Almanya’da evlilik vaadi ile dolandırıcılık suçu nedir?

Almanya’da evlilik vaadi ile dolandırıcılık suçu nedir?

Geçen sene “Cezai ve Sınıraşan Örgütlü Suçlarla Mücadelede ABD ve Türkiye Arasında Adli Yardımlaşma Rehberi” isimli 765 sayfalık kitabım piyasaya çıktıktan sonra bu yıl ABD’de İngilizce olarak yayımlanacak 610 sayfalık “Turkey and The United States Between Extradition Law (Türkiye ve ABD Arasında Suçluların İadesi Hukuku)” ile Türkiye’de piyasa çıkacak olan sayfalık “Antikçağdan Günümüzde İnfaz Hukuku

AKGÜN BİLGİN 30 Ocak 2022 AKGÜN BİLGİN

Geçen sene “Cezai ve Sınıraşan Örgütlü Suçlarla Mücadelede ABD ve Türkiye Arasında Adli Yardımlaşma Rehberi” isimli 765 sayfalık kitabım piyasaya çıktıktan sonra bu yıl ABD’de İngilizce olarak yayımlanacak 610 sayfalık “Turkey and The United States Between Extradition Law (Türkiye ve ABD Arasında Suçluların İadesi Hukuku)” ile Türkiye’de piyasa çıkacak olan sayfalık “Antikçağdan Günümüzde İnfaz Hukuku Tarihi” isimli iki yeni kitap daha yazdım.

Aylardır araştırmalarıma ve kitaplarıma yoğunlaştığımdan dolayı uzun süredir köşe yazamıyorum. Ama artık köşe yazmaya devam etmek ve sizlerle yeniden buluşmak ümidiyle kocaman bir Merhaba!

İnternetten tanışıp aradığı aşkı bulanların mutlu sonla biten hikâyeleri kadar bazen günlük hayatımızda çevremizden romantik ilişki ile kurulan “Aşk Dolandırıcılığı” olarak da bilinen çevrimiçi flört mağdurlarının hikâyelerini de duymak mümkün. Bu hafta sizlere hem Türkiye’de hem de Almanya’daki Türk toplumunda çok sık rastlanılan ancak dile getirilmekten çekinilen, utanılan romantik ilişki veya evlilik vaadiyle yapılan uluslararası dolandırıcılık suçundan, yöntemlerinden ve tedbirlerinden bahsedeceğim. Çünkü tanıdığımız yeni insanlara dahi şüphe ile bakmamıza neden olan dolandırıcılık olayları hepimizin psikolojisini ciddi düzeyde etkilemektedir.

Konuya geçmeden önce özellikle belirtmek istediğim önemli bir husus var. Bilim, teknoloji, siyaset, politika, eğitim, spor, sanat, tıp, kültür ve medeniyet ne kadar ilerlerse ilerlesin bağnazlık, cehaletten veya umut tacirliğinden beslenen organizasyonların kendisine sığınak arayanları kullanması, sömürmesi ve dolandırması çok kolaydır.

Her şeyden önce insanoğlunun doğası gereği değişmeyen barınma, yiyecek, güvenlik ve güç istemcisi tarih boyunca bulunmakta, bu uğurda savaşlar çıkmakta ve bunlar günlük hayatımızda karşımıza iş, mal – mülk (çok para kazanma hırsı), evlilik (güvenli bir liman), gelecek kaygısı, güç, para ihtiyacı veya irade zayıflığı, zaaflar gibi umut tacirlerinin ve suç örgütlerinin tarih boyunca “insan doğası” alanlarını istismar ettiğini, beslendiğini, zemin bulduğunu unutmamak gerekir.

Yani bunlar insan doğası dediğimiz “doğmatik” alanlar insanın insan oluşundan getirdiği haklardır ve bu düşünceler “doğa” (physei) ile “insan”ın koymuş olduğu (these) kurallar arasındaki karşıtlığın bize doğurduğu “doğal hukuk” ile “pozitif hukuk” biçimidir.

Bu karşıtlıkta, sanrılara dayanan insanın yaptığı hukukun ya da yasaların güçsüzlüğünü vurgulanır. İşte insanoğlu suçla mücadelede istediği kadar yasalar yaparsa yapsın, buna karşı suç örgütleri veya suçlularında taktik değiştirerek bazen cezasız kalmasının nedeni de burada saklıdır. Kanun koyucu ile kanunları çiğneyen her iki tarafın da düşünen bir canlı türü olan “insan” olmasıdır. Burada esas olan evrensellik yargı ilkesi gereği suçluların cezasız kalmamasıdır.

