Çocuk eğitiminde üç kuşağın etkileşimi

FRANKFURT – Üç kuşağın etkileşimi çoğu zaman çok faydalı olsa da kimi zaman sorunlar ortaya çıkabiliyor. Çözüm her şeyden önce diyalogda kalmak. Çocuk eğitiminde anne baba ile büyükanne büyükbaba arasında çıkabilecek sorunların öncelikli çözümü konuşmak. Anneanne kızının evinde çok televizyon izlendiğinden şikayetçi. Kızı ise aynı cümleleri sürekli duymaktan sıkılmış ve bunu evine bir müdahale olarak

PANORAMA - NEWS 07 Nisan 2018 YAŞAM

FRANKFURT – Üç kuşağın etkileşimi çoğu zaman çok faydalı olsa da kimi zaman sorunlar ortaya çıkabiliyor. Çözüm her şeyden önce diyalogda kalmak. Çocuk eğitiminde anne baba ile büyükanne büyükbaba arasında çıkabilecek sorunların öncelikli çözümü konuşmak.

Anneanne kızının evinde çok televizyon izlendiğinden şikayetçi. Kızı ise aynı cümleleri sürekli duymaktan sıkılmış ve bunu evine bir müdahale olarak görüyor. Öte yandan anneanne torunlarını her gün okuldan alıyorsa torununun eğitimine karışmaya hakkı yok mu?

Büyükanne ve büyükbabanın desteği anne babayı rahatlatır, çatışmalar olmasa

Büyükanne ve büyükbabaların üçte biri torunlarının bakımına katılıyor. Bu, 2014 yılında Alman Gerontoloji Merkezi’nin yaptığı yaş araştırmasının sonucu. Araştırmaya göre torunlarının bakımına destek olan büyükanne ve büyükbabaların oranında 2002 – 2008 yıllarına göre artış var.

Aslında bir kazan-kazan durumu. Torunlar için büyükanne ve büyükbabalarıyla zaman geçirmek hoş bir değişiklik, anne babalar için rahatlık. Büyükanne ve büyükbabalar için de faydalı, farklı fikirlerden doğan çatışmalar olmasa.

Büyükanne ve büyükbabaların torunlarının ne kadar televizyon izlediğini sormasının normal olduğunu belirtiyor, aile terapisti Bjorn-Enno Hermans. “Görüşler, ilkeler ve yöntemler değişti.” Farklı fikirlerin çatışmaya dönüşmesinde belirleyici olan, kişilerin kullandığı üslup.

Yaşlı insanlar için çeşitli rehber kitaplar yazmış olan sosyal pedagog Sylvia Görnert, “Bu eşit şartlarda bir iletişim olmalı” diyor. “Çocuklar anne baba olduklarında o kadar kolay değil.”

En kötüsü, çocuğun sadakat çatışmasına girmesi

Hermanns diyalogda kalmayı savunuyor. Pasif-agresif, “Çocuk için iyi olduğunu düşünüyorsanız!” gibi imalı ifadeler ters etki yapacaktır. Çatışma böylelikle derinleşmeye başlar. En kötüsü, ebeveynin çocuk üzerindeki otoritesi sarsılabilir. “Çocuklar ses tonunu hemen fark ederler.” diyor Hermanns.

Büyükanne ve büyükbabaların bu tür konuşmalarda son kararın anne babalara ait olduğunu akıldan çıkarmaması gerekir. Ludwigsburg’daki Protestan Kolejinden Prof. Eckart Hammer, “Torunların kalbine giden yol çocukların kalbinden geçer” diyor. “Büyükanne ve büyükbabalar çatışmaları güç ile çözmeye çalışırlarsa, sadece kaybederler.”

Diğer taraftan bu, iki tarafın da çocuğa aynı şekilde yaklaşması gerektiği anlamına gelmez. Büyükanne ve büyükbabalar kalpleriyle düşünebilirler, sürekli torunların eğitimini düşünmek zorunda değiller. Bu avantajı kullanmalılar.” diyor Görnert. Büyükanne ve büyükbabanın yanındayken biraz daha fazla çikolata olabilir. Çocuklar farklı kuralların olduğunu bilirler.

Eğer çatışma sık sık yaşanıyorsa Hermans’a göre bu durumun başka sebepleri olabilir. Büyükanne ve kızı arasındaki başka temel sorunlar, torunların eğiitimi konusundaki çatışmayı tetikleyecektir.

Sonuç olarak, uzmanların da kabul ettiği, çocuklar için faydalı olana odaklanmak gerektiği. Bu ise sadece anne babalar ile büyükanne ve büyükbabaların aynı çizgide buluşmaysıyla mümkün olabilir.

Berliner-Zeitung’da yer alan haberi panorama-news.de okuyucuları için Naile Nedret derledi.