“Fetvalar” kitabının üçüncü baskısında yer alan “Kürtaj yaptırmak caiz midir” sorusunun sonraki baskılardan çıkarılması dikkat çekti.
Diyanet İşleri Başkanlığı, daha önce kürtaj için “cinayet” tanımlaması yapmış olsa da, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun hazırladığı yeni fetva kitabında, konuya farklı bir açıdan yaklaşılarak “yaşam hakkına tecavüz” olarak nitelendirildi.
“Fetvalar” kitabına göre, sağlığa zarar vermemek şartıyla doğum kontrol yöntemleri, deri altına hormon düzenleyici yerleştirmek (implant), kondom kullanmak ve geri çekilme gibi yöntemlerle hamileliği önlemekte dinen bir sakınca bulunmamaktadır.
Ancak, hamilelik gerçekleştikten sonra herhangi bir aşamada, annenin yaşamı söz konusu olmadıkça kürtaj ve benzeri yöntemlerle çocuğun alınması caiz değildir. Fetvada, hamileliğin başlamasıyla birlikte doğacak çocuğun yaşam hakkının gerçekleştiği savunulmaktadır.
Kitapta, maddi veya sosyal endişelerle ceninin hayatiyetinin sonlandırılmasının hayat hakkına tecavüz olduğu belirtilmiş ve “Fakirlik endişesi ile çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız” ayeti referans gösterilerek vurgulanmıştır.
Kitap, “Doğum kontrolünün dini hükmü nedir” sorusundan önceki baskılarda yer alan “Kürtaj yaptırmak caiz midir?” sorusunun sonraki baskılardan çıkarılmasıyla dikkat çekmektedir. İlgili fetvada, “İnsan hayatının korunması İslam’ın 5 temel ilke ve amacından biri olduğu” ifadesi kullanılmış ve “En şerefli varlık olan insanoğlu saygındır ve dokunulmazdır” denilerek, döllenmenin başladığı andan itibaren anne babanın dahil hiç kimsenin yaşama hakkına müdahale etmesine izin verilmediği vurgulanmıştır.
Bu yeni fetvaların ardından, Diyanet İşleri Başkanlığı daha önce verdiği fetvalarla da gündeme gelmiş ve özellikle eniştenin baldızla zinasının nikahını bozup bozmadığı, boşanmış bir kişinin evlenip evlenemeyeceği, evlatlık çocukla evlenilip evlenilemeyeceği gibi konularda tartışmalara neden olmuştu.
