Son duruma göre çocuğun doğum tarihine bakılmaksızın, çocuğun ağırlıklı olarak baba tarafından yetiştirildiğinin tespit edilmesi ve bunun aksine başka olgu veya delil bulunmaması ve diğer şartlarında yerine getirilmesi halinde, çocuk yetiştirme süreleri, ortak bir beyana gerek olmadan da babaya tahsis edilebiliyor.
Daha önceki bir köşe yazımızda çocuk nerede doğarsa doğsun bu çocukları Almanya’da yetiştiren annelere 01.01.1986 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Alman İmparatorluk Sigorta Kanununda (Reichsversicherungsordnung) yapılan kanun değişikliğiyle her çocuk için bir yıl (12 ay) sigortalılık süresi verildiğini ve priminin de Alman devletince ödendiğini yazmıştık.
Bu 01.01.1992 öncesi doğan çocuklar için yetiştirme (sigortalılık) süresinin 2014 yılındaki kanun değişikliğiyle (Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 6. Kitabı md. 249/1) 24 aya, 01.01.2019 tarihinden itibaren de 30 aya çıkarıldığını, 01.01.1992 ve sonrası doğan ve Almanya’da yetiştirilen çocuklar için ise 36 ay (3 yıl) sigortalılık süresi (Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 6. Kitabı md. 56) verildiğini de belirtmiştik.
01.01.1992 öncesi doğan ve Almanya’da 30 aya kadar yetiştirilen bu çocukların yetiştirme süreleri (Kindererziehungszeiten) prensip olarak annelere verildiğinden halk arasında buna annelik emekliliği (Mutterrente) dense de aslında yasal yaşlılık (Regelaltersrente) aylığıdır.
Peki “Bu çocuk yetiştirme süreleri sadece annelere mi verilir?”, “Baba da çocuğa baktıysa ona tamamen veya kısmen devredilemez mi?” veya “Bu süreler babaya da emeklilik hakkı vermez mi?” soruları bize soruluyor.
Her ne kadar 01.01.1992 ve sonrası doğumlu çocuklar için ayrık düzenlemeler olsa da bu yazımızda 01.01.1992 öncesi doğan çocuklardan dolayı çocuk yetiştirme sürelerinin eşler yani anne baba arasında devrinin veya paylaştırılmasının hukuken mümkün olup olmadığını izah ederek bu sorulara cevap vermeye çalışacağız.
Köşe yazımıza başlamadan önce genel olarak söylemek gerekirse 31.12.1985 tarihinden önceki doğumlarda, çocukları birlikte büyüten anne babaların, 31.12.1996 tarihine kadar birlikte yetkili emeklilik sigortası kurumuna çocuğu ağırlıklı olarak babanın büyüttüğünü beyan etme olanağı bulunuyordu. Kanun gereğince beyandan dönme, eski hale iade mümkün değildir. Yani bir kez beyan verildikten sonra bu bağlayıcıdır ve geri alınamıyor (O dönemde yürürlükte olan Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 6. Kitabı md. 249/6, cümle 4 ve 5).
Bu beyan süresi aynı zamanda o dönemdeki kanun hükümlerine göre 31.12.1985 tarihinden sonra dikkate alınacak çocuk yetiştirme süresi için de geçerliydi. Bu durumda çocuk yetiştirme döneminin tamamı babaya tahsis edilebiliyordu. Bu kural anne babadan birinin 01.01.1997 tarihinden önce vefat etmesi ve hayatta kalan eşin 31.03.1997 tarihine kadar tek taraflı beyanı hakkında da uygulanıyordu.
Eski federal eyaletlerde anne 01.01.1986 tarihinden önce vefat etmiş ise, çocuk yetiştirme süresi herhangi bir beyana gerek kalmaksızın kanunla babaya verilmektedir.
31.12.1985 ile 31.12.1991 tarihleri arasındaki doğumlarda anne babalar, çocuğun doğumundan sonraki üçüncü takvim ayı sonuna kadar hak sahibi anne yerine babanın sigortalı olması gerektiğini yetkili emeklilik sigortası kurumuna beyan edebiliyordu.
