ABAD: AB kimlik kartları için parmak izi almasında hak ihlali yok

ABAD’a göre, alınan ek parmak izleri, sahte kimlik kartlarının üretimi ve kimlik hırsızlığıyla mücadele etmeyi ve örneğin AB içinde seyahat ederken devletin doğrulama sistemlerinin uyum içerisinde birlikte çalışabilirliğini sağlamayı amaçlıyor.

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 23 Mart 2024 YAZARLAR

Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD), Avrupa Birliği (AB) vatandaşlarının kimlik kartları için iki parmak izi vermeleri zorunluluğu hakkında Alman idare mahkemesinin başvurusu üzerine 21.03.2024 Perşembe günü bunun AB hukukuna uygun olduğuna karar verdi. Ancak AB’nin bununla ilgili mevcut tüzüğü yeniden yapması gerekiyor.

Lüksemburg’da bulunan ABAD’ın önüne gelen davaya konu olayda bir Alman vatandaşı Wiesbaden şehri idaresinden yeni kimlik kartı almak için başvuruda bulundu. 2021 Ağustos ayından itibaren yapılan kanun değişikliğine göre kimlik kartı düzenlenmesini talep eden herkesin Alman Kimlik Kartı Kanunun (Personalausweisgesetz) 5/5 ile 9, 9/3 maddelerine göre parmak izlerini vermesi zorunluluğu bulunuyor. Almanya bu kanun değişikliğini AB müktesebatına uymak amacıyla yapmıştı. Fakat başvuruda bulunan vatandaş bu parmak izini vermek istemedi ve bunu reddetti.  Wiesbaden vatandaşlık ve nüfus idaresi (Bürgeramt) kanuna göre parmak izi alınmadan kendisine kimlik kartı vermeyi kabul etmeyince başvurucu bu ret işleminin iptali için Wiesbaden İdare Mahkemesi’ne (VG) dava açtı.

İdare mahkemesi tereddütte düşünce AB’nin İşleyişine İlişkin Antlaşma’nın (Vertrag über die Arbeitsweise der Europäischen Union -AEUV-) 267. maddesi uyarınca davayı ABAD’a taşıdı.  Özellikle Kimlik Kartlarının Güvenliğinin Artırılmasına İlişkin 20.06.2019 tarih ve 2019/1157 sayılı Tüzüğün (Verordnung zur Erhöhung der Sicherheit der Personalausweise) 3/5 maddesi uyarınca kimlik kartlarına parmak izi kaydedilmesi ve saklanması zorunluluğunun, özel hayata saygı ve kişisel verilerin korunmasını ihlal edip etmediğini ABAD’a sordu.

ABAD kararından önce ABAD Başsavcılığı başvuruya ilişkin parmak izi alınmasının AB hukukuna uygun olduğu görüşünü Divan’a bildirdi. Nihayetinde ABAD, 21.03.2024 Perşembe günü kimlik kartlarında iki parmak izinin yer alması zorunluluğunun, AB Temel Haklar Şartının (EU-Grundrechtecharta -GRCh-) 7. maddesindeki özel hayata saygı ve 8. maddesindeki kişisel verilerin korunmasına ilişkin temel hakları ihlal etmediğine aksine bunlarla uyumlu olduğuna C-61/22 sayılı kararıyla karar verdi.

Aslında kimlik kartları için parmak izi verme zorunluluğu, AB Temel Haklar Şartı tarafından güvence altına alınan temel haklara yönelik bir kısıtlama anlamına geliyor. Ama ABAD’a göre bu kısıtlama, kamu yararı gerekçesiyle hukuka uygun hale getirilebiliyor. ABAD’a göre, alınan ek parmak izleri, sahte kimlik kartlarının üretimi ve kimlik hırsızlığıyla mücadele etmeyi ve örneğin AB içinde seyahat ederken devletin doğrulama sistemlerinin uyum içerisinde birlikte çalışabilirliğini sağlamayı amaçlıyor.

ABAD, hatta AB vatandaşlarının bile bundan yararlandığını ifade ediyor. Divan’a göre parmak izleri alınması sahte kimlik kartlarının üretilmesini ve kimlik hırsızlığını engellediğinden, parmak izi verme yükümlülüğünün aslında ilgili kişilerin özel hayatının korunmasına ve daha geniş anlamda suç ve terörle mücadeleye de katkıda bulunuyor. Ayrıca bu, AB vatandaşlarının kendilerini güvenilir bir şekilde tanıtmalarına imkân tanıyacak ve böylece yükümlülük bu vatandaşların aynı zamanda AB’de dolaşım ve ikamet özgürlüğü haklarını kullanmalarını da kolaylaştıracak.

Divan kararında ayrıca tek başına yüz görüntüsü almanın, o görüntüye ek olarak iki parmak izi almaktan daha az etkili bir kimlik belirleme aracı olduğunu da söylüyor. Zira Divan’a göre yaşlanma, yaşam tarzı, hastalık veya cerrahi bir müdahale yüzün anatomik özelliklerini değiştirebilir.

Ancak ABAD yine de parmak izi alınmasını gerektiren düzenlemenin dayanağından dolayı yeniden düzenlenmesi gerektiğini de kararında belirtti ve AB Avrupa Parlamentosu ve Konseyine de yükümlülük yükledi. Çünkü yukarıda bahsettiğimiz 2019/1157 sayılı Kimlik Kartlarının Güvenliğinin Artırılmasına İlişkin Tüzük, AB Temel Haklar Şartının (GRCh) 21/2 maddesine dayanarak düzenlenmiş ve kabul edilmiştir. Divan’nın tespitine göre doğru hukuki dayanak, AB Temel Haklar Şartının 77/3 maddesi olmalıdır. Bu madde özel bir yasama prosedürü ve Konsey’de oybirliğini öngörüyor.

ABAD, kararında Tüzük düzenlemesinin hemen yürürlüğe girecek şekilde iptal edilmesini, “Çok sayıda AB vatandaşı ve onların güvenliği açısından ciddi olumsuz sonuçlar doğurabilir” gerekçesiyle ertelemiş ve en geç 31.12.2026 tarihine kadar olmak üzere, doğru hukuki dayanağa dayalı yeni bir Tüzük düzenlemesinin yürürlüğe girmesine kadar 2019/1157 sayılı Kimlik Kartlarının Güvenliğinin Artırılmasına İlişkin Tüzük hükümlerinin geçerliliğini koruyacağını ve uygulanmaya devam edileceğini belirtti.

ABAD’ın bu tüm AB üyesi ülkelerde etkili olacak içtihadından sonra Wiesbaden İdare Mahkemesi’nin bu karardaki görüşlere göre elindeki davada karar vermesi gerekiyor.