Alman vatandaşlık kanununda Türkler için neler değişti?

Alman vatandaşlığına kabulde sosyal yardım almama şartı devam ettirildi. Hatta biraz daha sertleştirildi. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu şartın kaldırılmasına ilişkin Sol Parti milletvekillerinin verdiği değişiklik önerisi de kabul edilmedi.  Ayrıca kabul edilen kanunla dil şartında da köklü bir değişiklik yapılmadı.

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 28 Ocak 2024 YAZARLAR

Trafik ışıkları koalisyon hükümeti ortaklarının koalisyon mutabakatında anlaştıkları ve 19.05.2023 tarihli Alman Federal İçişleri Bakanlığının yayınladığı “Vatandaşlık Kanununun Modernizasyonu Hakkında Kanun Tasarısı” ufak değişikliklerle 01.11.2023 tarihinde başbakan Olaf Scholz imzasıyla hükümet adına Federal Meclise (Bundestag) sunuldu. Sunulan bu kanun tasarısı Meclis İçişleri Komisyonunda görüşüldü. İçişleri Komisyonunda tasarında bulunmayan üç konuda değişiklik yapılarak ana tasarıya eklendi ve 17.01.2024 tarihinde komisyon tarafından tasarı kabul edilerek meclis genel kuruluna gönderildi.

Federal Meclisin 19.01.2024 tarihli oturumunda tasarının son hali üzerinde yaklaşık 45 dakikalık görüşmeden sonra tasarı meclisteki 639 milletvekilinin 382 kabul, 234 hayır oyu ile kabul edildi. 23 milletvekili ise çekimser oy kullandı. Tasarının kanunlaşmasına koalisyon partileri SPD, Yeşiller ve FDP’nin yanı sıra Sol Parti de destek verdi. Muhalefetteki CDU/CSU birlik partileri ret oyu verirken AfD milletvekilleri çekimser oy kullandı.

Tasarı hakkında Sol Partiden milletvekilleri Gökay Akbulut ile Martina Renner tarafından tasarıdaki Alman vatandaşlığına kabulde sosyal yardım almama şartının kaldırılması için, CDU/CSU birlik partileri grubu tarafından ise “Alman vatandaşlığının değerinin korunması” başlığıyla değişiklik önerileri verildiyse de bu öneriler reddedildi.

Bu noktada bir iki hususu hatırlatalım.

Federal Mecliste kabul edilen bu kanun değişikliğinin Federal Eyaletler Meclisinde (Bundesrat) onaylanması gerekmiyor. Bu nedenle kabul edilen kanunun Vatandaş Parası (Bürgergeld) Kanununda olduğu gibi Federal Eyaletler Meclisinde çoğunluğu elinde bulunduran muhalefet partileri tarafından engellenmesi mümkün değil.

Ancak bu, Federal Mecliste kabul edilen kanun tasarısının hemen kanunlaştığı ve yürürlüğe girdiği anlamına da gelmiyor. Öncelikle birkaç hafta Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in imza süreci olacak. Arkasından kanunun Alman Federal Resmî Gazetesinde (Bundesgesetzblatt) yayınlanması gerekiyor.

Kanun, Alman vatandaşlığına kabulde birçok konuda genel düzenlemeler getirdiğinden kanun yürürlüğe girse bile Federal İçişleri Bakanlığının kanunun uygulama yönetmeliğiyle detayları tespit edip yayınlaması gerekiyor. Bu nedenle uygulamanın tam olarak başlamasının bir zaman alacağı görünüyor.

Bunun için Alman vatandaşlığına geçmek ve/veya çifte vatandaş olmak isteyen Türk vatandaşlarının biraz daha beklemesini öneririz.

