Almanya’da suçtan zarar gören ve suç mağduru Türklerin yasal hakları

Almanya’da suçtan zarar gören ve suç mağduru Türklerin yasal hakları

1960’lı yıllardan itibaren yasal veya yasal olmayan yollarla fazlaca göçmenin yöneldiği Almanya’da yapılan araştırmalarda; göçmen kitlerinin yerel halktan daha fazla oranda suç işleme eğiliminde olduğu, uzun süredir Almanya’da bulunmasına rağmen Türklerin dahi suç oranlarında Almanlarla aynı değere ulaşamadığını, suçlu sayılarının şekillenmesinde bir takım eksikliklerin bulunduğunu göstermektedir. 24 Nisan 2017 tarihinde dünya gazeteleri ilginç bir şekilde,

AKGÜN BİLGİN 02 Haziran 2019 AKGÜN BİLGİN

1960’lı yıllardan itibaren yasal veya yasal olmayan yollarla fazlaca göçmenin yöneldiği Almanya’da yapılan araştırmalarda; göçmen kitlerinin yerel halktan daha fazla oranda suç işleme eğiliminde olduğu, uzun süredir Almanya’da bulunmasına rağmen Türklerin dahi suç oranlarında Almanlarla aynı değere ulaşamadığını, suçlu sayılarının şekillenmesinde bir takım eksikliklerin bulunduğunu göstermektedir.

24 Nisan 2017 tarihinde dünya gazeteleri ilginç bir şekilde, Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere tarafından açıklanan Almanya Suç İstatistikleri (2016) hakkında haberler yayınlamaya başladı.

Almanya’da göçmen suçlu sayısının % 50 oranında arttığına dikkat çeken haberlerde göçmen suçlu/şüpheli sayısındaki yükselişe vurgu yaptı. 2018’in hemen başlarında ise, BBC’deki yazı tartışmanın bitmediğini gösterir gibiydi. Biraz çekingen ifadelerle yayımlanan haberde, genç göçmenlerin 2016 yılındaki suç oranlarını nasıl arttırdığından bahsediyordu.

Tüm bunlar, sadece bir belgenin içerisindeki rakamların çekiciliği ile ilgili değildir elbette. Özellikle Angela Merkel’in mülteci ve sığınmacılarla ilgili izlediği politikaların bir eleştirisi niteliğindedir. Bu yayın haberlerde Almanya’da son yıllarda artarak yükselen şiddet ve nefrete de gönderme yapılmaması bir eksikliktir.

Almanya’da günlük hayatınızı ikame ettirirken bilerek veya bilmeyerek çeşitli nedenlerle suç mağduru olabilirsiniz. Bu yazı dizimizde Almanya’da Türklerin suç mağduriyeti, göz altına alınma ve tutuklanma gibi hallerinde yasal haklarından ve kanun yollarından bahseteceğiz.

Mağdur kime denir?

“Mağdur” kelimesi, Arapça zulüm, merhametsizlik, haksızlık anlamına gelen “gadr” kelimesinden türetilmiş bir kavramdır. Türk Dil Kurumu “mağdur”u, haksızlığa uğramış kimse, kıygın şeklinde tanımlanmaktadır. Mağdur kavramı günlük dilde, haksızlığa veya zarara uğrayan şeklinde kullanılmaktadır.

Bu nedenle mağdur kavramı farklı alanlarda ve farklı şekillerde ortaya çıkan geniş bir kavramdır. Suçtan ve hukuka aykırı fiilden kaynaklanan mağduriyet ceza hukukunun, sözleşmeden kaynaklanan mağduriyet ise özel hukukun konusunu oluşturmaktadır.

Mağdur denilince akla ilk olarak suç mağduru gelse de, töre mağdurları, doğal afet mağdurları, kredi mağdurları, sözleşme mağdurları gibi pek çok mağdur türü bulunmaktadır. Ancak yazı dizimisin konusunu ceza hukukundaki mağdur kavramı, diğer bir ifade ile suç mağdurları oluşturmaktadır.

Mağdur, yargılama konusu suç ile hukuken korunan hakkı veya menfaati ihlal edilen kişidir. Bir diğer ifade ile mağdur, suçun maddi unsuruna muhatap olan ve bu nedenle suç ile, korunan hukuki yararı zedelenen kişidir.

Bir başka açıdan mağdur, suç tarafından zarara uğratılan veya tehlikeye maruz bırakılan hak ve menfaatin sahibini ifade etmektedir. Örneğin; yaralama suçunda vücut bütünlüğü ihlal edilen kişi, cinsel saldırı suçunda cinsel dokunulmazlığı ihlal edilen kişi, suçun mağdurudur.

Mağdur kavramına ilişkin tanımlara uluslararası metinlerde de rastlanmaktadır. Birleşmiş Milletler’in 29 Kasım 1985 tarihli 40/34 sayılı “Suçtan ve Yetki İstismarından Mağdur Olanlara Adalet Sağlanmasına Dair Temel Prensipler Deklarasyonu”nda mağdur, “üye ülkelerde yürürlükte olan ceza kanunlarını ihlal eden eylemlerden dolayı bireysel veya toplu olarak, fiziksel, ruhsal veya duygusal açıdan zarara uğrayan, ekonomik kayba maruz kalan veya temel hakları önemli ölçüde zarar gören kimse”dir.

