Alevinin ilkesel duruşu

Hakk inancına tabi, hakikat yolunun yolcusuyuz. İlke ve değerlerimiz var. Bu ilkeler ve değerler ile hayata karşı bir duruşun sahibiyiz. Yaşamımızı bu ilkelerin ışığında şekillendirmeye çaba gösteriyoruz. Yaşadığımız çağda yani hakikatin bir çok yönüyle toz altında kaldığı, ilke ve değerlerin önemini yitirdiği, varoluşun anlamının bulanıklaştığı bu çağda; bütün yetmezliklerimize karşın ilkesel bir duruşun sahibi olmak

REMZİ KAPTAN 07 Nisan 2022 YAZARLAR

Hakk inancına tabi, hakikat yolunun yolcusuyuz. İlke ve değerlerimiz var. Bu ilkeler ve değerler ile hayata karşı bir duruşun sahibiyiz.

Yaşamımızı bu ilkelerin ışığında şekillendirmeye çaba gösteriyoruz.

Yaşadığımız çağda yani hakikatin bir çok yönüyle toz altında kaldığı, ilke ve değerlerin önemini yitirdiği, varoluşun anlamının bulanıklaştığı bu çağda; bütün yetmezliklerimize karşın ilkesel bir duruşun sahibi olmak anlamlıdır, değerlidir.

Hakikate talip olmak, hakikat arayışcısı olmak her çağda zordu fakat çağımızda bu zorluklar daha bir artmıştır.

Bu anlamıyla ilke ve değerlerden taviz vermeden hakikatin arayışcısı olmak daha bir önem ve değer kazanmıştır.

Yaşadığımız yenilgilere, zorluklara, çıkmaz ve sorunlara birazda bu bakış açısıyla yaklaşmak gerekiyor.

Bu noktada esas olanı göz ardı etmemek ve bu esastan çıkarak çözüm yolları aramak gerekiyor.

Esas olan; her ne pahasına olursa olsun inancımızdan, değerlerimizden taviz vermedik.
Yine karınca kararınca inancımızın insanlık var olduğu sürece yaşaması, toplumumuzun hayatın her alanında diğer toplumlar gibi olması için çalışıp çabalıyoruz.

Hayal ettiğimiz, istediğimiz noktanın çok çok gerisindeyiz.

Sebebi ne olursa olsun, yani bizden ve ya dışımızda gelişen nedenlerden dolayı da olsa gerçeğimiz budur.

İstediğimiz noktanın gerisindeyiz.

Fakat diğer yandan Alevi olmanın ilkesel duruşundan bir adım dahi taviz vermedik.

Yine hizmet etme noktasında bir an dahi tereddüt etmedik.

Başkalarına bakıp yolumuzu bırakma, inancımıza şüphe duyma, topluma sırt çevirmek gibi yanlışlıklara düşmedik. Budur esas olan.

Diğer yandan bahane ve gerekçelerin arkasına saklanmayacak kadar bilince ve eleştiri gücüne sahibiz.

Tarihten günümüze her zaman için nahak olan zalimlerin zulmüne uğramış mazlum bir toplumun fertleri olarak pes etmeden, gerekçelerin ve çaresizliklerin arkasına saklanmadan yolumuzu sürmeye, toplumumuza hizmet etmeye, toplumumuzun şahsında cümle insanlığa güzellikler katmaya devam edeceğiz.

Bu yolu sürdükçe, bu hizmette var olmaya devam ettikçe daha çok yenilgilerimiz, başarısızlıklarımız, zorluklarımız olacaktır.

Bütün bunların bilincinde olarak ilkelerimizden, değerlerimizden ve bunların şekillendirdiği duruşumuzdan taviz vermediğimiz sürece eninde sonunda mutlaka toplumsal olarak istediğimiz noktaya geliriz.

Yaşamın bizle başlayıp bizle bitmediğinin farkında olanlar olarak bizler elimizden geleni yapacağız.

Ehlibeyte bende olmanın inancı, Şah-ı Merdan’a bağlı olmanın gururuyla yiğitçe yaşayıp mertçe öleceğiz.