Gelelim asıl konumuza…

Türkiye’de yaşanan ekonomik nedenlerle birçok Türk erkeği evlilik yoluyla Almanya’ya yerleşmek istemekte ama genellikle pandemi sürecinde sosyal medyada çevrimiçi flörtün yaygınlaşmasıyla romantik ilişkilerle bu durumu istismar eden birçok Türk bulunmakta, ancak çoğunlukla hiç biri ceza almamaktadır. Almanya’ya göç etmek isteyen ve internette sahte hesaplar aracılığı ile tanıştığı kişilere hem gönlünü hem de hem parasını kaptıran binlerce Türkiye’li mağdur olduğu kadarda Türkiye’de gerçek evlilik yapıp hem gönlünü hem de parasını kaptıran gurbetçimizde bulunmaktadır.

İlk önce belirtmek isterim ki, evlenme vaadiyle kandırma yolu ile dolandırıcılık suçu kapsamında dolandırıcılar hep kurtarıcı rolüne bürünürler! Mağdurların duygusal boşluklarını kullanarak mal, mülk ve paralarını zimmetlerine geçirirler. Tüm bunları yaparken büyük bir sabırla yavaş yavaş ilerlemelerinin tek sebebi; güven telkin etmesidir. Güven duyan mağdur tüm sınır duvarlarını kaldırarak savunmasız kalmakta ve ne yazık ki dolandırıcı da bunu kullanmaktadır.

Evlilik vaadi ile dolandırıcılık suç tipinin işleniş şekli çok fazla olmakla birlikte, genellikle internet üzerinden işlenmektedir. Örnekleri arasında arkadaşlık siteleri ve evlilik siteleri en bilinenleridir. Hem kadınları hem de erkekleri hedef alan nitelikli dolandırıcılık suçudur. Kadınların yanı sıra erkeklere karşı da işlenen bir suç tipi olmasının en belirgin örneği, özellikle başka ülkelerdeki dolandırıcıların hedeflerinde yer almalarıdır.

Kadın dolandırıcılar, genellikle kendilerini farklı tanıtıp, erkekleri de hem duygusal hem de maddi açıdan mağdur edebilmektedir. Buna bir örnek vermek gerekirse, Amerika Birleşik Devletleri’nde en çok Türklerin yaşadığı New Jersey eyaletinin Burlington County’e bağlı Maple Shade şehrinde Martins Friday Inalegwu ve Steincy Mathieu isimli Nijerya’lı evli bir çiftin Ekim 2016 ile 13 Mayıs 2020 tarihleri arasında, aralarında New Jersey’de yaşayan çoğunluğu Türk kadınlarından oluşan 36 kişilik evlilik çetesi kurdu.

Çete üyeleri sosyal medya sitelerinde oluşturdukları sahte kadın profilleriyle mağdurlarına Amerika’da gerçek evlilik yaparak Green Kart alma ve ABD vatandaşlığına geçme vaadleri verdiler ve paralar aldılar.

Özellikle Nijerya ve Türkiye’den Amerika’ya yerleşmek isteyen binlerce insanla yazıştıkları tespit edilen şebeke üyeleri e-posta ve telefon aracılığıyla romantik bir ilişki kuruyormuş gibi yaptılar. Mağdurlardan hayali acil ihtiyaçlar için kendilerine veya ortaklarına para göndermelerini istediler. Daha sonra New Jersey’de fiziken buluştukları 33’ten fazla kurbandan 6 milyon dolar dolandırdılar.

Evlilik vaadi ile dolandırıcılık yöntemleri nelerdir?

Dolandırıcılık suçunun en belirgin özelliği; failin ikna kabiliyeti ile mağdurların tecrübesizliğini, dikkatsizliğini ve kolay yoldan para kazanma hırsını kullanarak gelir elde etmesidir.

Evlilik vaadiyle dolandırıcılık suçu işleyen kişiler, ilk aşamada evlilik siteleri veya arkadaşlık sitelerini kullanarak kişilerle iletişime geçerler. Hedef olarak belirledikleri kadınları, bir süre sosyal medya üzerinden takibe alırlar. Facebook, Instagram v.b sosyal medya siteleri üzerinden de mağdurla tanışarak kendisini ideal bir eş olarak tanıtmaktadır.

