Ergenlik döneminde çocuğunuza bu cümleleri kullanmayın!

HABER MERKEZİ – Ergenlik dönemi; çocukluk ve erişkinlik arasında yer alan biyolojik, psikolojik ile fiziksel değişimlerin yaşandığı hızlı bir büyüme ve gelişme dönemi. Genel olarak 12-19 yaş arasını kapsayan bu dönemde çocuk ve/veya genç yetişkin olmaya adım atar, ardı ardına pek çok davranış ve rol dener, duygu ile düşüncelerde karmaşıklık yaşar. Yapılan bilimsel çalışmalara göre;

PANORAMA - NEWS 06 Ağustos 2020 TOPLUM-SAĞLIK

HABER MERKEZİ – Ergenlik dönemi; çocukluk ve erişkinlik arasında yer alan biyolojik, psikolojik ile fiziksel değişimlerin yaşandığı hızlı bir büyüme ve gelişme dönemi.

Genel olarak 12-19 yaş arasını kapsayan bu dönemde çocuk ve/veya genç yetişkin olmaya adım atar, ardı ardına pek çok davranış ve rol dener, duygu ile düşüncelerde karmaşıklık yaşar.

Yapılan bilimsel çalışmalara göre; başta depresyon olmak üzere birçok ruh sağlığı hastalığı ergenlik döneminde daha sık görülür. Bu dönemde ergenin maruz kaldığı reddedici, tutarsız, denetimsiz anne baba tutumları, psikiyatrik hastalıklar için önemli bir risk faktörünü oluşturur. Bunun aksine döneme özgü bu kaotik süreçte anne ve babanın yol gösterici, kabul edici, gerektiğinde sınırlayıcı bir tutum içinde olması ise ergenin karşılaştığı yeni durumlarla baş etmesini kolaylaştırarak bu süreci daha uyumlu atlatmasını sağlar. İşte bu noktada ergenle “doğru iletişim kurmak” büyük önem taşır. Örneğin anne babaların kullandıkları bazı cümleler var ki ‘yarar’ yerine ‘zarar’ getirerek, hem iletişimin kesilmesine, hem de ergende depresyon ve anksiyete gibi ruhsal hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabilir.Anne ve babaların ergenle konuşurken asla sarf etmemeleri gereken cümleler…

“Sen zaten hiçbir şeyi beceremezsin”

Ergen kimlik arayışı içindeyken zaman zaman yetersizlik duyguları yaşayabilir. Bunu özgüven eksikliği olarak yorumlamamak gerekir. İçinde bulunduğu dönem itibariyle zaten oldukça kırılgan olan ergene karşı anne babanın söyleyeceği aşağılayıcı, küçümseyici her ifade hem ergenin öfkesini artırır, hem de kendisini yetersiz hissetmesine neden olur.

“Neden …..?”

“Neden?” sorusuyla başlayan cümleler, suçlayıcı sözlerdir. Sıkıntısını dile getiren bir ergene anne baba tarafından örneğin, “Sen neden o saatte ordaydın?” şeklinde yöneltilen bir soru, ergende suçlandığı, ağır düzeyde eleştirildiği, anlaşılmadığı hissi yaratabilir ve daha çok içine kapanmasına yol açabilir. Bu nedenle ebeveynlerin “neden?” sorusu yerine “ne? ” sorusunu (ne oldu?, ne düşünüyorsun? vb.) sormaya özen göstermeleri çok önemli.

“Sen daha ne yaşadın ki… Ben senin yaşındayken…”

Böyle bir iletişim şekli ergene kendisini yetersiz ve çaresiz hissettirir. Kendisini güçsüz hissetmesine neden olan bu ifadelere maruz kalan ergen de anne babasına karşı öfkeli yanıtlar verir. Devam eden bu iletişim tarzı ise ebeveyn çocuk ilişkisinin çatışmalı hale gelmesine yol açabilir.

“Bu konuda böyle…….davranmalısın”

Anne babanın öğüt verir tarzda konuşması, özerkliğini kazanmaya çalışan ergenin öfkelenmesine ve daha savunmacı davranmasına neden olur. Ebeveynlerin yol gösterici davranabilmeleri için ergenin mevcut sorun hakkında duygu ve düşüncelerini ifade etmesini sağlamaları, onun ihtiyaçlarını göz önüne alarak birlikte çözüm yolları üretmeleri daha etkin bir iletişim tarzını oluşturur.

“Biz senin her istediğini yaparız… Arkadaş gibiyiz…”

Yapılan çalışmalara göre; hem aşırı izin verici, hem de aşırı kontrolcü/kısıtlayıcı anne baba tutumları; ergenin uyum sorunları, hatta depresyon başta olmak üzere birtakım ruhsal hastalıklar yaşamasında önemli rol oynuyor. Aşırı demokrat tutumlar genç tarafından disiplinsizlik olarak algılanabilir. Denetilmeyen, üzerinde yaptırım uygulanmayan ergen kendini boşlukta hissederek zarar verici eylemler deneyebilir.

“Bıktım senin hatalarından…çocuk gibi davranıyorsun…. ne halin varsa gör….”

Ebeveynler bu ve benzeri ifadeler kullandıklarında; öfkelerini, ergenin davranışına değil bireysel olarak ergene yöneltmiş olurlar. Anne babaların ergene karşı kullandıkları bu tarz söylemler, onun kendisini reddedilmiş hissetmesine yol açar. Bu tarz iletişim biçimi süreklilik gösterdiği takdirde, reddedilme duygusuyla baş edemeyen ergende, bir takım duygusal ve davranım sorunları ortaya çıkabilir.

KAYNAK: Acı Badem Hayat

ÖNE ÇIKANLAR