Sosyal medyadaki makyaj çılgınlığı o hastalıkları patlattı

Sosyal medyadaki makyaj çılgınlığı o hastalıkları patlattı

Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, sosyal medyanın da etkisiyle son zamanlarda çılgınlık haline dönüşen çok fazla sayıda kozmetik ve makyaj malzemesi kullanımının, 40 yaş civarı başlaması gereken cilt bariyeri sorunlarını, 18'li yaşlara kadar düşürdüğünü söyledi.

PANORAMA-NEWS 18 Nisan 2024 YAŞAM

Son yıllarda özellikle sosyal medyada trend haline gelen türlü türlü cilt ya da makyaj ürünlerinin üst üste kullanımına dair paylaşımların da etkisiyle henüz 18’li yaşlardaki gençlerin cilt bariyerleri çöküyor.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, cilt bakımı ya da makyaj için onlarca çeşit temizleyici, krem, cilt serumu, fondöten, kapatıcı vb makyaj malzemesi kullanımının, 40’lı yaşlarda başlaması gereken cilt bariyerindeki bozulmayı, çok daha erken yaşlara taşıdığını kaydetti.

Derinin üst tabakasında yer alan ölü tabakanın cilt bariyeri olarak adlandırıldığını anlatan Prof. Dr. Kutlubay, “Bu tabaka, deride bir koruyucu bir film tabaka oluşturuyor. Bu koruyucu tabakanın önemi, dış ortamdaki mikroorganizmaların deri içerisinden geçip vücudu istila etmelerinin önüne geçmek. Zaman içerisinde bu koruyucu tabaka çeşitli etkenlerden dolayı bozulabiliyor. Normal şartlarda cilt bariyerinin bozulmasını biz çoğunlukla 35-40’lı yaşlardan sonra bekleriz” dedi.

Kutlubay, “Özellikle menopoza doğru, hormonların azalmasına da bağlı olarak gerçekleşebiliyor bu bozulma. Ama maalesef ki günümüzde bu çeşit çeşit makyaj malzemesi, fondöten vs kullanma çılgınlığından dolayı, cilt bariyeri bozukluğu 18 ila 20’li yaşlara kadar düştü. Aşırı sayıda temizleme ürünü kullanmak, aşırı miktarda yıkamak, çok fazla sayıda kozmetik ürünler kullanmak, üst üste aşırı miktarda makyaj malzemesi sürmek gibi nedenlerden dolayı derinin bariyer tabakası çökebiliyor” diye konuştu.

Cilt bariyeri bozulduğu zaman daha büyük problemlerin ortaya çıktığına işaret eden Prof. Dr. Kutlubay, “Bana öyle hastalar, genç kızlar geliyor ki yanında bir sürü makyaj malzemesi, cilt ürünü, günlük 6-8 ürünü üst üste kullanan genç kızlar var. En ağır tablolardan biri atopik egzama dediğimiz egzama benzeri kabuklu, kepekli, kaşıntılı bir cildin oluşması. İkincisi de kistik akne dediğimiz, nohut/fındık büyüklüğüne dahi ulaşabilen abartılı sivilcelerle giden aknelerin ortaya çıkması. Daha uzun süreli, daha ciddi, daha üst seviyedeki ilaçları kullanmamız gereken tedavi tablolarıyla karşı karşıya kalıyoruz bu sefer” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Kutlubay, cilt bakımında yapılan en büyük yanlışlardan birinin de cildin üst tabakasını soyarak uzaklaştırıp cildin yenilenmesini sağlayan “peelingö işleminin, aslında doktorun kullanması gereken yüksek konsantrasyonlu ürünlerle evde kendi kendine yapılmaya çalışılması olduğunu kaydetti.

Prof. Dr. Kutlubay, “Peeling ile biz, cildin üst tabakasının soyarak altından temiz bir cilt gelmesini sağlıyoruz. Gerek AHA dediğimiz alfa hidroksi asit, gerek BHA dediğimiz beta hidroksi asitler var. Bunların belli bir konsantrasyonuna kadar olanları, günlük rutin kullanılan kremler ya da serumlar içinde bulunabiliyor, yüzde 7,5, yüzde 2 gibi. Ama dermatologların kullanması gereken daha yüksek konsantrasyonları, yüzde 10 ila 50’ye kadar olanlar, tedavi amaçlı cildi soymak için uygulanıyor. Biz yaptığımız zaman, ciltte kızarıklık, kaşıntı, meyve kabuğu gibi deride soyulma meydana geliyor” diye konuştu.