Dede biz nereden geldik?

Devletin resmi kayıtları doğrultusunda artık hepimiz büyük dedelerimizin kimler olduklarını, nereden geldiklerini, hatta paşa torunu olup olmadığımızı öğrenebiliyoruz. Ancak sisteme girenlerin bir kısmı da sürprizlerle karşılaşıyor. Acaba gerçekten bu sistemde her şey var mı? Öncelikle bu sistem, Osmanlı’dan günümüze kadar yapılan nüfus sayımlarına göre oluşturulduğundan, bilgiler bu sayımlara ve kazalarda tutulan nüfus kayıtlarına dayanıyor. Osmanlı

PANORAMA - NEWS 20 Şubat 2018 YAŞAM

Devletin resmi kayıtları doğrultusunda artık hepimiz büyük dedelerimizin kimler olduklarını, nereden geldiklerini, hatta paşa torunu olup olmadığımızı öğrenebiliyoruz. Ancak sisteme girenlerin bir kısmı da sürprizlerle karşılaşıyor.

Acaba gerçekten bu sistemde her şey var mı? Öncelikle bu sistem, Osmanlı’dan günümüze kadar yapılan nüfus sayımlarına göre oluşturulduğundan, bilgiler bu sayımlara ve kazalarda tutulan nüfus kayıtlarına dayanıyor. Osmanlı Devleti’nde ilk nüfus sayımı 1831’de yapıldığından şecereye yani soyağacına bakanlar ancak 19. Yüzyılın başlarını görebiliyor.

Örneğin bizim soyağacımızdaki ilk büyük büyük dedemiz 1828 doğumlu gözüküyor. Baba tarafımız zaten yüzyıllardır Anadolu’da olduğundan bilgiler daha sağlıklı olarak karşımıza çıkıyor. Anne tarafımız ise 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında Balkanlardan Anadolu’ya geldiğinden bilgilerde ciddi bir muğlaklık var. Zaten “muhacir” dedemizin doğum yeri olarak bir kaza veya köy adı yerine “Rumeli” denilmesi bile başlı başına bir sorun. Ama gerek anne, gerek baba tarafımızda ailemizin bilmediği yeni bir bilgi yok.

Peki, bilgiler niye bu kadar yetersiz? Ve niye daha eski tarihlere gidemiyoruz? Bunun temel nedeni, Osmanlı dönemi kayıtlarının yetersizliği. Bir de Hıristiyanların doğum, vaftiz, evlenme ve ölüm kayıtları kiliselerde çok sağlıklı bir şekilde tutulduğu halde Müslümanlarda böyle bir gelenek olmadığından bilgilerde çok ciddi eksiklikler bulunuyor.

Devletin elindeki kayıtlarla sınırlı bilgilere ulaşılsa da aslında başka çözümler de var. Örneğin ailenizin 17. ve 18. Yüzyıllarda yaşadığı köyü veya mahalleyi biliyorsanız, Osmanlı arşivlerinde yer alan tahrir defterlerinden hareketle ailenizle ilgili bilgilere ulaşabilirsiniz. Ailenizin o dönemdeki lakabını bilmeniz, bu bilgilere ulaşmak için yeterli olsa da elbette Osmanlı harflerini de bilmeniz şart.

Eğer aileniz Lozan Antlaşması sonrasında mübadele ile Yunanistan’dan geldiyse işiniz biraz daha kolay sayılır. Çünkü mübadillerle ilgili olarak Cumhuriyet Arşivlerinde “Tasfiye Talepnamesi” bulunuyor. Bunun için ailenizin geldiği kaza ve köyü bilmeniz yeterli olacaktır. Ancak bu belgeler de Osmanlı harfleriyle yazılmış olduğundan Osmanlı Türkçesini bilmeniz veya bilen birisinden yardım almanız gerekecektir.

Birçok kişi soyağacı sayesinde dedelerinin Türk, Kürt, Ermeni veya Rum olup olmadığını da öğrenebileceğini düşünüyor. Fakat oluşturulan şecerede böyle bir bilgi yer almıyor. Bunun için herkes dedelerinin veya ninelerinin isminden hareketle yorum yapmaya çalışıyor. Bu da çok sağlıklı bir yol değil. Çünkü Osmanlı harfleriyle yazılan isimler Latin harflerine aktarılırken çok fazla yanlışlık yapıldığından dikkatli olmak gerekiyor.

Aslında Osmanlı Devleti sonradan Müslüman olanları kayıtlarda takip edebilmek için bir şifre geliştirmiş. Araştırmalara göre, sonradan Müslüman olan kişinin baba adı olarak “Abdullah”, anne adı olarak da “Havva” yazılmış. Bir genelleme yapılamasa da bu da bir ipucu olabilir.

Son olarak “biz Türkler genellikle göçebe ve köylü” bir toplum olduğumuzdan ve soy, bizde Araplardaki gibi bir üstünlük vasıtası olarak görülmediğinden çok köklü aileler veya Osmanlı döneminde önemli mevkilerde bulunan kişilerin aileleri haricinde şecerelere rastlanmıyor.

Onun için üzülmeye gerek yok. Eğer bilgiler yeterli değilse, siz de dedenize nereden geldiğinizi ve aile geçmişinizi sorarak merakınızı gidermeye çalışın. Eğer bir katkı yapmak istiyorsanız, o zaman kendi şecerenizi oluşturabilir ve böylece torunlarınıza bir şecere miras bırakarak büyük bir iyilik yapabilirsiniz.

Yorum: Yüksel Mustafaoğlu

ÖNE ÇIKANLAR