Dünyada sigara içilmiyor olsaydı akciğer kanseri hastalarının yüzde 90’ı kanser olmayacaktı

Akciğer kanserinde sigaranın hala en önemli neden olduğunun altını çizen Doç. Dr. Keskin, ağır sigara içen kişilerde, 50 yaşından sonra düşük doz tomografi ile tarama yapılabileceğini belirtti ve şöyle devam etti: “Bütün kanserlerde olduğu gibi akciğer kanserinde de hastaların erken evrede yakalanmasını istiyoruz. Erken evrede bu hastalık teşhis edilirse diğer kanserlerde olduğu gibi tedavi başarısı oldukça

PANORAMA - NEWS 17 Kasım 2017 TOPLUM-SAĞLIK

Akciğer kanserinde sigaranın hala en önemli neden olduğunun altını çizen Doç. Dr. Keskin, ağır sigara içen kişilerde, 50 yaşından sonra düşük doz tomografi ile tarama yapılabileceğini belirtti ve şöyle devam etti: “Bütün kanserlerde olduğu gibi akciğer kanserinde de hastaların erken evrede yakalanmasını istiyoruz. Erken evrede bu hastalık teşhis edilirse diğer kanserlerde olduğu gibi tedavi başarısı oldukça yüksek diyebiliriz.

AKCİĞER KANSERİ HASTALARININ YÜZDE 50’Sİ SON EVREDE TEŞHİS EDİLİYOR

Ancak tüm akciğer kanserlerinin yarısı 4’üncü evrede başvuruyor. Yüzde 70’e yakın hastaların oranı 3’üncü ve 4’üncü evrede bize başvuruyor. O noktada tedavi zorlaşıyor. Bu hastalıkları birbirinden çeşitli incelemelerle ayırabiliyoruz. Çeşitli genetik testlerle hastalıkları farklı gruplara koyabiliyoruz. Bu sayede her hastaya farklı tedaviler uygulayabiliyoruz. Son yıllarda immünoterapiden de faydalanıyoruz.

Akciğer kanserinde çok önemli gelişmeler oldu. Hastalarda geçmişe oranla yaşam süresi iki üç yıla kadar çıkmış durumda. Bazı hastalarda ise artık kronik bir hastalık durumuna dönüşmek üzere diğer kanserlerde olduğu gibidir. Artık bir prostat kanseri gibi kronik bir hastalık olarak algılıyoruz. Çok uzun yıllar boyunca meme kanseri gibi akciğer kanseri de kontrol altında tutulabiliyor.”

YENİ TEKNOLOJİ İLE TÜMÖRE YÜKSEK DOZDA RADYASYON VERİLEBİLİYOR

Prof. Dr. Esra Kaytan Sağlam, ise son yıllarda kullanılan teknolojiler ile çok yüksek dozu belli bir noktaya ve tümörü hedefleyerek verebildiklerini, bunun ameliyat edilemeyen hastalarda avantaj sağladığını vurgulayarak şöyle konuştu: “Özellikle erken dönemdeki tümörlerde yüzde 90 başarı gibi çarpıcı sonuçlar var. Lokal olarak hastalığı kontrol etmek mümkün olabiliyor. Hastaların büyük bir çoğunluğu bize üçüncü evrede geliyor ve tedavide zor bir aşamada olabiliyor. Çünkü birinci olarak cerrahide bunun yapılmasının sakıncaları var, onkolojik tedavilerle başlamamız gerekiyor. Kemoterapi ve radyoterapileri birlikte kullanarak bu hastalara çözüm üretmeye çalışıyoruz.”

SİGARA İÇENLER 70 YAŞINDA KANSERE YAKALANACAĞINI DÜŞÜNÜYOR AMA DOĞRU DEĞİL

Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Songül Büyükkale de sigara konusunda her yıl aynı mesajların verildiğini ancak sigara kullanımının arttığını açıkladı. Büyükkale, “Sigara içen insanlar 60’lı yaşlarında kansere yakalanacaklarını zannediyorlar ancak kansere yakalanma yaşı her yıl biraz daha düşüyor. Bu yıl 40’lı yaşların bile altına indi maalesef” dedi ve şunları ekledi:  “Dünyada ülkelerde sigara içme tanımı literatürde 3-4 adet iken Türkiye’de 1-1,5 paket.

Hekimler olarak  beklentimiz yeni gelen neslin sigara içme oranının düşmesiydi ancak bu kadar bilgiye, devletin sigarayı bırakma kampanyalarına rağmen yeni gelen nesilde beklentinin üstünde sigara içme oranları var. Üstelik anne çocuk sağlığı açısından da riskler var. Kadınların sigara içme oranları artıyor. Buna bağlı olarak da akciğer hastalıklarında kadın grubunda geçmiş yıllara oranlarla artış görmekteyiz. Bu oran meme kanseri oranlarına yaklaşmak üzeredir. Dünya genelinde de bu şekilde. Çok ciddi bir önlem alınması gereken durum arzediyor.”

Op. Dr. Büyükkale, “İnsanların 60’lı-70’li yaşlarda hastalığa yakalanırım düşüncesi var ne yazıkki bu doğru değil, günlük hayatın birçok faktörüyle birlikte artan stres kişilerin kendilerine ait özelliklerinden dolayı, 50’li yaşlardan 40’lı yaslara hatta daha alt yaşlarda kanserler görmeye başladık. Bu biz hekimleri toplum sağlığı açısından endişelendiriyor.”