Yeni bir çalışma, erkeklerde sperm sayısında ciddi bir düşüş olduğunu ve bunun insan sağlığı ve üreme açısından olası sonuçları olduğunu gösteriyor.
Human Reproduction Update dergisinde yayınlanan sonuçlar endişe verici bir tablo çiziyor: 1973 ve 2018 yılları arasında, seminal sıvının mililitresi başına ortalama sperm sayısı 104 milyondan 49 milyona düştü. Bu %50’den fazla bir düşüş anlamına geliyor. Özellikle endişe verici olan, bu eğilimin 2000 yılından bu yana hızlanmış gibi görünmesi…
Bunun nedenleri henüz kesin olarak açıklığa kavuşturulmuş değil, ancak araştırmacılar çevre kirliliği, günlük ürünlerdeki kimyasallar ve sağlıksız yaşam tarzlarının kilit faktörler olduğundan şüpheleniyor. Araştırmanın eş yazarı Dr. Hagai Levine, “Sperm, tüm vücudun sağlığının bir göstergesidir. Düşük seviyeler kronik hastalıklar, hormonal bozukluklar ve hatta daha kısa yaşam beklentisi riskinin arttığını gösterebilir” dedi.
Sonuçlar tüm uzmanları ikna etmiş değil. İngiliz androlog Dr. Allan Pacey gibi eleştirmenler, sperm analiz yöntemlerinin son yıllarda önemli ölçüde geliştiğini ve geçmişe ait verilerin modern ölçümlere kıyasla daha az anlamlı hale geldiğini savunuyor. Bununla birlikte, birçok araştırmacı sperm kalitesindeki küçük bir düşüşün bile insanın üreme kapasitesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabileceği konusunda uyarıyor.
“Sperm tüm vücudun sağlığının bir göstergesidir” diye açıklıyor Dr. Levine. Düşük sperm seviyeleri kronik hastalık ve hormonal bozukluk riskinin arttığına işaret edebilir. Doktor, olası nedenler olarak obezite, egzersiz eksikliği, stres ve plastik ve ev ürünlerindeki kimyasallara maruz kalmayı gösteriyor. Küresel ısınma da bir rol oynayabilir: Artan sıcaklıklar hassas spermlere daha fazla zarar verebilir.
Araştırmacılar, rakamların insan sağlığı ve çevre için bir uyarı sinyali olduğu sonucuna varıyor. Bu eğilimi durdurmak ve muhtemelen tersine çevirmek için daha fazla çalışmaya ve küresel önlemlere ihtiyaç var.