Fakat geldiğimiz gün itibariyle bu beyan verme süreleri geçmiştir. Yeni düzenlemelerle de bu süreler uzatılmadığından ve kanunlar da geçmişe etkili uygulanamayacağından (o sürelerde yapılan beyanlar ve annenin 01.01.1986 öncesi vefat durumu hariç) bu yolda tek taraflı beyan vermek ve doğrudan babaya çocuk yetiştirme sürelerinin tahsisi mümkün değildir.
Hakeza Alman emeklilik kurumları bu sürelerin geçmesi nedeniyle eşlerin ortak çocuk yetiştirmesi halinde ancak anne-babanın ortak bir beyanda bulunmaları halinde çocuk yetiştirme sürelerinin babaya tahsis edilebileceğini yorumlayıp bu şekilde uyguluyorlardı. Şayet bir ortak beyan verilmemiş ise bu yetiştirme süreleri her zaman anneye tahsis ediliyordu.
Fakat Federal Sosyal Mahkemesi (Bundessozialgericht) 16.12.1997 ve 31.08.2000 tarihinde verdiği içtihatlarla bu uygulamayı Alman Anayasa’nın cinsiyet eşitliğini de güvence altına alan eşitlik ilkesine aykırı bulmuştur. Bu tarihten sonra Alman emeklilik kurumları ister 01.01.1992 öncesi isterse sonrası doğan çocukların anne-babadan tarafından ortak yetiştirilmesinde bu uygulamasından vazgeçmiştir.
Babaların başvuruları kanuni olarak geçersiz ortak bir beyanına, özellikle de beyanının süre geçirilmesi sebebine dayanılarak reddedilmişse, bu Alman emeklilik kurumlarının bu ret kararlarına karşı hak sahibinin talebi üzerine veya işlemi devam edenler için ise kurumca re’sen gözden geçirilmiştir.
Son duruma göre çocuğun doğum tarihine bakılmaksızın, çocuğun ağırlıklı olarak baba tarafından yetiştirildiğinin tespit edilmesi ve bunun aksine başka olgu veya delil bulunmaması ve diğer şartlarında yerine getirilmesi halinde, çocuk yetiştirme süreleri, ortak bir beyana gerek olmadan da babaya tahsis edilebiliyor.
Yani kısacası çocuğun doğum tarihine bakılmaksızın anne baba çocuğu birlikte yetiştirmişlerse ortak bir beyanla (annenin oluru ile) bu yetiştirme süreleri babaya tahsis edilebiliyor. Lâkin bu beyanlar birbiriyle veya dosya içeriğiyle çelişkili ise veya tek taraflı babanın beyanı yukarıda izah ettiğimiz sürelerde yapılmamış ise 01.01.1992 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 6. Kitabının 56/2 maddesindeki ağırlıklı yetiştirme hükümlerine göre işlem yapılmaktadır.
Konunun daha iyi anlaşılması için bir örnek verelim.
1969 yılında Almanya’ya göç anlaşması gereğine işçi olarak gelen Hakkı bey 1970 yılında eşi Makbule hanımı da getiriyor. Makbule hanım dönem dönem kısa süreli işlerde çalışsa bile 1971, 1975 ve 1979 yıllarında üç çocuk dünyaya getiriyor. Hakkı bey, Makbule hanım ve çocuklar aynı evde ikamet ediyorlar ve Hakkı bey tam zamanlı olarak bir firmada çalışıyor. 1984 yılında tüm aile Türkiye’ye kesin dönüş yapıyor. 1985 yılında Hakkı bey de Makbule hanım da işçi katkı paylarını prim iadesi olarak alıyorlar. Bu şekilde her ikisinin de Almanya’daki sigortalılık süreleri tasfiye oluyor.
Görüldüğü gibi çocukların tamamı 01.01.1986 öncesi Almanya’da anne baba tarafından yetiştirilmiş.