Sosyal medya sitelerinde sahte hesaplar açan dolandırıcısı, zaaflarını keşfettikleri mağdurlarını tatlı dil, güzel sözlerle “aşk tuzağına” düşürür. Mağdurlarına “değer verdikleri, sahiplendikleri, önemsedikleri ve gelecek planları kurdukları” hissi yaratan dolandırıcılar, evlilik vaadiyle bir süre daha bu oyunu sürdürürler.

Fail, uzun süren bir sohbetin ardından mağdurun güvenini kazanarak sonrasında yüz yüze görüşmeye gelmektedir. Samimiyet sayesinde mağdurun mal varlığı konusunda bilgi edinmektedir. Mağdurdan, onunla evlenmek istediğine inandırdıktan sonra, para alma aşamasına geçer.

Kimi “evlilik hazırlıklarına başlayacağım, para gönder”, “Arabam bozuldu, seninkini alabilir miyim?”, “kuaförde param çıkışmadı”, “telefonum bozuldu, yenisini almam için para gönderir misin?”, “sen parayı gönder, ben emlakçıya öderim” diyerek iyi niyet göstergesiyle kimi de kadınları kandırarak elde ettikleri fotoğraflarıyla şantajla para sızdırmanın yolunu aramaktadır. Ardından da mağdurdan alabileceği ne kadar para varsa parça parça ister ya da onun için banka yoluyla kredi çekmesini talep eder. Sonrasında iletişimini ya adım adım ya da tümden keser.

Dolandırıcılar, özellikle büyük kayıp yaşayan, boşanan, manevi sıkıntıları olan, ruhsal açmazları olan kadınları hedef alırlar. Sosyal medyada her şeyimizi paylaştığımız için vurguncular, duygularımız doğrultusunda bize ikna paketleri hazırlarlar. Umut paketi, evlilik paketi, nişan paketi gibi argümanlarla mağdurların iç dünyalarını ele geçirmeye başlarlar. Dolandırıcıların inanılmaz bir ikna kabiliyetleri var.

En önemli özellikleri birçok bilgi ve psikolojik noktayı değerlendirerek, bizi ikna etme donanımına kavuşmuş olmalarıdır. Genellikle gelir düzeyi yüksek, yalnız yaşayan, eşinden boşanmış, manevi açıdan kendini yalnız hisseden kadınları tercih ederler.

Sahneye Koyma (mise en scéne) Teorisi nedir?

Dolandırıcıların ikna kabiliyetini kullanarak, mağdur üzerinde güven etkisi yarattıktan sonra ansızın acil talepli ve son dakika talepli bir dolandırıcılık oyunu sahneye koyarlar. Bu nitelikli yalanın, mağdurun inceleme eğilimini etkisiz bırakabilecek yoğunluk ve güçte olması gerekmektedir. Dolandırıcılık suçunda hileli davranışın ancak bu şekilde gerçekleşmiş sayılacağını kabul eden bu görüşe ‘sahneye koyma teorisi’ (mise en scéne) adı verilmektedir. Örneğin “banka kapanıyor, hemen imzala”, “hemen al” gibi acil işlemlere kuşkuyla yaklaşmak gerek.

Almanya’da bilinmesi gereken temel hukuki kavramlar ve olgular nelerdir?

Bilindiği gibi evlilik, iki veya çok eşlilik gibi daha fazla kişinin dini, hukuki veya toplumsal kanun veya törelerin uygun gördüğü şekilde bir araya gelmesidir. Evlenme vaadi, taraflardan birinin diğer tarafa evlenmek istediğini beyan etmesi ve karşı tarafında bunu kabul etmesiyle doğar. Bu genellikle “benimle evlenir misin?” teklifine karşı tarafın “evet” cevabı ile ortaklık kabul edilmiş olup ve evlilik tahhütü başlamış sayılır.

Romantik ilişki ise evlilik vaadi yolu üzerinden evliliğe giden ilk hareket noktasıdır. Evlilik ise evlilik vaadinin nişandan sonra gerçekleşmesiyle oluşur. Eğer romantik ilişkinizde bu safahatlar yoksa ilişkiniz sadece evlenme hayalleri ile süslü romantik arkadaş ilişkisi veya yasak aşk ilişkisidir.

