Avrupa’da kadınlara dair çok ilginç araştırma

HABER MERKEZİ – AB ülkelerinde yaklaşık 35 bin kişinin katılımıyla yapılan anket, kadınların cinsel tacize uğrama olasılığını azaltmak ve risklerden kaçınmak için günlük yaşamlarında davranışlarını değiştirmeyi tercih ettiğini ortaya koydu. AB Temel Haklar Dairesi’nin (FRA) suç anketine göre, bunun için kadınların en fazla başvurduğu yöntem ise gidecekleri mekanları değiştirmek veya birlikte oldukları kişileri sınırlandırmak. Ankete

PANORAMA - NEWS 08 Mart 2021 KADIN

HABER MERKEZİ – AB ülkelerinde yaklaşık 35 bin kişinin katılımıyla yapılan anket, kadınların cinsel tacize uğrama olasılığını azaltmak ve risklerden kaçınmak için günlük yaşamlarında davranışlarını değiştirmeyi tercih ettiğini ortaya koydu.

AB Temel Haklar Dairesi’nin (FRA) suç anketine göre, bunun için kadınların en fazla başvurduğu yöntem ise gidecekleri mekanları değiştirmek veya birlikte oldukları kişileri sınırlandırmak.

Ankete katılan 16-39 yaşları arasındaki kadınların yaklaşık yüzde 39’u her zaman saldırı veya taciz korkusuyla davranışlarını değiştiriyor.
Erkeklerin yüzde 25’ine kıyasla kadınların yaklaşık yüzde 41’i ayrıca saldırı veya taciz korkusuyla bazen tanıdıkları biriyle bile yalnız kalmaktan kaçınıyor.

Öte yandan AB vatandaşlarının tavırları ve suç görüşleri üzerine şubat ayında yayınlanan genel ankete göre, erkeklerin şiddet uyguladığı kadar, şiddet mağduru olma olasılığının da oldukça yüksek olduğu ortaya çıktı.

Ancak erkekler, bazen kadınlardan daha çok fiziksel şiddete maruz kalsa da, kadınların cinsel nitelikte şiddete maruz kalma olasılığı her zaman daha yüksek.

Bu da kadınların aile üyeleri tarafından şiddet mağduru olma ihtimalinin erkeklerden daha yüksek ve hadiseyi polise bildirme olasılıklarının ise erkeklerden daha düşük olması gibi diğer araştırma ve anketlerin ilgili eğilimlerini de yansıtmakta.

AB’nin Temel Haklar Dairesi de Kadınlar Günü’nde üye devletleri, vatandaşlarını şiddet ve tacizden daha iyi korumak için kadınları yaşadıkları olayları bildirme konusunda güçlendirmeye çağırıyor.

Öyle ki Covid-19 salgınının yol açtığı karantina ortamı, toplumları hastalıktan korumayı amaçlarken kadınları daha fazla aile içi şiddete maruz bıraktı. Sadece Fransa’da aile içi şiddetin ikinci karantina döneminde yüzde 60 oranında arttığı belirtilmişti.

Araştırmalar üye devletler arasında, şiddet veya taciz olaylarını polise bildirme istekliliğinin son yıllarda önemli ölçüde değiştiğini, bu durumun da üye devlete ve yürürlükteki politikalarına önemli ölçüde bağlı olabileceğini ortaya koymakta.

Son verilere göre örneğin Fransa ve Almanya’da şiddet olayları için polise Yunanistan ve Finlandiya’da olduğundan daha fazla bildirim yapılmış.

Parisli blog yazarı Amélie Challeat’nın şubat ayında prematüre bebeği ile hastaneden döndüğü sırada başına gelen olayı sosyal medya da paylaşması da örnek gösterilebilir.

Blogger, hastaneden evine döndüğünde, bebeğini soğuktan korumak için hızlıca içeri sokmak amacıyla arabasını birkaç dakikalığına binanın dışında bıraktığını, ancak komşusunun arabayı ön kapısının önüne park ettiği için çileden çıkıp yüzüne yumruk attığını yazmıştı.