Vedat Milör otobüs vakasını yorumladı

HABER MERKEZİ – Toplumca tepki gören gazeteciler ile verilen fotoğraf ve sonrasında yapılan açıklamalar kamuoyu tarafından tepkiyle karşılanmıştı. ÜNLÜ ŞEF VEDAT MİLÖR’DE OLAYLA ALAKALI AÇIKLAMA PAYLAŞTI  Milör’ün açıklaması şu şekilde: Otobüs vakasının sembolik bir yönü var. Seçmenin oyuna talip olan her muhalif aday mevcut düzenin değişimini sembolize ediyor. Seçmeni oy verirken motive edecek olan da

MEHMET ÇAĞLAYAN 09 Mayıs 2022 ANAMANŞET

HABER MERKEZİ – Toplumca tepki gören gazeteciler ile verilen fotoğraf ve sonrasında yapılan açıklamalar kamuoyu tarafından tepkiyle karşılanmıştı.

ÜNLÜ ŞEF VEDAT MİLÖR’DE OLAYLA ALAKALI AÇIKLAMA PAYLAŞTI 

Milör’ün açıklaması şu şekilde:

Otobüs vakasının sembolik bir yönü var. Seçmenin oyuna talip olan her muhalif aday mevcut düzenin değişimini sembolize ediyor.

Seçmeni oy verirken motive edecek olan da bu. Mevcut düzenin taşlarını döşeyen bir “gazeteci”yi görmek bu değişim hususunda soru işareti yaratıyor. Her devrin gazetecisi olanların yine bu işten kârlı çıkma olasılığı bile bu benzersiz bir tepkiye yol açtı. Daha açık söylemek gerekirse kazanmak için her şeyin mübah olduğu ya da toplumsal bir helalleşmeye yönelik bir politikanın sınırlarından birini gördük.

Yukarıdaki gözlemler doğruysa yapılması gereken de gayet basit. Seçmenin oyuna talip olan bir politikacının mutlaka bu hassasiyetlere ve kırmızı çizgilere dikkat etmesi gerekiyor.

Bir de politikada potansiyel seçmen tabanı açısından sık yapılan bir hata: “Bize oy vermezlerse kime oy verecekler ki? Herhalde gidip de tam karşıdaki partiye vermeyecekler” diye düşünmek. Doğru diğer partiye oy kaptırılmıyor ama sonuçta seçmen yabancılaşıyor ve oy kullanmıyor.

Yanlış bir varsayımdan yola çıkınca doğru sonuca ulaşılamıyor. Bu varsayım da her halükarda oy verilmesi. Seçmen bir şey değişmeyecek diye ya oy kullanmaktan cayıyor ya da seçimde etki yaratmayacak opsiyonlara yöneliyor. Yani Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olunuyor.

Vedat Milör, Galatasaray Lisesi’nden sonra Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nü yüksek şeref derecesi ile bitirdi. Bir dönem Londra Ekonomi Okulu’nda eğitim gördü. Amerika’ya Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’ne gitti, sosyoloji doktorası yaptı. 1986 yılında doktora tezi için bir yıl Fransa’da kaldı. Doktora tezi “Planning and Economic Development in Turkey and France: Bringing the State Back in”, 1990 senesinde Amerika’da, American Sociological Association tarafından senenin en iyi doktora tezi seçildi. Doktorasını bitirip, askerliğini de tamamladıktan sonra Dünya Bankası’nda işe başladı. İki yıl süren görevinde bir süre de Kemal Derviş’le çalıştı. Sonra Brown Üniversitesi’ne, sosyoloji bölümüne yardımcı doçent olarak girdi. Princeton’da Institute For Advanced Study’ye davet edildi, bir yıl misafir öğretmenlik yaptı. Stanford Üniversitesi’nde hukuk okudu. İlk yüzde 10’a girerek bitirdi. Aynı okulda doçent olarak çalıştıktan sonra bir ara bir şirketin hukuksal işlerine baktı. Daha sonra Georgia Teknoloji Enstitüsü’nde, öğretim üyeliğine başladı. Milor orada politik ekonomi, İstanbul Koç Üniversitesi’nde ise uluslararası ilişkiler dersleri verdi.