Nişan ise, ritüel bir törenle (bazen eski bir Alman geleneği olan yerel gazeteye verilen bir ilanla) iki kişinin karşılıklı olarak “evlenme sözü” vermesine üçüncü kişilerin evliliğe girme arzularına tanıklık etmesidir. Nişan töreni de, tarafların evlenme niyetinin resmi olarak ilan edilmesi ritüelidir.

Bu nedenle bir nişan, birbirleriyle evlenmek için çoğunlukla aleni (gizli olmayan) karardan çok daha fazla eylem (kutlama, gazete ilanı vs.) gerektirir. Nişan töreniyle birlikte evlenme vaadi planı uygulamaya konulur. Evlenmek için aslında nişan gibi resmi bir evlilik teklifi yapılması zorunda değildir.

Temel olarak, nişan bir vaattir ve cezai ve idari suç davalarında da hukuki öneme sahip olabilir. Nişanlılardan biri suç isnat edilirse, diğeri ile fail olduğu iddia edilen kişinin akrabaları ve eşleri ifade vermeyi reddetme hakkını kullanabilir. Alman Medeni Kanunu’na göre evliliğin Alman nüfus sicil dairesine kaydından sonra “yasak bir ilişki” yaşayan nişanlanmamış çiftin otomatikman geçmişinde nişanlı sayılır.

Bu nedenle nişan, bir anlamda hukuken sorunsuz ve risksiz bir evlilik için gerekliliktir. Burada dikkat edilemesi gereken nokta, tarafların yazılı akit veya üçüncü kişilerin katılımıyla gerçekleşen nişan töreni (kutlama, gazete ilanı vs.) olmadıkça kendi aralarında nişanlanmasının ileride açılabilecek tazminat davalarında hiçbir hukuki geçerliliği olmaması ve partnerlerin aynı cinsiyetten veya farklı cinsiyetten olmasıdır.

Alman Medeni Kanunun 1297. Maddesine göre nişan teklifi ve evlilik teklifi kavramları aynı anlama gelmekte ve evlenme vaadini anlatmakla birlikte yasal bir evlilik hakkı doğurmadığını da unutmamak gerekir. Nişan aslında uyum, entegrasyon, oryantasyon, taşınma, iş değiştirme, çocuk planlama, ev satın alma, düğün planlama gibi birçok açıdan sözlerin vaat edildiği için Alman Medeni Kanunu’nun 1298. maddesine göre bir sözleşme türüdür ve taraflar evlilik yolunda sözleşmeden çekilirse veya ihlal ederse karşı tarafın maddi ve manevi zararını karşılamak zorundadır.

Ancak, sözleşmenin iptali ve ihlali durumunda, ilgili kanunun 1298. maddenin 2. paragrafına göre, tazminat yalnızca maruz kalınan yükümlülükler de makul olduğu sürece ödenebilir. Bunun neleri kapsadığı, büyük ölçüde bireysel duruma bağlıdır. Tazminat talepleri genellikle üç yıl sonra zamanaşımına uğrar. Süre, nişanın feshi ile başlar.

Evlenme vaadinin ihlali veya basitçe “bir sözün ihlali”, bir kişi bir başkasıyla evlenmeyi vaat ettiğinde ve karşı tarafla uzlaşmayarak ardından anlaşmasından geri çekildiğinde meydana gelir. Alman Medeni Kanunu (Deusche Bürgerliches Gesetzbuch – BGB) ve Evlilik Dışı Birlektelik Kanunu (Lebenspartnerschaftsgesetz – LpartG)’na uygun Nişan veya “Nişan Sözleşmesi (Verlobungsvertrag”, “Sevgili Sözleşmesi (Liebhabervertrag)”, “Evlilik Dışı İlişki Sözleşmesi (Partnerschaftsvertrag)”, “Evlilik Sözleşmesi (Ehevertrag)” vb. gibi yazılı bir sözleşme tek taraflı feshedilirse, fesheden fesh olunan ortağın uğradığı zararı tazmin etmekle yükümlüdür.

Örneğin planlanan bir düğünle bağlantılı olarak yapılan masrafları veya tarafların birbirine verdikleri paraları içerir. Böylece romantik ilişkiden başlayarak evliliğe giden süreçte bazen zincirleme suç unsurlarını oluşturabilir.