Makbule hanım Türkiye’ye kesin dönüş yapıp 1985 yılında primlerini iade aldıktan sonra aynı yıl vefat ediyor.
Bu durumda Hakkı bey Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 6. Kitabının 249/6. maddesi gereğince bugün bile tek taraflı olarak başvurması halinde üç çocuğun yetiştirme sürelerini kendi adına 90 ay olarak tahsis ettirebilir ve doğum tarihine göre 65 veya üstü yaşında ise Almanya’dan yasal yaşlılık emekli aylığına hak kazanabilir. Zira Makbule hanım 01.01.1986 tarihinden önce vefat etmiştir.
Makbule hanım hayattadır. Hakkı bey çocuk yetiştirme sürelerinin Makbule hanım değil, kendisi adına tahsisi için 1993 yılında başvuruyor ve Makbule hanım da bunu kabul ettiğini beyan ediyor.
Bu durumda Hakkı bey Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 6. Kitabının 249/6. maddesinin o günkü değişik haline göre üç çocuğun yetiştirme sürelerini kendi adına 36 ay (her çocuk için 12 ay) olarak tahsis ettiriyor. Çünkü Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 6. Kitabının 249/6. maddesinin o günkü değişik haline göre eşlerin birlikte 31.12.1996 tarihine kadar başvurması ve ağırlıklı olarak babanın çocukları yetiştirmesinin kabul edilmesi halinde bu süreler babaya tahsis edilebiliyordu.
Ancak kendisi doğum tarihine göre yaş şartını yerine getirmesine rağmen asgari 60 ay sigortalılık süresini dolduramadığından yaşlılık aylığına hak kazanamıyor. Zira Hakkı bey primlerini iade almakla Almanya’daki sigortalılık sürelerini tasfiye etmiş, yurtdışı borçlanma süreleri dışında da Türkiye’de zorunlu veya isteğe bağlı sigortalılığı bulunmuyor. Fakat kanun değişikliğiyle 01.07.2014 tarihinden itibaren 1992 öncesi doğan her çocuk için yetiştirme süreleri 12 aydan 24 aya çıkarıldığından bu tarihten sonra Hakkı beyin toplam 72 ay süresi oluyor ve asgari sigortalılık süresini de doldurduğundan başvurusu üzerine Almanya’dan yasal yaşlılık emekli aylığına hak kazanabiliyor (Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 6. Kitabının md. 249/1).
Eşler çocuk yetiştirme sürelerinin tahsisi için herhangi ortak bir beyanda bulunmamışlardır. Ama Makbule hanım 1996 yılında vefat etmiştir.
Bu durumda Hakkı bey Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 6. Kitabının 249/6. maddesinin o günkü değişik haline göre 31.03.1997 tarihine kadar tek taraflı olarak başvurması halinde üç çocuğun yetiştirme sürelerini kendi adına 36 ay olarak tahsis ettirebilir, 01.07.2014 tarihinden itibaren 1992 öncesi doğan her çocuk için yetiştirme süreleri 12 aydan 24 aya çıkarıldığından bu 36 aylık süresi 72 aya çıkar ve doğum tarihine göre 65 veya üstü yaşını tamamladığında Almanya’dan yasal yaşlılık emekli aylığına hak kazanabilirdi. Çünkü Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 6. Kitabının 249/6. maddesinin o günkü değişik haline göre Makbule hanım 31.12.1996 tarihinden önce vefat etmiştir.
Eşler hayattadır. Daha önceden belirlenen kanuni sürelerde eşler çocuk yetiştirme sürelerinin tahsisi için herhangi ortak bir beyanda bulunmamışlardır. Hakkı bey çocuk yetiştirme sürelerinin kendisi adına tahsisi için V0800 belgesiyle 2023 yılında başvuruyor ve Makbule hanım da bunu kabul ettiğini aynı formda beyan ediyor.
