Alman ceza mahkemesinde şahitlik ve şahitlikten çekilme hakkı

Alman ceza mahkemesinde şahitlik ve şahitlikten çekilme hakkı

Hem Türk hem de Alman mevzuatına göre bir ceza davasında şahitlik yapmak kamu yararı gereğince bir zorunluluk ve görevdir. Bu nedenle her iki hukuka göre de bir ceza mahkemesinde şahit olarak gösterildiniz ve mahkemece çağrıldıysanız mahkemeye gelmeye ve ifade vermeye mecbursunuz. Aynı durum dava açılmadan hazırlık aşamasında güvenlik birimlerinde ve savcılıkta vereceğiniz şahitlikler için de

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 25 Ocak 2020 AVUKAT ŞERİF YILMAZ

Hem Türk hem de Alman mevzuatına göre bir ceza davasında şahitlik yapmak kamu yararı gereğince bir zorunluluk ve görevdir. Bu nedenle her iki hukuka göre de bir ceza mahkemesinde şahit olarak gösterildiniz ve mahkemece çağrıldıysanız mahkemeye gelmeye ve ifade vermeye mecbursunuz.

Aynı durum dava açılmadan hazırlık aşamasında güvenlik birimlerinde ve savcılıkta vereceğiniz şahitlikler için de geçerlidir. Zaten Türk Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) Alman Ceza Yargılama Kanunu’nun tercüme edilmesi ile alındığından birkaç istisna dışında aynı hükümleri içerirler.

Şahit olarak çağrılanlar „Ben daha önce poliste veya savcılıkta ifade verdim, ondan dolayı mahkemeye gitmek zorunda değilim“ diyemez. Usulüne uygun davete rağmen duruşmaya gelmeyen şahitler, zorla getirtilebileceği gibi para cezasına da muhatap olurlar. Çünkü ceza yargılamasında duruşmada verilen ifadeler isnat edilen suç hakkında maddi gerçeği ortaya çıkaracaktır.

Ancak mahkemeye gitme zorunluluğu her zaman mutlaka şahitlik yapılacağı veya ifade verileceği anlamına gelmez. Lakin gitmek ve duruşmada hazır bulunmak bir zorunluluk.

Bazı şahitlerin şahitlikten çekilme hakkı vardır. Ama duruşmaya gelmeme hakları yoktur. Onlar da şahitlikten çekilme hakkını kullanacağını duruşmada beyan etmek zorundadırlar.

Alman Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 52. maddesine göre özellikle sanığın nişanlısı, evlilik boşanma ile bitmiş olsa bile eşi, artık ortak yaşam olmasa da yaşam ortağı, üçüncü dereceye kadar yakın akrabalar, şahit rüşte ermemiş veya ermekle birlikte vesayet altında ise (yasal temsilcisinin onayı ile) sanık (veya taraflar) lehine şahitlikten çekilme hakkına sahiptir.

Duruşmada hakim, tarafların şahitle yakınlığını veya durumunu tespit etmek ve şahit yukarıda sayılanlardan ise kendisine şahitlikten çekilme hakkını hatırlatmak zorundadır.

Bunlar dışında bazı meslek gruplarının da şahitlikten çekilme hakkı vardır.  Mesela bir doktor hastası veya bir avukat müvekkili hakkında şahitlik yapmak zorunda değildir. Hatta bunlar hastalarından veya müvekkillerinden onay almadan şahitlik yaparlarsa yasal olarak “Sır saklama yükümlülüklerinden” dolayı suç işleme ihtimalleri dahi vardır.

Diğer bir durum ise şahidin vereceği ifade ile kendisini suçlu duruma koymasını önleyen susma hakkıdır. Lâkin bu hakkı kullanmak kolay değildir. Bir şahit yakın akrabalıktan dolayı „Ben sanıkla akrabayım şahitlikten çekiliyorum, şahitlik yapmayacağım“ diyerek rahatlıkla şahitlikten çekilebilir ama kolay kolay „Bu olayda ben suçluyum“ diyemez. Bu durumda şahide destek olarak alanında uzman bir ceza avukatı tutmasını öneririz.

Şahitlik görevini yerine getirecek ve böylece suç işlediğini açıklamak zorunda kalacak şahit, aslında sadece o kritik sorulara karşı susma ve cevap vermeme hakkına sahiptir. Fakat verilecek tek tük cevaplar da toplu bakış da suç işlenmiş ihtimalini güçlendiriyorsa şahit toplu olarak ifade vermeme hakkına sahip olabilir.

Bunlar dışında kalan şahitler mahkemeye gelmek ve şahit olarak ifade vermek zorundadırlar.

Türk Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun aksine Alman Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda çok istisnai haller dışında şahitlerin yemin altında ifade verme zorunlulukları olmadığını belirtelim.