Tahir Elçi ölüm yıldönümünde vurulduğu yerde anıldı

Tahir Elçi ölüm yıldönümünde vurulduğu yerde anıldı

HABER MERKEZİ – 2015 yılında Diyarbakır Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare önünde öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, vurulduğu yerde anıldı. Tahir Elçi için bugün (28 Kasım) Diyarbakır Adliyesi’nden Dört Ayaklı Minare önüne yürüyüş düzenlendi. “Em te ji bîr bir nakin, Seni unutmayacağız” yazılı pankartın açıldığı yürüyüşte, “Tahir Elçi ölümsüzdür” sloganları atıldı. Dört Ayaklı Minare

PANORAMA - NEWS 28 Kasım 2021 TÜRKİYE GÜNDEMİ

HABER MERKEZİ – 2015 yılında Diyarbakır Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare önünde öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, vurulduğu yerde anıldı.

Tahir Elçi için bugün (28 Kasım) Diyarbakır Adliyesi’nden Dört Ayaklı Minare önüne yürüyüş düzenlendi. “Em te ji bîr bir nakin, Seni unutmayacağız” yazılı pankartın açıldığı yürüyüşte, “Tahir Elçi ölümsüzdür” sloganları atıldı.

Dört Ayaklı Minare önünde, Ahmet Kaya’nın “Diyarbakır Türküsü” ile Elçi’nin son açıklamasındaki sözleri dinletildi. Açıklamaların ardından Dört Ayaklı Minare’ye karanfiller bırakıldı.

Eren: “Siyasi cinayetin aydınlatılması, güçlü bir siyasi irade ile mümkün“

Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren’in okuduğu açıklama şöyle:

“Tahir Elçi’nin katledildiği 28 Kasım 2015 tarihi, aynı zamanda Türkiye’nin demokrasiden ve barıştan uzaklaştığı bir sürecin miladı olmuştur. Bu tarihi alanda başlayan çatışmalar o günden itibaren yükselerek ve yıkıcılığı artarak devam etmiştir.

İnsan hakları ihlallerinde dramatik bir yükseliş görülmüş, hükümetin demokratik değer ve taleplere sırtını dönerek, Kürt meselesinde güvenlikçi politikalara dönmesiyle bugüne kadar uzanan bir OHAL atmosferi yaşanmıştır.

Karanlık bir dönemin başlangıcı olan bu cinayetin üzerinden altı yıl geçmiş olmasına rağmen faillerin ortaya çıkarılmasına dair bir istek ve irade ortaya konulmamış, Elçi ailesinin, hukuk camiasının ve toplumun adalet duygusu maalesef tatmin edilememiştir.

İlk andan itibaren yargı makamlarının isteksiz tutumları, yapılmayan olay yeri incelemesi, kaybettirilen kamera kayıtları gibi birçok skandal gelişme, bu cinayetin aydınlatılmasını istemeyen bir iradenin varlığını açığa çıkarmıştır.

Diyarbakır Barosu ve Elçi ailesinin avukatlarının ısrarı neticesinde, cinayetin üstünden dört buçuk yıl geçtikten sonra bir iddianame hazırlanmış, üç polis memuru ve bir örgüt mensubu hakkında kamu davası açılabilmiştir.

Gerek iddianamenin içeriği gerekse yargılamayı üstlenen mahkeme heyetinin ilk celsedeki tutum ve davranışları cinayetin aydınlatılmasını istemeyen bir iradenin varlığına dair kanaatlerimizi pekiştirmiş, son celsede ise organize bir kötü niyet ve manipülasyonun olduğu ayan beyan ifşa olmuştur.

Olaya ilişkin bir bilgisi olmadığı halde sahte tanıkların nasıl oluşturulmaya çalışıldığı, söz konusu kişilerin ne şekilde ve kimler tarafından baskılandığı ve soruşturmanın nasıl manipüle edilmek istendiği, duruşma tutanaklarına bütün ayrıntıları ile yansımıştır.

Açık tanık beyanlarına rağmen hala soruşturma sürecindeki bu hukuksuzluklara karşı yargısal sürecin başlatılmamış olmasını üzülerek ve endişeyle izlemekteyiz.

Bir hukuk devletinde tanıkların yargı görevi yürüten kişi ve kişilerce yönlendirilerek soruşturmanın manipüle edilmesi, bu görevi yürütenlerin keyfiliğinin ve süreçteki hukuksuzluğun sınırlarını gösteren bir skandaldır.

