Her mü’min, Allah ve Resûlullah’ı sevdiğini ifade eder. Vâkıa bu sevgi, anne ve babanın evladını sevmesi gibi değildir. Onlardaki cibilli bir şefkattir. Zât-ı Ulûhiyet’e karşı olan sevgiyi biz, idrakimize açılan kapılarla, şuurumuzla, tefekkürümüzle elde ederiz. Yani Allah’ı (celle celâluhu) bilmesek, irfanına eremesek, Fahr-i Kâinat Efendimiz’i (sallallâhu aleyhi ve sellem) büyük icraatları ve muhteşem kâmetiyle tanımasak,
30 Haziran 2024
Her mü’min, Allah ve Resûlullah’ı sevdiğini ifade eder. Vâkıa bu sevgi, anne ve babanın evladını sevmesi gibi değildir. Onlardaki cibilli bir şefkattir. Zât-ı Ulûhiyet’e karşı olan sevgiyi biz, idrakimize açılan kapılarla, şuurumuzla, tefekkürümüzle elde ederiz. Yani Allah’ı (celle celâluhu) bilmesek, irfanına eremesek, Fahr-i Kâinat Efendimiz’i (sallallâhu aleyhi ve sellem) büyük icraatları ve muhteşem kâmetiyle tanımasak,
30 Haziran 2024
“Ey şiddet-i zuhurundan gizlenmiş ve ey kibriyâ-i azametinden tesettür etmiş olan Sâni-i Hakîm ve Hâlık-ı Rahîm!” şeklindeki dua, İmam Şâzilî, Abdulkadir Geylânî, Muhammed Bahauddin Nakşibend, Muhyiddin İbn Arabî gibi mânâ sultanlarının ve daha sonra Hazreti Bediüzzaman’ın evrâdlarında tekrar ettikleri bir sözdür. Allah şiddet-i zuhurundan gizlidir. O, çok fazla zâhir olduğu için gizlidir. Şair: “Sen ol
23 Haziran 2024
“Ey şiddet-i zuhurundan gizlenmiş ve ey kibriyâ-i azametinden tesettür etmiş olan Sâni-i Hakîm ve Hâlık-ı Rahîm!” şeklindeki dua, İmam Şâzilî, Abdulkadir Geylânî, Muhammed Bahauddin Nakşibend, Muhyiddin İbn Arabî gibi mânâ sultanlarının ve daha sonra Hazreti Bediüzzaman’ın evrâdlarında tekrar ettikleri bir sözdür. Allah şiddet-i zuhurundan gizlidir. O, çok fazla zâhir olduğu için gizlidir. Şair: “Sen ol
23 Haziran 2024
Bir kısım sahih kaynaklarda Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) kendi pederi hakkında böyle bir söz söylediği vâriddir. Malum olduğu üzere Efendimiz’in –ben öyle diyeceğim– peder-i muhteremleri Hazreti Abdullah, Fahr-i Kâinat Efendimiz küre-i arzı şereflendirmeden evvel ahirete irtihal etmişlerdi. Henüz yirmi küsür yaşlarındaydı. Hanifti ve puta tapmamıştı. Nikâhla evlenmiş bir insandı. Onun babası Abdülmuttalip de öyleydi.
09 Haziran 2024
Bir kısım sahih kaynaklarda Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) kendi pederi hakkında böyle bir söz söylediği vâriddir. Malum olduğu üzere Efendimiz’in –ben öyle diyeceğim– peder-i muhteremleri Hazreti Abdullah, Fahr-i Kâinat Efendimiz küre-i arzı şereflendirmeden evvel ahirete irtihal etmişlerdi. Henüz yirmi küsür yaşlarındaydı. Hanifti ve puta tapmamıştı. Nikâhla evlenmiş bir insandı. Onun babası Abdülmuttalip de öyleydi.