Şöyle ki, evlilik vaadi ile tarafların uzlaştıkları bir konuda nişandan sonra tarafların biri vaadinden vazgeçtiği takdirde karşı tarafa verdiği maddi ve manevi zarardan dolayı tazminat hakkı elde ederken, nişan töreni veya sevgili sözleşmesi (Liebhabervertrag), evlilik dışı ilişki sözleşmesi (Partnerschaftsvertrag), evlilik sözleşmesi (Ehevertrag) vb. gibi yazılı bir sözleşmeye dayanmayan birliktelikle zarar görmesi halinde Alman Ceza Kanunu’na göre “evlilik vaadi ile dolandırıcılık” suçunun unsurları oluşmamaktadır.

Dolandırıcılığı ispatlamak için taraflardan birinin nişandan önce Alman Medeni Kanunu (Deusche Bürgerliches Gesetzbuch – BGB) ve Evlilik Dışı Birlektelik Kanunu (Lebenspartnerschaftsgesetz – LpartG)’na göre imzalanmış evlilik vaadi sözünü ihlal etmesi gerekmektedir. İşte dolandırıcılar Almanya’daki bu hukuki düzenlemeyi bildikleri için hiçbir zaman mağdurlarıyla sözleşme imzalamaz ve nişan yapmazlar.

Nişan veya sevgili sözleşmesi (Liebhabervertrag), evlilik dışı ilişki sözleşmesi (Partnerschaftsvertrag), evlilik sözleşmesi (Ehevertrag) vb. gibi yazılı bir sözleşmeler Alman Medeni Kanunu (BGB) ve Evlilik Dışı Birlektelik Kanunu (LpartG) anlamında “taahhüt” olarak anılır ve evlenmekten çok az daha hukuki ve mali hak ile yükümlülük getirir. Örneğin Alman Medeni Kanunu’nun (Bürgerliches Gesetzbuch -BGB) § 1931.

Maddesine göre eş için yasal miras hakkının aksine, nişanlı için yasal miras hakkı yoktur. Dolayısıyla nişanlı çiftler, evlilik tarihinden önce ölmeleri halinde birbirlerini korumak isterlerse vasiyet veya miras sözleşmesi yapması hakkı tanınırken tarafların birbirleri ile yaptıkları sevgili sözleşmesi (Liebhabervertrag), evlilik dışı ilişki sözleşmesi (Partnerschaftsvertrag), evlilik sözleşmesi (Ehevertrag) vb. gibi yazılı bir sözleşme ile mal rejimi davası hakkı doğmaktadır.

Birliktelik süresince muvakafatname verilmeden alınan her taşınır veya taşınmaz edinimlerde karşı tarafında hakkı bulunmaktadır. Bunun haricinde sözleşmeyi dayanak gösterilerek ortak banka hesabı açılabilir ve taraflardan birinin ölmesi halinde sosyal hak olarak emekli maaşı bağlanabilir.

Dolayısıyla dolandırıcıların kurbanlarıyla bu tür ilişki sözleşmeleri imzalamaması gibi aslında birçok Alman vatandaşı da gerçek evliliğe giden bu yolda hukuki olarak kendilerini güvence altına almak ve dolandırılmamak için sözleşme imzalamaktadır.

Bir başka deyişle romantik ilişkinin ilk safhalarında sevgili sözleşmesi (Liebhabervertrag), evlilik dışı ilişki sözleşmesi (Partnerschaftsvertrag), evlilik sözleşmesi (Ehevertrag) vb. gibi yazılı bir sözleşme veya nişanlanma yoksa dolandırılma dahi tüm riskleri kabul etmiş sayılırsınız. Alman mahkemeleri özellikle taraflar arasında yapılan sözleşmelerde tarafları akraba olarak kabul eder. Bu nedenle tarafların birbirlerine karşı tanıklık yapmasınada gerek yoktur.

Almanya’da evlenme vaadinin ve nişanlanmanın yasal koşulları Almanya’da aile hukukunun ilk başlığında, yani Alman Medeni Kanun’unun § 1297-1302. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Türk hukukunun Alman hukukuna göre evliliğe giden yolda nişan öncesinde sözleşme yapma serbestliliği ve zorunluluğunu getiren yani evlilik vaadi ile yapılan dolandırıcılığa dair ispata dayanak gösterebileceğimiz özel bir yasal düzenleme bulunmamasıdır.

Alman hukukuna göre bu tür ilişki sözleşmeleri her zaman düzenleyicidir ve bağlayıcıdır, şüphe durumunda zarar riski vardır. Hatta bu konuda güzel bir Alman deyimi vardır; “Aşk, hayatın ışığıdır; evliliğe giden yolda sözleşme yoksa aşkın ışığı elektrik faturasıdır!”.