Böyle bir durumda Makbule hanımdan bir itiraz gelmedikçe üç çocuğun yetiştirme sürelerini Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 6. Kitabının 249/1 ve 56. maddeleri gereğince baba Hakkı bey adına 01.01.2019 tarihinden sonra kanun değişikliğiyle 1992 öncesi doğan her çocuk için 2014 yılında 24 aya çıkarılan yetiştirme süresi 30 aya çıkarıldığından toplam 90 ay olarak tahsis edilir. Genellikle bunda sorun çıkmaz.
Ancak bazı durumlarda Alman emeklilik kurumu beyanlar arasında veya beyanla baba Hakkı beyin çocuk yetiştirmesi ile örneğin çalışma şartları arasında çelişki görürse çocuğun/çocukların ağırlıklı olarak Hakkı bey tarafından yetiştirilip yetiştirilmediği konusunda Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 10. Kitabının 20. maddesine göre re’sen (kendiliğinden) yeniden inceleme yapabilir.
Eşler çocuk yetiştirme sürelerinin tahsisi için herhangi ortak bir beyanda bulunmamışlardır. Ama Makbule hanım 2006 yılında vefat etmiştir.
Bu durumda Hakkı bey 1992 öncesi doğan bu üç çocuğun doğrudan kendi sigortasına tahsisini tek taraflı isteyemez. Zira anne Makbule hanımın ölüm tarihi nazara alındığında Hakkı beyin 2024 yılında başvuru yapması halinde kanunda böyle bir imkân yoktur.
Fakat baba Hakkı bey tek başına başvuru yapmasına rağmen doğrudan olmasa da bazı şartları ispatlaması halinde bu üç çocuğun çocuk yetiştirme sürelerini kendi sigortasına tahsis ettirebilir. Hakkı beyin böyle bir başvuru yapması ve V0800 başvuru formunda çocuklara kendisinin ağırlıklı olarak baktığını, onları yetiştirdiğini belirtmesi gerekir.
Başvuruyu alan Alman emeklilik kurumu Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 6. Kitabının 56/2 maddesi gereğince eşlerden hangisinin 249. maddesi gereğince kabul edilebilecek dönemlerde çocukları ağırlıklı olarak yetiştirdiklerini Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 10. Kitabının 20. maddesine göre re’sen (kendiliğinden) inceleyecektir.
Alman emeklilik kurumu bu incelemeyi objektif kriterlere göre yapacaktır. Çünkü kural olarak, bir ailenin içerisinde çocuğun nasıl yetiştirileceği özellikle de kendilerini bu yetiştirme işine ne ölçüde ve hangi yoğunlukta adayacaklarına karar vermek tamamen anne babaya aittir. Bundan dolayı aile içi bu yaşam alanı hakkında Alman emeklilik sigortası kurumu tarafından çocuğun yetiştirilmesindeki eşlerin katkılarının objektif bir şekilde tespit edilmesi pek mümkün değildir. Bu nedenle, çocuğun yetiştirilmesinde hangi ebeveynin ağırlıklı olarak katkısı bulunduğunun dış argümanlardan belirlenmesi gerekir.
Örnek olayımızda Hakkı bey üç çocuğunu kendisi tarafından kesintisiz ve ağırlıklı olarak yetiştirildiğini iddia ediyor. Elbette bu çocuk yetiştirme işi ailenin kendi özel ve kapalı alanı olduğundan objektif olarak çocukların Hakkı bey tarafından mı yoksa anne müteveffa Makbule hanım tarafından mı tamamen veya ağırlıklı olarak yetiştirildiğini tespit edip karar vermek mümkün değildir. Böyle bir durumda aile dışındaki duruma bakmak gerekiyor.
Alman emeklilik kurumu aile dışı delil olarak tahsisi istenen çocuk yetiştirme dönemlerinde eşlerin yani Hakkı bey ile Makbule hanımın çocuklarla birlikte ikamet edip etmediğine, aynı yerde ikamet ediyorlarsa eşlerin gelir getiren işçi veya serbest meslek sahibi olarak bir işte çalışıp çalışmadığına, çalışmanın kısa süreli, yarı zamanlı veya tam zamanlı olup olmadığına bakıyor ve inceliyor.
