Göçmen çocukların halinden yine en iyi göçmen gençler anlıyor

Bir ümitle Almanya’ya gelen çocuklar önce kamplarda daracık odalarda yaşıyor. Aileleriyle birlikte dört, altı, on kişilik odaları başka ailelerle paylaşan çocuklar ortak tuvalet-banyoları, yemekhaneleri kullanıyorlar. Aylarca başka çocukların kıyafetlerini giyiyor, oyuncaklarıyla oynuyorlar. Kamp yerlerinin önlerindeki alanlarda oynayan çocukların tek arkadaşları diğer mülteci çocuklar. Anne babası olmayan çocuklar ise gençlik yurtlarına veya bakıcı ailelerin yanına yerleştiriliyor.

PANORAMA - NEWS 05 Ağustos 2017

Bir ümitle Almanya’ya gelen çocuklar önce kamplarda daracık odalarda yaşıyor. Aileleriyle birlikte dört, altı, on kişilik odaları başka ailelerle paylaşan çocuklar ortak tuvalet-banyoları, yemekhaneleri kullanıyorlar. Aylarca başka çocukların kıyafetlerini giyiyor, oyuncaklarıyla oynuyorlar. Kamp yerlerinin önlerindeki alanlarda oynayan çocukların tek arkadaşları diğer mülteci çocuklar. Anne babası olmayan çocuklar ise gençlik yurtlarına veya bakıcı ailelerin yanına yerleştiriliyor.

Çocuklar hemen okula başlamıyor. İçlerinde altı ay bekleyen de var, bir yıl bekleyen de. Okula başlayan çocuklar önce bir sınıfta Almanca öğreniyor. Zamanla normal sınıflara aktarılıyorlar. Mülteci çocuklar sınıfta diğerlerinden farklı olduklarının farkında. Hatta bazıları Alman toplumunun onları istemediğini ve sevmediğini düşünüyor.

80´li yılların çocukları sınıfta yabancı olmanın ne demek olduğunu çok iyi bilir. Anadilini konuştuğu için öğretmeni tarafından azarlanan, sınıfta parmak kaldırmaya cesaret edemeyen, arkadaş çevresi sadece Türklerden oluşan, anneleri temizlik yaptığı için alaya alınan, kültüründen ötürü küçümsenen ve kimlik bunalımına giren Türk gençlerinden bahsediyoruz. Mülteci çocukların yaşadığı sıkıntılar bir kez daha Türk çocuklarının yaşadığı sıkıntıları hatırlatıyor.

Mülteci çocukların yaşadığı problemlerin başında dil sorunu geliyor. Çocukların bir kısmı geldikleri ülkelerde hiç okuma yazma öğrenmezken, bir kısmı latin alfabesini tanımıyor. 12-13 yaşlarındaki çocuklara ise okuma yazma öğretmek sanıldığı kadar kolay değil. Ergenlik psikolojisiyle hareket eden ve yıllarca okuldan uzak kalan çocuklar dersten çok çabuk sıkılabiliyor.

Okuma yazmayı öğretme görevi okullara düşse de çocukların birebir ilgiye ihtiyacı var. Aylarca okula gidemeyen çocuklar gün geçtikçe okuldan soğuyor. İçlerinden “Okula gitmesek olmuyor mu?” diyenler bile var.

Savaş mağduru, fakir ailelerde yetişen çocuklar Almanya’ya geldiklerinde sudan çıkmış balığa dönüyor. Bilhassa Suriye’den gelen Müslüman çocuklar Avrupa kültürüne çok yabancı.

Bir çok çocuk Almanya’da yetişen çocukların vakit geçirdiği yerleri tanımıyor. Diakonie, Caritas gibi sosyal yardım kuruluşları mültecilere rehberlik edecek gençler bulup onları sosyal hayatla tanıştırıyor. Yardım kuruluşlarının mülteci gençlerle ilgilenecek çok sayıda gönüllü gence ihtiyacı var.

Mülteci çocuklar Avrupa’nın toplum kurallarına da yabancı. Bazı mülteci çocukların toplu taşıma araçlarındaki hal ve hareketleri, şiddete eğilimi, aşırı çekingenliği yadırganacak bir durum değil aslında.

Çocuklar psikolojilerini derinden etkileyen sıkıntılar yaşamışlar. Aylarca göçebe hayatı yaşayan çocuklar hayallerinden de uzak kalmışlar. “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusuna “Daha okula gidebilecek miyim onu bile bilmiyorum.” cevabını veriyorlar. Ona rağmen hayata gülümsüyor, hallerinden şikayet etmiyorlar.

Göçmen çocukların halinden yine en iyi göçmen gençler anlıyor. Çok değil, her Türk genci bir mülteci gence rehberlik yapsa o çocuk Almanya’ya daha kolay alışacak, mülteci çocuk kendini yalnız hissetmeyecek, Türk gençlerinin Almanya’daki imajı değişecek, göçmenlerin evde, sokakta ve okulda yaşadığı problemler bir kez daha tekrarlanmayacak.

Mağdur bir insana yardım etmek vicdanınızı rahatlatacağı gibi sizi daha faydalı hale getirecek. “Ben yapmazsam bir başkası yapar” demeyin. Mültecilerin durumu biz göçmenlerin canını acıttığı kadar kimsenin canını acıtmıyor.. Mültecilerle irtibata geçmek için belediyeye veya yardım kuruluşlarına başvurabilirsiniz. Unutmayın, bu çocuklar Almanya’nın geleceği. Verdiğiniz her emek yaşadığınız ülkenin kalkınmasına katkı sağlayacak.