Evlilik vaadi ile dolandırıcılık yapanların bir başka taktiği daha vardır. Alman veya Türk hukukuna göre evlilik vaadi ile dolandırıcılığın ceza davasına dönüşmesi için “sözleşme sahtekarlığı”nın oluşması gerekmektedir.

Bu kritik noktada hiçbir zaman dolandırıcılar kendi Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal medyada hesaplarından üçüncü kişilere karşı tebliğ mahiyetinde kurbanlarının adını, soyadını ve beraber yan yana çekilmiş samimi fotoğraflarını paylaşmazlar, evlenme niyetlerini açıkça ibra etmezler.

Alman hukukuna göre dolandırıcılığın cezalandırılabilmesi için Alman Ceza Kanunu’nun 263. Maddesinden (dolandırıcılık) kaynaklanan çeşitli ön koşulların karşılanması gerekir. Buna göre bir başkasını evlenme vaadi etkisi altında, failin kendi maddi avantaj elde etmek amacıyla karşı tarafa zarar verecek bir mal tasarrufunu bilerek ve isteyecek şekilde aldatmak, ceza gerektiren bir suçtur. Burada iddia edene ispat hükümlülüğü doğar.

Örneğin, bir beş parasız bir evlilik dolandırıcısı annesinin kanser tedavisini ödemek için karşı taraftan büyük miktarda borç alması gerektiğini iddia etmesi akla yatkındır. Gerçekte, parayı alıp borsada spekülasyon yapar, borçlarını ödemek için kullanır veya gizlice yeni bir araba satın alır ise bu evlilik vaadi ile yapılan dolandırıcılığa girer.

Tek seferde küçük miktarlarda (genellikle brüt maaşınızın üç katı kadar) yapılan ödemeler hediye, hibe veya ödeme mahiyetine göre borç alacak verecek meselesine dönüşür. Bununla birlikte, evlilik dolandırıcısı diğer tarafın malvarlığını umursamıyorsa ve sadece duyguları varmış gibi davranarak eşi evliliğe “kandırmak” istiyorsa, burada dolandırıcılık suçu yoktur.

Bununla birlikte, evlilik dolandırıcısı diğer tarafın malvarlığını umursamıyorsa ve sadece duyguları varmış gibi davranarak evliliğe “kandırmak” istiyorsa, dolandırıcılık suçu yoktur. Evlilik dolandırıcılığında dolandırıcılıktan cezai sorumlu tutulabilmesi için her zaman mağdurun malvarlığını elden çıkarması ve failin kendisine veya bir başkasına maddi menfaat sağlaması gerekir. Örneğin, evlilik dolandırıcısı sevgili sözleşmesi (Liebhabervertrag), evlilik dışı ilişki sözleşmesi (Partnerschaftsvertrag), evlilik sözleşmesi (Ehevertrag) vb. gibi yazılı bir sözleşme akdinde kararlaştırılan bir mal topluluğundan farklı bir şekilde evlilik vaadi yoluyla maddi menfaat amacıyla faydalanıyorsa da bu durum söz konusu olabilir.

Evlilik dolandırıcılığının bir parçası olarak, evlilik dolandırıcısı genellikle mağdurlardan büyük meblağlarda paralar elde eder. Alman Ceza Kanununa göre bu suç türünde beş yıla kadar hapis cezası veya para cezası riski vardır. Özellikle ciddi durumlarda, on yıla kadar hapis cezası bile verilebilir.

Alman mahkemeleri evlilik vaadi ile yapılan dolandırıcılık iddialarında genellikle Alman Ceza Kanununun 263/1. Maddesi (Deutsche Strafgesetzbuch § 263 Abs. 1 StGB)’sinin yorumuna göre değerlendirmektedir:

Alman Ceza Kanununun 263/1. Maddesi (Deutsche Strafgesetzbuch § 263 Abs. 1 StGB)’sinin yorumu ise:

“İlişki sırasında taraflardan birisinin diğer tarafa bir miktar paranın teminatsız olarak borç olarak verilmesi durumunda aldatma hususu, ödeme gücünün olmaması veya ödemeye istekli olmaması açısından dikkate alınır. Ödünç verenden, örneğin bir arkadaşlık ya da hatta bir evliliğin ortaya çıkmasıyla ilgili olarak yüksek beklentileri, kendi başlarına aldatmadan kaynaklanan bir hatayı haklı çıkarmaz.

