Terim’den 17 Mayıs 2000’e mektup

Galatasaray, 17 Mayıs 2000 tarihinde Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da oynanan UEFA Kupası finalinde İngiltere Premier Lig ekiplerinden Arsenal ile karşılaşmış, normal süresi ve uzatma devreleri golsüz eşitlikte biten maçtan sonra sarı-kırmızılı ekip, seri penaltı atışlarında rakibini 4-1 mağlup ederek tarihi bir zafere imza atmıştı. Galatsaray Teknik Direktörü Fatih Terim, bu önemli başarının 20. yıl dönümünde, 20

KURTULUŞ YILDIRIM 17 Mayıs 2020 ÜST KUŞAK MANŞET

Galatasaray, 17 Mayıs 2000 tarihinde Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da oynanan UEFA Kupası finalinde İngiltere Premier Lig ekiplerinden Arsenal ile karşılaşmış, normal süresi ve uzatma devreleri golsüz eşitlikte biten maçtan sonra sarı-kırmızılı ekip, seri penaltı atışlarında rakibini 4-1 mağlup ederek tarihi bir zafere imza atmıştı. Galatsaray Teknik Direktörü Fatih Terim, bu önemli başarının 20. yıl dönümünde, 20 yıl önceki kendisine bir mektup yazdı.

IGTV’de eski görüntüler ve Terim’in seslendirmesi eşliğinde video olarak yayınlanan mektupta şu ifadeler yer aldı:

O GECE UYUYAMAYACAKSIN

“Sevgili Fatih,

Akşam saatlerinde hayallerinin takımı, vazgeçilmezlerinden biri olan Galatasaray’ın başında, bugüne kadar Türkiye futbol tarihindeki en büyük maça çıkacaksın. Rakibiniz Arsenal, İngiltere’nin en kuvvetli takımlarından biri ve açık konuşalım, dünyadaki birçok kişiye göre bu akşamın favorisi. Size pek şans tanınmıyor.

Bu mektubu sana, 66 yaşında, futbolun içinde kendisine 20 yıl daha tecrübe katmış ve birçok başarıda payı olan bir futbol insanı olarak yazıyorum fakat senin aklında tabii ki akşamki maçın sonucu var. Biliyorum; o kadar merak ediyorsun, o kadar heyecanlısın ki, saat gece yarısını geçmiş olsa dahi, birazdan yerinden kalkıp yardımcılarınla beraber muhtemel tüm senaryoları bir kaç kez daha konuşacak ve uyuyamayacaksın.

Sana bir sır vereyim, oyuncuların da uyumuyor. Şu an, 10-12 kişi bir arada, onlar da aynı senin gibi biliyorlar ki akşam sahada ne olursa olsun, inancını kaybetmeyen bir takım olacak.

AKLININ BİR KÖŞESİNDE GALATASARAY VARDI

Senin kaderinde futbol vardı ve bundan asla kopmayacaktın. Ankaragücü, Göztepe, Milli Takım… Her biriyle her zaman bir üst seviyeyi yakalamak istedin. Hedeflerin hep yüksekti. İlk gittiğinde kümede kalma mücadelesi veren Ankaragücü’nde 2. sezonda topladığınız puan, hâlâ kulüp tarihindeki en iyi sezonlardan birine karşılık geliyor.

Türkiye Olimpik Milli Takımı ile 1993 yılında kazanılan Akdeniz Oyunları’ndaki ilk altın madalya, 2020 yılında dahi, ülkenin futbol referanslarından biri. Kurulan o kadro, daha sonra ülke futbolunun kaderini değiştirdi. Tüm bunlara rağmen, aklının hep bir köşesinde Galatasaray vardı. Hayallerinin takımı, babanın seni emanet ettiği camia… Futbolu bıraktığın 1985 yılından sonra kulüp tesislerine hiç gitmemiştin, ta ki 1995 yılında Galatasaray’a teknik direktör olana kadar.

MÜCADELE ASLA SONA ERMEYECEK

Biliyorum, 17 Mayıs 2000 gecesini ve maç sonucunu merak ediyorsun. 3 sene üst üste şampiyon olmuşsunuz ve 4. için birkaç gün sonra oynayacağınız son maçta 1 puan yetiyor. Bu bile uzun süre tekrarlanmayacak bir başarı ama Türkiye’deki homurtuların nedeni, Avrupa’da henüz bir kupa kazanılamamış olması.

Tamam, 3 sene şampiyon oldular da Avrupa’da ne oldu sesleri, eleştiriler, yorumlarla birbirine girmiş durumda. O zamanlar Avrupa’da her sene Türkiye’den başka takım şampiyon oluyor ya(!), sesler ondan!

Merak ediyorsan söyleyeyim, 2000’den sonra bir daha kupa gelmedi Türkiye’ye. Peki bu eleştirilerin nedeni ne? Anlam veremiyor musun, her kazandığında bitecek mi sanıyorsun? Hayır, bu baskı ve başarı için verilen mücadele asla sona ermeyecek ama içten içe biliyorsun ki, seni 20 yıl sonra da ayakta tutacak ve motive edecek en önemli unsurlardan biri bu.”

Video, mektubun ardından ‘Devam edecek’ yazısıyla sona eriyor.