Almanya’da aile içi şiddet durumunda yasal haklarınız

Almanya’da aile içi şiddet durumunda yasal haklarınız

“Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” olan belge, diğer adıyla “İstanbul Sözleşmesi” Almanya’da yürürlülüğe girmesine rağmen aile içi şiddet Almanya’nın güncel sorunu olmaya devem ediyor. Aile içi şiddet her yaşta, toplumda, eğitim düzeyinde ve sosyoekonomik grupta meydana gelen günümüzün yaygın bir problemidir. Aile içi şiddetle birlikte

AKGÜN BİLGİN 06 Ekim 2019 AKGÜN BİLGİN

“Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” olan belge, diğer adıyla “İstanbul Sözleşmesi” Almanya’da yürürlülüğe girmesine rağmen aile içi şiddet Almanya’nın güncel sorunu olmaya devem ediyor.

Aile içi şiddet her yaşta, toplumda, eğitim düzeyinde ve sosyoekonomik grupta meydana gelen günümüzün yaygın bir problemidir. Aile içi şiddetle birlikte yaşama; taraflarda fiziksel ve emosyonel hasara neden olur.

Bu hafta, Almanya’da aile içinde ve toplumsal alandaki şiddete bir farklı bir bakış açısı getirerek Türklerin Polisiye tedbirler, ağır ceza ve medeni hukuk yasalarıyla korunma imkanlarına kadar yasal haklarından bahsedeceğim. Aileye yönelik şiddeti, şiddetin fiziksel, kognitif etkilerini ve aile dinamiklerini kapsayan Almanya’dan çarpıçı anket örnekleri vererek,  genel olarak şiddet kavramının tanımlanması ve toplumdaki yeri değerlendireceğim.

Kişilerin beslenme ve bakım gereksinimlerini karşılayan, güven duygusu veren, beden ve akıl sağlığını koruyan ve geliştiren bir birim olması gereken aile, çoğu kez, her çeşit şiddetin beslendiği ve uygulandığı tek odak olmaktadır. Aile dışında gerçekleşen şiddet için toplum sorumlu tutulurken, aile içinde oluşan şiddet gizli kalmakta, özel hayat olarak kabul edilmekte, çoğu kez de olağan ve yasal olarak karşılanmaktadır.

Dünyanın her yerinde aile içi şiddet genellikle özel hayatın mahremiyet alanında görülen son derece hassas bir konudur. Aile içi şiddet aile üyelerinden biri tarafından aynı ailedeki bir diğer üyenin yaşamını, fizik veya psikolojik bütünlüğü veya bağımsızlığını tehlikeye sokan, kişiliğine veya kişilik gelişimine ciddi boyutlarda zarar veren eylem veya ihmaldir.

Şiddetin yalnızca karşıdakine bilinçli ve fiziki olarak zarar vermek şeklinde değil, aynı zamanda istenç dışı, sözlü ve psikolojik baskı şeklinde geniş bir tanımlaması yapılabilir. Böyle bir tanım içerisinde şiddet özgürlüklerin ve hakların kısıtlanmasını da içeren bir davranış biçimi olarak algılanmaktadır.

Klinik araştırmalar, şiddet uygulayan kişiliklerin oluşmasında etkin olan sarsıcı (travmatik) unsurları, huzursuzlukların rolünü, parçalanmış ailelerin ve aile bunalımlarının önemini, kişilik bölünmesi ve paranoid kişilik oluşma süreçlerinin yerini vurgulamaktadırlar.

Bu alanda Dicks’in Nazi Almanya’sı yenilgisinden sonra savaş suçlularının kişilikleri üzerinde yaptığı incelemeler, Fromm ve Bettelheim’in toplama kamplarındaki durum, mağduriyetin ve şiddete karşı direnişin ruh durumları konularındaki araştırmaları çok önem taşımaktadır.

Psikanaliz; nefret, mazoşizm, sadizm, paranoyak veya içe kapanık (şizoid) kişilik yapıları gibi içinde şiddet barındıran olguların derinlemesine incelenmesine olanak sağlamış ve klinik açıklamaların kavramsal temellerinin yenilenebilmelerinde bu çalışmaların katkılarından yararlanılmıştır.

Aile içerisinde şiddet davranışı genelde 5 alt grupta değerlendirilir…

  1. Fiziksel şiddet: Dövme, tokatlama, tekmeleme, yakma gibi eylemlerin yer aldığı şiddet türüdür.
  2. Cinsel şiddet: Seksüel motivasyona bağlı şiddet türüdür.
  3. Duygusal istismar: Sevgi göstermeme, aşağılama, devamlı eleştirme, kıskançlık, reddetme gibi eylemlerin yer aldığı şiddet türüdür.
  4. İhmal: Daha çok çocuklar ve yaşlıların maruz kaldığı istismar türüdür. Kişinin sosyal ve maddi ihtiyaçlarını gidermeme, bunları sağlamada ihmal göstermektir.
  5. Ekonomik istismar: Ekonomik istismar özellikle yaşlıların maruz kaldığı istismar türüdür. Kişinin parasını yönetmek, şahsa ait paraya veya kazanç sağlanmasına izin vermemektir.

Şiddet uygulayan kişilerin %60 -72 sinde alkol ve madde kötüye kullanımı gözlenirken, %85 inde antisosyal, borderline, edilgen-saldırganparanoid kişilik özellikleri, öfke denetiminde sorunlar.dürtü denetim bozuklukları gözlenmektedir.

