Elektrikli kamyonu Türkiye’ye geliyor

HABER MERKEZİ – Yılın ilk 8 ayında dikkat çeken bir büyüme performansı ortaya koyan ticari araç pazarı, geçen yıla göre yüzde 34 oranında arttı. Bu oran ağır ticari araç pazarında ise yüzde 79’a çıktı. Habertürk’e açıklamalarda bulunan Mercedes-Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Direktörü Alper Kurt, “Uluslararası lojistikteki büyüme satışlara olumlu yansıdı. Fakat, çip krizi

PANORAMA - NEWS 06 Ekim 2021 YANMANŞET

HABER MERKEZİ – Yılın ilk 8 ayında dikkat çeken bir büyüme performansı ortaya koyan ticari araç pazarı, geçen yıla göre yüzde 34 oranında arttı. Bu oran ağır ticari araç pazarında ise yüzde 79’a çıktı.

Habertürk’e açıklamalarda bulunan Mercedes-Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Direktörü Alper Kurt, “Uluslararası lojistikteki büyüme satışlara olumlu yansıdı. Fakat, çip krizi dolayısıyla tedarik sıkıntıları baş gösterdi. Bu etkiyi yılın ikinci yarısında daha kuvvetli hissediyoruz” dedi. Markanın elektrikli kamyonlarının Türkiye’ye gelişi için de tarih veren Kurt, “Türkiye’de elektrikli araçlarımızın tanıtımını 2023’te yapacağız. Ürünlerimiz hazır, ama elektrikli araçlar için yol haritasının belirlenmesi gerekli” diye konuştu.

Ocak-Ağustos döneminde Türkiye’nin toplam otomotiv üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14 artarak 814 bin 520 adet, otomobil üretimi de yüzde 6 artarak 511 bin 766 adet olarak gerçekleşti. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre, yılın ilk 8 ayında ticari araç üretimindeki artış oranı ise dikkat çekti.

PAZAR YÜZDE 79 ORANINDA BÜYÜDÜ

Buna göre, toplam ticari araç üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 34 artış gösterirken, ağır ticari araç grubunda üretim yüzde 50, hafif ticari araç grubunda da üretim yüzde 32 arttı. Böylece, Ocak-Ağustos döneminde toplam ticari araç üretimi 302 bin 754 adet olarak gerçekleşti.

Ticari araç pazarı da üretim ile paralel büyüdü. İlk 8 ayda toplam ticari araç pazarı yüzde 34, hafif ticari araç pazarı yüzde 28 ve ağır ticari araç pazarı ise yüzde 79 oranında büyüdü.

Hem üretim hem de pazar olarak dikkat çeken bir büyüme performansı ortaya koyan ticari araç pazarındaki gelişmeleri ve sektörün gelecek beklentilerini Mercedes-Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Direktörü Alper Kurt ile konuştu

‘LOJİSTİKTEKİ BÜYÜME OLUMLU YANSIDI’

Pandemi şartlarında pazardaki gelişimin memnuniyet verici olduğunu belirterek sözlerine başlayan Alper Kurt, kamyon ve ağır araç pazarındaki gelişmeleri doğru okumak için geçmiş yıllara bakmanın öneminden bahsetti.

Kurt, pazarın normal yıl seviyesinin 30-35 bin adet aralığında olduğundan bahsederek, “2015’te Türkiye’de 40 bin adet kamyon satıldı. O yıl normal pazarın üstünde güçlü bir pazar vardı. 2015’ten sonra ise satışlar düşmeye başladı ve 2019’da pazar tarihi dip seviyesini gördü. Geçen yıl pazardaki trend olumluydu, ama 18 bin adetlik pazar normal seviyenin altında kalmış oldu. 2021’de ise ilk çeyrekte güçlü pazar performansı gördük. O dönem, yıl sonunda normal seviyede bir kamyon pazarı oluşacağını tahmin etmiştik. Uluslararası lojistikteki büyüme satışlara olumlu yansıdı. Fakat, çip krizi dolayısıyla tedarik sıkıntıları baş gösterdi. Bu etkiyi yılın ikinci yarısında daha kuvvetli hissediyoruz” dedi.

