Murat Karayılan, TUSAŞ saldırısını önceden haber vermiş

Murat Karayılan, TUSAŞ saldırısını önceden haber vermiş

Terör örgütü PKK'nın kurucularından Murat Karayılan, TUSAŞ saldırısı öncesi yaptığı röportaj ortaya çıktı. Karayılan, “biz PKK’yi kendi sınırlarımız içerisinde zayıflatmışız, hatta bitirmişiz. Sadece Irak ve Suriye’de var” gibi söylemler gerçeği ifade etmiyor. Bunu zayıflama olarak görenler, yarın ne kadar büyük yanıldıklarını görecektir” dedi.

PANORAMA - NEWS 25 Ekim 2024 TÜRKİYE GÜNDEMİ

Terör örgütü PKK’nın kurucularından Murat Karayılan, Ankara’daki TUSAŞ tesisine yönelik saldırı öncesi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’a çağrı yaparak “Teröristbaşı Meclis’e gelsin DEM grubunda silah bırakıldığını ilan etsin” ifadelerini değerlendirdiği röportajı ortaya çıktı.

“Bahçeli’nin çağrısının her ne kadar asla kabul etmeyecekleri bir içerikte olsa da özünde Öcalan’ı muhatap olarak görmesinden dolayı yapılmış bir çağrı olduğunu” söyleyen Karayılan, “Eğer Türkiye’nin çıkarını düşünen, gerçek yurtseverliğin ağır bastığı bir durum gelişiyorsa ve bu temelde bazı yeni adımları atacaklarsa Kürt tarafı buna ‘yok’ demez ama asla yaş tahtaya da basmaz” dedi.

“Yarın ne kadar büyük yanıldıklarını görecektir”

Ayrıca Karayılan’ın, “Kimi tartışmalarda ifade edilen “biz PKK’yi kendi sınırlarımız içerisinde zayıflatmışız, hatta bitirmişiz. Sadece Irak ve Suriye’de var” gibi söylemler de gerçeği ifade etmiyor, manipülatiftir. Bunu zayıflama olarak görenler, yarın ne kadar büyük yanıldıklarını görecektir” ifadeleri dikkat çekti.

Serbestiyet’in haberine göre, TUSAŞ’a düzenlenen silahlı saldırıdan önce yapılan röportaj, örgüte yakın internet sitelerinde yayımlandı.

Karayılan’ın açıklamaları şöyle:

“Devlet Bahçeli’nin çağrısı da her ne kadar kendi anlayışına göre ve bizim asla kabul etmeyeceğimiz, akıl dışı bir içerikte olsa da özünde Apo’yu muhatap olarak görmesinden dolayı yapılmış bir çağrıdır. Bu gerçek ortadadır. Bu gerçeği atlayıp, başka bir versiyon üzerinde durmakla herhangi bir çözüm durumu gelişemez.

Hakikat budur, bu hakikate göre yaklaşım olursa elbette ki Kürt tarafında da karşılık bulur.

Böyle değil de sıkışmışlıktan kurtulmanın arayışları çerçevesinde çeşitli taktikleri geliştirme yaklaşımları da sonuç almayacaktır. Bu gibi taktik manevralara karşı Kürt tarafının karnı toktur. Sonuç olarak şunu belirtmek isterim ki; PKK, özel savaş taktiklerine asla prim vermeyecektir.

Tarihin bu önemli döneminde yüksek bir kararlılıkla Apo çizgisinde her zamankinden daha fazla üstüne düşen rolü oynayacak ve görevini layıkıyla yerine getirecektir. Dayandığı tecrübe birikimi, ideolojik, politik ve askeri performansı ile daha güçlü direnecek ve savaşarak kazanmayı başaracaktır.

Ayrıca kimi tartışmalarda ifade edilen ‘biz PKK’yi kendi sınırlarımız içerisinde zayıflatmışız, hatta bitirmişiz. Sadece Irak ve Suriye’de var’ gibi söylemler de gerçeği ifade etmiyor, manipülatiftir.

Bizim stratejik düşünerek Kuzey Kürdistan’da bilinçli bir biçimde belli bir esnemeyi geliştiren yaklaşımımızı, zayıflama olarak görenler, yarın ne kadar büyük yanıldıklarını görecektir. Genelde bizim gücümüz 10 yıl öncesinden daha güçlüdür.

Kuzey’de belki gerilla hareketi bakımından belli bir azaltma yapılmıştır ama bu konuda kimse kendini aldatmamalı.

Bizim güçlü zeminimiz, potansiyelimiz ve çekirdek mevzilenmemiz vardır.

Türk devleti, 4-5 yıldır bizi Kuzey’de bitirdiğini söylüyor; bu büyük bir yalandır. Temel olmayan bir-iki eyalet dışında, her yerde gücümüz mevzisini korumaya devam ediyor. Bu açıdan kimse yanlış hesap yapmamalı. Yanlış hesap yapanların kendileri zarar görür.

Eğer Türkiye’nin çıkarını düşünen, gerçek yurtseverliğin ağır bastığı bir durum gelişiyorsa ve bu temelde bazı yeni adımları atacaklarsa Kürt tarafı buna yok demez ama asla yaş tahtaya da basmaz. Herkesin bunu bilmesi gerekiyor.

Önder Apo’nun özgürlüğünü eksen almayan çözüm arayışları bizim için yok hükmündedir.

Eskinin tekrarı değil, eğer yeni yöntemlerle sürece yaklaşılacaksa bu halkadan yaklaşılmalıdır.

Mandella yasası çerçevesinde Önder Apo’ya yaklaşılarak diyalogların geliştirilmesi, beraberinde sorunun köklü çözümünü de getirebilir.”

ÖNE ÇIKANLAR