Borç veren, borçlunun borcunu geri ödeyebileceğinden son derece şüpheli olduğunu bilerek, buna karşılık gelen bir riski bilinçli olarak üstlenir veya bu riski kabul ederse, aldatılmamış ve özel bir durum (sözleşme veya nişanlılık) olmadığı sürece yanılmış değildir. Borçlu, gelecekteki ödeme gücünün değerlendirilmesi için önemli olan bir durum hakkında borç vereni kasten yanlış bilgilendirdiği ve dolayısıyla aldattığı için krediyi geri ödeme talebi düşükse durum farklı olabilir.

Aldatma, borçlunun ifa kabiliyeti ve isteğinin ötesinde, borçlu tarafından belirlenen amaç açısından da düşünülebilir. Bu bağlamda, zarar gören tarafın malvarlığının elden çıkarılması için kullanım amacına ilişkin herhangi bir aldatmanın en azından ortak belirleyici bir faktör olması, gerekli nedensellik bağlantısı açısından yeterlidir; Borç veren açısından böyle bir saik, yasal önemini kaybetmez, çünkü hatadan etkilenmeyen ve borç veren tarafından tek başına aynı karara yol açabilecek başka bir neden daha vardı (BGH wistra 1999, 419, 420).

Sahtekarlık, yalnızca zarar gören taraf elden çıkarma hatası olmadan yapmışsa, varlıkların elden çıkarılması için alakasız olacaktır. Bu nedenle amaç borç vereni ilgilendirmiyorsa, yanlış bir amacın belirtilmesi önemsizdir” der.

Bu madde yorumunda evlilik vaadine yönelik sözleşme yapılmadan veya borç senedi düzenlenmeden yapılan ödemelerde evlik vaadi dolandırıcılık unsurları oluşmadığı gibi çoğu özel görünüm durumlarında bireysel bağış konumundadır.

Emsal niteliğinde örnek vermek gerekirse; 8 Mart 2001 tarihinde Traunstein Bölge Adliye Mahkemesi, 24 Kasım 1998 tarihinde Landau Bölge Mahkemesinin evlilik vaadi dolandırıcılık suçundan dolayı zanlıya verdiği üç yıl altı ay hapis cezasını Alman Ceza Kanunun 263/1. Maddesine dayanak göstererek nişan veya sevgili sözleşmesi (Liebhabervertrag), evlilik dışı ilişki sözleşmesi (Partnerschaftsvertrag), evlilik sözleşmesi (Ehevertrag) vb. gibi yazılı bir sözleşme olmadan dostluk, arkadaşlık türü samimi ilişkisi içerisinde bireysel para bağışlarıyla yapılan ödemelerde dolandırıcılık eylemlerinin oluşmadığı gerekçesiyle mahkumiyeti bozdu (BGH 1 StR 28/01 – Beschluß v. 8. März 2001, LG Traunstein).

Bu suçun mağduru olmamak için nelere dikkat edilmelidir?

Kişisel bilgi verilerinin kimseyle paylaşılmaması gerekmektedir. Değişik telefon numaralarından aramalar sonucu kendini farklı tanıtan kişilere itibar edilmemelidir. Sosyal medya üzerinden tanışılan kişilere güvenilmemeli ve varlıklarına itibar edilmemelidir.

Yabancı kişilerden gelen e-posta, mesaj yahut aramalara cevap verilmemeli ve herhangi bir duygusal bağ kurulmamalıdır. Karşımızdaki insanın tanımadığımız ve öncesinde yüz yüze gelmediğimiz bir kişi olduğunun bilinci her an var olmalı ki; daha dikkatli olunmalı.

Bilhassa kadınlar, gelecek kaygısı ile güçlü erkeklere ihtiyacı olduğunu, daha doğrusu zaaflarını belli etmemelidir. Unutmayınız ki, kadın seçici erkeğinde seçilen olduğu bir dünyada sosyal medyada sizin her türlü huyunuza, suyunuza giden erkekleri tercih etmeyin.

Sahte profil nasıl tespit edilir?