Almanya’da Aile İçi Şiddet Rakamaları ve Anketler

Alman Federal Emniyet Teşkilatı’nın (BKA) raporuna göre 2017’de Almanya’da “her üç günde birden daha sık olmak üzere” bir kadın mevcut ya da eski partneri tarafından öldürüldü.

Buna göre, toplam 138 bin 893 kişi ev içi şiddete uğrarken 147 kadın şiddet sonucu hayatını kaybetti. Raporda ev içi şiddete uğrayan erkeklerin de bulunduğu, 32 erkeğin bu şiddet sonucu hayatını kaybettiği kaydedildi. Verilere göre ev içi şiddet mağdurlarının yüzde 82’si ise kadın.

Raporda Almanya’da ev içi şiddetin hemen her etnisite ve sosyal sınıfta görülürken, 116 bin şüpheliden yaklaşık yüzde 68’inin Alman vatandaşı olduğu ortaya çıktı. Kayıtlara geçen şiddet suçları arasında tecavüz, yaralama, tehdit ve taciz bulunuyor.

“Almanya`da Kadının Yaşamı, Güvenliği Ve Sağlığı” adlı yapılan ankette kadına yönelik şiddetteki artış kaydedilirken Almanya’da da yaşayan Türkiye’li (ithal gelin) kadınların yüzde 49`unun aile içi şiddetle karşı karşıya olduğu belirtildi.

Anketle Almanya´da yaşayan Türkiyeli veya Doğu Avrupa ülkelerinden gelen kadınlar arasında şiddete maruz kalanların sayısının çok fazla olduğu belirlendi.

Almanya’da ikametgah eden Türkiye kökenli kadınların yüzde 49’u ev içinde kaba kuvvetle karşı karşıya kalıyor. Şiddet eğiliminin artması, Berlin, Köln, Münih, Hamburg gibi büyükşehirlerdeki getto yaşamına bağlı olarak sosyal kontrolün yoğun olması, görsel medya aracılığıyla evlenme programları gibi gerici değer yargıları bombardımanına bağlanıyor. Ayrıca, işsizlik ve yoksullaşmanın bu kesim içinde çok yüksek olması, entegrasyon çabalarının başarısız kalması da diğer bir neden olarak gösteriliyor.

Almanya’da yaşayan Türkler arasında özellikle boşanma ve ayrılma dönemlerinde kadına yönelik şiddet artıyor. Ayrılmayı isteyen kadın olunca da erkek olunca da kadına yönelik şiddet gündeme geliyor.

10 bin kadın arasında yapılan anketin sonucuna göre Almanya’da genel olarak kadına yönelik şiddetin diğer Avrupa ülkelerinden daha yüksek. Yaşları 16 – 85 olan, 10 bin kadın arasında yapılan bir ankette kaba kuvvetin ilk sırada olduğu tespit edildi.

Ankete katılan kadınların genel değerlendirmesinde, Almanya`da yaşayan kadınların yüzde 58´i cinsel şiddete uğruyor; Kadınların yüzde 37´sinin eşi veya erkek arkadaşından dayak yediği gözleniyor.

Ayrıca kadınların yüzde 13´ü tecavüz, tecavüze teşebbüs veya başka şekillerde cinsel ilişkiye zorlandıklarını itiraf ediyorlar. Bu rakamlar ABD ile kıyaslandığında daha iyimser. Zira ABD’de her 8 kadından biri hayatında en az birden fazla kere evli eşinden veya partnerinden tecavüze uğruyor ve her 4 kadından biri de ilk cinsel deneyimini tecavüz ile gerçekleşiyor.

Almanya’daki ankete göre cinsel şiddet veya dayak şeklinde kendini gösteren kaba kuvvetin yanı sıra, psikolojik şiddet de oldukça yaygın. Kadınla ilgili dedikodu kampanyası, işinden, evinden etme, aşağılama; yasalar zorunlu tutsa bile parasız bırakma da şiddet yöntemleri arasında sayılıyor.

Uzmanlar, şiddet eğilimi konusunda yoksulla zengin arasında pek büyük bir fark olmadığını belirtseler de şiddetin biçimi farklı. Yoksul ailelerde genellikle işsizlik, ekonomik sorunlar ve alkol bağımlılığı çoğunlukla kaba kuvvetle sonuçlanan sorunlar yaratıyor. Zenginler ailelerdeyse şiddetle ilgili sorunların aile dışına sızmadan çözümlendiği belirtiliyor.

Araştırmada ayrıca “kendi ayakları üzerinde duran kadınların” şiddetten az etkilendiği inanışının ön yargı olduğunu ortaya koyuyor. Dayak yiyen ya da cinsel şiddetle karşı karşıya kalan kadınların yüzde 65´inin çalışan ve dışarıda “kendine güvenen kadınlar” olarak tanındıkları belirtiliyor. Anket çocukluklarında şiddetle karşı karşıya kalmış ve sevgiyle şiddeti bir arada yaşamış olan kadınların, ileriki yaşlardaki şiddeti de normal karşıladıklarını belirledi.