Ceza Muhakemesinde Mağdurun Konumuna İlişkin 15 Mart 2001 Tarihli Avrupa Birliği Konseyi Çerçeve Kararı’nda da mağdur tanımlanmıştır. Kararın “Tanımlar” başlıklı 1’inci maddesinde mağdur “Üye Devletlerin ceza hukukunu ihlal eden icrai ya da ihmali bir eylemden doğrudan fiziksel, ruhsal veya manevi zarar gören veya ekonomik kayba uğrayan gerçek kişi” olarak tanımlanmıştır.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Suç Mağdurlarına Yardımla İlgili 14 Haziran 2006 Tarihli ve 8 Sayılı Tavsiye Kararı’nda mağdur, “bir üye ülkenin ceza hukukunun ihlali ile sonuçlanan eylem ve ihmaller dolayısıyla fiziksel veya zihinsel yaralanma, duygusal acı veya ekonomik kayıp dâhil zarara uğramış gerçek kişi” şeklinde tanımlanmıştır.

Almanya’da mağdur hakları

Almanya’da mağdur hakları ise, 1986 yılında yürürlüğe giren Mağdur Koruma Kanunu, Ceza Usul Kanunu, Şiddet Mağdurlarını Koruma Kanunu, 3 Mayıs 2013 tarihinde yürürlüğe giren Cinsel Suç Mağdurlarının Haklarının Güçlendirilmesi Kanunu ile düzenlenmiştir.

Almanya’da 1986 yılında kabul edilen “Mağdur Koruma Kanunu” ile mağdurun ceza yargılamasına katılımı sağlanarak, konumunun ve kişiliğinin güçlendirilmesi amaçlanmıştır.

Ayrıca, 1998 tarihli “Tanıkların Korunması Kanunu” ile duruşmalar sırasında tanık konumundaki mağdurlara koruma sağlanmıştır. Alman Ceza Kanunu’na göre, mağdurun zararının giderilmesi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmaktadır. Ayrıca, mağdurun zararının tamamen veya büyük ölçüde giderilmesi suretiyle uzlaşma sağlanabilir.

Suçtan zarar gören ile mağdur ayrımı nelerdir?

Suçtan zarar gören kavramı ile suçun pasif süjesi olarak kabul edilen mağdur kavramı çoğu zaman birbiriyle karıştırılsa da birbirinden farklı kavramlardır. Aslında mağdur kavramı, suçtan zarar gören kavramı ile çoğu zaman örtüşebilmekte; ancak bu iki kavram bazen uyuştuğu halde bazen farklılaşabilmektedir.

Suç teşkil eden fiile ilişkin hak ve menfaati zarar gören ile bu hak veya menfaatin sahibi her zaman aynı kişi olmayabilmektedir. Ceza hukuku ve kriminoloji bilimleri bakımından mağdur, suçun maddi unsurunun etkilendiği kişidir ve bu açıdan özel ve dar bir anlamı vardır. Suçtan zarar gören ise, mağdurdan farklı bir anlam içermektedir.

Mağdur eylemden ilk etkilenendir. Suçtan zarar gören ise, eylem nedeniyle hakkı zedelenen ve hak ileri sürebilecek kimsedir. Örneğin adam öldürme suçunda mağdur öldürülen kişidir; ancak suçtan zarar görenler, bu kişinin ölmesinden dolayı hakları ve hukuki menfaatleri zedelenen kişilerdir.

Mağdur-suçtan zarar gören ayırımı konusunda, mağdurun ceza ilişkisinin tarafı olduğu halde, suçtan zarar görenin sadece hukuki ilişkinin tarafı olması ayırıcı bir ölçüt olarak ifade edilmektedir.

Bir diğer fikre göre suçtan doğrudan zarar gören kişiler mağdur, dolaylı zarar gören ya da suçla korunan hak ve menfaatin dışında kalan hakları zarar gören kimseler ise suçtan zarar gören olarak tanımlanmaktadır.

Esasında, suçtan doğrudan doğruya zarar görme dar; dolayısı ile zarar görme ise geniş anlamda suçtan zarar görmeyi ifade etmektedir. Ancak burada dikkate alınması gereken konu suçtan zarar gören kişinin her zaman suçun mağduru olmamasıdır.

Suç mağduru olarak hangi haklarım var?

Almanya’da hiç bir Türk suç mağduru olabileceği konusunda hazırlıklı değildir. Suç mağduriyeti ister çanta hırsızlığı, ister ağır yaralama veya daha başka suçlardan dolayı olsun bazen suç mağdurları kendilerine işlenen suçtan dolayı fiziksel olarak yaralanmakta veya psikolojik sarsıntılara maruz kalınmaktadırlar. Çoğu kezde suç mağduru, maruz kaldığı mağdurıyetten dolayı ne yapacağını bilmemektedir.

Bu yazı dizimiz sizlere Almanya’da yaşayabileceğiniz olası suç mağdurıyeti durumlarında nereden yasal yardım talep edebileceğiniz ve ayrıca hangi haklara sahip olduğunuz konusunda bir genel bakış vermeyeyi hedeflemektedir.

