HABER MERKEZİ – Dünyanın en zengin kişisi bir ABD’li. Dünyanın en zengin ailesi de kısa bir süre öncesine kadar ABD’li idi. Ünlü perakende zinciri Walmart’ın sahibi olan Walton ailesi, zirvedeki yerini bir Arap ilesine bıraktı. 175 milyar dolarlık servetiyle Tesla ve Twitter’ın patronu ABD’li Elon Musk, dünyanın en zengin insanları sıralamasında zirvede bulunuyor ancak aileler
Ünlü perakende zinciri Walmart’ın sahibi olan Walton ailesi, zirvedeki yerini bir Arap ilesine bıraktı.
175 milyar dolarlık servetiyle Tesla ve Twitter’ın patronu ABD’li Elon Musk, dünyanın en zengin insanları sıralamasında zirvede bulunuyor ancak aileler sıralamasında zirvede artık 225 milyar dolarlık servete sahip Walton’lar değil Birleşik Arap Emirlikleri’ni yöneten Nahyan’lar bulunuyor.
ABD’nin ünlü finans ajansı Bloomberg, Nahyan ailesinin özel servetinin en az 300 milyar dolar olduğunu, ayrıca ülkenin 1,2 trilyon doları aşan kamu fonlarının da Nahyan ailesinin elinde olduğunu yazdı.
“Gizemli Körfez Ailesi’nin 300 milyar dolarlık serveti petrolden çok daha fazlası” başlığıyla 6 Aralık’ta yayımlanan yazıda, ailenin yapısı ve servetin detaylar kaleme alındı.
EN KRİTİK İSİM TAHNOUN
Şeffaflık olmadığı ve kraliyet ailesinin varlıkları ile devlet varlıkları arasındaki sınırlar bulanık olduğu için ailenin servetinin büyüklüğüne dair kesin rakam vermenin mümkün olmadığına işaret edilen yazıda, BAE Devlet Başkanı’nın kardeşi Şeyh Tahnoun Bin Zayed el Nahyan’ın en kritik figür olduğuna işaret edildi.
Dünyanın kanıtlanmış petrol rezervinin yüzde 6’sı Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunuyor ancak kraliyet ailesinin ve ülkenin serveti artık petrolün çok ötesine uzanıyor.
İngiltere Premier Lig kulübü Manchester City’den Elon Musk’ın uzay taşımacılığı şirketi SpaceX’e kadar dünya genelinde birçok ülkede ve birçok sektörde yatırımları bulunan aile, son yıllarda servetini ve bölgesel etkisini de hızla büyüttü.
BAE’nin kurucusu Şeyh Zayed bin Sultan El Nahyan’ın üçüncü eşinden olan altı çocuğundan 61 yaşındaki Muhammed bin Zayid bin Sultan el Nahyan, bu yıl devlet başkanlığı koltuğuna otururken, 53 yaşındaki kardeşi Şeyh Tahnoun, Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevinin yanı sıra ülkenin ve kraliyet ailesinin servetini yönetiyor.
Ülkenin istihbarat servisinin de başında bulunan Şeyh Tahnoun, ailenin en az 300 milyar dolar olduğu tahmin edilen servetinin yanı sıra devlet fonlarında bulunan yaklaşık 1,2 trilyon dolarlık varlığı da yönetiyor.
MANCHESTER CITY SERVETİN KÜÇÜK BİR PARÇASI
Kraliyet ailesinin özel servetinin 150 milyar dolarlık kısmı International Holding Co. (IHC) bünyesinde, 4 milyar dolarlık kısmı Group 42 şirketi bünyesinde bulunuyor.
136 milyar dolarlık nakit ve benzeri varlıklar servetin bir parçası olarak öne çıkarken, 8 milyar dolar değerindeki First Abu Dabi Bank, 3 milyar dolarlık Manchester City kulübü, İngiltere’nin
Manchester ve Londra kentlerindeki 1 milyar dolarlık gayrimenkul, 780 milyon dolarlık yatlar da servetin kalan parçalarını oluşturuyor.
IHC’nin ünlü ABD’li şarkıcı Rihanna’nın iç çamaşarı şirketi Savage X Fenty’de ve SpaceX’de de hissesi bulunuyor.
Yazıda, Abu Dabi Borsası’nda işlem gören IHC’nin piyasa değerinin son beş yılda yaklaşık yüzde 28 bin oranında arttığı, şirketin piyasa değerinin defter değerinin 18 katı olduğu ancak şeffaflık sorunları nedeniyle yabancı yatırımcıların bu şirketin hisselerinden uzak durduğu belirtildi.
1,2 trilyon doları aşan kamu varlıklarının ise 829 milyar dolarlık bölümü varlık fonu olan Abu Dabi Yatırım Otoritesi bünyesinde, 284 milyar doları Mubadala Yatırım Şirketi’nde, 157 milyar doları Abu Dabi Kalkınma Holdingi’nde (ADQ) bulunuyor. ADQ’nun başında da Şeyh Tahnoun bulunuyor.
ERDOĞAN İLE GÖRÜŞTÜ, KALYON’A ORTAK OLDU
Şeyh Tahnoun, 18 Ağustos 2021’de Ankara’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmüş ve bu görüşme sonrasında ilişkilerin normelleşmesi yönünde adımlar hızlanmıştı.
IHC, Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Kalyon Holding bünyesinde bulunan Kalyon Enerji şirketinin hisselerinin yüzde 50’si’ni Ağustos 2022’de yaklaşık 490 milyon dolara satın almıştı.
İlişkilerin normalleştiği 2021 yılı öncesinde hükümet medyasında Birleşik Arap Emirlikleri, “15 Temmuz darbe girişiminin finansörü” olarak nitelendiriliyordu.
Seçimler öncesinde döviz sorunu yaşayan Ankara, uzun aranın ardından Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ile barışma yoluna gitmişti.
