Fabrikatör babanın işçi hakkı savunan oğlu, Engels

WUPPERTAL – Friedrich Engels, 28 Kasım 1820’de şimdiki adı Wuppertal olan Prusya zamanında Barmen’de dünyaya geldi. Babası fabrikatör Friedrich Engels, annesi Elisabeth Franciska Maurita idi. Engels, pamuk dokuma fabrikası olan bir aileden geliyor. Yani daha sonralarıda babası gibi insanlara karşı büyük bir mücadelenin içinde olacaktı. Birçok fabrika sahibinin oğulları gibi, kendiside bu zenginliği yaşıyabilirdi. O

PANORAMA - NEWS 21 Mayıs 2018 YAŞAM

WUPPERTAL – Friedrich Engels, 28 Kasım 1820’de şimdiki adı Wuppertal olan Prusya zamanında Barmen’de dünyaya geldi.

Babası fabrikatör Friedrich Engels, annesi Elisabeth Franciska Maurita idi. Engels, pamuk dokuma fabrikası olan bir aileden geliyor.

Yani daha sonralarıda babası gibi insanlara karşı büyük bir mücadelenin içinde olacaktı. Birçok fabrika sahibinin oğulları gibi, kendiside bu zenginliği yaşıyabilirdi. O dönemde fabrika sahipleri krallar gibi hayat sürüyordu. Ama Engels olan bitene göz yumamadı.

Friedrich Engels’in Wuppertal-Barmen’deki anıtı

Okul zamanında babasıyla ilk fikir ayrılıkları başladı

Okul zamanlarında babasıyla yaşadığı fikir ayrılıkları nedeniyle okuldan alınıp, babasının fabrikasında muhasebeci olarak çalışmaya başladı. Babası bir protestandı, ateist düşüncelere sahip olan oğlunun iş hayatına atılınca belkide bu düşünceleri engelleyeceğini düşünmüştü. Ama olmadı ve Engels eğitim hayatına devam etti. Felsefe ve politika eğitimi almaya başlar. Her ne kadar Hegel‘in fikirlerinden etkilensede, onun idealizme olan bakış açısını red ediyordu ve materyalizmi savunuyordu.

Karl Marx ve Friedrich Engels’in kaleme aldıkları Manifesto kitabı, 1848’de tüm Avrupa’nın devrimci ayaklanmalarla çalkalandığı bir dönemde, Lond­ra’nın küçük bir basımevinde basıldı.

 

Babası, Manchester’daki fabrikaya çalışmaya gönderdi

Friedrich Oswald takma ismi ile “Telegrap für Deutschland” da makaleler yazıyordu. Ve burjuva karşıtı olan dergilerde ve gazetelerde de Prusya devletini eleştiren makaleler yayınladı. 1842 de aynı yılda babası onu Manchester’daki fabrikaya çalışmaya gönderdi. Orada gördükleri onu araştırmaya sevk etti. İngiliz işci sınıfının kapitalist sistemden nasîl etkilendiğini araştırdı. Bilindiği üzere İngiltere endüstriyel devrimin başladığı ilk yerdir ve bu devrim onlar için zamanında bir imparatorluk kurmalarına vesile oldu ve meyvelerini şimdi bile alıyorlar.

Fabrikaları olan Engels, işçi hakkını savunuyordu

Sömürgeliciğin açtığı sorunlar ne yazık ki 21. yüzyılda daha da kötü bir gidişat alıyor. Ama zamanındaki fabrikatörler ve diğer ülkeler endüstriyel devrimde hep en önde, hep daha fazlasını istedikleri ve gözleri kapalı olduğu için, ne zamanında olup bitenleri, ne de sonuçlarını düşünmediler, düşünmek istemediler. Ama Engels olup biteni görebiliyordu. Sosyalist bir kimliği vardı ve işcilerin örgütlenmesine yardımcı olup, onlara destek veriyordu. Militan bir kimliği vardı.

Karl Marx ve Friedrich Engels’in anıtı

Karl Marx ile tanışma

“İngiltere’de Emekci Sınıfın Durumu” eserinde, Proletaryanın çekmiş olduğu sıkıntıların aslında onları bu duruma iten güç olduğunu yazıyordu. Bu dönemlerde ve daha sonraları en yakın dostu olacak olan Marx ile tanıştı. Aynı fikirlere sahip oldukları için çok iyi bir beraberlikleri vardı.

1849‘da Manchester‘e dönerek babasının fabrikasında çalışıp, sonrada ortak oldu. Prusya iktidarı, İngiltere iktidarının Marx ve Engels’i sürgün etmesı için baskı yapıyordu. Ama Başbakan Lord John Russel reddetti. Daha sonralarında Engels 1869’da hisselerini satıp, şirketten ayrıldı. Bu satış sonucunda hem Marx’a hemde kendine ömürlerinin sonuna kadar geçindirecek paraları olmuştu.

Engels, Feminist kuramın kurucularından sayılmaktadır

Marx’ın 1883’teki ölümünden sonra Komünist kitle Engelsi artık o ölene dek fikri ve askeri alanda önder kabul ettiler. Bununla birlikte, tek eşli evliliğin erkeklerin kadınlar üzerinde baskı kurmak için ortaya attığı tek taraflı bir yalan olduğunu söyleyerek Feminist kuramın kurucularından sayılmaktadır. Bu bağlamda komünist kuramı aileyle ilişkilendirerek, erkeklerin kadınlar üzerindeki hakimiyetinin tıpkı kapitalist toplumlarda burjuvazinin işçi sınıfı üzerindeki hakimiyetine benzediğini iddia etti. Engels, 1895 yılında Londra’da bir otel odasında tek başınayken çalışma masasında makalesini yarım bırakmış bir halde ölü bulundu. Ölüm sebebi boğaz kanseridir. Öldüğünde hiç çocuğu yoktu.

Engels paranın olmadığı bir dünya istiyordu. Engels’in tüm fikirleri Marx’ı çok büyük bir etki altında bıraktığı gibi bu fikri de Marx’ta derin bir etki bıraktı.

Engels bu fikrini ölmeden birkaç saat önce yaşadığı olayı yine ölmeden önce yazdığı son makalesinde şöyle bir örnekle açıklamıştır:

Kaldığım otelin resepsiyonunda bir kadın ve yanında da kısa-şişman bir adam gördüm. Uzaktan izlemeye başladım. Adam kadını bir köşeye çekti ve yüzüne iki yumruk attı. Ve yüksek sesle bağırdı: “Bana bak lanet fahişe! Şimdi odaya çık ve o adamı memnun et.” Ben bunu duyunca kadının odaya çıkmasını engelledim. Polis çağırarak adamı tutuklattım. Kadına bir bilet parası verdim. Ona Manchester’daki fabrikama gidip çalışmasını ve fabrikaya gittiğinde benim adımı vermesini söyledim, bir de kartımı verdim. İnanmadıkları takdirde kartımı göstermesini ve kendisini işe mutlaka alacaklarını söyledim. Ama kadın hızlı adımlarla odaya çıktı. Ben biraz bekledim. Kadın odadan inince ona şunları söyledim: ”Para her kapıyı açar ama kilitleyemez.”

MERVE TUNA