Aile İçi Şiddet Almanya’nın Sorunu

Öte yandan Almanya aile içi şiddet konusunda erkeklere yönelik yeni bir program başlattı. Almanya’da evli erkeklerin yüzde 10’u aile içi şiddet mağduru.  Aile içi şiddetin bir bütün olarak ele alınması gerekliliğine dikkat çeken uzmanlar sayesinde Almanya’da ‘Gewaltschutz für Männer’ (Erkeğin Şiddetten Korunması) projesini başlatıldı. Uzman tahminlerine göre bu oran aslında daha yüksek ancak erkeklerin gurur meselesi yapmasından dolayı birçok vaka istatistiklere yansımıyor.

Ailede erkeğin şiddetten korunması için Stuttgart’ta başlatılan ve pilot uygulaması devam eden ‘Erkeğin şiddetten korunması’ projesi dikkat çekiyor. Stuttgart Büyükşehir Belediyesi’nin fırsat eşitliği ile ilgili çalışan dairesi nezaretindeki bir destek birimi tarafından yürütülen proje ile emniyet ve savcılığın da destekleri ile aile içi şiddete maruz kalan erkeklere destek ve danışmanlık hizmetleri veriliyor. Aslında Almanya’da erkeklere yönelik şiddetin çoğu diğer erkekler tarafından ve kamuya açık alanlarda uygulanmakta.

Almanya’da Yasal Haklarınız….

İlişkinizde, evliliğinizde veya akrabalarınızdan size aile içi şiddet uygulandığı takdirde kendinizi yasal olarak savunma hakkına sahipsiniz. Şiddet kapsamında eziyet görme, dayak, yaralanma, tehdit, oda hapsi, tutsak edilme, cinsel davranışlara zorlanma, tecavüz, taciz (stalking) mağduru olmanız ve/veya çocuklarınıza eziyet edilmesi veya cinsel tacize uğramaları, anlaşılmaktadır.

Eşiniz, partneriniz veya arkadaşınız yaralama, özgürlüğü tehdit etme, cinsel kişiliğe karşı suçlar gibi bedensel ve cinsel şiddet uyguladığı takdirde, polis ve yargı görev alanına giren ağır cezalık bir suç işlemektedir.

Alman Polisi Teşkilatı bünyesinde 24 saat boyunca ücretsiz olarak aile içi şiddet ve cinsel suçlar konularında eğitimli ve deneyimli memurlar görev yapmaktadır. Polisi telefonla aradığınızda ilk önce sizden “tehlike altında olup olmadığınızı, tehlikedeyseniz kimden ve neden kaynaklandığı ile yaralanmış iseniz, nasıl ve kim tarafından yaralandığınızı” öğrenmek isteyecektir.

Eğer suçlu suç yerini terk etmiş ise, “yakın zamanda şiddet görme tehlikesi altında olup olmadığınız ile suçlunun silahlı olup olmadığı” öğrenmek isteyecektir. Verdiğiniz bilgilere göre polis verdiğiniz bu bilgilere göre çok acil müdahale gerekip gerekmediğine karar verecektir.

Polis şiddet uygulayan suçluyu evden uzaklaştırabilir, evin anahtarına el koyabilir, eve bundan sonra girmesini yasaklayabilir. Uzaklaştırma ve yasaklama süresi, suçlunun size ve /veya çocuklarınıza karşı tekrar şiddet uygulama tehlikesi varsa, 14 güne kadar uzayabilir.

Bunun dışında polis suçlunun size ve / veya çocuklarınıza yaklaşmasını ve irtibata geçmesini yasaklayabilir. Ayrıca polisin size yönelik tehlikenin önüne başka türlü geçilemediği takdirde suçluyu gözetim altına alma yetkisi de vardır. Bu yasaklama da birkaç gün süreli olabilir ve sizlerin bulunmak zorunda olduğunuz yerleri kapsayabilir.

Unutmayınız ki Almanya’da Polis şikayet başvurularını kabul ile yükümlüdür. Şikayet başvuruları örneğin (sözlü veya yazılı) komşularınız, akrabalarınız polisin kendisi ve bizzat sizin tarafınızdan yapılabilir. Polis bu durumda kimlik bilgilerinizi kayda geçecektir.

Özellikle tehlike altında olduğunuz takdirde ev adresiniz yerine, polisin sizinle irtibata geçebileceği başka bir adres bildirme hakkına sahipsiniz. Bu avukatınızın, bir arkadaşınızın, bir yardım kuruluşunun vb adresler olabilir.

Polise şikayet başvurusu yaparken başına gelenleri belirtirsiniz. Polis size “Ağır Ceza Davalarında Şiddet mağduru ve yaralananların hakları” konulu bir broşür ve polisteki müracaatınıza ait dosya takip numarası verecektir. Bu süreç çerçevesinde polis müşteki / şikayetçi / tanık sıfatıyla ifadenize başvurulacaktır, hazırlık tahkikatının sonuca ulaşması bakımından muhakkak bunun yapılması gerekir.

Unutmamak için olayları kağıda dökün. Bu kapsamda önemli hususları (tarih, saat, tanıklar) daha sonraki şiddet uygulamaları ve tehditleri not edin. Bu kayıtlar size ileride mahkemede yararlı olacaktır. Yaralama mağduru iseniz daha şikayet başvurusunda doktorunuzun – ok gizlilik yükümlülüğünden muaf tuttuğunuzu bildirin. Bu konuda polis size gerekli formu verecektir.