Bana kim yardımcı olabilir?

Almanya’da suç mağdurlarına yardım kurumları hem danışma hemde yardım hizmeti sunmaktadır. Danışma kurumlarında özel eğitimli ve suç mağduriyeti yaşayan kişiler konusunda çok tecrübeli ve size yardımcı olmak isteyen bayan ve bay danışmanlar çalışmaktadırlar.

Yaşanan suç mağdurıyetinin büyüklüğüne göre size daha geniş kapsamlı yardımda da bulunabilirler ve ihtiyaç olaması durumunda ise size psikolojik veya terapi yardımı gibi hususlarda sizi ilgili kurumlara yönlendirme konusunda size yardımcı olabilmektedirler.

Danışabileceğiniz kurumların listesine Federal Adalet ve Tüketiciyi Koruma Bakanlığı’nın (Bundesministeriums der Justiz und für Verbraucherschutz) resmi web sitesinden bulabilirsiniz.

Bunun dışında size her polis karakolunda da veya suç mağdurıyeti yaşayan kişilere konusunda oluşturulan “Suç Mağdurları için Veri Tabanı” (ODABS – Online Databank für Betrofene von Straftaten)’in www.odabs.org web sitesinden yardım talebinde bulunabilirsiniz.

Bir suç işlendiğinde nasıl suç duyurusunda bulunabilirim?

Eğer bir suç duyurusunda bulunmak istediğinizde, suç duyurusunuzu herhangi bir polis karakolunda yapabilirsiniz.

Suç duyurusunda bulunduktan sonra neler olmaktadır?

Almanya’da suç duyurusunda bulunduysanız, suç duyurunuzu kolayca geri çekmeniz mümkün değildir. Soruşturmayı başlatan poliz veya savcılık kurum bildirilen tüm suç duyuruları “ihbar” mahiyetinde kabul ettikleri için suç iddiası hakkında kamu güvenliği amacıyla resen işlem başlatmaları ve soruşturmayı sonuçlandırmak zorundadırlar.

Yanlız bazı daha hafif suç olarak nitelendirilen suçlarda (hakaret, şantaj, rahatsız edilme veya mala zarar verme gibi) mağdur kişi suçun takip edilmesi veya takip edilmesinden vazgeçilmesi konusunda kendisi karar verbilir.

Bu sebepten dolayı bu tür eylemlere takibi “şikâyete bağlı suç” olarak nitelendirilmektedir: Bu tür suçlarda ceza takibi genel olarak mağdur kişinin suçun takip edilmesi durumunda yapılmaktadır ve suçun takibi de mağdur kişinin suçun takibini talep etmesi halinde yapılmaktadır.

Böylesi durumlarda suç takip dilekçesi, işlenen suç ve suçu işleyen kişinin kimliğ hakkında bilgi sahibi olduğunuz gün ile başlamakla birlikte Alman kanunlarına göre üç ay içerisinde suç duyurusunda bulunmanız gerekmektedir.

Almancaya yeterince hakim değilsiniz veya Almancayı anlamada zorluk çekmeniz halinde ne yapabilirsiniz?

Almancaya yeterince hakim olmamanız önemli değil. Şayet suç duyurusunda bulunmanız halinde, size polis karakolunda ve savcılıklarda yardımcı olunacaktır. Eğer tanık olarak ifadenize başvurulması halinde, size yardımcı olacak bir bayan veya bay tercümanın yardımcı olmasını talep etme hakkınız vardır.

Almanya’daki adli kontrol uygulaması nasıldır?

Alman Ceza Usul Kanunu’na göre mağdurların beyanları gerek soruşturma ve gerekse kovuşturma makamlarınca tanık sıfatıyla alınmaktadır.

Ayrıca, mağdurun verilen kararı temyiz etme hakkı bulunmamakla birlikte mahkemece sanığın beraatına karar verilmesi halinde mağdurun aynı mahkemeden verilen kararı gözden geçirilmesini isteme hakkı vardır, ama mahkemenin bu talebi karşılayarak yeniden dosyayı ele alma zorunluluğu söz konusu değildir.

Mağdurlar, ayrıca, dava hakkında bilgi alma hakkına sahiptirler ve mağdurlara ifade öncesi haklarının bildirilmesi zorunludur. Polis merkezleri tarafından mağdurlara bu haklarını bildirmek amacıyla ayrı ayrı dillerde broşürler hazırlanmıştır.

Yine bazı suçlarda polisin mağduru, mağdur haklarıyla ilgilenen organizasyonlar hakkında bilgilendirme zorunluluğu bulunmaktadır.

Bilgi alma hakkı çerçevesinde özellikle ağır cezalık suçlarda mağdurun güvenliği ile ilgili sıkıntıların mevcut olması halinde, şüpheliye veya hükümlüye hürriyeti kısıtlayıcı önlemler uygulanıp uygulanmadığı, uygulanmışsa tamamlanıp tamamlanmadığı ya da infaz rejiminin gevşetilmesi veya infaza ara verilmesi kural olarak mağdura bildirilmek zorundadır.