09 Haziran 2024
Üstad’ın ifadesiyle, dünyanın üç yüzü vardır: Birinci yüzü, Cenab-ı Hakk’ın isimlerine bakar ve onların aynasıdır. Allah’ın sonsuz cemal tecellilerine ayna olarak O’nun muhabbetine vesile olduğu için dünyanın bu yüzü sevgiye layıktır. Rabbimizi tanıma, O’nun kapısının önünde bulunduğunu düşünme ve sonra O’nu kâinattaki hâdiselerin tarrakalarıyla tanıma lütfuna erme öyle zevkli bir şeydir ki insana, “Ne güzelsin
02 Haziran 2024
Üstad’ın ifadesiyle, dünyanın üç yüzü vardır: Birinci yüzü, Cenab-ı Hakk’ın isimlerine bakar ve onların aynasıdır. Allah’ın sonsuz cemal tecellilerine ayna olarak O’nun muhabbetine vesile olduğu için dünyanın bu yüzü sevgiye layıktır. Rabbimizi tanıma, O’nun kapısının önünde bulunduğunu düşünme ve sonra O’nu kâinattaki hâdiselerin tarrakalarıyla tanıma lütfuna erme öyle zevkli bir şeydir ki insana, “Ne güzelsin
02 Haziran 2024
Bu mevzuda yazılmış çeşitli eserler var; bu tür soruların cevapları o kitaplara müracaat edilerek aransa daha uygun olur. Ben kafamda kalanlarla bir cevap verebilirim; ancak yine de konuyu o kitaplara havale etmeyi düşünüyorum. Meydan-ı haşirde fıtrî libasın giydirilmesi meselesi şimdiye kadar selefin eserlerinde açıkça tasrih edilmeyen bir husustur. Kur’ân-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde mahşer ve
13 Mayıs 2024
Bu mevzuda yazılmış çeşitli eserler var; bu tür soruların cevapları o kitaplara müracaat edilerek aransa daha uygun olur. Ben kafamda kalanlarla bir cevap verebilirim; ancak yine de konuyu o kitaplara havale etmeyi düşünüyorum. Meydan-ı haşirde fıtrî libasın giydirilmesi meselesi şimdiye kadar selefin eserlerinde açıkça tasrih edilmeyen bir husustur. Kur’ân-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde mahşer ve
13 Mayıs 2024
Hint yogilerinde ve Avrupa mistiklerinde tasavvufa benzer bazı hâllerin mevcut olduğu söylenebilir. Zira bunların hepsinde bir metafizik mülâhaza, bir iç müşâhede, kendini murâkabe, kontrol ve ruh ufkuna dayanma söz konusudur. İşte bu yönüyle birbirine benzeyebilirler. Şöyle ki, bu yolla kim ruhunu terbiye ederse bir kısım harikulâde şeylere mazhar olabilir. Bunun Rahmanî veya nefsanî olmasını Allah
05 Mayıs 2024
Hint yogilerinde ve Avrupa mistiklerinde tasavvufa benzer bazı hâllerin mevcut olduğu söylenebilir. Zira bunların hepsinde bir metafizik mülâhaza, bir iç müşâhede, kendini murâkabe, kontrol ve ruh ufkuna dayanma söz konusudur. İşte bu yönüyle birbirine benzeyebilirler. Şöyle ki, bu yolla kim ruhunu terbiye ederse bir kısım harikulâde şeylere mazhar olabilir. Bunun Rahmanî veya nefsanî olmasını Allah
05 Mayıs 2024
Olağanüstü olan bu hâli, fıkıh muvacehesinden değerlendirdiğimizde diyebiliriz ki, bir memleket dıştan, yabancı bir devlet tarafından işgal edilip limanları, tersaneleri, hava meydanları, otobüs garajları ve yolları tutulduğunda, cihad etmek sadece orduya değil kadın-erkek, yaşlı-genç herkese farz olur. Böyle bir durumda münadiler toplumun her kesimine seslenerek insanları cihada davet eder. Meseleyi daha iyi anlamak için Asr-ı
28 Nisan 2024
