Türkiye’ye sığınan Alman bilim insanları

Türkiye’ye sığınan Alman bilim insanları

HABER MERKEZİ – Yazar Kemal Yalçın, ”Alman Parlamentosunun nazi ajanları tarafından yakılmasından beş gün sonra, 5 Mart 1933 tarihinde yapılan genel seçimlerde Nazi Partisi oyların yüzde 43.9’unu alarak 288 milletvekili çıkardı. Fakat Hitler güçlü bir çoğunluk elde edememişti. Komünist milletvekillerini tutuklayarak 24 Mart 1933 tarihinde çoğunluk hükümetini kurdu. Ülkeyi kararnamelerle yönetmeye başladı. İlk yaptığı saldırılardan

PANORAMA - NEWS 13 Temmuz 2019 YAŞAM

HABER MERKEZİ – Yazar Kemal Yalçın, ”Alman Parlamentosunun nazi ajanları tarafından yakılmasından beş gün sonra, 5 Mart 1933 tarihinde yapılan genel seçimlerde Nazi Partisi oyların yüzde 43.9’unu alarak 288 milletvekili çıkardı.

Fakat Hitler güçlü bir çoğunluk elde edememişti. Komünist milletvekillerini tutuklayarak 24 Mart 1933 tarihinde çoğunluk hükümetini kurdu. Ülkeyi kararnamelerle yönetmeye başladı.

İlk yaptığı saldırılardan biri üniversitelerdeki Nazi karşıtı tüm bilim insanlarını görevlerinden atmak oldu. Kısa bir sürede 3 bin 100 kadar bilim insanı görevlerinden uzaklaştırıldı.

Üniversitelerden uzaklaştırılan bilim insanlarının diplomaları geçersiz sayıldı. Almanya’nın son üç yüz yıldaki bilgi birikimi, akademik altın çağı Naziler tarafından ayaklar altına alındı. Bilim ırkçı bir ideolojinin hizmetine sokuldu. Hitler hızla programını uygulamaya koydu.”

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİNİN KURULUŞU

1923’te Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu zaman Türkiye’de sadece medrese anlayışıyla öğretim yapan Darülfünun adlı bir İmparatorluk Üniversitesi vardı. Darülfünun 1900 yılında Almanya’nın desteği ile kurulmuştu. 1923’ten sonra Darülfünun, Mustafa Kemal hareketine, Ankara Hükümeti’ne destek olmuyor, yapılan reformlara karşı çıkıyor gerekçesiyle kapatıldı.

İnönü Hükümeti, Mustafa Kemal’in önerisi doğrultusunda 1931 yılında Türkiye’de üniversite reformu yapmak, özgür bilim yapılan bir üniversite kurmak için hazırlıklara başladı.

Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip, diplomatik kanallardan Avrupa’da bu işi yapabilecek uygun bir bilim adamı arıyordu. Sonunda Dr. Reşit Galip, diplomatik kanallardan Prof. Dr. Albert Malche hakkında bilgi aldı.

Elde ettiği bilgilere göre Prof. Dr. Malche, Cenevre Üniversitesi’nde pedagoji profesörü idi. Orada rektörlük de yapmış ve batı pedagoji dünyasında kendini tanıtmıştı. Aynı zamanda sosyal demokrat bir politikacı olarak Cenevre Şehir Konseyi Üyesi idi.

Dr. Reşit Galip, önerisini Başbakan İsmet Bey’e ve Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’e sundu. Önerisinin kabul görmesi üzerine, İstanbul Üniversitesi’nin yeniden düzenlenmesi konusunda yerinde bir rapor hazırlaması için Prof. Albert Malche’ye 1931 yılında ricada bulundu.

Malche, 1932 başlarında Türkiye’ye geldi. 18 Ocak 1932’de Ankara’da Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ve Maarif Vekili Dr. Reşit Galip’le görüştü. Üniversite Reformu konusunda kararlı olduklarını gördü.

Prof. Albert Malche, kendisinden istenilen görevi kabul ederek hemen işe koyuldu. Fakülteleri, klinikleri ziyaret etti, laboratuvarları, seminerleri ve kütüphaneleri gördü, politikacılarla, profesörlerle, idari memurlarla ve öğrencilerle konuştu.

Darülfünun hakkındaki raporunu 29 Mayıs 1932’de İnönü Hükümeti’ne sundu. Raporda, Darülfünün’un kapatılıp, yeni bir üniversite kurulması öneriliyordu. Hükümet, Malche Raporu aynen kabul etti ve Prof. Dr. Malche Üniversite Reformu konusunda Hükümetin Müşaviri olarak görevlendirildi.

Bu rapor doğrultusunda TBMM’de 31 Mayıs 1933 tarihinde Üniversite Reformu ile ilgili 252 Sayılı Kanun kabul edildi. Bu kanuna göre, Darülfünun 31 Temmuz 1933 günü tamamen kapatılacak, yerine 1 Ağustos 1933 günü İstanbul Üniversitesi açılacaktı.