davada Alman mahkemesinin babalığın tespiti kararının tenfizini istemek zorunda değildir. Tenfize de gerek yoktur. Tanıma kararı yeterlidir. Zira babalığın tespiti kararları evlenmenin butlanı, ölüme bağlı tasarrufların iptali, nesebin reddi, evlat edinmeye izin ve boşanma kararları gibi hukuki niteliği itibariyle yenilik doğurucu kararlardandır.

Bunların icra özelliği olmayıp; yabancı mahkeme kararı sadece bu kararlara yönelikse ve Türkiye’de nüfus kayıtlarında işlem yapılması amaçlanıyorsa, tanıma kararı bu amacı gerçekleştirmeye yeterlidir. (HGK 30.11.2011 gün ve 2011-2-593 E. 2011-726 K. sayılı ilamı)

Ancak Alman mahkemesi kararının Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması gerekir. (YİBGK 10.2.2012 gün 2010//1-2012/1  ilâmı)

Şayet Alman mahkemesi kararında gerekçeler açıklanmış ve Alman mahkemesindeki davada DNA tespiti yapılmış ise bu durumda tanıma davasına bakan Türk aile mahkemesi babalığın tespiti davası kamu düzenine ilişkindir deyip taraflardan yeniden DNA testi ve Adli Tıp raporu istemesine gerek yoktur. (Yargıtay 8. HD, 11.1.2018 gün ve 2017/6657 E. 2018/196 K. sayılı ilâmı)

Yabancı mahkemenin babalığın tespitine ilişkin kararları kişinin şahıs hukukuna ilişkin olduğundan tanınması davasında da zamanaşımına tabi olmazlar. Her zaman bu kararların tanınması istenebilir. (18. HD, 15.5.2014 gün 2014/1680-8935 sayılı, 3. HD, 24.12.2014 gün 2014/8312-17155 sayılı ilâmları)