‘Erdoğan gitmeden Türkiye’ye yatırım gelmez’

HABER MERKEZİ – Shlomo Roiter Jesner imzasıyla Amerikan Foreign Policy dergisinde yayınlanan makalede IMF yardımı ya da Türk Lirası’nın Euro ya da Dolar’a sabitlenmesi gibi Türkiye’nin gururunu zedeleyecek önlemler alınmadan Türk ekonomisinin içinde bulunduğu krizden kurtulmasının çok zor olduğuna vurgu yapıldı. Ahval’de yer alan habere göre makalede bu tür adımların atılmasının ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip

PANORAMA - NEWS - 03 Aralık 2020 TÜRKİYE GÜNDEMİ

HABER MERKEZİ – Shlomo Roiter Jesner imzasıyla Amerikan Foreign Policy dergisinde yayınlanan makalede IMF yardımı ya da Türk Lirası’nın Euro ya da Dolar’a sabitlenmesi gibi Türkiye’nin gururunu zedeleyecek önlemler alınmadan Türk ekonomisinin içinde bulunduğu krizden kurtulmasının çok zor olduğuna vurgu yapıldı.

Ahval’de yer alan habere göre makalede bu tür adımların atılmasının ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan koltuğunda oturduğu sürece zor olduğuna işaret ediliyor.

Gelişen piyasalar içinde bu yıl açık ara en kötü performans gösteren ülke durumundaki Türkiye’nin ekonomik istikrarsızlık içinde bulunduğunun sır olmadığının altı çizilen makalede, uzun vadede piyasaların istikrara olumlu tepki verdiği, ölçüsüzlük karşısında ise çöktüğü aktarılıyor. Makalede piyasaların olumlu haberlere de kısa vadede olumlu cevap verme eğiliminde oldukları, ancak bu tür haberlerin gerçekçi bir faydaya yol açma olasılığının düşük olduğuna vurgu yapılıyor.

“Dolayısıyla, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 11 Kasım’da Türkiye’yi yeni bir ekonomik rotaya çekme taahhüdünün Türk lirasını dolar karşısında neredeyse bir aydır en yüksek seviyesine çıkması şaşırtıcı olmadı“ denen makalede Erdoğan’ın açıklamasının, Türkiye Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınması ve damadı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın görevden alınması da dahil olmak üzere, Türk ekonomi yapısındaki sarsıntının hemen ardından geldiğine işaret ediliyor.

Makalenin devamında ise şunlar kaydediliyor:

“Yatırımcılar bu haberi büyük bir coşkuyla karşılasa da, Citi ve Societe Generale gibi bankalar bir süredir ilk kez liraya bakış açısını iyileştirse de, ihtiyatlı olmak için bir neden var. Türkiye ekonomisini tekrar rayına oturtmak gerçekten uzun bir yol ve son birkaç yıldaki komplocu parmak işaretleri ve güç politikalarının yönlendirmediği tutarlı bir ekonomik politika gerektiriyor.

Ayrıca, dış politika maceracılığını ve özellikle de Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı Avrupa Birliği ile ilişkilerini ciddi şekilde lekeleyen Doğu Akdeniz’deki saldırganlığını dizginleyen bir hükümete ihtiyaç duyacaktır. Türkiye’nin AB-Türkiye gümrük birliği kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal etmesi sonucunda ticaret önemli ölçüde azalmıştır.”