Polisin size belirtilen tarih ve saatte gitmenize bir engel çıktığı takdirde, vaktinde yeni bir görüşme tarihi başvurusu yapın. İfade vermeden önce avukattan veya bir destek kuruluşundan danışmanlık hizmeti alabilirsiniz. İfade verirken size avukatınız veya güvendiğiniz diğer bir kişi refakat edebilir ve ifade verirken hazır bulunabilir. İfade verirken mümkünse olaya tanıklık eden ve konuyu duymuş olan herkesin adını bildirin ve eğer varsa eskiden olanlar dahil yaralamayla ilgili doktor raporlarını ekleyebilirsiniz.

Aile içi şiddette yaralama mağduru olduğunuz takdirde güvendiğiniz bir doktora tedavi olun. Aile içi şiddet uygulamaları ve cinsel amaçlı şiddet uygulamalarında hemen olaydan sonra yaralarınızı belgelendirmek ve izleri tespit için hastaneye veya doktora gidebilirsiniz.

İmkan varsa resim çektirin. Bu konuda önemli bir husus bu işlemler tamamlanıncaya kadar, her ne kadar rahatsızlık verse de, yıkanmayı ertelemenizdir. Olayın izleri taşıyan eşya, giysi ve çamaşırları kağıt torbalara kaldırıp polise teslim edin. Muhakkak yaralarınızla ilgili raporlara alın. Bu gibi raporlar kanıtların tespiti için ceza davalarında çok önemlidir.

Evi terk etmeye karar verirseniz yalnız veya çocuklarınızla birlikte evi terk ettiğiniz takdirde kadın sığınma evlerinde 24 saat koruma altında barınacak yer bulabilirsiniz. Daha iler ki bir tarihte evinizde kalmış olan herhangi bir şeyi almanız gerektiği takdirde, polis size – tehlike devam ediyorsa) refakat ederek koruma sağlayabilir.

Şiddet uygulayan bir eşten ayrılarak yeni bir eve veya sığınma evine taşındığınızda, size karşı şiddet uygulanacağından korktuğunuz ve tehditlerin sürdüğü durumlarda Bürgeramt’tan yeni adres bilgilerinizin gizli tutulmasını isteyebilirsiniz.

Bilgilerin gizli tutulması için nasıl müracaat edilir?

Kadın sığınma evi neden ve benzer kuruluşlardan veya Danışma Kuruluşundan gerekli formu temin edebilir veya düz beyaz kağıt üzerine dilekçenizi yazabilirsiniz. Dilekçe adınızı, çocukların adlarını, doğum tarihlerini ve yeni adresinizi içermelidir. Diğer bir eyaletten taşınmış iseniz, gecikmeden eski adresinizdeki Bürgeramt’ta bilgilerin gizliliğinin korunması başvurusunu yapmanız gerekir.

Eyalet Vatandaşlık ve Düzen Kurumu (LABO) – Landesamt für Bürger- und Ordnungsangelegenheitenbilgilerin saklanması koşullarına yasal olarak uyupuymadığınızı inceler. Bu nedenle başvuru nedenini de açıkça tanımlamanız gerekir.

Bu kapsamda örneğin kim tarafından tehdit edildiğinizi, size yapılmış olanları veya neyle tehdit edildiğinizi, yaralama detaylarıyla size verilmiş zararları bunlara hangi süre zarfında muhatap olduğunuzu, somut olarak korku nedenlerinizi vs. belirtin. Kanıt olarak örneğin doktor raporları, tanık ifadeleri, şikayetinizin evrak giriş numarası belirtebilir.

Bilgilerinizin saklanması kararı çıktığında süresiyle (örneğin (2 yıl, ½ yıl) birlikte yazılı olarak bilgilendirilirsiniz. Süreye dikkat edin bilgilerinizin korunması süre hitamıyla sona erecektir. Sürenin uzatılması için gerekenleri bizzat yapmalısınız. Bunun için LABO’ya tehlikenin sürdüğü ve nedenleri belirtilmelidir. Çocuklarınız için İkamet Yerinin Tespiti hakkını almak içinde müracaatınız gerekir. Aksi takdirde bilgilerin korunması çocukları kapsamayacaktır. Böylece sizin adresiniz de açığa çıkar.

Bilgilerinizin koruma altına alınması kararı alındıktan sonra, adres bilgileriniz yalnız resmi dairelere (mahkeme, Jugendamt vs.) açıklanır. Özel kişi veya şirketlerden sorulması durumunda yazıyla adresinizin açıklanmasının uygun olup olmadığı, ya da soran tarafa bu tür bir açıklamanın sizin için tehlike teşkil edip etmediği sorulacaktır.

Bu soruları muhakkak belirtilen süre zarfında cevaplamanız gerekir. Adresinin soran tarafa açıklamasını istemediğiniz takdirde bunun nedenleriyle belirtmelisiniz. Duruma göre adresinizi soranlarla irtibata geçip başkalarına açıklanmasını engelleyebilirsiniz. Bu soruyu cevapsız bırakırsanız, LABO adresinizin açıklanmasıyla mutabık olduğunuzu kabul edecektir.

Tahkikat aşamasından sonra polis dosyanızı savcılığa iletir. Savcılık dava açılması için gerekli koşulların oluşup oluşmadığını inceler. Tahkikat aşamasından sonra genelde aşağıdaki prosedür geçerlidir:

Savcılık Takipsizlik Verebilir!…

Savcılık kanıtların hüküm çıkması için yetersiz olduğu düşüncesindeyse davayı düşürür. Böyle bir karara itiraz hakkınız vardır. Bu konuyla ilgili ücretsiz hukuk danışmanlık hizmeti veren kuruluşlardan bilgi edinebilirsiniz.

