Sağlıklı ve uzun bir ömrün altın kuralı dengeli ve düzenli beslenmekten geçiyor. Sofranızda bulunan her besin sağlığınızı doğrudan etkiliyor. Uzmanlar son yıllarda vücut sağlığını korumak için Akdeniz tipi beslenmeyi öneriyor. Yeni yayımlanan bir araştırmada bazı besinlerin ömrü 10 yıl uzattığı ortaya çıktı.
Yapılan son bilimsel çalışmalarda ömrü uzatan besinler belli oldu. Bu besinler bol miktarda vitamin ve mineral kaynağı oldukları için bağışıklığı güçlendirerek vücudu hastalıklara karşı koruyor.
Vücut sağlığını korumak ve hastalıklara karşı direnç kazanmak için beslenme düzenine dikkat etmeniz gerekiyor. Yapılan son araştırmalarda Akdeniz diyetinin ömrü 10 yıl uzattığı ortaya çıktı. Kepekli tahıllar, sebze ve meyveler ise ömrü uzatıyor. Peki bilimsel çalışmalara göre nasıl beslenmek sağlıklı? İşte yanıtı…
İşlenmiş etler zararlı besinler listesine girdi. Peki ömrü uzatan besinler neler?
Araştırma PLOS Medicine dergisinde yayımlandı…Çalışmada, bir kadının 20 yaşında Akdeniz tipi beslenmeye başlaması durumunda ömrünü 10 yıldan biraz fazla artırabileceği açıklanırken, aynı yaşta sağlıklı beslenmeye başlayan bir erkeğin ise hayatına 13 yıl katabileceği kanıtlandı.
ABD’li doktorların yaptığı araştırmada, daha az kırmızı ve işlenmiş et, daha fazla meyve ve sebze, baklagil, kepekli tahıl ve kuruyemiş yemeye odaklanan “optimize edilmiş bir diyet”, kırmızı et ve işlenmiş gıdalara odaklanan “tipik bir Batı diyeti”nin yerini alması durumunda kişilerin uzun ömürlü olabileceğine dair bir model geliştirildi.
Söz konusu diyete başlayan 60 yaşında bir kadının, ömrünü sekiz yıl uzatabileceğine vurgu yapılırken, aynı yaşta erkeklerin yaşamlarına yaklaşık dokuz yıl katabileceklerinin altı çizildi.
Araştırmada, sebze temelli bir beslenme tarzının 80 yaşındakilere kişilere de fayda sağlayabileceği aktarılırken, kişilerin diyet değişikliklerinden yaklaşık 3,5 yıl ekstra yaşam kazanabilecekleri hatırlatıldı.
Araştırmanın bulguları ile ilgili konuşan yaşam tarzı tıbbı ve beslenme uzmanı Dr. David Katz, “Diyet kalitesinin iyileştirilmesinin kronik hastalık ve erken ölüm riskini azaltacağı fikri uzun süredir yerleşmiştir” derken, “Daha az kronik hastalık ve erken ölümün daha fazla yaşam beklentisi anlamına gelmesi mantıklı” şeklinde konuştu.
Optimal’ olarak söz edilen diyet şeklinin sadece ‘tipik’ten çok daha iyi olduğunu söyleyen Katz, yemek şeklinin daha fazla geliştirilebileceğini ve daha da büyük faydalar sağlayabileceğini hissettiğini de sözlerine ekledi. Uzun yıllardır süregelen araştırmalarda, kırmızı ve işlenmiş etler koroner kalp hastalığı ve bağırsak kanseri de dahil olmak üzere önemli sağlık riskleriyle ilişkilendirilmişti.
İngiltere Sağlık Bakanlığı Beslenme Bilimsel Danışma Komitesi üyesi Oxford Üniversitesi epidemiyoloğu Tim Key, “İşlenmiş etin bağırsak kanserine neden olabileceğine dair önemli kanıtlar var” derken, “O kadar ki, Dünya Sağlık Örgütü 2015’ten beri bunu kanserojen olarak sınıflandırıyor” diye görüş bildirdi.