Cep telefonları radyasyonu ‘karsinojenik’ olarak değerlendirildi

Okan Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi (nöroşirurji) Uzmanı Prof. Dr. Murat İmer, Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) mobil telefonların kullanımından kaynaklanan radyasyonun 2B sınıfı olarak nitelendirilen sınıfta değerlendirildiğini, bunun anlamının ise karsinojenik yani kanser oluşumuna yol açan etken olma ihtimali olduğunu belirtti. Prof. Dr. İmer, cep telefonu ve kanser arasındaki ilişkinin saptanması

PANORAMA - NEWS 10 Ağustos 2017 YANMANŞET

Okan Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi (nöroşirurji) Uzmanı Prof. Dr. Murat İmer, Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) mobil telefonların kullanımından kaynaklanan radyasyonun 2B sınıfı olarak nitelendirilen sınıfta değerlendirildiğini, bunun anlamının ise karsinojenik yani kanser oluşumuna yol açan etken olma ihtimali olduğunu belirtti. Prof. Dr. İmer, cep telefonu ve kanser arasındaki ilişkinin saptanması üzerine yapılan araştırmalarda bugüne kadar kanser yaptığına dair net bir sonuç elde edilemediğini ancak birçok araştırmanın yapılmaya devam etmesi gerektiğini söyledi.

KULLAR VE HASTANELERDE NORMALİN ÜSTÜNDE RADYASYON OLDUĞU TESPİT EDİLDİ

Bu konuda çalışmaların bütün dünyada devam ettiğini belirten Prof. Dr. İmer, “Hindistan’da 2011 yılında yayınlanan bir çalışma var. Okulların ve hastanelerin yoğun olduğu bir bölgede insan vücudu için güvenli olacak radyasyon miktarının üstünde radyasyon tespit edildiği söyleniyor. Bütün bunlar incelenmeli, tetkik edilmeli. Bizim üstümüze düşen şey ise telefon kullanıcılarını uyarmak sadece. Bu tavsiyeler neler kısaca özetlemek gerekirse, mümkün olduğu kadar mesaj yazmaya önem verebiliriz.

Böylece konuşma süresini azaltabiliriz mobil telefonlarla. Hamile kadınların telefonlarını karın bölgelerinden ve göğüs ceplerinden, erkeklerin ise cep telefonlarını pantolon ceplerinde taşımamalarını önerebiliriz. Üçüncüsü uyurken cep telefonlarının uzak bir yerde tutulması ve yastık altında tutulmamasını tavsiye ediyoruz. Özellikle çocukları vurgulamak da lazım. Çocuklarda erişkin döneme kadar kafatası çok daha ince. Özellikle temporal bölge dediğimiz şakak bölgesi çok daha ince. O nedenle belli bir yaşa gelene kadar çocukların cep telefonu kullanmalarına engel olabiliriz veya kullanım sürelerini olabildiğince kısıtlayabiliriz. Bir de konuşmak zorunda kalıyorsak, bundan kurtulamayacaksak da mümkün olduğu kadar telefonu kendimizden uzaklaştırmalıyız. Bunun için mutlaka bir kablolu aksesuar, kulaklık kullanmalıyız.”

RADYASYON DNA ÜZERİNDE DEĞİŞİMLERE YOL AÇIYOR

Plazada çalışanların maruz kaldığı radyasyon seviyesi ile ilgili yapılmış bir bilimsel çalışma olmadığını da söyleyen Prof. Dr. Murat İmer, okullar ve hastanelerde yapılmış çalışmanın plazalar için de bir ipucu olabileceğini belirtti ve şunları söyledi:

“Hindistan’da yapılan bu çalışmadan yola çıkarak bu sonuca varmamız çok mümkün. Çok fazla insanın olduğu ve çok fazla telefon kullanımının ve enerji alanının olduğu bir yerde mutlaka insanlar üzerine bir etkisi olacaktır çünkü radyasyon insanlar üzerine her ne kadar masum görünse de laboratuvar çalışmalarında gösterilmiş ki DNA molekülleri, protein molekülleri ve beyindeki çeşitli sinyallerin iletilmesi açısından ve beyindeki hücre membranlarındaki bir takım yapısal değişikliklere yol açması nedeniyle de kansere zemin hazırladığı düşüncesi yaygındır.”