Olağanüstü olan bu hâli, fıkıh muvacehesinden değerlendirdiğimizde diyebiliriz ki, bir memleket dıştan, yabancı bir devlet tarafından işgal edilip limanları, tersaneleri, hava meydanları, otobüs garajları ve yolları tutulduğunda, cihad etmek sadece orduya değil kadın-erkek, yaşlı-genç herkese farz olur. Böyle bir durumda münadiler toplumun her kesimine seslenerek insanları cihada davet eder. Meseleyi daha iyi anlamak için Asr-ı
28 Nisan 2024
Hâlbuki sahabilerden bazıları birbirlerine karşı çıkmış, hatta birbirlerine sövmüşler. Hâriciler gibi bazıları Kur’ân ve Sünnet çizgisinden bile çıkmışlar. Bunlara uyup nasıl kurtulmuş olacağız? Evet, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir hadis-i şeriflerinde, “Sahabilerim yıldızlar gibidir; hangisine uyarsanız, hidayete erer ve kurtulursunuz. buyururlar. Burada Allah Resûlü, “Benim ashabım” buyurmaktadır ki, onlar Kendisine ittiba edip uyan ve
14 Nisan 2024
Hâlbuki sahabilerden bazıları birbirlerine karşı çıkmış, hatta birbirlerine sövmüşler. Hâriciler gibi bazıları Kur’ân ve Sünnet çizgisinden bile çıkmışlar. Bunlara uyup nasıl kurtulmuş olacağız? Evet, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir hadis-i şeriflerinde, “Sahabilerim yıldızlar gibidir; hangisine uyarsanız, hidayete erer ve kurtulursunuz. buyururlar. Burada Allah Resûlü, “Benim ashabım” buyurmaktadır ki, onlar Kendisine ittiba edip uyan ve
14 Nisan 2024
Bu, bütün bir neslimizin ortak derdidir. Allah’a (celle celâluhu) hamd ederiz ki, günümüzde, altında bazen bir feryadın da bulunduğu bu türlü ses ve solukları artık duyabiliyoruz. Bu da kapkara bir şeridin yeniden beyazlanmaya durması demektir. Etrafta dine karşı lakayt ve laubali bir neslin yanında artık şuuru, mârifeti ve iz’anıyla ter ü taze, capcanlı nesiller de
02 Nisan 2024
Bu, bütün bir neslimizin ortak derdidir. Allah’a (celle celâluhu) hamd ederiz ki, günümüzde, altında bazen bir feryadın da bulunduğu bu türlü ses ve solukları artık duyabiliyoruz. Bu da kapkara bir şeridin yeniden beyazlanmaya durması demektir. Etrafta dine karşı lakayt ve laubali bir neslin yanında artık şuuru, mârifeti ve iz’anıyla ter ü taze, capcanlı nesiller de
02 Nisan 2024
Sahabe-i kiramın (radıyallâhu anhüm ecmaîn) Çin ve Hind’e gittikleri gibi günümüz insanlarının da İslâm’ı tebliğ ve irşat düşüncesiyle dünyanın her tarafına gitmeleri bir vazifedir. İnsanımız arasında da –inşâallah– çok müstesna ve mümtaz kimseler yetişecek ve bunlar da bu kutsi hizmeti bayrak hâlinde omuzlarına alacak, dünyanın sair kıtalarına giderek insanlığı irşat edeceklerdir. Ancak bu işin başlangıcındaki
24 Mart 2024
Sahabe-i kiramın (radıyallâhu anhüm ecmaîn) Çin ve Hind’e gittikleri gibi günümüz insanlarının da İslâm’ı tebliğ ve irşat düşüncesiyle dünyanın her tarafına gitmeleri bir vazifedir. İnsanımız arasında da –inşâallah– çok müstesna ve mümtaz kimseler yetişecek ve bunlar da bu kutsi hizmeti bayrak hâlinde omuzlarına alacak, dünyanın sair kıtalarına giderek insanlığı irşat edeceklerdir. Ancak bu işin başlangıcındaki
24 Mart 2024