Dava Açılması / Duruşmasız ceza

Savcılık kanıtların yeterli olduğuna kanaat getirince yetkili mahkemeye dava açılması için müracaat eder veya duruşmasız ceza talebinde bulunur. Duruşmasız ceza yönteminde suçlu duruşmaya çıkmadan para cezası veya ertelenen hapis ile cezalandırılır.

Mahkeme bu kadarla bitmiş olur. Sonuç size bildirilmez, ancak yazılı olarak savcılıktan bilgi isteyebilirsiniz. Ceza gerektiren suç mağduru olarak polisten de başvurunuz esnasında dava sonucunun bildirilmesini isteyebilirsiniz.

Dava süreci

Mahkeme davayı kabul edip etmeme hususunda karar verir ve ana celsenin tarihini tespit eder. Tanık olarak sizi, diğer tanıkları ve suçluyu çağırır. Genelde ana celse şikayet başvurusunu takip eden yıl içinde yapılır. Ana celsede sizden tekrar olayı ayrıntılı olarak anlatmanız istenir, zira mahkeme hükmünü ancak tüm tarafların sözlü ifadeleri üzerine vermek zorundadır.

Mahkeme heyeti, savcı ve davalı avukatı da size soru sorabilir. İfade vermemeyi seçerseniz, yani susma hakkınızdan yararlanma yoluna giderseniz, daha önce alınan ifadeleriniz de mahkeme tarafından dikkate alınmayacaktır. Bunun sonucunda ise – başka kanıt olmaması durumunda – suçlu serbest bırakılıp cezasız kalacaktır.

Lütfen aklınızda bulunsun, davalı tutuklu değilse mahkeme binasında serbest dolaşabilecektir. Karşılaşmaktan korkuyorsanız ifade verinceye kadar korumalı bir tanık odasında bekleyebilirsiniz. Bu durumda önce mahkemeye bilgi verin (telefonu celp kağıdında belirtilir) ve tanık kabul bürosuna başvurunuzu yapın. Davalı kural olarak duruşma esnasında hazır bulunur.

Ancak tanıklığınız süresince belli şartlar altında dışarı çıkarılması da mümkündür. Ana celse kamuya açıktır (ancak belli koşullar altında kısmen kapalı celse yapılabilir). Siz ifade verirken yanınızdaki kişilerin dinleyici bölümünde oturmaları gerekir. Ancak yanınızda oturmaları için başvuruda bulunabilirsiniz. Savcı davalının, tanıkların ve duruma göre uzmanların ifadelerinden sonra durumu toparlar ve ceza verilmesini mütalaa ister.

Avukatınız varsa bu noktada konuyu sizin açınızdan İfade edebilecektir. Bu durumda davalı avukatı en son da davalı dinlenir. Mahkeme bundan sonra kararını yani hükmünü;

  • Davalıyı para cezasına çarptırmak veya
  • ertelenmesi de mümkün hapis cezası vermek ve muhtemelen buna bağlı olarak
  • suçlu eğitim programına göndermek, veya
  • mahkemenin görüşü kanıtların mahkumiyet için yetersiz olduğu şeklindeyse beraat ettirmek, suretiyle verecektir.

Avukat tarafından müdahilm olarak davaya katilma dahilin de, sizde avukat tarafından temsil edilebilirsiniz.

Ancak dava ana celse kapsamında da – örneğin para cezası ödenerek- kapanabilir. Her zaman için güvendiğiniz bir avukata danışıp ona vekalet verme imkanınız vardır.

Bu meyanda avukatınız celseden önce dava dosyasını inceler ve celse esnasında taraflara soru sorabilir. Genelde avukat masraflarının tarafınızdan karşılanması gerekir. Mahkeme giderlerin karşılanması için imkan varsa, avukatınız size söyleyecektir.

Mahkeme belli koşullarda sizin müdahil olarak davaya katılmanızı kabul eder. Böylece bir şiddet olayı tanığı veya mağduru olarak eşinize, partnerinize veya arkadaşınıza karşı elinizde kapsamlı haklar ve imkanlar olur. Kadın Danışma Merkezleri vasıtasıyla yerlerinde ücretsiz danışmanlık hizmeti de veren kadın avukatlar ile irtibata geçebilirsiniz.

Dava kapsamındaki barodan avukat görevlendirme, mahkeme giderleri desteği, dava süreci, koruma isteme, ceza davası kapsamında maddi tazminat gibi tüm genel hususlar bu görüşmede aydınlanabilir.

Alman Medeni Hukuk Kapsamında Koruma Önlemleri

Alman Medeni Hukuk Yasasına (GewSchG – Gewaltschutzgesetz ) göre, siz veya çocuklarınız aile içi şiddet veya sürekli taciz (stalking) mağduru olursanız mahkeme nezdinde koruma önlemleri alınmasını veya paylaştığınız evin sadece size tahsisini talep edebilisiniz. Aile Mahkemeleri yetkilidir. Şiddetten Korunma Yasası uyarınca yetkili mahkeme tespitinde aşağıdaki seçenekler geçerlidir:

Mahkemenin görev alanı

  • Olay mahallini kapsar, veya
  • Paylaşılan ev adresini kapsar, ya da
  • Davalının ikamet adresini kapsar

Konut tahsisi davalarında §§ 1361 b, 1568 a BGB veya §§ 14, 17 Kısım uyarınca yetkili mahkeme tercihe bağlı olmayıp, zorunlu olarak aşağıdaki sıraya göre belirlenir:

Yetkili Mahkeme sırasıyla

  • Evlilik veya birliktelik davasının görüşülmeye başlandığı mahkeme, veya
  • Evli çiftin veya birlikte yaşayanların adresindeki mahkeme ya da
  • Davalının adresindeki mahkeme,
  • Davacının adresindeki mahkeme şeklinde belirlenir.