‘ÇİP KRİZİ OLMASA PAZAR DAHA ÇOK BÜYÜRDÜ’

Yılın geri kalanını müşteri taleplerinden çok, üretici ve ithalatçıların arzının belirleyeceğini kaydeden Kurt, “Bu yıl pazarda 30 bin adet seviyesini görürüz. Çip krizi yaşanmasaydı yıl sonunda 2015 seviyesini görürdük, çünkü 35-40 bin adet aralığında bir pazar için hiç bir engel yok” diye konuştu.

Kurt, ağır ticari araçların tabi olduğu güvenlik kurallarının binek araçtan çok farklı olmadığını vurgulayarak, “Kamyonlardaki sürüş güvenliğine yönelik donanımlar ve multimedya sistemleri binek araçlar ile benzer. Kamyonlarda da, ikinci seviye otonom sistemleri ve kamera donanımlı dikiz aynaları gibi teknolojiler var . Dolayısıyla bizde çip krizinden yoğun etkileniyoruz” dedi.

Alper Kurt’un bahsettiği 2015 yılındaki pazar verileri ile 2021’in ilk 8 ayındaki sonuçlara bakıldığında tablo daha net ortaya çıkıyor. OSD verilerine göre, ticari araç pazarı geçen yıla göre önemli oranda büyümüş olsa da, 2015 yılına göre kıyaslandığında kamyon pazarında yüzde 30, otobüs pazarında yüzde 58 ve midibüs pazarın da yüzde 74 oranında daralma yaşandığı ortaya çıkıyor.

Mercedes-Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Direktörü Alper Kurt, pazarın geleceğine yönelik öngörülerini de paylaştı.

Kurt, önümüzdeki yıl ve bir sonraki yıl için beklentilerinin olumlu olduğunu belirterek, pazarın yakın bir gelecekte geçmişteki normal yıl seviyelerine geleceğini yönelik tahminde bulundu. Alper Kurt, talebin güçlü olduğu pazarda tedarik tarafında sıkıntı yaşanmazsa, bu yıl da pazarın beklenenden daha çok büyüyebileceğini söyledi.

‘ELEKTRİKLİ ARAÇ YOL HARİTASI BELİRLENMELİ’

Bilindiği üzere, otomobil markalarının yanı sıra, ticari araç üreticileri de bir süredir sıfır emisyon üreten araçlara geçiş konusunda Ar-Ge çalışmaları yürütüyor.

Elektrifikasyon konusunun binek otomobil haricinde kamyon ve otobüste de öne çıkan başlıklar arasında yer aldığını vurgulayan Kurt, menzil konusunun ise binek araçtan farklı kamyonda daha büyük sorun olduğunu anlattı.

Bu konuda 2 farklı yol benimsediklerinden bahseden Kurt, “Binek araçtakine benzer batarya teknolojisi ile 300 kilometreye kadar menzil sunabiliyoruz. Ekim 2021’de batarya teknolojili kamyonun seri üretimine Almanya’da başlanacak. Bu kamyonun satışları da Avrupa’da yıl sonunda başlayacak. 1000 kilometre menzile ihtiyaç duyan kamyonlarda ise hidrojen yakıt hücresi teknolojisine yer vereceğiz. Hidrojen dolum süresi akaryakıt ile benzer seviyede, bu anlamda bu araçlarda uzun şarj süreleri olmayacak” dedi.

Türkiye’deki ticari araç elektrifikasyon çalışmalarına da değinen Kurt, “Ülke olarak Paris İklim Anlaşması’nın tarafı olacaksak, emisyonsuz araçlar konusunda yol haritasının daha somut bir biçimde çizilebileceğini düşünüyoruz. Seri üretime başladıktan sonra Türkiye’de elektrikli araçlarımızın tanıtımını yapacağız, ama bu 2023’te önce olmayacak. Ürünlerimiz hazır, ama elektrikli araçlar için yol haritasının belirlenmesi gerekli” görüşünü savundu.