Hayatımızı kolaylaştıran dijital asistanlar ne kadar güvenli?

Televizyon, akıllı telefon, dizüstü bilgisayar, tablet ve navigasyon cihazları gibi teknolojik aletler artık hemen hemen herkesin vazgeçilmezleri arasına girmeyi başardı. Bu listeye girmeye aday yeni ‘dijital uşak’ diye adlandırabileceğimiz dijital asistanlar her geçen gün hızla gelişmeye ve yaygınlaşmaya başlıyor. ‘Alexa, yarın için herhangi bir randevum var mı?’, veya ‘Echo, kaloriferleri kısar mısın?’ gibi soru ve

FATİH ÇAVGA 08 Mayıs 2017

Televizyon, akıllı telefon, dizüstü bilgisayar, tablet ve navigasyon cihazları gibi teknolojik aletler artık hemen hemen herkesin vazgeçilmezleri arasına girmeyi başardı. Bu listeye girmeye aday yeni ‘dijital uşak’ diye adlandırabileceğimiz dijital asistanlar her geçen gün hızla gelişmeye ve yaygınlaşmaya başlıyor.

‘Alexa, yarın için herhangi bir randevum var mı?’, veya ‘Echo, kaloriferleri kısar mısın?’ gibi soru ve komutlar ile bize yardımcı olmasını istediğimiz yeni ‘dijital uşak’ diye adlandırabileceğimiz dijital asistanlar her geçen gün hızla hanelerimizde kendine yer edinmeye, hayatımızın bir parçası ve vazgeçilmezi olmaya başladı.

Amazon Echo, Google Home ile bu asistanlar için iki popüler örnek. Ev içerisinde sizi duyacak şekilde konumlandırılması yeterli olan bu dijital asistanlara ‘Alexa’, ‘Google’ veya ‘Echo’ diye seslendikten sonra isteklerimizi el değmeden, sözlü olarak dile getirdiğimiz vakit, bu asistanlar imkanlar dahilinde olan bütün komutları bir bir uyguluyor.

BU ASİSTANLAR İLE NELER MÜMKÜN?

Birçok üretici firma yeni tanıttığı televizyon ve radyo gibi medya tüketim araçlarının yanı sıra kahve makinesi ve akıllı elektrikli süpürge tarzı mutfak ve ev eşyalarına da bu dijital asistanlar ile bağlantıda olma imkanını sunuyor.

Böylece sadece sesli komutlar ile televizyonda istediğiniz filme ve diziye ulaşabilir, sabahları uyanır uyanmaz yatağınızı terk etmeden kahvenizi hazırlatabilir veya akıllı elektrikli süpürgeye evi süpürmesine dair komut verebilirsiniz.

İnsan hayatını kolaylaştırmayı amaçlayan bu adımlara akıllı ev otomasyon sistemleri de dahil olmaya başladı. Bizlere akıllı kalorifer termostatları ile kaloriferleri kısıp açma, akıllı elektrik anahtarları ve prizleri sayesinde evimizin ışıklandırmasını ve elektrik prizine bağlı tüm eşya ve cihazları kontrol etme imkanı tanınıyor.

Akşam yatağa yattığımızda ‘Alexa, dış kapıyı kilitle, ışıkları söndür, buzdolabı hariç tüm elektrikleri kes ve beni sabah 5.30’da uyandır’ diye komut verdikten sonra uykuya dalabilmek artık bir hayal değil.

PEKİ NASIL ÇALIŞIYOR BU ASİSTANLAR VE DEZAVANTAJLARI NELER?

Bu asistanları mümkün kılan yegane özellik eş zamanlı ses ve komut tanıma teknolojisi. Bu teknoloji komplike ve karmaşık algılama, hesaplama ve yapay zeka ile kararlandırıp uygulamadan oluştuğu için çok güçlü bir işlemciye muhtaç.

İhtiyaç duyulan bu devasa boyuttaki işletme gücü güncel şartlar altında küçük bir aletin içine takılan bir çip ile değil, ancak büyük odalar ve binalara konumlandırılan, birbirine bağlı yüzlerce bilgisayardan oluşan serverler ile karşılanabiliyor.

‘Cloud-Computing’, yani bulut teknolojisi olarak da bildiğimiz bu sistemi kullanan dijital asistanlar mikrofonları ile verilen komutları bir ses dosyasına kayıt alıp, paketleyip internet üzerinden bu serverlere gönderiyor. Bu ses dosyası burada incelendikten sonra dijital bir uygulama emri olarak asistanlara geri dönüyor ve evimizde bulunan akıllı alet ve cihazlarımıza kablosuz olarak aktarılıyor.

Burada sistemin gizlilik ve veri koruma alanında oluşan büyük dezavantajı ile karşılaşıyoruz. Paketlenen bu ses dosyalarının internet üzerinden hangi serverlere aktarıldığını kontrol edemiyor, işlendikten sonra kayıt altına alınmadığını teyit edemiyoruz.

Ayrıca verilen komutları algılayabilmesi için dijital asistanlar mikrofonlarını açık tutmak ve çevresinde yapılan konuşmaları verilen komutlardan ayırt edebilmesi için duyduğu her şeyi yukarıda belirttiğimiz aşamalardan geçirip incelemek zorunda. Buda bizi veri koruma açısından bir hayli endişelendiriyor.

Geçtiğimiz günlerde tanıtılan yeni ‘Amazon Echo Look’ ile bu asistanlara mikrofonun yanı sıra birde kamera özelliği eklendi. Bu sayede günlük giydiğimiz kıyafetlerin resimlerini kayıt altına alabilir ve internetten sipariş vermek istediğiniz bir ürünü sanal olarak üzerinizde görebilirsiniz. Ses komutlarına uygulanan işlemlerin aynısı burada kamera tarafından çekilen görüntüler için de uygulanıyor.

Bu yeni dijital asistanlar hayatımızı genel anlamda kolaylaştırmaya yönelik işliyor olsa da toplanan verilerin evin dışında, kontrolü bizlerin elinde olmayan işletme merkezlerinde değerlendirilmesi, kullanıcıları gizlilik ve mahremiyet konusunda düşündürüyor.

Ayrıca bu asistanların hackerlerin ilgi odağı olması durumunda birer dijital ajan konumuna gelmesine karşı ne derece güvenli olduğu ise henüz bir soru işareti.