Alman Şiddetten Korunma Yasası (GewSchG – Gewaltschutzgesetz) Şiddetten Koruma Yasası kapsamında olmadıklarından aynı başvurular Çocuklarınızın lehine de §§ 1666 ve 1666 a BGB (Bürgerliches Gesetzbuch, Resmi Gazete) uyarınca yapılmalıdır. Çocuklar 14 yaşında olunca bu tür başvuruları kendi adlarına yapabilir ve avukatlara temsil yetkisi verebilir.

Dava süreci dışında acil durumlarda geçici kararlar alınması için başvurabilirler. Acil durumlarda hızlı ve masrafı az bu hukuk yolu işletilir. Başvurunun gerekçesi belirtilmeli ve bu tür bir kararı gerektiren koşulların var olduğu inandırıcı olmalıdır.

İnandırıcılık için geçerli kanıtlar gösterilmeli ve yeminli ifade verilmelidir. Yasa bu kararlar için, kanıtların toplanması adımının hemen tamamlanmasını dolayısıyla mevcut kanıt arar, dolayısıyla başvuru yapılırken veya sözlü celsede gösterilecek kanıtlar, özellikle tanıklar yanınızda getirilmelidir!

Mahkemede ifadenizi verirken, aranızdaki sorunlardan doğabilecek tehlikeli bir karşılaşmayı önlemek davalının ayrı bir yerde tutulmasını isteyebilirsiniz. Bu isteğin de gerekçesi sağlam olmalıdır.

Dava kapsamında mahkemeden:

  • Maddi ve manevi tazminat,
  • Güvenliğiniz gereği belli önlemlere karar verilmesini,
  • Velayetin size verilmesini (Aile Mahkemeleri),
  • Görüş hakkının kaldırılmasını (Aile Mahkemeleri) talep edebilirsiniz.

Bu kapsamda Aile Hukuku uzmanı bir avukata danışmanız / temsil yetkisi vermeniz yerinde olur. Geliriniz yetersiz ise danışma / mahkeme giderleri desteğinden yararlanabilirsiniz.

Dava ve hüküm süreçleri çok zaman alacağı için, acil celse yoluyla koruma önlemleri ve medeni hukuk kapsamındaki diğer haklarınızla ilgili karar çıkarttırmanız gerekir. Bu konudaki başvurularınıza kolaylık getirecek formlar Kadın Danışma Merkezlerinden temin edilebilir.

Almanya Şiddetten Koruma Yasası (GewSchG) ve çocuklara yönelik § 1666 BGB uyarınca yasaklama kararları alabilir. Suçlunun sizinle irtibata geçmesi işyerinize evinize veya çocukların gittiği yuvaya ya da okula yaklaşması yasaklama kararı çıkartabilir.

Polise bu tür kararlarla ilgili bilgiler § 1 GewSchG uyarınca verilmektedir. Karşı taraf § 1 GewSchG kapsamındaki koruma kararlarının birine uymadığı takdirde suç işlemiş sayılır, Polisi çağırabilir ve şikayetçi olabilirsiniz. İstisnai durumlarda gözetim altına alınması da mümkündür.

Geçmişte Paylaşılan Evin Tahsisi

Aile Mahkemesi nezdinde paylaşmış olduğunuz evin sadece kendi kullanımınıza tahsisini § 2 GewSchG isteyebilirsiniz. Bu tahsis kararı çocuklarınızın lehine § 1666 BGB uyarınca da çıkartılabilir. Evliyseniz veya kişiyle hayat arkadaşı olarak birlikte yaşıyorsanız evli olduğunuz takdirde § 1361 b BGB http://www.proz.com/blueboard/6861 uyarınca veya § 14 Hayat Arkadaşlığı Yasası ( LpartG – Lebenspartnerschaftsgesetz) uyarınca paylaşılan evin sadece kendi kullanımınıza tahsisini isteyebilirsiniz.

Bunun şartı ayrı yaşamak istemeniz ve ev tahsisi kararının “yersiz güçlüklere” meydan vermemek için gerekli görülmesidir. Evin size tahsisiyle aynı zamanda suçlunun kira sözleşmesini feshetmesi veya sizin evdeki yaşamınızı zorlaştıracak eylemlerde bulunmasını yasaklamak kararları da çıkarttırabilir.

Evin kira sözleşmesi yalnız sizinle yapılmışsa ve evlilik dışı sürekli bir birliktelik söz konusu olduğunda Aile Mahkemesinden karşı tarafın evi boşaltmasını isteyebilirsiniz.

Kira sözleşmesini müştereken imzalamış olmanız durumunda, karşı tarafın evi boşaltması kararı alınması konusunu avukatınıza danışmanız gerekir. Her halükarda mahkemeden sınırlı bir süre için tek başına kullanım hakkı çıkarttırabilirsiniz. Bu imkan kira sözleşmesi yalnız suçlu tarafından imzalanmış olduğu takdirde de geçerlidir.