Genel olarak söylemek gerekirse;

Kanun tasarısının kabulü Türk insanı için önemli ve radikal bir gelişmedir. En başta sadece Türk vatandaşı veya sadece Alman vatandaşı olup mavi kartlı insanımızın çifte vatandaşlığının önü açılmıştır. Kanunla Alman vatandaşlığına kabul için Türk vatandaşlığından çıkmak gerekmeyeceğinden Türk konsolosluğundaki işlem süreci olmayacaktır. Bu nedenle de Alman vatandaşlığına alınma süreci de kısalacaktır. Türkler açısından kanunun getirdiği en önemli düzenleme budur.

Kanunlaşma ve yürürlüğe girme halinde Alman vatandaşlığına kabul için Almanya’da en az ikamet etme süresi 8 yıldan 5 yıla, özel entegrasyon becerileri olan Türkler için ise 6 yıldan 3 yıla düşürülmüştür.

Alman vatandaşlığına girmeyen veya girmek istemeyen veya Almanya’da ikamet sürelerini 8 yıla tamamlayamayan Türk vatandaşlarının Almanya’da doğan çocuklarının doğum yeri esasına göre Alman vatandaşlığını kazanmaları için yabancı anne veya babadan birinin Almanya’da en az 8 yıldan beri ikamet etme şartı da 5 yıla düştü.

İlk hükümet tasarısında bizim birinci kuşak dediğimiz ve 30.06.1974 tarihine kadar işçi göçü anlaşmasıyla gelen Türk vatandaşlarından Alman vatandaşlığına kabulde B1 gibi dil seviye sertifikası istenmeyecek ve bunların günlük yaşamlarında kendilerini Almanca olarak ifade edebilmeleri yeterli sayılacak. Bu vatandaşlar vatandaşlık testinden de muaf tutulacaklar. Ancak tasarıda bu şeklinde düzenleme getirilmesine rağmen bu vatandaşların aile birleşimi yoluyla Almanya’ya gelen eşleri için bir düzenleme yapılmamıştı. İşte Meclis İçişleri Komisyonunda verilen ve kabul edilen önerge ile bu vatandaşlarımızın eşlerinden de dil şartı ve vatandaşlık testi istenmeyeceği kanuna eklendi.

Alman vatandaşlığına kabulde sosyal yardım almama şartı devam ettirildi. Hatta biraz daha sertleştirildi. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu şartın kaldırılmasına ilişkin Sol Parti milletvekillerinin verdiği değişiklik önerisi de kabul edilmedi.  Ayrıca kabul edilen kanunla dil şartında da köklü bir değişiklik yapılmadı.

Yine ilk tasarıya Komisyonda verilen değişiklik teklifiyle Alman vatandaşlığına kabulde demokratik özgür Anayasal düzenini kabul beyanına “Yahudi soykırımını, Yahudilerin yaşam haklarını, halkların barış içerisinde beraber yaşamasını ve işgalci savaşın yasak olduğunu kabul” cümlesi de eklendi. CDU/CSU’nun “İsrail devletini tanıma ve mevcudiyetini koruma hakkı tanıma” teklifi ise mecliste kabul edilmedi.

Yine tasarıya Komisyonda verilen değişiklik teklifiyle kanunun yürürlük tarihi eklenen bir madde ile Federal Resmî Gazetede yayımlandığı tarihten itibaren 3 ay sonrası olarak belirlendi. Örneğin kanun Alman Federal Resmî Gazetesinde 01.02.2024 tarihinde yayınlanışsa yürürlük tarihi 01.05.2024 olacaktır.

Kabul edilen kanun hakkında gelinen aşamada genel olarak bunları belirtebiliriz. Ancak iki hususun altını çizmekte bir daha fayda var.

Birincisi kanunla çifte vatandaşlık hakkı tanındı diye “Türk anne ve babadan Almanya’da doğanların Alman vatandaşlık hakkı oldu” şeklindeki yanılgı. Zira daha önceki bir köşe yazımızda ayrıntılarını açıkladığımız gibi salt Almanya’da doğmak Alman vatandaşlık hakkı vermiyor.

Çünkü 01.01.2000 tarihinde önce Almanya’da doğanlar için o dönemdeki kanunda doğum yeri esasına göre Alman vatandaşlık hakkı bulunmuyordu. Bu nedenle bu tarihten önce doğanların Alman vatandaşlık hakkı bulunmuyor.

