Bilim insanları uyardı: 100 yaşını geçenlerden sağlık tavsiyesi almayın

Bilim insanları uyardı: 100 yaşını geçenlerden sağlık tavsiyesi almayın

İngiliz bilim insanı, 'Asla ama asla 100 yaşını geçmiş birinden sağlık ve yaşam tarzıyla ilgili ipuçları almayın,' uyarısında bulundu.

PANORAMA-NEWS 26 Ağustos 2024 YAŞAM

Dünyanın en yaşlı insanı Maria Branyas Morera’nın Pazartesi günü 117 yaşında ölmesi, pek çok kişiyi olağanüstü uzun bir yaşamın sırlarını düşünmeye sevk ederken, bilim insanları, uzun yaşam konusunda 100 yaşını geçmiş insanlardan tavsiye almamak gerektiği görüşünde.

Guinness Dünya Rekorları Kitabı’nın resmi sitesine göre Branyas, uzun ömrünü “düzene, huzura, aile ve arkadaşlarla iyi ilişkilere, doğayla temasa, duygusal istikrara, bolca pozitifliğe ve toksik insanlardan, endişe ve pişmanlıktan uzak durmaya” borçlu olduğuna inanıyordu.

Ancak Birleşik Krallık’taki Brighton Üniversitesi’nden Biyogerontoloji Profesörü Richard Faragher, bazı insanların neden 100 yaşından uzun yaşadığını hâlâ anlayamadıklarını belirtti.

Faragher’a göre bu konuda iki ana teori var.

Bunlardan birincisi, bazı bireylerin esasen sadece şanslı olduğu teorisi. Bilim insanı, 100 yaşını geçmiş kişilerin bunu belirli alışkanlıklara borçlu olduğu düşüncesinin, “hayatta kalma önyargısı” diye nitelenen bir mantık hatası olduğunu aktardı.

İkinci teori ise 100 yaşını geçmiş kişilerin daha uzun bir yaşam sürmelerini sağlayan belirli genetik özelliklere sahip olması. Bu da söz konusu kişilerin genetikleri sayesinde daha dayanıklı olduğu anlamına geliyor.

Faragher, her iki teorinin de aynı uyarıya işaret ettiğini aktardı.

“Asla ama asla 100 yaşını geçmiş birinden sağlık ve yaşam tarzıyla ilgili ipuçları almayın.”

İngiliz gazetesi The Guardian’a konuşan bilim insanı bu tavsiyesinin nedeni ile ilgili, “100 yaşını geçmiş çoğu kişide gördüğünüz şey, çok fazla egzersiz yapmamaları. Çoğu zaman, beslenmeleri de epey sağlıksız,” dedi.

100 yaşını geçmiş birçok kişinin aynı zamanda sigara da içtiğini belirten Faragher, “Bu, sağlıklı yaşam beklentinizi nasıl uzatacağınıza yönelik birçok epidemiyolojik veriye aykırı,” ifadelerini kullandı.

“O kişilerin bu sağlıksız şeylerin çoğunu yapması ve yine de hayatları boyunca rahatça ilerlemesi, ya şanslı olduklarını ya da genetik açıdan çok donanımlı olduklarını gösteriyor.”

1907’de Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) doğan ve bu haftaya kadar dünyanın en yaşlı insanı sayılan Branyas da uzun yaşamında şansın önemli bir rol oynadığını dile getirmişti.

Ayrıca Branyas’ın kızı Rosa Moret de 2023’te yerel bir Katalan TV kanalına yaptığı açıklamada, annesinin uzun yaşamını genetiğe bağlamıştı:

“Hiç hastaneye gitmedi, hiç kemiği kırılmadı, hiç ağrısı olmuyordu.”

“Cinsiyet önemli bir faktör”
Diğer yandan, University College London’dan Genetikçi Prof. David Gems, cinsiyetin de uzun ömürlülükte önemli bir faktör olduğunu vurguladı. Zira kadınların erkeklerden daha yavaş yaşlandığı biliniyor.

Ancak Prof. Gems de uzun ömürlülükte şansın önemli olduğunu kabul ediyor.

Doğadaki diğer canlıların yaşlanma hızında meydana gelen doğan değişimleri araştıran bilim insanı, “Sadece birkaç hafta yaşayan nematod kurtçukları üzerinde çalışıyorum,” diyerek, “Kurtçuklar genetik açıdan birbirleriyle aynı ve aynı koşullar altında yaşıyorlar. Ancak ilk kurtçukların yaklaşık 10 günde öldüğünü görürken, sonuncusunun yaklaşık 30 günde yaşlılıktan öldüğünü tespit ettim,” ifadelerini kullandı.

Sağlık sistemlerine erişimin önemi
Bireysel düzeyde şans uzun ömürlülükte etkili olsa da uzmanlar sağlık hizmetleri ve hijyen koşullarındaki iyileştirmeler de dahil olmak üzere bir dizi toplumsal faktörün, insanların yaşam beklentilerini iyileştirebileceği görüşünde.

Uluslararası Uzun Ömür Merkezi Başkanı David Sinclair, “Yaklaşık 100 yıl önce, çocukların ölme olasılığını azaltarak yaşam beklentisinde büyük ilerlemeler görmeye başladık,” dedi.

Sinclair ayrıca, 100 yaşını geçmiş kişilerle ilgili haberlerin genellikle iyimser olduğunu ama bu kişilerin uzun yıllar yalnız yaşamak gibi zorluklarla karşı karşıya kaldığını hatırlattı.

“Gerçek, her zaman göründüğü kadar olumlu değildir.”