Mahkemece verilen nihai karar mağdura tebliğ edilmemekte ancak mağdurun yazılı talep etmesi halinde bilgi edinme hakkı çerçevesinde karar mağdura da tebliğ edilmektedir.

Mağdur davanın her aşamasında kendini avukatı ile temsil ettirme hakkına sahiptir. Bu durumda avukatlık ücretini mağdur kendisi karşılamaktadır. Ekonomik durumu iyi olmayan mağdurun ağır ceza gerektiren bazı davalarda dilekçe ile avukat talep etme hakkı bulunmaktadır.

Bu gibi durumlarda devlet tarafından görevlendirilen avukatın ücreti mahkûmiyet halinde sanık tarafından, sanığın beraat etmesi halindeyse mağdurdan tahsil edilmektedir.

Buna karşın cinayet, cinsel saldırı gibi ağır ceza gerektiren bazı davalarda mağdura zorunlu olarak devlet tarafından bir avukat görevlendirilmekte, sanığın beraat etmesi durumunda dahi bu avukatın ücreti devlet tarafından karşılanmaktadır. Ama 18 yaşından küçük mağdurlara zorunlu vekil atanması yönünde bir uygulama Almanya’da söz konusu değildir.

Bunların yanında, mahkemece mağdura itinalı soru sorulması gerekmektedir. Mağdurun şahsi yaşamı içerisindeki olayların zaruret olmadıkça onurunu kıracak ve onu yaralayacak şekilde kendisine sorulmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Mağdur ismi dışındaki kimlik bilgilerini özellikle ikamet adresini bildirmek zorunda değildir ve can güvenliği ile hayat bütünlüğünü tehdit eden olguların mevcudiyeti halinde tüm kimlik bilgilerini gizleyebilme hakkına sahiptir.

Mağdur duruşma sırasında da ayrıca korunabilmektedir. Özellikle cinsel saldırı davalarında, mağdur çocuğun sanıkla aynı duruşma salonunda bulunması risk taşıyorsa, söz konusu durum doktor raporu ile tespit edilmek şartıyla sanık duruşma salonundan çıkartılarak, sanığın yokluğunda ve kapalı yargılamada mağdurun beyanı tespit edilebilmektedir.

Duruşmalar kamuya açık olmasına rağmen mağdurun seyirciler önünde her şeyi yeniden anlatması sağlığı açısından riskli ise duruşma kapalı yapılabilmektedir. Esas duruşmada sorgulanmak istemeyen mağdurun talebi halinde, savunmasını video kayıt sistemi ile soruşturma aşamasında sorgu hâkimliğine yapabilmesi söz konusudur.

Ancak bunun için sanık ve sanık avukatının rızası gerekmektedir. Reşit olmayan çocukların cinsel istismarında ise bu rızaya gerek yoktur. Mağdurun beyanı telekonferans sistemi ile de alınabilmektedir.

Bu hükümlerin temel amacı mağdurun yargılama sırasında mükerrer mağduriyetinin önüne geçmek ve mümkün olduğu kadar az dinlenilmesini sağlamaktır.

Kanunda belirtilen bazı suçlar bakımından (örneğin hakaret suçu gibi) savcılık makamının davayı düşürme yetkisi bulunmaktadır. Suçtan zarar görene bu durumda şahsi dava açma hakkı tanınmıştır.

Mağdurun ceza davası içinde şahsi haklarını ileri sürme hakkı bulunmaktadır. Şahsi hak davası ile ceza davası bir arada yürütülebilmektedir. Ancak bu mutlak bir kural olmayıp, dosyanın kapsamı ve şahsi hak talebinin ceza davasını uzatabileceğinin düşünülmesi durumunda, hâkim şahsi hak davasının bu davadan ayrılmasına karar verebilmektedir.

Mağdurun ceza davasına katılma hakkı da vardır. “Katılımcı Ceza Davası” olarak isimlendirilen ve savcı tarafından açılıp ağır cezayı öngören bu tür davalara, örneğin cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarda mağdurun veya adam öldürme suçlarında öldürülen kişinin aile yakınlarının aktif katılımı mümkün olabilmektedir.

Bu şekilde mağdur esas duruşmaya katılma hakkını kazanarak, kapalı yargılamada bulunma hakkına sahip olabilmekte, ayrıca savcıdan bağımsız olarak delil önerebilip avukat tutabilmekte, cezalandırma talebinde bulunabilmektedir. Bu tür davalarda mağdur, mahkûmiyet kararı dışında verilen beraat kararları ile ilgili yasa yollarına da başvurabilmektedir.

Mağdur Koruma Kanununa göre suç mağdurlarına devlet tarafından tazminat ödenmesi söz konusu değildir. Ancak kasıtlı şiddet suçunun mağduru kendisinde oluşan zararı suç failinden çeşitli nedenlerle tazmin edememesi durumunda zarar devlet tarafından karşılanmaktadır.

Devlet kasıtlı suçlardan dolayı meydana gelen tedavi giderlerini karşılamaktadır. Taksirli suçlar yönünden ise, taksirli suçun genel tehlike yaratabilecek nitelikte olması halinde tedavi giderleri devlet tarafından karşılanmaktadır.