01.01.2000 tarihinden sonra yabancı anne ve babadan Almanya’da doğan çocukların Alman vatandaşlık hakkı için ise anne veya babalarından birinin çocuğun doğum tarihi itibariyle Almanya’da en az 8 yıldan beri yasal olarak ikamet ediyor olması ve çocuğun Almanya’da en az 8 yıl ikamet etmesi, bu sürenin en az 6 yılı okula gitmiş veya bir meslek eğitimini bitirmiş olması gerekir. Bu çocukların anne veya babalarının doğum tarihi itibariyle bu en az 8 yıldan beri Almanya’da yasal ikamet etme zorunlulukları kabul edilen kanun tasarısıyla 5 yıla düşürülmüş, çocukların çifte vatandaşlıkları için Almanya’da en az 8 yıl ikamet etme, bu sürenin en az 6 yılı okula gitme veya bir meslek eğitimini bitirmiş olma şartı da kaldırılmıştır.

Görüldüğü gibi 01.01.2000 tarihinden itibaren Almanya’da doğan her çocuğun da Alman vatandaşlık hakkı bulunmuyor.

Bu nedenle “Benim annem ve/veya babam Almanya’da en az 15 yıl ikamet etti, ben de Almanya’da doğdum, Almanya’da ilkokulu (Grundschule) bitirdikten sonra 1984 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yaptık. Bu durumda yeni kanuna göre ben ve annem/babam tüm şartları tamamladığımızdan benim Alman vatandaşlık hakkım var” düşüncesi tamamen yanlıştır. Çünkü kabul edilen yeni kanun değişikliğinde bu şartlar açısından bir yeni düzenleme bulunmuyor. Yukarıda da izah ettiğimiz gibi anne-babandan birinin Almanya’da yasal asgari ikamet zorunluluğu 01.01.2000 tarihinden beri zaten var ve sadece bu tarihten sonra doğan çocukları kapsamaktadır. Yeni kanunla bu şartlardan sadece anne veya babadan birinin çocuğun doğum tarihi itibariyle en az 8 yıldan beri Almanya’da yasal ikamet zorunluluğu 5 yıla düşürüldü ki, bu 5 yıldan beri ikamet imkânı da yeni kabul edilen kanunun yürürlük tarihinden sonra Almanya’da doğan çocuklar için uygulanacaktır. Bunun dışında başkaca hiçbir değişiklik yapılmadı.

Ayrıca ilk kuşak olarak 30.06.1974 tarihine kadar işçi göçü anlaşması kapsamında Almanya’da gelmiş, 5 yıl, 10 yıl, 30 yıl gibi bir müddet Almanya’da yaşayıp çalıştıktan sonra Türkiye’ye kesin dönüş yapmış olan ilk nesil vatandaşlarımızın ne Almanya’da doğan çocuklarının ne de kendilerinin Alman vatandaşlık hakkı bulunmuyor. Yeni kanunla böyle bir hak verilmiyor. Bu algı da yanlıştır.

Altını çizmek istediğimiz ikinci husus Alman vatandaşlığını aldıktan sonra 01.01.2000 tarihinden sonra Alman devletinden izin (Beibehaltungsgenehmigung) almadan T.C. Bakanlar Kurulu kararıyla tekrar Türk vatandaşlığını alan ve aslen yasal olarak hiçbir bildirime gerek olmadan Alman vatandaşlığını otomatikman kaybeden gizli çifte vatandaşları kapsayacak bir af maddesi yeni kabul edilen kanuna eklenmedi. Dolayısıyla kanunların geriye yürümezliği ilkesi gereğince her hukuki olay veya işlem tarihinde geçerli kanun uygulanacağından yeni kanunla çifte vatandaşlığın önü açılsa da bu vatandaşların halen Alman vatandaşlıklarını kaybetme tehlikesi devam etmektedir.