Bu kriterlere göre tahsisi istenen çocuk yetiştirme dönemlerinde Hakkı bey ile Makbule hanımın çocuklarla birlikte ikamet edip etmediği kayıt dairelerinden (Einwohnermeldeamt) alınacak ayrıntılı ikametgah belgesiyle (erweiterte/ausführliche Meldebescheinigung) ispatlanabilir.
Gelir getiren işlerde çalışma ve bu çalışmanın niteliği ise öncelikle zaten Alman emeklilik kurumunda mevcut olan sigorta dökümlerinden (Versicherungverlauf) tespit edilebiliyor. Hatta Hakkı bey ve Makbule hanımda olduğu gibi primler iade alınmış olsa bile sigortalılık süreleri sigorta dökümünde görünür. Primlerini iade alanların sigortalılık süreleri tasfiye olmasına rağmen bu sigorta dökümlerinde sigortalılık sürelerin karşılığında sadece prim miktarları olmaz.
Hakkı bey örneğimizde tahsisi istenen dönemlerde anne, baba ve çocuklar birlikte ikamet etmişler, çocuklar Hakkı bey ve Makbule hanım tarafından birlikte yetiştirilmiştir. Lakin bu dönemlerde Hakkı bey tam zamanlı olarak bir firmada işçi olarak çalışırken (ki, bu Alman sigorta dökümünde açıkça görünüyor) Makbule hanım ise kısa süreli zaman zaman çalışmıştır.
O halde tahsisi istenen dönemlerde çocukları Hakkı bey değil, 2006 yılında vefat eden Makbule hanım ağırlıklı olarak yetiştirmiştir. Hatta yetiştirme eşit olsa bile bu süreler anneye tahsis edilecektir (Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 6. Kitabının md. 56/2, Cümle 9).
Bu durumda Alman emeklilik sigorta kurumu Hakkı beyin üç çocuğunun yetiştirme sürelerini kendi sigortalılığına tahsisi talebini reddedecektir. Elbette Hakkı beyin bu karara karşı itiraz hakkı bulunmakla birlikte başarı şansı az olacaktır.
Zira benzer bir olayda 2001 doğumlu çocuğun çocuk yetiştirme döneminde (doğumdan itibaren 3 yıla kadar) tam zamanlı otobüs şoförü olarak çalışan babanın, çocuk yetiştirme döneminden sonra kendisini ve çocuğu terk eden anneye değil, kendi adına tahsis talebini reddeden Alman emeklilik kurumuna karşı açtığı davada mahkeme babanın davasını reddetmiştir. (Darmstadt Sosyal Mahkemesi, T. 09.03.2020, Dosya No: S 6 R 80/18)
Bu karara karşı da yapılan itiraz (istinaf- Berufung) başvurusunda istinaf mahkemesi babanın tahsisini istediği çocuk yetiştirme dönemi için eşlerin ortak bir beyanı olmadığını, objektif kriterlere göre yetiştirme döneminde davacı babanın tam zamanlı olarak çalıştığını, annenin ise çalışmadığını, bu durumda bu dönemde davacı babanın ağırlıklı olarak çocuğu yetiştirdiğine dair delil sunamadığını, tanık beyanlarının kabul edilemez olduğunu, annenin tamamen çocuğu ile babayı terk ettiği tarihten itibaren babanın çocuğu tek başına yetiştirdiğinin kabul edileceğini, ancak bunun da emeklilik hakkı doğuran doğumdan itibaren ilk üç yıldan sonraya denk geldiğini gerekçelendirerek, Alman emeklilik kurumu ile yerel mahkemenin ret kararlarının yerinde olduğuna ve davacı babanın itiraz başvurusunun reddine karar vermiştir (Hessen Eyalet Yüksek Sosyal Mahkemesi, 21.02.2023, Dosya No: L 2 R 122/20)