Devletin kasıtlı suçtan dolayı çalışamayacak şekilde özre sahip olan mağdura maaş bağlaması söz konusu olmaktadır. Bu kanun ile eşi öldürülmüş dul kadınlar ile çocuklarına da devlet tarafından ödeme yapılabilmektir.

Mağduru Şiddetten Koruma Kanunu ile bedensel yaralanma, cinsel saldırı ve istismar suçlarında aile mahkemesince failin mağdura ve eve yaklaşmaması yönünde kararlar verebileceği öngörülmüştür. Cinsel Suç Mağdurlarının Haklarının Güçlendirilmesi Kanunu ile, cinsel istismar suçlarında dava zamanaşımı süresinin mağdurun 18 yaşını doldurduğu tarihte başlayacağı öngörülmüştür.

Bu hukuki düzenlemelerin yanında Alman hukukunda mağdura duruşmada hazır bulunma hakkı, soruşturma evresinde delillerin göz önüne alınmasını talep etme hakkı, duruşmada kendini ifade etme hakkı, sanığın sorgulanmasından ve her bir delilin ele alınmasından sonra görüşlerini bildirme hakkı, dosyayı inceleme hakkı, tanıklara soru sorma hakkı ve mahkeme başkanının kararlarına itiraz etme hakkı tanınmıştır.

Ayrıca Almanya’da mağdurlarla ekonomik ve sosyal yönden ilgilenen, bu çerçevede suçlu-mağdur uzlaşmasını sağlayan, mağdurların suç sonrası sorunlarıyla ilgilenen gelişmiş bir sivil toplum örgütlenmesi bulunmaktadır. Bunun yanında Almanya’da polis merkezlerinde mağdurlarla ilgilenmek üzere görevlendirilmiş polis memurları bulunmakta ve bu polisler suç mağdurlarını durumuna uygun olan mağdur yardım organizasyonlarına yönlendirmektedir.

Almanya’da şüpheli olmayıp polis tarafından kimlik tespiti için tutulan Türklerin yasal hakları

Şüpheli Olmayanların Tutulması, Alman Ceza Muhakemeleri Usul Yasası (StPO), md.163b, fıkra 2, md. 163C bendince düzenlenmiştir.  Bu işlem, size karşı açılmış olmayan bir ceza davası çerçevesinde yapılmaktadır. Alman polisi tararından Kimlik tesbitiniz amacıyla sözkonusu hürriyetinizi kısıtlayıcı uygulama süresinin toplam oniki saati aşmaması zorunludur.

Yasal haklarınız:

1. Mahkeme kararının alınmasının muhtemelen kimlik tesbitiniz için gerekli olacak zamandan daha fazla zaman almaması durumunda hürriyetinizi kısıtlayıcı uygulamanın caizliği ve süresi üzerine karar verilmesi amacıyla gecikmeksizin mahkemeye çıkartılmanız gerekmektedir.

2. Her zaman için seçtiğiniz bir avukata danışabilirsiniz. Bir avukat ile irtibata geçmek üzere desteğe ihtiyaç duyarsanız yardımcı olunmasını rica edebilirsiniz.

3. Seçtiğiniz bir kadın ya da erkek doktor tarafından muayene edilmeyi talep edebilirsiniz.

4. Araştırma amacının bundan ötürü önemli derecede tehlikeye girmemesi şartıyla hürriyetinizi kısıtlayıcı uygulamayla ilgili olarak bir yakınınıza ya da güven duyduğunuz bir başka kişiye haber verebilirsiniz.

5. Mahkemenin, hürriyeti kısıtlayıcı sürenin devamına dair karar vermesi durumunda bu karara karşı itirazda bulunabilirsiniz.

Ayrıca sadecce Türk vatandaşı iseniz, ayrıca yetkili Türk konsolosluğunun bilgilendirilmesini talep edebilirsiniz. Konsolosluğa kendinizde telefon edebilirsiniz.

Almanca bilginiz yeterli değilse, veya işitme ya da konuşma engelli iseniz, süreç esnasında sizin için sözlü ya da yazılı çeviri yapacak bir kişinin olmasını talep edebilirsiniz.

Müdafinizin olmaması durumunda genel olarak, hürriyeti kısıtlayıcı talimatlar ile iddianamelerin, ceza emirlerinin ve kesinleşmemiş kararların yazılı çevirileri tarafınıza sunulmalıdır.

Bu hizmetler sizin için ücretsizdir.

 Almanya’da kimlik tespiti için polis tarafından tutulan şüpheli Türklerin yasal hakları

Şüpheli olarak kimlik tesbiti amacıyla polis tarafınadan gözaltına alındığınızda (tutulduğunuzda) karakolda sözkonusu hürriyetinizi kısıtlayıcı uygulama süresinin toplam oniki saati aşmaması zorunludur.

Yasal haklarınız:

1. Tarafınıza isnat edilen suçu bilme hakkınız bulunmaktadır.

2. Mahkeme kararının alınmasının muhtemelen kimlik tesbitiniz için gerekli olacak zamandan daha fazla zaman almaması durumunda hürriyetinizi kısıtlayıcı uygulamanın caizliği ve süresi üzerine karar verilmesi amacıyla gecikmeksizin mahkemeye çıkartılmanız gerekmektedir.

