Ebeveynlerin istekleri mi? yoksa çocukların fikirleri mi?

Tüm bu isteklerin yanısıra, acaba biz bunları isterken çocuklarımızda bizim bu istediklerimizi istiyorlar mı? Bizim için belki küçük ama onlar için dünyalara değecek olan fikirlerini soruyor muyuz?  Maalesef, çocukarımızın isteklerini bir kenara atıp ya da geçiştirerek sadece kendi isteklerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz.  Çocuklarınız neye ilgi duyuyor Bunun yerine çocuklarımızın ilgi alanı ne ise onları oraya

PANORAMA - NEWS 09 Şubat 2018 TOPLUM-SAĞLIK

Tüm bu isteklerin yanısıra, acaba biz bunları isterken çocuklarımızda bizim bu istediklerimizi istiyorlar mı? Bizim için belki küçük ama onlar için dünyalara değecek olan fikirlerini soruyor muyuz?  Maalesef, çocukarımızın isteklerini bir kenara atıp ya da geçiştirerek sadece kendi isteklerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz.

 Çocuklarınız neye ilgi duyuyor

Bunun yerine çocuklarımızın ilgi alanı ne ise onları oraya yönlendirip o alanda daha da başarılı olmaları için onları sürekli teşvik etmeliyiz. Mesela çocuklarınızın sevdiği ne varsa onu yaptırın ya da sevdiği bir yere gitmek istiyorsa oraya götürün.

Örneğin hayallerinde, gelecekte başarılı ve büyük bir piyanist olmayı hedefleyen bir kızın annesi, sadece kendisi istiyor diye kızını bale kursuna götürüp balerin olmasını istiyorsa, o kızdan hem bale kursuna hem de balerin olmaya karşı bir ilgi duymasını beklemek elbette mantık dışı olacaktır.

Peki bizim bu isteklerimiz karşısında çocuklar daha ne kadar dayanacak? Daha ne kadar onların bu mutsuzluğunu izleyeceğiz?

Asla unutmamanız gereken bir şey var ki o da, bütün bunlar karşısında çocuklarınız sadece sizi sevmemekle yetinmeyecek, onlara depresyona girmelerini sağlayan açık bir kapı bırakmış olacaksınız.

 Çocuklar anne ve babasının yanında olmasını isterler 

Değişmeyen bir realite var ki, o da çocukların sevdiği ya da mutlu olduğu herhangi bir şeyi yaparken anne ve babalarının da yanlarında olmaları onları izlemeleridir. Futbol oynamayı, enstrüman çalmayı ya da dans etmeyi seven her çocuk anne ve babasınında kendisini izlemesini ister. Örneğin aynı sınıfta okuyan Leon ve Furkan okul teneffüslerinde sürekli beraber futbol oynarlar. Her hafta futbol antremanına giden Furkan kendisini çok iyi geliştirmiş ve mükemmel bir oyun sergilemektedir.

Tüm bunları gören Leon‘da Furkan gibi oynamak ister. Leon’nun anne ve babasına kendisini futbola yazdıması için gösterdiği ilgi karşısında Leon’da futbola yazdırılır. Çok kısa bir süre içerisinde o da, Furkan gibi mükemmel bir oyun sergilemeye başlar. Fakat Leon çok iyi  top oynamasına rağmen, anne ve babasının futbola ilgi duymaması ve onu izlemeye gelmiyor olmaları onu derinden sarsmış ve çok üzmüştü.

Tüm bu yazılanlardan sonra kendimize şu soruyu sormalıyız. Anne veya baba olarak yapmamız gerekenler nelerdir?

  • Çocuğunuza vakit ayırın, bunun yerine bahaneler üretmeyin
  • Çocuğunuzu anlamak için çaba sarf edin
  • Çocuğunuzun sergilediği bir davranışı doğru bulmuyorsanız, bunu tatlı bir dil kullanarak ifade edin
  • Çocuğunuzu hiçbir şekilde korkutmayın
  • Mümkün olduğu kadar çocuğunuzu teselli etmeye çalışın
  • Çocuğunuza her konuda destek olun
  • Okul veya hobi konularında olabildiğince çocuğunuzun üzerine gitmemeye ve onun arkasında olduğunuzu herhalükârda hissettirmeye çalışın
  • Sabırlı olmaya gayret edin
  • Çocuğunuza karşı emir cümlelerini kullanmamaya özen gösterin
  • Kesinlikle çocuğunuza değer verdiğinizi gösterin
  • Çocuğunuzun her konuda sabrınızı taşırması karşısında hiçbir şekilde şiddete başvurmayın.

Ne yazık ki, bu şartların yerine getirilmemesi durumunda üzerlerinde çok fazla baskı hisseden çocuklar intihara yeltenebiliyorlar. Buna en büyük örnek Çin’in netleştirme raporları temel alınarak gösterilebilir.

Rapora göre, ailelerin sürekli olarak çocuklarından iyi not istemeleri, çocuklarda bunalma hissine sahip olmalarını sağlayarak, her iki dakikada bir intihar vakalarının artmasına sebebiyet vermektedir.

Pırlantalarımıza kendimizden daha iyi bakmalıyız. Ellerimizde taşıdığımız pırlantalarımızı kaybedersek, onları bir daha asla bulamayabiliriz.

Haber: Buğlem Emin