Komşularınızı Türk, Alman, Rus diye sınıflandırmayın

Alt komşumuzdan da sadece iyilik gördük biz. Hem de hiçbir adım atmadan. Eve taşındığımızda çok sayıda muşamba çöpümüz çıkmıştı. Ona nereye atabileceğimizi sorduğumda ‘Ben götürür yerine atarım. Şimdi günlerce bekletmeyin bodrum katında.’ dedi. Hayran kalmıştım bu tepkisine. Tanımadığı komşularının çöpleriyle uğraşacaktı. Paskalya (Ostern) dönemi gelmişti. İçinde çikolata olan bir sepet hazırlayıp komşularımızın kapılarının önüne bıraktım.

BETÜL ÖZDEMİR 04 Aralık 2017 TOPLUM-SAĞLIK

Alt komşumuzdan da sadece iyilik gördük biz. Hem de hiçbir adım atmadan. Eve taşındığımızda çok sayıda muşamba çöpümüz çıkmıştı. Ona nereye atabileceğimizi sorduğumda ‘Ben götürür yerine atarım. Şimdi günlerce bekletmeyin bodrum katında.’ dedi. Hayran kalmıştım bu tepkisine. Tanımadığı komşularının çöpleriyle uğraşacaktı.

Paskalya (Ostern) dönemi gelmişti. İçinde çikolata olan bir sepet hazırlayıp komşularımızın kapılarının önüne bıraktım. Bir kaç gün sonra posta kutumuzda bir kart bulduk. Çöpümüzü atan komşumuz tebrik ve teşekkür mesajı göndermişti. Sepet için teşekkür ediyor, bebeğimizin doğumunu da tebrik ediyordu. Kartın yanına bir de para koymuştu.

Üst komşumuz evimize hırsız girdiğinde polisi ilk arayan kişiydi. Hırsız tam tatil döneminde girmişti. Öğrenciler gittiği için binada sadece üç komşu vardı. Üst komşumuz polisi aramasaydı belki biz olaydan haberdar olmayacak ve ertesi günü eve dönecektik.

Bunları niye anlattım? “Bak ne kadar güzel bir komşu“ demeniz için değil tabiki Hala içimizden bir çok kişi yabancı komşularımızla komşuluğumuzun selamdan öteye geçmeyeceğine inanıyor. Tam aksine komşularıyla çok güzel ilişkiler içerisinde olanlar da var.

Komşuluk ilişkilerinde işinize yarayabileceğini ümit ettiğim bilgileri bu yazıda sizinle paylaşmak istedim.

İlk adımı her zaman siz atmalısınız

Eğer hayalinizdeki komşuluk ilişkisini yaşamak istiyorsanız ilk adımı sizin atmanız ve komşularınızı yoklamanız gerekiyor. Bazı komşular farklı nedenlerden dolayı komşuluk ilişkisi yaşamak istemiyor. Daha doğrusu buna ihtiyaç duymuyor. Bazıları ise attığınız adımla birlikte devamını getiriyor.

Bekarken üst komşumuza düğün davetiyemi götürmüştüm, ”Hayır ben gelmiycem” deyip geri vermişti. Olsun biz onu o haliyle seviyoruz. Şimdi alzheimar. Belki de o dönemler de rahatsızdı. Yalnız şimdi o zamana göre çok daha sempatik. Gördüğü her yerde gülüyor, el sallıyor.

”Niye ilk adımı ben atmak zorundayım?” demeyin şimdi. Hala insanların Müslümanlara karşı ciddi manada önyargılı olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Medyadaki imajımız belli. Üniversitede öğretmenlik okuyan Alman bir arkadaş ”Sen gelip benimle konuşmasaydın ben cesaret edip seninle konuşamazdım. İslam Müslüman olmayanlarla arkadaşlık etmeyi yasakladığını biliyordum” demişti. O gün bugündür üniversitede konuşmadığım öğrenci kalmamıştı. Şaka tabiki 300 kişilik bir bölümde tek örtülü öğrenci ben olduğum için bölümde herkes simadan tanıyor, kampüste geçerken selam veriyordu.