3. Aleyhinize isnat edilenlerle ilgili açıklamalarda bulunabilirsiniz ya da konuyla ilgili ifade vermeyebilirsiniz.

4. Lehinize olacak münferit delil ikameleri talebinde bulunabilirsiniz.

5. Sorgulama öncesinde de olmakla birlikte her zaman, seçtiğiniz bir müdafiye danışabilirsiniz. Bir müdafi ile irtibata geçmek üzere desteğe ihtiyaç duyarsanız yardımcı olunmasını rica edebilirsiniz.

6. Henüz bir müdafiniz yoksa, zorunlu olan durumlarda özellikle de ağır suç ithamlarında, icabında henüz soruşturma davası esnasında da olsa mahkeme tarafından bir müdafinin zorunlu olarak atanması gereklidir. Bunun için seçtiğiniz bir müdafiyi mahkemeye bildirebilirsiniz.

7. Seçtiğiniz bir kadın ya da erkek doktor tarafından muayene edilmeyi talep edebilirsiniz.

8. Araştırma amacının bundan ötürü önemli derecede tehlikeye girmemesi şartıyla hürriyetinizi kısıtlayıcı uygulamayla ilgili olarak bir yakınınıza ya da güven duyduğunuz bir başka kişiye haber verebilirsiniz.

9. Müdafiniz soruşturma dosyalarını inceleme talebinde bulunabilir. Müdafiniz olmaması durumunda uygun bir savunma için gerekli ise ve bir diğer ceza davasında da olmak üzere araştırma amacının bundan ötürü tehlikeye girmesinin mümkün olmaması ve üçüncü şahısların öncelikli ve korunması gerekli çıkarları buna aksi bir durum teşkil etmemesi kaydıyla siz kendiniz dosyaları inceleyebilirsiniz.

10. Mahkemenin hürriyeti kısıtlayıcı sürecin devamına karar vermesi durumunda bu karara karşı şikayette bulunabilirsiniz.

Ayrıca sadecce Türk vatandaşı iseniz, ayrıca yetkili Türk konsolosluğunun bilgilendirilmesini talep edebilirsiniz. Konsolosluğa kendinizde telefon edebilirsiniz.

Almanca bilginiz yeterli değilse, veya işitme ya da konuşma engelli iseniz, süreç esnasında sizin için sözlü ya da yazılı çeviri yapacak bir kişinin olmasını talep edebilirsiniz.

Müdafinizin olmaması durumunda genel olarak, hürriyeti kısıtlayıcı talimatlar ile iddianamelerin, ceza emirlerinin ve kesinleşmemiş kararların yazılı çevirileri tarafınıza sunulmalıdır.

Bu hizmetler sizin için ücretsizdir.

Almanya’da gözlem veya tedbiri müşahade altına almaya dair tutuklama emri üzerine yakalanan şahısların yasal hakları

Gözlem veya tedbiri müşahade altına almaya dair verilen bir tutuklama (gözlem altına alma) emri Alman Ceza Muhakemeleri Usul Yasası (StPO)’nın, md.126a, 275a, fıkra 6, md. 463, fıkra 1 ile bağlantılı olarak md. 453c uyarınca düzenlenmiştir.

Yasal haklarınız:

  1. Tarafınıza isnat edilen suçu ve hangi nedenden ötürü yakalanmış olduğunuzu bilme hakkınız vardır.
  2. Gecikmeksizin, fakat en geç yakalanmanızdan bir sonraki gün olmak üzere sorgulamanızı yapmak ve hürriyetinizi bağlayıcı uygulama süresine karar vermekle görevli mahkeme önüne çıkartılmanız gerekmektedir.
  3. Aleyhinize isnat edilenlerle ilgili açıklamalarda bulunabilirsiniz ya da konuyla ilgili ifade vermeyebilirsiniz.
  4. Lehinize olacak münferit delil ikameleri talebinde bulunabilirsiniz.
  5. Sorgulama öncesinde de olmakla birlikte her zaman, seçtiğiniz bir müdafiye danışabilirsiniz.
  6. Henüz bir müdafiniz yoksa, zorunlu olan durumlarda (özellikle de ağır suç ithamlarında ya da tutukluluk infazında) icabında, henüz soruşturma davası esnasında da olsa mahkeme tarafından bir müdafinin zorunlu olarak atanması gereklidir. Bunun için seçtiğiniz bir müdafiyi mahkemeye bildirebilirsiniz.
  7. Seçtiğiniz bir kadın ya da erkek doktor tarafından muayene edilmeyi talep edebilirsiniz.
  8. Araştırma amacının bundan ötürü önemli derecede tehlikeye girmemesi şartıyla yakalanmanızla ilgili olarak bir yakınınıza ya da güven duyduğunuz bir başka kişiye haber verebilirsiniz.
  9. Müdafiniz dava dosyalarını inceleme talebinde bulunabilir. Müdafiniz olmaması durumunda uygun bir savunma için gerekli ise ve bir diğer ceza davasında da olmak üzere araştırma amacının bundan ötürü tehlikeye girmesinin mümkün olmaması ve üçüncü şahısların öncelikli ve korunması gerekli çıkarları buna aksi bir durum teşkil etmemesi kaydıyla siz kendiniz dosyaları inceleyebilirsiniz.
  10. Mahkeme önüne çıkartılmanızla birlikte Mahkemenin geçici gözlem veya tedbiri müşahade altına alma doğrultusundaki tutukluluğun devamına karar vermesi durumunda gözlem veya tedbiri müşahade altına almak üzere çıkartılmış olan tutuklama emrine karşı itirazda bulunabilir veya gözlem altına alma emri konusunda itirazda bulunmak yerine, gözlem altına alma emrinin incelenmesi ve sözlü duruşma yapılması başvurusunda bulunabilirsiniz.Gözlem veya tedbiri müşahade altında tutulma doğrultusundaki tutukluluk süresi için aleyhinize getirilmiş olan kısıtlamalara ve de tutukluluk süresinin infazı esnasında alınan kararlar ya da tedbirlere karşı bunların zaten itiraz ve şikayet hakkını içeren mahkeme kararı ile alınmış olmamaları durumunda işbu karar ve tedbirlerin mahkeme yolu ile karara bağlanmaları talebinde bulunabilirsiniz.