Buna ilaveten her zaman için eve girişin, kötü davranmanın, tehdit etmenin, rahatsız etmenin irtibata geçmenin (kişisel yaklaşma dahil) yasaklanma kararları § 1 GewSchG uyarınca acil celsede alınabilir.

Aklınızda bulundurmanız gereken bir husus mahkemelerin GewSchG, uyarınca sözlü celse yapılmadan aldıkları kararların bir icra memuru vasıtasıyla tebliğinin zorunlu olmasıdır.

Mahkeme masrafları desteği talebiniz kabul edilirse, ilk tebligatın masraflarının karşılanmasını da GewSchG uyarınca önlem başvurusuna ekleyin. § 2 GewSchG uyarınca alınan kararlar Polise ve genclik dairesine’de da bildirilmektedir.

Velayet Hakkı

Şiddetin geçerli olduğu ortamda bulunmak çocuklara her zaman zararlı sonuçlara yol açar. Kötü davranışlarından ötürü eşinizden ayrılacaksanız veya kişisel güvenliğinizin mahkemenin kararıyla korunma altına alınması için başvuruda bulunduğunuz takdirde, çocuğunuzun sağlıklı gelişmesinin artık zarar görmemesi için, geçici velayet veya kati velayet verilmesi için Aile Mahkemesine müracaat edebilir, talepte bulunabilirsiniz.

Boşanma başvurunuz olsun veya olmasın bu talebi yapmaya hakkınız vardır. Muhtemelen mahkeme de yasal olarak tehlikeyi önlemek bakımından buna zorunludur. Dolayısıyla §§ 1666, 1666 a BGB uyarınca suçlunun evi kullanmasını irtibata geçmesini yasaklayabilir, yerleşim yeri belirleme hakkını elinden alabilir.

Görüşme Hakkı

Velayet hakkından ayrı olarak babaya genelde çocuklarıyla görüşme hakkı tanınır. Size ve çocuklarınızla yönelik şiddete maruz kalma tehlikesi sürmekteyse, veya çocukların şiddet uygulanan ortamlara tanıklık edip zarar görmeleri söz konusuysa Aile Mahkemesi nezdinde görüşme hakkının geçici veya daimi olarak kaldırılmasını isteyebilirsiniz.

Mahkeme genelde uzlaşmacı bir çözümle nezaret altında görüşme hakkı tanır. Bu durumda görüşme güvenilir bir kişi veya bir genclik dairesi veya benzer kurum çalışanı nezaretinde yapılır.

Çocukla daha önce uzun süre ayni evde yaşadıkları takdirde ve çocuğun sağlıklı gelişmesine katkısı olması kaydıyla üvey babalar da (eş, partner ya da hayat arkadaşı). Üvey baba / hayat arkadaşı size veya çocuğa karşı geçmişte şiddet tatbik etmişse görüşme hakkının kısıtlanmasını veya kaldırılmasını ya da nezaret altında görüşmenin mahkeme kararına bağlanmasını isteyebilirsiniz (üçüncü bir kişinin hazır bulunduğu ortamda) Çocuğun sağlıklı gelişmesine yararı olmasına kaydına bağlı olarak dede ve ninelerin de görüşme hakkı vardır.

Bu bağlamda özellikle babanın anne ve babasının çocuklarındaki şiddet eğilimini nasıl karşıladıkları bilinmelidir. Şiddet eğilimli babanın yarattığı tehlikeyi yok sayıyorlarsa veya bu huyuna önem vermiyorlarsa görüşme hakkının kısıtlanması, kaldırılması veya nezaret altında görüşme yoluna giderek, çocuğun korunmasını sağlamak gerekecektir.

Şiddet eğilimli eşiniz / partneriniz / arkadaşınız için eve girişin, kötü davranmanın, tehdit etmenin, rahatsız etmenin irtibata geçmenin (kişisel yaklaşma dahil) yasaklanma kararı çıkartırsanız ayni zamanda suçlunun görüşme hakkını kaldırtma başvurusu imkanınız olup olmadığı konusunu avukatınıza danışın.

Görüşme hakkı geçerli olduğu sürece suçlunu çocuğu telim ederken size yeniden yaklaşmasını veya rahatsız etmesi veya tehdit etmesini önlemek mümkün olmayacaktır.

Görüşme hakkı konusunda eskiden verilemiş bir mahkeme kararı olduğu takdirde, korunma başvurunuzu yaparken bunu da mahkemeye belirterek yeni bir düzenleme yapılmasını isteyin.

Çocuklarla İlgili Konularda Yargı Usulü

01.09.09 tarihi itibarıyla Aile Hukuku Gönüllü Yargı Kapsamındaki Konular Yasası (FamFG – Gesetz über das Verfahren in Familiensachen und in den Angelegenheiten der freiwilligen Gerichtsbarkeit) yürürlüğe girmiştir. Bu bağlamda aşağıdaki esaslar geçerlidir:

Öncelikli Konuların Hızla Sonuçlanması (§ 155 FamFG):

Çocuklarla ilgili yaşayacağı yeri belirleme hakkı, görüşme hakkı ve çocuğun teslimi ile sağlıklı gelişmesinin tehlikeye düşmesi (§§ 1666, 1666 a BGB) meselelerinin diğer aile hukuku davalarından önce ve hızlandırılmış olarak sonuçlandırılması gerekir.

