Sporda sakatlanmaların önüne geçmek

Vakit kaybetmeden siz de birini tercih edip spora başlayın. Sağlıklı ve fit bir vücuda sahip olmak için de sporu hayatınızın temel taşlarından biri saymalısınız. Ancak spor derken de bilinçli hareket etmenin çok önemli olduğunu unutmayın! Aksi takdirde yanlış yapılan sporun sonucunda ciddi sakatlanmalar yaşanabiliyor. Sakatlanmaların önüne geçmeniz de yine sizin elinizde. Sporda sakatlanmalarının önüne geçmek için yapılması gerekenler…

‘Spor yapmak istiyorum’ diyorsanız…

-Vücudunuza ve yaşınıza en uygun sporu belirleyin. Örneğin orta yaş grubundaysanız efor miktarını belirleyemeyeceğiniz rekabetçi takım sporları yerine, giderek artan ve aktivite miktarını kontrol edebileceğiniz bireysel sporları tercih edin.
-Yapacağınız sporla ilgili bilgi edinin ve ona uygun giysi, ayakkabı ile malzeme kullanın.

-Spora başlamadan önce mutlaka 15-20 dakika ısınma ve spor sonrası kasları germe egzersizleri yapın.

-Spora engel bir sağlık probleminizin olup olmadığının belirlenmesi için sağlık taramasından geçin. Daha önceden bilinen sağlık sorununuz varsa, spor yapmaya karar vermeden önce doktorunuzla mutlaka görüşün.

Halı sahada futbola dikkat!

Türkiye’de amatör ya da hobi amaçlı yapılan sporlar arasında birinci sırayı futbol alıyor. Özellikle genç ve orta yaştaki kişiler, haftalık hobi olarak halı sahada futbol oynuyorlar. Ancak antremansız bir şekilde futbol oynamak sakatlıklara davetiye çıkarıyor. Kalp kapasitesi sınırlı, vücut esnekliğini kaybetmiş kişilerin, yüksek düzeyli temas içeren bir sporu yapmaya çalışmaları halinde yaralanmalar kaçınılmaz hale geliyor. Spor sakatlanmalarında en sık kas gerilmeleri ve yırtıkları görülüyor. Özellikle uyluk ve bacak bölgesi kas gruplarının gerilme ve yırtıkları spor yapanların tekrarlamaya yatkın sorunlarından biri olup, spor tipine uygun germe ve güçlendirme egzersizlerinin eksikliklerine bağlı olarak ortaya çıkabiliyor.

Ameliyat şart mı?

Ani gelişmiş kas yırtıklarını ya da burkulmaları içeren sakatlanmalar çoğunlukla cerrahi müdahale gerektirmeden tedavi edilebiliyor. Sakatlanma anında uygulanacak buz kompresi ve yaralanan bölgenin dinlendirilmesi gibi uygulamalar tedavinin kalanını kolaylaştırdığı gibi süresini de etkiliyor. Eklem çevresi yırtıklar, burkulmalar ve kırık gibi sorunlarda ise mutlaka uzman görüşü alınması gerekiyor. Eklem çevresi bağların ve tendonların yaralanması daha az görülmekle birlikte tedavileri daha özel yaklaşımlar gerektiriyor. Özellikle ani oluşan eklem burkulmaları, diz çevresi bağ yaralanmaları, omuz çevresi tendon yırtıkları ile çıkık problemleri, cerrahi tedavi gerektirebiliyor. Eklemlerin stabilitesini sağlayan ana bağ gruplarının hasar aldığı durumlarda (çapraz bağ yaralanmaları, omuz ve kalçada yırtıklar gibi) eklemin sıkılığını sağlamak amacıyla açık ya da artroskopik tamirler ve rekonstrüksiyonlar yapılabiliyor. Kırıkların önemli bir kısmı da yaralanmanın şiddetine bağlı olarak cerrahi tedavi gerektirebiliyor. Tekrarlayan küçük yaralanmaların eklem çevresinde oluşturduğu dejenerasyonların tedavisinde de cerrahi yaklaşıma ihtiyaç duyulabiliyor.

Kapalı ameliyat çözüm sunuyor

Sakatlanma yaşayan amatör ya da profesyonel sporcular günlük hayata ve işe olabildiğince hızlı dönmek istiyor. Bu nedenle olabildiğince az kesi (minimal invaziv) ya da kapalı (artroskopik) metodlar kullanılıyor. Kişiyi daha az rahatsız eden, hastanede yatış sürelerini kısaltan, hızlı rehabilitasyona izin verecek kadar güçlü ameliyatlar yapılmaya başlandı. Artroskopik omuz ve kalça ameliyatları sayesinde daha derinde bulunan eklem bölgelerine kapalı olarak ulaşabiliyor. Ameliyat sırasında kullanılan biyolojik ürünler sayesinde kişilerin ağrı seviyesi azalmaya başladı ve kişiler rehabilitasyon süreçlerine daha katılımcı olmaya başladılar. Artroskopik diz cerrahisi özellikle bağ ve kıkırdak problemleri konusunda cerrahi teknikler ve biyolojik ürünlerden en fazla fayda sağlayan yöntem oldu.

KAYNAK: ACIBADEM HAYAT