Ayrıca sadecce Türk vatandaşı iseniz, ayrıca yetkili Türk konsolosluğunun bilgilendirilmesini talep edebilirsiniz. Konsolosluğa kendinizde telefon edebilirsiniz.

Almanca bilginiz yeterli değilse, veya işitme ya da konuşma engelli iseniz, süreç esnasında sizin için sözlü ya da yazılı çeviri yapacak bir kişinin olmasını talep edebilirsiniz.

Müdafinizin olmaması durumunda genel olarak, hürriyeti kısıtlayıcı talimatlar ile iddianamelerin, ceza emirlerinin ve kesinleşmemiş kararların yazılı çevirileri tarafınıza sunulmalıdır.

Bu hizmetler sizin için ücretsizdir.

Almanya’da tutuklama emri üzerine yakalanan Türklerin yasal hakları

Tutuklama emirleri,  Alman Ceza Muhakemeleri Usul Yasası (StPO), md.112 ve akabindekiler, md. 230, fıkra 2, md. 236, md. 329, fıkra 4, md. 412, md. 453 c bendinde düzenlenmiştir.

Yasal haklarınız:

  1. Tarafınıza isnat edilen suçu ve hangi nedenden ötürü yakalanmış olduğunuzu bilme hakkınız vardır.
  2. Gecikmeksizin, fakat en geç yakalanmanızdan bir sonraki gün olmak üzere sorgulamanızı yapmak ve hürriyetinizi bağlayıcı uygulama süresine karar vermekle görevli mahkeme önüne çıkartılmanız gerekmektedir.
  3. Aleyhinize isnat edilenlerle ilgili açıklamalarda bulunabilirsiniz ya da konuyla ilgili ifade vermeyebilirsiniz.
  4. Lehinize olacak münferit delil ikameleri talebinde bulunabilirsiniz.
  5. Sorgulama öncesinde de olmakla birlikte her zaman, seçtiğiniz bir müdafiye danışabilirsiniz. Bir müdafi ile irtibata geçmek üzere desteğe ihtiyaç duyarsanız yardımcı olunmasını rica edebilirsiniz.
  6. Henüz bir müdafiniz yoksa, müdafinin zorunlu olduğu durumlarda (özellikle de ağır suç ithamlarında ya da tutukluluk infazında) icabında, henüz soruşturma evresinde de olsa mahkeme tarafından bir müdafinin zorunlu olarak atanması gereklidir. Bunun için seçtiğiniz bir müdafiyi mahkemeye bildirebilirsiniz.
  7. Seçtiğiniz bir kadın ya da erkek doktor tarafından muayene edilmeyi talep edebilirsiniz.
  8. Araştırma amacının bundan ötürü önemli derecede tehlikeye girmemesi şartıyla tutuklanmanızla ilgili olarak bir yakınınıza ya da güven duyduğunuz bir başka kişiye haber verebilirsiniz.
  9. Müdafiniz soruşturma dosyalarını inceleme talebinde bulunabilir. Müdafiniz olmaması durumunda uygun bir savunma için gerekli ise ve bir diğer ceza davasında da olmak üzere araştırma amacının bundan ötürü tehlikeye girmesinin mümkün olmaması ve üçüncü şahısların öncelikli ve korunması gerekli çıkarları buna aksi bir durum teşkil etmemesi kaydıyla siz kendiniz dosyaları inceleyebilirsiniz.
  10. Mahkeme önüne çıkartılmanızla birlikte Mahkemenin tutukluluk süresinin devamına karar vermesi durumunda tutuklama emrine karşı itirazda bulunabilir veya tutukluluk durumunun incelemeye alınması ve sözlü duruşma yapılması başvurusunda bulunabilirsiniz. Tutukluluk süresi için aleyhinize getirilmiş olan kısıtlamalara ve de tutukluluk süresinin infazı esnasında alınan karar ya da tedbirlere karşı bunların zaten itiraz ve şikayet hakkını içeren mahkeme kararı ile alınmış olmamaları durumunda işbu karar ve tedbirlerin mahkeme yolu ile karara bağlanmaları talebinde bulunabilirsiniz.