Buna göre davanın açıldığı tarihten sonra en geç bir ay zarfında duruşma günü verilmelidir. Tarafların erteleme istekleri ancak istisnai hallerde kabul edilmelidir. Erteleme talebinin gerekçesi inandırıcı olmalıdır!

Duruşmada taraflar (varsa avukatlarıyla), genclik dairesine temsilcisi ve duruma göre önceden çağrılı çocuk duruşma danışmanı (Verfahrensbeistand) şahsen hazır olmalıdır, 14 yaş altındaki çocukların hazır bulunması genelde gerekmez. Şiddet mağduru anneler için, bu duruşma şiddet olayına yakın zamanda gerçekleşmesi açısından önemli ruhsal bir baskı teşkil edecek ve tarafların ifadelerinin birlikte alınması güvenlik yönünden riskli olabilecektir. Bununla ilgili erteleme ve ifadelerin ayrı alınması taleplerinin gerekçeleri sağlam temellere dayalı ve inandırıcı olmalıdır.

Aile içi şiddet tehdidi altında olduğunuzu anlayacakları şekilde belirtin. Mahkemede ifade verirken görüşme hakkı tanınmasının Şiddetten Koruma Yasası gereği alınan kararlar ile çelişkili olacağını belirtin.

Suçlu ile Jugendamt’ta birlikte görüşme çağrısı da sizin için tehlike ifade edebilir ve verilen koruma kararlarına ters düşebilir. Jugentamt bu yasal süreçte görüş belirtmeli talep edilirse taraf olmalıdır. Yazılı görüş bu durumda artık gerekmeyecektir.

Uzlaşma Sağlanmasına Yönelik Çabalar (§ 156 FamFG):

Velayet, yerleşim yerini belirleme hakkı, görüşme hakkı, çocuk teslimi davalarında

Mahkeme

  • Uzlaşmaya yönelik çaba göstermeli
  • Danışmanlık alma imkanlarını, özellikle velayet / sorumluluk alma hususunda uzlaşmaya yönelik olarak, belirtmeli

Mahkeme

  • Arayı bulma imkanlarını taraflara belirtmelidir.

Mahkeme

  • Danışmanlık alınması için karar çıkartabilir
  • uzlaşma görüşmeleri yapılması için karar alabilir

Mahkeme

  • Uzlaşma sağlanmadığı takdirde geçici karar alınmasınıdikkate almalıdır.

Mahkeme

Danışmanlık alınmasını veya bilirkişi raporu kararı verdiğinde görüşme hakkını geçici karar yoluyla düzenlemeli veya kaldırmalıdır. Aile içi şiddet vakalarında, anlaşma sağlanan hususlar genelde uygulanmadığından, mahkemenin uzlaşmaya yönelik çaba göstermesi söz konusu olmaz.

Maddi ve Manevi Tazminat

Maddi tazminat hakkınız size verilen zarar ziyan ve masrafların, örneğin tıbbi bakım giderlerinin, gelir kaybının veya yırtılan giysi ve Hasar gören eşyalarının karşılanmasını kapsar. Manevi tazminat hakkı üzüntünüze, yaralarınız, çektiğiniz acı ve kırılan haysiyetinizi karşılamak ile ilgilidir.

Yukarıdaki bilgilen genel olarak şifahi bilgiler olup, hukuken hiçbir bağlayıcılığı olmadığı gibi yazarı da sorumlu tutulamayacağından, güncel ve geçerli bilgiler için Alman hukukunda faaliyet gösteren Türk kökenli avukattan danışmanlık hizmeti almanız önelir.

Araştırma Kaynakları:

“Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”

Alman Federal Emniyet Teşkilatı’nın (BKA) Raporu

“Almanya`da Kadının Yaşamı, Güvenliği Ve Sağlığı” Anketti

Berlin Eyalet Vatandaşlık ve Düzen Kurumu (LABO)

Alman Medeni Hukuk Yasasına (GewSchG – Gewaltschutzgesetz -)

Alman Şiddetten Korunma Yasası (GewSchG – Gewaltschutzgesetz)

Resmi Gazete (Bürgerliches Gesetzbuch)

Hayat Arkadaşlığı Yasası ( LpartG – Lebenspartnerschaftsgesetz)

Aile Hukuku Gönüllü Yargı Kapsamındaki Konular Yasası (FamFG – Gesetz über das Verfahren in Familiensachen und in den Angelegenheiten der freiwilligen Gerichtsbarkeit)

Gülseren ÜNAL, Aile İçi Şiddet, Aile ve Toplum Yıl: 7 Cilt: 2 Sayı: 9 Ocak-Mart 2005 ISSN: 1303-0256

Aile İçinde Ve Toplumsal Alanda Şiddet. 1997-1998 Erişim adresi:Http://www.Aile.Gov.Tr/Arastirma18.Htm . Erişim tarihi:15.7.2004

Dekeseredy W. Four Variations Of Family Violence: A Review Of Sociological Research , Report Prepared For The Family Violence Prevention Division, Health Canada,October 1993 Erişim Adresi: Tarihi:14.7.2004

Sivil Toplum Dergisi. 2004:4(1):36-40. Erişim Adresi www.insanhaklari.net/siviltoplum.htm – 36k Erişim tarihi:14.7.2004

Roberts G. Erişim Adresi: Www.Aic.Gov.Au/Publications/Proceedings/27/Roberts.PdfErişim Tarihi:14.7.2004

BIG e.V. – Berliner Initiative gegen Gewalt an Frauen