Organik ürünlere talep artıyor

Almanya’da organik gıdaya rağbet oldukça fazla. Federal Hükümet’in 2017 ilkbaharında tanıtımını yaptığı „Ekolojik Tarımın Yarınları Stratejisi’nin” hedefi, organik çiftçilik yapılan alanların oranını yüzde 20’lere çıkartmak. Ancak bu oran şuan yüzde 7,5 düzeyinde seyrediyor. Bu nedenle organik üretime geçiş yapan çiftçilerin desteklenmesi gerekiyor. Darmstadt’taki Hofgut Oberfeld adlı çiftlik,  Almanya’daki 27 bin132 organik çiftlikten biri. Buranın birkaç

PANORAMA - NEWS 14 Ekim 2017 YAŞAM

Almanya’da organik gıdaya rağbet oldukça fazla. Federal Hükümet’in 2017 ilkbaharında tanıtımını yaptığı „Ekolojik Tarımın Yarınları Stratejisi’nin” hedefi, organik çiftçilik yapılan alanların oranını yüzde 20’lere çıkartmak. Ancak bu oran şuan yüzde 7,5 düzeyinde seyrediyor. Bu nedenle organik üretime geçiş yapan çiftçilerin desteklenmesi gerekiyor.

Darmstadt’taki Hofgut Oberfeld adlı çiftlik,  Almanya’daki 27 bin132 organik çiftlikten biri. Buranın birkaç ayırıcı özelliği birden var. Çiftçi karı koca Thomas ve Kathrin Goebel, ekolojik talimatların ötesine giden bir hayvancılığı hayata geçirdiler. Bu konseptinden ötürü Hofgut Oberfeld, 2016 Almanya Ekolojik Tarım ödülünü aldılar.

Ekolojik tarım, hayvanlar, insanlar ve çevre için daha mı iyi?  Her ne olursa olsun, çok sayıda olumlu etkileri var. Ekolojik tarım, tarım ilaçları ve kimyasal gübre kullanmıyor ve bu sayede kaynak sularını kirletmiyor, türlerin korunmasına yönelik çok şey yapıyor ve toprak verimliliğini muhafaza ediyor. Üstelik iklimin korunmasına da olumlu etki yapıyor. Buna karşın geleneksel tarım, daha fazla fosil enerji harcıyor. Suni gübreye bir kilogram azot üretebilmek için, bir litre ham petrol gerekli.

Geleneksel tarımın daha yüksek hasat güvenliğine, ancak yüksek bir bedel ödenerek ulaşılıyor diyen Goebel, bunun sorgulanması gerektiğine işaret ediyor.  ”Bunun için gerekli enerji önümüzdeki 50 yıl içinde nereden gelecek?” Oysa ekolojik tarım, azot bağlayıcı bitkilerle yapılan doğal gübreleme için sırf güneşin enerjisinden yararlanıyor.

Çiftçi, tarım ve hayvancılık döngüsündeki ekolojik tarımın avantajlarını net biçimde ortaya koyuyor. Buğday ve yeşil yemin dönüşümlü ekimi, toprağın kalitesini yükseltiyor. Ne böcek ilaçları, ne de kimyasal gübre kullanılıyor. Yonca ve kabayonca gibi bitkiler kökleriyle toprakta azot bağlıyorlar ve aynı zamanda da büyükbaş hayvanlara yem oluşturuyorlar. Büyükbaş hayvanların otlaklardaki fışkıları ise çok sayıda küçük yaratığı cezbediyor. Bu döngü, toprağın verimliliğini ve organik çeşitliliğini garantileyerek gıda maddelerinin yüksek kaliteli olmasını sağlıyor.

Kathrin Goebel’in ilgilendiği süt ineklerinin, yumurta tavuklarının ve semiz piliçlerin esenliği, açıkça odak noktasında yer alıyor. İnekler boynuzlarından edilmiyor, danalar annelerinden ayrılmıyor ve kanatlı hayvanlar erkek civcivlerle büyütülüyor. Ancak, ”Hayvancılık için daha fazla harcama, daha çok masraf anlamına geliyor. Bu masrafların müşterilerle yapılacak fiyat pazarlıklarına yansıyor.”

Almanya’da organik gıdaların satışı hemen hemen iki haneli düzeyde büyüyor. Bu alandaki talebin arzdan büyük olması nedeniyle, ürünler ithal ediliyor. Almanya’daki organik tarım nasıl yaygınlaşırılabilir? Goebel, ”Ticaretin verdiği bitki, üreticilere ulaştırılmak zorunda. Talep büyümeyi sürdürürse, birçok büyük işletme de organik üretime geçecektir. Ancak, sırf kullanım yüzeylerinin büyütülmesi yetmez” uyarısında bulunuyor ve ekliyor: ”Bu esnada ekolojik tarım idealinden uzaklaşmamamız gerekir.”

Deutschland.de