Ailede Kurumsal Akıl mı, Ortak Akıl mı?

Aile, hem bir kurum gibi işleyebilen hem de daha küçük ve samimi bir yapı olduğu için ortak akıl kavramına daha yakın duran bir topluluktur. Ancak her iki kavram da ailenin farklı durumlarında uygulanabilir.

VAHİT GÖZ 29 Eylül 2024 YAZARLAR

Gerek kurumsal akıl ve gerekse de ortak akıl kavramları temelde bir düşünme biçimidir. Devlet, şirket ve aile gibi kurumsal yapısı çok eski ve derin birikimlere sahip olan sosyolojik kurumlarda, kurumsal akıl ve ortak akıl düşünme biçimleri sık sık kendini gösterebilir. Kurumsal akıl ile Ortak akıl arasında küçük nüans farklılıkları vardır. Kurumsal Akıl da, daha eski, hafızası daha geniş bir bilgi havuzu varken, Ortak akıl da daha lokal, kısa süreli sorun çözümlerinde kullanılan fikir birlikteliği, istişare kültürü yeralmaktadır. Yani, devlet gibi kurumlarda kurumun sürekliliği için stratejiler gerçekleştirilirken, Aile gibi kurumlarda belirli bir sorun veya karar alma süreçlerinde kullanılan bir yöntemdir.
Aile kurumunun ilk insanla başlayan sürecine odaklandığımızda hem birikimleri olan ve stratejiler geliştirmesi gereken hem de kısa vadeli karşılaşılan sorunlarda
tecrübelerini kullanan esnek bir yapısı olduğunu görürüz. Bugün aile kurumu, kendini her ne kadar muhafaza etmiş olsa da ciddi anlamda değişim ve bozulmalara da uğramıştır. Yaşı ellinin üzerinde olan insanların aile kavramına ve aile kültürüne bakışı ile daha genç nesillerin aile kavramına bakışı birbirinden git gide farklılaşmaya, aileye yüklenilen anlam farkının açılmaya
başladığını söyleyebiliriz. Eskiden ailenin kurumsal kültürü içinde oturmuş ve kabul
edilmiş kuralları örneğin birlikte yemeğe oturmak, izin alarak bir yerlere gitmek, tatil
ve bayram gibi aktivitelerin planlanması ve hatta evlilik ve meslek kararlarında bile
kabul görmüş, tecrübeye dayalı kurumsal akılla işlevselliğini gösterirken günümüzde
daha bireysel, yer yer bencil ve sorumluluk alınmayan örneğin sık sık ayrı yemek
yiyebilen, habersiz hafta sonunu ve tatillerini planlayan, evin işleyişinde sorumluluk
hissetmeyen, evlilik ve meslek kararlarında bilgi alış verişinden uzak bireylere yerini
terk etmiş gibi gözüküyor. Eski ve yeni jenerasyonun orta noktasını bulmaya, tecrübe ve birikimlerin kurumsal
akla ve ortak akla uygunluğunun birleştirilmesi mutlaka varolması gereken aile kurumunun güvenliği açısından bana göre çok önemlidir. Özellikle Çiftlerin, ebeveyn rolleri ya da eş rolleri açısından gerek kurumsal akıl ve gerekse de ortak akıl yani birlikte karar olma, konuşabilme, iletişim halinde olmaları çok önemlidir.
Ailede kurumsal aklı ve Ortak aklı daha işlevsel kullanabilmek için bazı önemli
noktalara temas etmek gerekir. Ortak hedefler ve değerler belirlemek bunlardan ilki sayılabilir. Yani aile üyelerinin bir araya gelerek ortak hedefler belirlemesi önemlidir. Örneğin eğitim planları, maddi hedefler, aile içinde huzur ve mutluluğun artırılmasına yönelik hedefler gibi. Bu tür hedefler aile üyelerinde aile şuuru, biz olma duygusu gibi kavramları geliştirir. Bu konunun olmazsa olmaz noktası ise ‘İletişim’dir. İletişim, bir ailedeki ilişkileri, yakınlaşmayı, huzuru, hedefe yönelik başarıyı etkiletyen en önemli faktördür. Eşler ve ailenin diğer üyeleri özgür ve baskı hissetmeden birbiriyle konuşabilelim, tartışabilmeli, fikirlerini söyleyebilmelidir. Duygularını birlikte yaşadığı kişilere ifade edemeyen bireylerde ‘yalnızlık ve değersizlik duygusu’ derinleşir. Bu da zamanla ‘biz olma’ düşüncesinden uzaklaşmaya neden olur. Huzur kaçar, ayrılıklar yaşanır. Daha sonra iş birliği ve görev paylaşımı da olmazsa olmaz bir konudur. Böylece sorumluluklar paylaşıldıkça azalır ve aile üyeleri birlikte bir şeyler yapmanın, başarmanın hazzına verebilirler. Bir diğer konu da, Karar süreçlerinie katılım ve sorun çözme becerisi
geliştirmedir. Bu konularda da aile bireyleri, alınacak bir kararda eşit söz hakkına
sahip olmalı ve karşılaşılan sorunlarla ilgili çözüm bulma aşamasında kendilerini
sorumlu hissetmeleri önemlidir.
Sonuç olarak, aile stratejik ve olmazsa olmaz bir kurumdur. Bu kurumun, işlevselliği,
başarısı, aile üyelerinin birbirleriyle açık, dürüst, şeffaf bir iletişim kurmalarına,
karşılıklı saygı unsuruna ve güvene bağlı olarak devam edecektir.
Ne kadar saygı ve değer o kadar yakınlaşma ve iletişim demektir…