Diyarbakır Barosu olarak bu siyasi cinayetin aydınlatılmasının güçlü bir siyasi irade ile mümkün olacağını ilk günden beri söylüyoruz. Nitekim dönemin başbakanı olarak siyasi sorumluluğun muhatabı olan Ahmet Davutoğlu, cinayetten beş yıl sonra cinayetin yaşandığı bu kentte yaptığı açıklamada bu cinayetin, ‘siyasi bir suikast’ olduğunu söyleyerek bizleri bir kez daha doğrulamıştır.

Dönemin başbakanının bu açıklamaları soruşturmanın seyrine yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu davanın, siyasi ağırlığına ve Tahir Elçi’nin isminin hatırasına yaraşır bir şekilde sürdürülmesi siyaset ve yargı kurumunun boynunun borcudur.

Diyarbakır Barosu olarak kolluk ve yargı yetkisinin olabildiğince keyfi ve kötüye kullanılarak, Tahir Elçi cinayetinin karartılması çabalarına karşı karanlığa fener tutmaya devam edeceğiz.

Bu cinayetin tasarlanması, işlenmesi ve üzerinin örtülmesinde doğrudan ve dolaylı rolü ve etkisi olan herkesin yargı önüne çıkarılması için çabamızı sürdüreceğiz.“

Türkan Elçi: “Adalet talep etmek rica değil, vatandaşlık hakkımız“

Türkan Elçi, eşinin öldürüldüğü yerde yaptığı açıklamada şöyle konuştu:

“Bilinsin ki birliğimize, huzurumuza, kardeşliğimize umutlarımıza karanlık ellerin sıktığı kurşunların enkazı altına kalan sadece etimiz, kemiğimiz, çocukluğumuz, geçmişimiz, toplumsal hafızamız değil aynı zamanda adaletin kendisidir. Adaleti diriltmek de hukuku uygulayanların yegane görevidir.

Hukukun uygulayıcıları olan yargıçların hiçbir etki altında kalmadan yerde masumca yatan bir vatandaşın hesabını sormak gibi bir mecburiyeti olduğu hatırlanmalıdır. Adalet istemek ne ricamızdır ne de onların adalet tesis etmesi bir lütuftur.

Bunu onlardan talep etmek ve beklenti içinde olmak bizim en doğal vatandaşlık hakkımızdır. Umut güven huzur içinde yaşayacağımız ülkenin hayali küstürülen şehirlerle barışmanın yollarından biri de bu sokaktan geçer.

İnsanı insan olmasından dolayı kucaklayan bir hukuk adamının kanıyla lekelenen bu sokağın kirinden, ölümün ufunetinden kurtulması sağlanmadıkça, katiller hak ettikleri cezalarla cezalandırılmadıkça vicdanını yitirmiş vebal yüklü yarınların kavgasına gebe bir ülkeden başka ne kalır.

Altı yıl geçmiş olsa da bir ölünün sesini duya duya ‘Silah, savaş, operasyon, çatışma istemiyoruz’ sözlerini tekrarlıyor şiddetin her türlüsünü, tarafına bakmaksızın elimizin tersiyle itiyor, kul eliyle gelen ölümü karşısında duruyor, bize bırakılan mirasa sahip çıkıyoruz. Devralınan bu mirasın güçlenmesi için bir kez daha ‘adalet’ diye haykırıyoruz.”

“TAHİR ELÇİ’SİZ 6 YIL”

Tahir Elçi için sosyal medyada “TahirElçisiz6Yıl” etiketiyle paylaşımlarda bulunuldu. Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı, yayınladığı videolarla Elçi’nin yürüttüğü hukuk mücadelesini, katledilmesinin ardından yaşananları aktardı.

SON AÇIKLAMASI: “SAVAŞLAR UZAK OLSUN“

Tahir Elçi, 28 Kasım 2015’te Diyarbakır-Sur’daki tarihi Dört Ayaklı Minare’nin önünde açıklamada bulunduğu sırada vurularak hayatını kaybetmişti.

Elçi buradaki açıklamasında, “Bu tarihi bölgede, birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede, insanlığın bu ortak mekanında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun diyoruz” demişti.

Tahir Elçi’nin öldürülmesine ilişkin üçü polis dört kişinin yargılandığı dava, Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Sanıkların tutuksuz yargılandığı davanın gelecek duruşması 12 Ocak 2022’de.