Ayrıca sadecce Türk vatandaşı iseniz, ayrıca yetkili Türk konsolosluğunun bilgilendirilmesini talep edebilirsiniz. Konsolosluğa kendinizde telefon edebilirsiniz.

Almanca bilginiz yeterli değilse, veya işitme ya da konuşma engelli iseniz, süreç esnasında sizin için sözlü ya da yazılı çeviri yapacak bir kişinin olmasını talep edebilirsiniz.

Müdafinizin olmaması durumunda genel olarak, hürriyeti kısıtlayıcı talimatlar ile iddianamelerin, ceza emirlerinin ve kesinleşmemiş kararların yazılı çevirileri tarafınıza sunulmalıdır.

Bu hizmetler sizin için ücretsizdir.

Almanya’da geçici olarak yakalanan Türklerin yasal hakları

Geçici olarak yakalama kararları Alman Ceza Muhakemeleri Usul Yasası (StPO), md.127, md. 127b uyarınca düzenlenmiştir.

  1. Tarafınıza isnat edilen suçu ve hangi nedenden ötürü yakalanmış olduğunuzu bilme hakkınız vardır.
  2. Daha önce serbest bırakılmanız söz konusu olmaz ise, gecikmeksizin, fakat en geç yakalanmanızdan bir sonraki gün olmak üzere sorgulamanızı yapmak ve hürriyetinizi bağlayıcı uygulama süresine karar vermekle görevli mahkeme önüne çıkartılmanız gerekmektedir.
  3. Aleyhinize isnat edilenlerle ilgili açıklamalarda bulunabilirsiniz ya da konuyla ilgili ifade vermeyebilirsiniz.
  4. Lehinize olacak münferit delil ikameleri talebinde bulunabilirsiniz.
  5. Sorgulama öncesinde de olmakla birlikte her zaman, seçtiğiniz bir müdafiye danışabilirsiniz. Bir müdafi ile irtibata geçmek üzere desteğe ihtiyaç duyarsanız yardımcı olunmasını rica edebilirsiniz.
  6. Henüz bir müdafiniz yoksa, zorunlu olan durumlarda (özellikle de ağır suç ithamlarında ya da tutukluluk infazında) icabında henüz soruşturma davası esnasında da olsa mahkeme tarafından bir müdafinin zorunlu olarak atanması gereklidir. Bunun için seçtiğiniz bir müdafiyi mahkemeye bildirebilirsiniz.
  7. Seçtiğiniz bir kadın ya da erkek doktor tarafından muayene edilmeyi talep edebilirsiniz.
  8. Araştırma amacının bundan ötürü önemli derecede tehlikeye girmemesi şartıyla yakalanmanızla ilgili olarak bir yakınınıza ya da güven duyduğunuz bir başka kişiye haber verebilirsiniz.
  9. Müdafiniz soruşturma dosyalarını inceleme talebinde bulunabilir. Müdafiniz olmaması durumunda uygun bir savunma için gerekli ise ve bir diğer ceza davasında da olmak üzere araştırma amacının bundan ötürü tehlikeye girmesinin mümkün olmaması ve üçüncü şahısların öncelikli ve korunması gerekli çıkarları buna aksi bir durum teşkil etmemesi kaydıyla siz kendiniz dosyaları inceleyebilirsiniz.
  10. Mahkeme önüne çıkartılmanızla birlikte Mahkemenin tutuklama ya da gözlem altına alma kararı vermesi durumunda itiraz edebilirsiniz veya tutuklama ya da gözlem altına alma kararının incelenmesini ve sözlü duruşma başvurusunda bulunabilirsiniz. Tutukluluk veya gözlem altına alınma süresi için aleyhinize getirilmiş olan kısıtlamalara ve de tutukluluk veya gözlem altına alınma süresinin infazı esnasında alınan kararlar ya da tedbirlere karşı bunların zaten itiraz hakkını içeren mahkeme kararı ile alınmış olmamaları durumunda mahkeme yolu ile karara bağlanmaları talebinde bulunabilirsiniz.

Ayrıca sadecce Türk vatandaşı iseniz, ayrıca yetkili Türk konsolosluğunun bilgilendirilmesini talep edebilirsiniz. Konsolosluğa kendinizde telefon edebilirsiniz.

Almanca bilginiz yeterli değilse, veya işitme ya da konuşma engelli iseniz, süreç esnasında sizin için sözlü ya da yazılı çeviri yapacak bir kişinin olmasını talep edebilirsiniz.

Müdafinizin olmaması durumunda genel olarak, hürriyeti kısıtlayıcı talimatlar ile iddianamelerin, ceza emirlerinin ve kesinleşmemiş kararların yazılı çevirileri tarafınıza sunulmalıdır.

Bu hizmetler sizin için ücretsizdir.

Haftaya Alman Ceza Mahkemelerinde yasal haklarınız ve yardım alabileceğiniz resmi kurumlar ile uygulamalar hakkında bilgiler vereceğiz. Ama siz, siz olun Almanya’da suç potansiyeli olan ortam ve arkadaşlardan kaçınınız ve her zaman acil durumlar için anlaştığınız Türk kökenli bir avukatınız olsun.