İnsanlık dünyadan taşınıyor mu? Yeni bir gezegen türü keşfedildi

HABER MERKEZİ – Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanları dünya dışı yaşamı arama çalışmalarında büyük bir adım attı. Arayışlarını Güneş sisteminin dışına çıkaran gök bilimciler, Dünya’nın 2,5 kat büyüklüğe sahip ve yüzde 90’ı okyanuslarla kaplı yeni bir gezegen türü keşfetti. Hycean adı verilen bu gezegen türündeki suyun varlığının dünya dışı yaşamın varlığını kanıtlayabileceğini belirten uzmanlar, ilk hayat

PANORAMA - NEWS 27 Ağustos 2021 YAŞAM

HABER MERKEZİ – Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanları dünya dışı yaşamı arama çalışmalarında büyük bir adım attı.

Arayışlarını Güneş sisteminin dışına çıkaran gök bilimciler, Dünya’nın 2,5 kat büyüklüğe sahip ve yüzde 90’ı okyanuslarla kaplı yeni bir gezegen türü keşfetti. Hycean adı verilen bu gezegen türündeki suyun varlığının dünya dışı yaşamın varlığını kanıtlayabileceğini belirten uzmanlar, ilk hayat belirtisini 2-3 yıla kadar tespit edebileceklerini duyurdu.

Bilim insanları, şimdiye kadar çoğunlukla Dünya’ya benzer boyut, kütle, sıcaklık ve atmosferik bileşime sahip gezegenler aradılar. Ancak, Cambridge Üniversitesi gökbilimciler, son çalışmaların Dünya’nın iki buçuk katı yarıçapa sahip olan Güneş sistemi’nin dışındaki gezegenlerde yaşamın olabileceğini ortaya koydu.

GÜNEŞ SİSTEMİ’NİN DIŞINDA ÇOK YAYGIN OLARAK BULUNUYORLAR

 

Astrophysical Journal adlı dergide yayımlanan çalışma kapsamında bilim insanları, Dünya benzeri gezegenlerden daha çok sayıda ve gözlemlenebilir olan; sıcak okyanusla kaplı ve hidrojen açısından zengin atmosferlere sahip, “Hycean” adlı yeni bir yaşanabilir ötegezegen sınıfı tanımladı.

Hycean dünyaları Samanyolu’nda çok yaygın, bu da yaşanabilir ötegezegenlerin önceden düşünülenden çok daha fazla olabileceği anlamına geliyor.

YAŞAMI İKİ-ÜÇ YIL İÇİNDE TESPİT EDEBİLİRİZ

Cambridge Üniversitesi’nden araştırmanın başyazarı Dr. Nikku Madhusudhan, “Hycean’lar temelde hidrojen açısından zengin atmosferlere sahip su dünyalarıdır. Bu gezegenlere odaklanmak, Dünya’nın ötesinde yaşam bulma çabalarını hızlandıracaktır. Eğer, bu gezegenler yaşama elverişliyse iki ile üç yıl içinde ilk biyo-imzayı tespit edebileceğimize inanıyoruz” dedi.

NEPTÜN’E BENZİYORLAR

Hidrojen ve okyanus sözcüklerinden Hyecan terimini üreten Madhusudhan, K2-18b olarak bilinen potansiyel olarak yaşanabilir bir mini Neptün üzerinde çalışırken, meslektaşlarıyla birlikte yeni gezegenler aramaya başladığını söyledi.

1990’lardan bu yana binlerce ötegezegen bulunduğunu açıklayan Madhusudhan, yeni araştırma içib  Neptün’den daha küçük ama Dünya’nın yaklaşık 2,5 katı olan mini Neptünlere odaklandıklarını bildirdi.

BÜYÜK BOYUTLARI ONLARI İNCELEMEYİ KOLAYLAŞTIRIYOR

Madhusudhan, Kasım ayında faaliyete geçecek olan  James Webb uzay teleskobunun da bu gezegenleri aramaya yardımcı olacağını söyledi.

Diğer taraftan Madhusudhan, Dünya benzeri gezegenlerin küçük boyutunun, zayıf atmosferik imzalara yol açarak yaşam belirtilerini tespit etmeyi zorlaştırdığını söyledi. Hycean’ların büyük boyutları  ise onları incelemeyi çok daha kolay hale getiriyor.

YÜZDE 90’I SUDAN OLUŞUYOR

Dahası, hycean gezegenlerinin yapısı, yaşamın varlığına işaret edebilecek daha geniş bir molekül dizisi aramanın mümkün olduğu anlamına geliyor.

Çalışmanın yazarları Hycean gezegenlerinin hidrojen açısından zengin bir atmosfere, gezegenin kütlesinin en az yüzde 10’unu oluşturan kayalık bir çekirdeğe ve yüzde 90’a kadarını oluşturan bir su katmanına sahip olarak tanımladı.

Çalışamanın yazarları, bu gezegenlerin yıldızların etrafında kümelendiğini ve yaşamın gezegenlerin gölgeli tarafında bile mümkün olabileceğini söyledi.

Bununla birlikte, çalışmanın yazarları gezegenlerin tanımı gereği bir su tabakasıyla kaplı olacağından, Hycean’lardaki herhangi bir yaşamın mutlaka suda var olacağını söyledi. Ancak, Madhusudhan’a göre böyle bir yaşamın nasıl bir biçim alabileceği hala tartışmaları konu.

“EN AZINDAN MİKROBİYAL YAŞAMIN VARLIĞI KESİNLİKLE OLMALI”

Madhusudhan, “En azından mikrobiyal yaşam mümkün olmalı. Dünya’da yaşamın böyle başladı” dedi.

Edinburgh Üniversitesi Astronomi Enstitüsü’nde ötegezegenler üzerine çalışan ve araştırmaya dahil olmayan Prof. Dr. Beth Biller, çalışmayı memnuniyetle belirterek, “Bugüne kadar keşfedilen ötegezegenler arasında böyle bir çeşitlilik var ve muhtemelen hayata ev sahipliği yapabilecek Dünya benzeri olmayan gezegenleri de incelemek gerçekten mantıklı bir yaklaşım” diye konuştu.

ÖNE ÇIKANLAR