Ben de dayanamıyor her girdiğim derste yanına oturduğum kişiyle muhabbet ediyordum

Hiçbir şey yapamıyorsanız en azından selam verin komşularınıza. Yalnız yaşayan yaşlı komşularınızın konuşmaya ihtiyacı var. Huysuzluklarını ihtiyarlıklarına verin. İnanın en çok onlar muhtaçlar sevgiye. Üst katta yaşayan yaşlı teyzeye ”Kahve içmeye buyurun birgün dediğimde‚ çok güzel olur. Eşim 3 ay önce öldü. Konuşacak insana ihtiyacım var” demişti.

Komşularımızı Türk, Alman, Rus diye sınıflandırmayın

Komşu komşudur! Kısa ve öz

Apartman kurallarına uyun!

Kira sözleşmesinde tüm kurallar yazıyordur. O kuralları dikkate alın. Siz almasanızda komşularınız alıyor. Saat 22’den sonra gürültü yapmak yasak ise ki yasak, çamaşır makinenizi o saatte çalıştırmayın. Apartmana geç girdiğiniz saatlerde çocuklarınızı gürültü yapmamaları yönünde uyarın. Hiç unutmam annem bize sürekli ”Sessiz konuşun insanları rahatsız etmeyin” derdi. Akşamları fısıldardık apartmanda. Dış kapıyı çarparak eve girmek kadar nalet birşey yok. Şuan bizim apartmanda çok sayıda genç kaldığı için günde 8-10 kez şahit oluyoruz bu duruma. Her çarpan kapıda çocuk uyanıyor.

Herşeyden öte komşu hakkını unutmayın!

Apartmanınızda tanışmadığınız komşu kalmasın.

Bu Alman kültüründe de bir adet. Kimi evine davet ediyor, kimi kapı kapı gezip kendini tanıtıyor. Yanısıra birşeyler ikram edenler de var. Yeni taşındıysanız yapacağınız ilk iş bu olsun. Baştan ilişkilerinizi sağlam tutun. Biz ilk taşındığımızda taşınmadan önce tüm komşuların posta kutusuna kısa bir yazı yazıp atıyoruz. Taşınacağımız tarihi verip o gün ve o günden sonra oluşabilecek gürültüden ötürü özür diliyor, anlayışla karşılamalarını rica ediyoruz. Taşındıktan sonra evde birşeyler yapıp komşuların kapısına gidiyorum. Kısaca kendimizi tanıtıyorum. Çok da hoşlarına gidiyor. O günden sonra ismen selamlaşmalar başlıyor. ”Hallo Frau Özdemir, Herr Özdemir”

Sadece kendi bayramlarınızda zillerini çalmayın!

Ostern, Weihnachten, Aşure günü, Ramazan ve Kurban bayramı gibi bayramlar komşuların tanışmasına vesile oluyor. Sadece kendi bayramlarımızda baklava ikram etmek her komşuyu etkilemiyor. Baklavayı çok sevdiklerine inansak da birçoğu çok tatlı bulduğundan yemiyor. Tecrübeyle sabit Yaş pastasından aşuresine, baklavasından pogçasına kadar değişik değişik ikramlarda bulunduğumuz oldu. Genelde yaşlılar aşure ve baklava gibi tatlılar için ‚Çok güzeldi ama çok tatlıydı yiyemedim hepsini’ diyor. İstisnalar kaideyi bozmaz! Baklavaya hayran komşularınız da olabilir.

İlk adımı Hristiyanların bayramlarında atarsanız gönüllerine girmeniz daha kolay olur. Örneğin Weihnachten’de kurabiye, çikolata veya noele özel bir hediye, Ostern’de çikolata sepeti veya tavşan şeklinde kek kurabiye ikram edebilirsiniz. Kendi bayramlarımızda atış serbest.