Yeme bozukluğunda yeni tedavi yöntemleri

BERLİN – Anoraksıya, yeme bozukluğu. Almanya’da her 100 yetişkinden yaklaşık ikisi yeme bozukluğundan muzdarip. Bu, kadınlarda erkeklere oranla üç kat daha fazla. Yeme sorunları genellikle erken yaşlarda başlıyor. Kiggs çocuk ve ergen sağlığı anketine göre  11- 17 yaş arası her beş öğrenciden birinde yeme bozukluğu şüphesi var. Bu durum özellikle ergenlik çağındaki kız çocuklarını etkiliyor.

PANORAMA - NEWS 28 Mart 2018 TOPLUM-SAĞLIK

BERLİN – Anoraksıya, yeme bozukluğu. Almanya’da her 100 yetişkinden yaklaşık ikisi yeme bozukluğundan muzdarip.

Bu, kadınlarda erkeklere oranla üç kat daha fazla. Yeme sorunları genellikle erken yaşlarda başlıyor. Kiggs çocuk ve ergen sağlığı anketine göre  11- 17 yaş arası her beş öğrenciden birinde yeme bozukluğu şüphesi var.

Bu durum özellikle ergenlik çağındaki kız çocuklarını etkiliyor. 14- 17 yaş arası her üç ergenden birinde beslenme bozuklukları göze çarpıyor.

Psikoterapistler ve doktorlar hastalığın en iyi nasıl tedavi edileceğine dair en son bulguları bir araya getirdi. Berlin’de Mart ayı sonlarında düzenlenen Alman Psikosomatik Kongresi’nde, yeme bozukluğu alanında önde gelen araştırmacılar tarafından 200’den fazla çalışmanın sonuçlarıyla birlikte sunumu yapıldı. Bu çalışmalar Mayıs ayında yayınlanacak olan yeme bozukluğu tedavisinde yeni bir yönteme ait.

STRESE YOL AÇAN SOSYAL ÇATIŞMALAR

Magersucht adıyla bilinen anoreksiya, tedavisi oldukça zorlu bir hastalık. Bedende kalıcı hasarlara yol açabilir, hatta ölüme sebep olabilir. Hastalık kronik hale gelebilir.

Çoğu zaman fiziksel ve zihinsel gelişmeyi olumsuz yönde etkileyebilecek yaşlarda başlarFreiburg Üniversitesi Hastanesi Psikosomatik Tıp ve Psikoterapi Anabilim Dalı başhekimi Almut Zeeck bu gibi sebeplerle hastalığın mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca bir çok hastanın hasta olduğunun farkında olmadığını, bunun da tedavi için bir engel olduğunu söylüyor.

Aslında anoreksiya tedavisi için birçok yöntem var. Yetişkinlerin tedavisi bireysel olabileceği gibi, çocuk ve gençlerin tedavisine aileyi de dahil etmek gerekebilir. Zeeck’in araştırması tedavi yöntemleri arasında çok da fark olmadığını gösteriyor.

Uzman doktor, “Hastalığın hangi aşamasında hangi yaklaşımın daha etkili olacağını görmeliyiz.” diyor ve anoreksiyaya neden olan mekanizmaların daha iyi anlaşılması gerektiğini vurguluyor.

 İLK SEÇENEK PSİKOTERAPİ

Zeeck ve arkadaşlarının tavsiyesi tedaviye mümkün olduğunca erken başlamak. Çocuk, ergen ve yetişkinler arasındaki karşılaştırmalar, genç hastaların daha kolay kilo aldıklarını ve tedavinin başarı oranının daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Çocuk ve ergenler, klinikte tedavi sırasında haftada ortalama 615 gram alırken yetişkinler 537 gramlık bir başarı elde ediyor. Yatarak tedavi için haftada bir buçuk kilo alınması tavsiye ediliyor.

Psikoterapi, anoreksiya için ilk tercih edilen yöntem olarak kabul edilir, ancak bu diğer yeme bozuklukları için de geçerlidir. Bilişsel davranışçı terapi, yeme bozukluğu ve çiğneme bozuklukları durumunda en iyi sonuç alınan yöntem. Sunumu hazırlayan doktorların psikoterapinin dışında önerdikleri bu yöntem aynı zamanda ülkede az başvurulan bir tedavi yöntemi.

Leipzig Üniversitesi Davranışçı Tıp Profesörü Anja Hilbert, “Kişiler arası psikoterapi, kısaca İPT, tedavi başarısı ile ön plana çıktı” diye açıklıyor. İPT depresyonlu kişiler için kısa süreli tedavi olarak geliştirilmiş, diğer insanlarla olan ilişkilerle ve bu alandaki problemlerle ilgilenen bir yöntem.

 SAĞLIK SİGORTASI TEDAVİYİ KARŞILAMIYOR

Oxford’lu psikologların yayınladığı bir bildiride  “Kişiler arası ilişkilerdeki zorluklar yeme bozukluğuna sebep olabilir” deniliyor. Bazen stresli sosyal çatışmalarla bağlantılı olarak aşırı yemek yeme veya çok şiddetli diyetler görülebilir. Bu, ülkemizde de etkili olan bir durum. Sağlık sigortası şirketleri İPT tedavisini ödemiyor.

 İLAÇ ÇÖZÜM DEĞİL

Hastalık vücut yapısını etkilemesine rağmen araştırma ilacın çözüm olmadığını açıkça gösteriyor. Psikotropun anoreksiyaya hiçbir getirisi yok. Bununla birlikte yeme bozukluğunda alınan antidepresanın etkileri de marjinal. Yeme bozukluğu durumunda en fazla psikoterapinin yanında ek tedavi olarak kullanılabilirlerse de ciddi yan etkilerinden dolayı ilaçlar pek fazla yardımcı değil.

Berliner-Zeitung’da yer alan haberi okuyucumlarımız için Naile Nedret derledi.