Dolandırıcı, telefon numarasını vermiyorsa sadece yazışmayı tercih ediyorsa karşısındaki insan üzerinde duygu oluşturma çabası vardır. Önce güven verecek, ardından yakın ilgi ve samimi izlenimi yaratarak mağduru kendine bağlayacaktır. Bu arada profildeki fotoğraf paylaşım sayısına da dikkat edilmelidir. Yaptıkları paylaşım 3-4’ten fazla olmaz.

Hesaptaki paylaşımlarda “başka kişilerin olduğu bir fotoğraf var mı? Varsa bu fotoğraftaki diğer kişiler etiketlenmiş mi?” Bunlar da size bu hesap hakkında bilgi verebilecek ayrıntılardır. Söz konusu hesaptaki kişinin yaşı, bitirdiği okullar ve çalıştığı yer arasındaki uyumsuzluklar, size onun sahte olup olmadığı hakkında bir fikir verebilir.

Google Arama Motorunda fotoğrafını araştırın!

Sahte bir profili belirlemenin en bilinen yöntemlerinden birinin, fotoğrafını dijital dünyada aramaktır.

Öncelikle fotoğrafı bilgisayarınıza kaydedin. Ardından “images.google.com” adresine gidin. Karşınıza Google’ın resim arama motoru sayfası çıkacak. Buraya fotoğrafı yükleyerek, benzerlerini bulmak için arama yapın. Eğer internette karşınıza çıkan fotoğrafın aynısını görürseniz, hemen üstüne tıklayın. Eski tarihli ve başka bir şey için kullanılmış fotoğrafsa size ulaşmaya çalışan hesap çok yüksek ihtimalle sahtedir.

Bir kişinin sahte olup olmadığını anlamanın bir diğer yolunun aynı isme ait diğer sosyal medya hesaplarını kontrol etmek olduğunu ifade etti.

Mağdurlar dolandırıcılık suçuna maruz kaldıklarında ne yapmalıdırlar?

Dolandırıcılık suçunda aldatmaya yönelik davranışlar söz konusu olduğundan, delillerin toplanmış olması şarttır. Suça konu olayla ilgili her türlü yazılı belge, fotoğraf, video, tanık ve buna benzer deliller ispat açısından önemlidir.

Peki korunmak için ne yapmalıyım?

Evlilik vaadi dolandırıcıları çok tatlı, güler yüzlü, şefkatli, psikanaliz okuyorlar, psikolojinin bütün alanlarını bildikleri için işlerinde çok iyiler. Uyandığınızda bir bakıyorsunuz ki üzerinizde sadece ceketiniz kalmış. Umutlarınız, hayalleriniz, döktüğünüz gözyaşı size tecrübe olarak kalıyor.

Bu nedenle Almanya’da gerek sosyal medyada gerekse günlük hayatta tanıştığınız birisiyle ilk önce ilişkinizin romantik arkadaş veya dost ilişkisi mi? Yasak aşk (zina vs.) ilişkisi mi? Yoksa evliliğe giden bir ilişki mi? Olduğunu tespit etmeniz gerekmektedir.

İkinci aşamada ilişkiniz eğer evliliğe gidebilecek ilişki ise nişan öncesi Alman Medeni Kanunu (BGB) ve Evlilik Dışı Birlektelik Kanunu (LpartG) anlamında “taahhüt” olarak anılan sevgili sözleşmesi (Liebhabervertrag), evlilik dışı ilişki sözleşmesi (Partnerschaftsvertrag), nişan sözleşmesi (Verlobungsvertrag), evlilik sözleşmesi (Ehevertrag) vb. gibi yazılı bir sözleşme yapınız. Sözleşmede muhakkak borçlanma, borç, kredi kefili ilişkisini, araba, ev, eşya satın almalarında mülkiyetin kime ait olacağı gibi mal edinme haklarınızı belirttiniz. Eğer para verecekseniz bunun bağış türü olduğunu unutmayınız. Mağdur olmamak için sözleşme veya senet karşılığında borç para şeklinde veriniz.

En önemlisi evleneceğiniz kişi sizin sözleşme yapma teklifinize olumlu bakmıyorsa uzak durun veya tüm riskleri göze alın.

Başınızda böyle tatsız bir evlilik vaadi dolandırıcılık öyküsü geçtiyse veya kuşkulu bir ilişkiniz devam ediyorsa hemen bir uzamana ve avukatınıza danışabilirsiniz. Fail Türkiye’de yaşıyorsa yasal haklarınızı hem Türk hem de Alman hukuk mevzuatlarına hakim bir uzman eşliğinde arayabilirsiniz.