Diyet yaşam tarzı olmalı

Diyetisyen Ertuğ, mevsimsel geçişlerde, stresli ve düzensiz beslenmenin vitamin yetersizliklerine neden olabileceğini, bunun da kişiyi hem kilo kontrolünde hem de bağışıklık sisteminde olumsuz etkilediğine dikkati çekti. Ertiğ, diyet yapmanın psikolojik olarak insanın kendine baskı uygulaması değil, yaşam tarzı olarak yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıklarını kazanabilmesi olduğunu vurguladı. Ertuğ, “Yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıkları yapılamadığı için

PANORAMA - NEWS 14 Ekim 2017 YAŞAM

Diyetisyen Ertuğ, mevsimsel geçişlerde, stresli ve düzensiz beslenmenin vitamin yetersizliklerine neden olabileceğini, bunun da kişiyi hem kilo kontrolünde hem de bağışıklık sisteminde olumsuz etkilediğine dikkati çekti. Ertiğ, diyet yapmanın psikolojik olarak insanın kendine baskı uygulaması değil, yaşam tarzı olarak yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıklarını kazanabilmesi olduğunu vurguladı.

Ertuğ, “Yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıkları yapılamadığı için herkes bir savaş halinde. Bunları kazandıktan sonra hem istenilen beden ölçüleri hem de sağlıklı olma sürecini sağlamış oluyoruz” dedi. ‘Diyet’ kelimesinin hep yanlış kullanıldığını aktaran Ertuğ, “Diyetin anlamı, günlük beslenmemizdir. Ama hep yanlış kullanıldığı için diyet kelimesini duyunca baskı altında hissediliyor” diye konuştu.

DİYET EŞİTTİR TARTI DEĞİLDİR

Herkesin yaşına, boyuna, cinsiyetine göre olması gereken kilo aralığının farklı olduğunu vurgulayan Ertuğ, şunları kaydetti:

“20’li yaşlarda 36 beden giyerken 40’lı yaşlarda 36 beden olmak zorunlu değildir. Herkesin olması gereken ideal aralığı farklıdır. Diyet sadece tartı değildir. Herkes ilk önce tartıyı algılar oysa vücut analizi önemlidir. Yağ oranı, kas oranı, su oranı önemlidir ve yaşa boya cinsiyete göre değişir. Tartı eşittir zayıf olmak ya da tartı eşittir fit olmak değildir.”

TAHIL TEMEL ENERJİ KAYNAĞIDIR

Kilo vermek için yapılan pek çok hata bulunduğunu anlatan Ertuğ, “O kadar yalan yanlış bilgi var ki. Kilo vermek için bir anda tahıl grubunun çıkarılması en büyük yanlıştır. Çünkü günlük beslenmede tahıl grubuna çok ihtiyacımız var. Temel enerji kaynağıdır” dedi.

Kimine kahvaltıda iki dilim ekmek ideal ölçüyken bir diğer kişiye bu miktarın az gelebildiğini sözlerine ekleyen Ertuğ, “Ya da bir başkası 1 dilimle idare edebilir. Biz basit şekere, beyaz unla yapılmış besinlere karşıyız ama sebze ve meyveden gelen karbonhidrat, kompleks karbonhidrattır. Koyu renkli bulgur, tam buğday gibi tahıllardan gelen karbonhidratlar kompleks karbonhidratlardır. Önemli olan ne az ne çok tüketmek. Süt, meyve ve sebze, et ile ekmek ve tahıldan oluşan 4 grup besin grubunu mutlaka tüketmemiz gerekir” diye konuştu.

ERKEKLER KADINLARA GÖRE DAHA RAHAT KİLO VERİYOR

Erkek ve kadınların kilo vermesi arasında fark olduğunu belirten Ertuğ, “Bu, kişinin metabolizma hızıyla alakalı ama erkeklerin kas kütleleri daha yüksek olduğu için kilo verme süreçleri bir tık daha yukarda oluyor” dedi. Anatomik yapının getirdiği bir avantaj olarak erkeklerin kadınlara göre daha kolay kilo verebildiklerini aktaran Ertuğ, “Ama burada bir parantez açmalıyız, bu kişinin herhangi bir sağlık problemi yoksa” dedi.

YAZ DÖNEMİ İNSANIN ŞIMARMA DÖNEMİ

Mevsim geçişlerinde havanın değişkenliğiyle birlikte herkesin yorgunluk ve enerji düşüklüğünden söz ettiğini vurgulayan Berna Ertuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yaz döneminde beslenmeyi abartıyoruz. Düzen şaşıyor. İnsanların şımarma dönemi. Sonbaharla birlikte yeni bir başlangıç yapıyoruz aslında. Öncelikle düzenli uyku saatlerine geçilmesini öneriyorum. Düzenli beslenme, bağışıklık sistemini de etkileyeceği için dengeli beslenme çok önemli. Düzenli su tüketimi önemli çünkü su da vücudu dengede tutar. Mevsimsel geçişlerde bağışıklık sistemi etkilendiği için özellikle C vitamininden zengin sebze ve meyve tüketiminin çeşitlilik olarak artırılması gerekiyor.

Amacımız kilo kontrolü değil sağlıklı yaşamak. Bu nedenle doktor muayeneleri ve tahliller düzenli yaptırılmalı. Hormonlardan vitaminlere kadar. Çünkü mevsimsel geçişlerde, stresli ve düzensiz beslenmede vitamin yetersizlikleri söz konusu olabiliyor. Bu da kişileri hem kilo kontrolünde hem de bağışıklık sisteminde olumsuz etkiler. Haftada 3-4 gün 1 saat orta tempolu egzersiz yapılmalı. Bu dengeyi kurarsak ne kiloyla ilgili sorun oluyor ne de sağlıkla ilgili süreçlerde bizi zorlayacak sürprizlerle karşılaşırız.”

ÇOCUKLARDA ZAYIFLAMA DİYETİ DEĞİL KALORİ PLANLAMASI

Son yıllarda tüm dünyada çocukların kilo aldığına da dikkati çeken Ertuğ, bunun nedeninin kalori içeriği çok yüksek beslenme, öğün düzensizlikleri, çok şekerli gıdaların tüketilmesi olduğuna dikkat çekti. Sağlıksız beslenme ve hareket kısıtlamasının obezite sorununu getirdiğini belirten Ertuğ, “Çocukları daha hareketli hale getirirsek ve düzenli beslenmeyi öğretirsek dengeyi buluruz.

18 yaşına kadar çocuklarda kesinlikle zayıflama diyeti yapılmaz. Bu yaşlardaki çocuğun alması gereken kalori planlanır, buna göre hareketliliği belirlenir. Dengeli ve yeterli beslenme, büyüme ve gelişmesini tamamlayacak şekilde menü planlaması yapılır. Beslenme planıdır bu” dedi.

Çocuklara tamamen yasak getirmenin yanlış olduğunu da kaydeden Ertuğ, şunları söyledi:

“Bir çocuk hamburgeri sevebilir ama ev tipi hamburger, patates kızartması yerine fırında patates yapılabilir. Ne kadar yasaklanırsa çocuklarda tüketim o kadar çok oluyor. Çocuğun bilinçlendirerek beslenmesi önemli. Bu konuda da en büyük faktör aileye düşüyor. Önce anne ve babanın beslenme alışkanlıkları düzenlemesi gerekiyor.”